• Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Bilim Sanat Vakfı'nda düzenlenen bir akademik seminerin kaydıdır. Bir akademisyen tarafından sunulan seminer, uluslararası siyasette ahlak meselesini teorik bir bakış açısıyla ele almaktadır.
    • Seminer, uluslararası ilişkilerde ahlakın rolünü üç temel teorik bakış açısı üzerinden incelemektedir: ilk iki hafta realist düşünce, ardından iki hafta liberalizm ve son olarak beş hafta marksist geleneğin uluslararası etik yaklaşımı. Video, özellikle realist yaklaşımı detaylı şekilde ele almakta, güç kavramının önemi, siyasetin ahlaktan otonom bir alan olarak görülmesi ve uluslararası ilişkilerin trajik tabiatı gibi konuları açıklamaktadır.
    • Seminerde Morganta, Hobs, Weber ve Kant gibi düşünürlerin görüşleri incelenmekte, realistlerin ahlaki değerlerden bağımsız, çıkar ve güç maximizasyonuna odaklanan rasyonel bir yaklaşım benimsedikleri anlatılmaktadır. Ayrıca, trajik ironi kavramı, ahlaki çatışmalar ve iyi davranışların her zaman iyi sonuçlar doğurmadığı örneklerle açıklanmaktadır.
    00:05Uluslararası Siyaset ve Ahlak Semineri Tanıtımı
    • Uluslararası siyaset ve ahlak konusu, tahmin edilebileceği gibi kısa süren bir konu değil, çok karmaşık ve hak ettiği ilgiyi gören bir alan.
    • Seminerde uluslararası siyasette ahlak meselesine dair temel bakış açıları ve bunlar birbirinden nasıl ayrılıyor ele alınacak.
    • Konuşmada üç temel teorik geleneğin uluslararası ahlak yaklaşımı incelenecek: realist düşünce, liberalizm ve marksist geleneğin yanı sıra post-yapısalcı ve post-kolonyal teoriler.
    03:18Siyaset ve Ahlak İlişkisi
    • Siyaset ve ahlak arasındaki ilişki netameli olup, siyasette ahlaktan bahsedenler genellikle naiflikle suçlanır.
    • Siyaset felsefesinin ana metinleri genellikle iç siyasetle ilgili olup, uluslararası ilişkilere dair çok az bilgi içerir.
    • John Rawls gibi önemli düşünürlerin ahlak felsefelerinde uluslararası ilişkilere dair detaylı bir tartışma bulunmaz.
    05:29Uluslararası Siyaset ve Ahlak İlişkisinin Zorlukları
    • Uluslararası ilişkiler ve ahlak meselesi, siyaset ve ahlak ilişkisinden daha netameli ve konuşmaya değer görülmez.
    • Martin White, 1966'da "Why No International Theory?" başlıklı makalesinde uluslararası siyaset felsefesinin neden olmadığını sorgulamıştır.
    • White'ın görüşlerine göre, iç siyasette merkezi bir otorite ve kohezyon bulunurken, uluslararası ilişkilerde merkezi bir otorite yoktur.
    07:52İç ve Dış Siyaset Arasındaki Farklar
    • İç siyasette iyilik, adalet ve hakkaniyet gibi kavramları yürürlüğe koymak için mücadele verilebilirken, uluslararası ilişkilerde bunu yapmak mümkün değildir.
    • Uluslararası ilişkiler alanı, sürekli tekrar eden katastrofların ve şiddetin alanıdır.
    • Uluslararası ilişkilerde ilerleme kavramı zayıf olup, bu alan bir zaruretler alanıdır.
    10:16Uluslararası Siyasette Ahlak Meselesi
    • Uluslararası siyasette ahlak meselesine yaklaşım, iç ve dış siyaset arasındaki temel ayrımı içerir; dış siyasette merkezi otorite yokken, iç siyasette otorite vardır.
    • Uluslararası ilişkilerde her konunun ahlaki çerçevesi, sonuçları ve imaları vardır; nükleer meselesi, savaş, terör, ticaret savaşları gibi konuların ahlaki tartışmalardan soyutlanamaz.
    • Bu seminerde realist geleneğin ahlak yaklaşımı değerlendirilecek, çünkü realist yaklaşım uluslararası ilişkilerin en eski ve ana damar yaklaşımıdır.
    14:18Realist Gelenekin Temel Kabulleri
    • Tüm realist düşünürler "komüniteryen" (cemaatçi, grupçu) düşüncedir; insanlar tarih boyunca her zaman komünite içerisinde yaşamıştır.
    • Modern dünyada bu topluluğun en yaygın formu devlet formudur, bu nedenle uluslararası ilişkileri analiz ederken odaklanılması gereken temel aktör devlettir.
    • Realistler için devletler en temel aktörlerdir çünkü savaş yetkisi ve şiddet kullanma yetkisi uluslararası hukuka göre devletlere aittir.
    16:30Çatışma ve Anarşi
    • İnsanların yaşadığı komüniteler çatışmacı bir ortamda yaşarlar; kıt kaynaklar, yanlış hesaplar veya insan doğasındaki rekabet, pısırıklık, korku ve şan şöhret arayışı gibi faktörler çatışmaya itir.
    • Realistler için uluslararası siyasetin tabiatı çatışmacıdır ve savaş bir ihtimal olarak her zaman arka planda mevcuttur.
    • Anarşi, devletin dış siyasette olmaması ve merkezi otoritenin yokluğu durumudur; bu durumda empoze edilecek kurallar yoktur ve hukuk sadece kime gücü yetiyorsa o uygular.
    20:44Güvenlik ve Güç
    • Uluslararası işlerde merkezi otoritenin olmadığı için Hobs'un doğa hali tartışması geçerlidir; herkes birbirinin kurdudur ve birbirine karşı savaş pozisyonundadır.
    • Devletlerin en temel kaygısı güvenliktir, hayatta kalmaktır ve bunu sağlamanın yegane yolu güçtür.
    • Uluslararası ilişkilerde bir "155'i" (polis) yoktur; bir şey gelse güç yetiyorsa kendi çaresine bakar, yetmezse müttefik arar, yoksa zayıflığının cezasını öder.
    22:23Güç ve Uluslararası İlişkiler
    • Platon'un "Devlet" kitabında geçen "güçlü gücünün yettiğini yapar, zayıf katlanmak zorunda olduğuna katlanır" sözü, uluslararası ilişkiler için sert bir uyarıdır.
    • Güç, uluslararası ilişkilerin temel unsuru olup, Michier'ın tabiriyle "uluslararası ilişkilerin geçer akçesi" veya "para birimi"dir.
    • Güç hakkı doğurur; bir devlet haklı olsa bile, arkalayacak gücü yoksa hakkının yorumlanamayacağı anlamına gelir.
    23:41Güçler Dengesi ve Realist Yaklaşım
    • Dünyada tek bir güç değil, birçok farklı güç var ve uluslararası ilişkiler bir güçler dengesi olarak görülür.
    • Realistler, uluslararası ilişkileri anlamak için güçlerin birbirini nasıl etkileştirdiğini ve dengede nasıl bulunduğunu incelemektedir.
    • Realistlerin benimsediği "rezon deta" (devlet haklı) kavramı, devletin çıkarını maksimize etmek için gereken her şeyi yapma prensibini ifade eder.
    25:55Siyasetin Otonom Alanı
    • Realist ahlakın en önemli önermelerinden biri, siyasetin otonom bir alan olduğunu kabul etmektir.
    • Otonom, kendi yasasını kendinden alan anlamına gelir; siyasetin yasası başka alanlardan (ekonomi, ahlak, din, etik, estetik) alınmaz.
    • Morgana'ya göre, siyasetin yasası güç olarak tanımlanmış çıkarın peşinde koşmaktır.
    28:31Rasyonalite ve Realist Yaklaşım
    • Realistlerin vurguladığı bir husus, devletlerin rasyonel aktörler olmasıdır; yani akıllı hareket etmeleri gerekir.
    • Rasyonalite genellikle araç-açma hesabında en efektif ve ucuz yolu bulma anlamına gelir, ancak Morgana gibi düşünürlerde tutkunun, hırsın ve duyguların zıttı olarak algılanır.
    • Realistler, Avrupa'daki din savaşlarının kan dökme potansiyelinin sınırsız olduğunu düşünerek, bu tür duygusal çatışmaların limitlenmesi gerektiğini savunurlar.
    30:41Barış ve İlerleme
    • Realistler için uluslararası ilişkilerde daha iyiye gitme (barış, istikrar, hakkaniyet, adalet) imkansız değildir ancak çok sınırlıdır.
    • Barış ebedi olamaz, bir sonraki savaşa kadar devam eder; realistler tarihe bakarak bu görüşünü desteklerler.
    • Realistlerin ahlakla doğrudan çatışan eylemlerin savunucuları olduğu düşünülmesi tamamen doğru değildir; bu gelenek çok daha kompleks ve zengindir.
    33:30Realizm ve Liberalizm İlişkisi
    • Morganta siyaseti ahlaktan ve dinden otonom bir alan olarak tanımlar, ancak bu görüş sadece modern realizmin bir yönüdür.
    • Amerika'nın yakın zamanda yapmış olduğu savaşlarda (Vietnam ve Irak) realistler genellikle karşı çıkmışken, liberaller bu savaşları desteklemiştir.
    • Realist gelenek ahlaki tartışmayı dışlamaz, özellikle klasik realist gelenek ahlaki tartışmayı bütün tartışmanın içerisine yerleştirir.
    35:38Klasik Realist Gelenek
    • Edward Hold, 20. yüzyılın en önemli realist düşünürlerinden biri olup, "Yüzyılın Krizi" kitabında ütopyacılıkla realizmi karşılaştırır.
    • Edward Hold'a göre realizm sınırlı bir şeydir, ahlaki bir temel ve gidilecek bir gaye vermez, bunlar toplumun kültüründen ve ideoloji kodlarından gelir.
    • Morganta'nın "Politics Among Nations" kitabında siyasetin otonom bir alan olduğu ancak ahlaksız bir alan olmadığı, siyasal eylemin ahlaki bir anlam içerdiği belirtilir.
    38:35Morganta'nın Ahlaki Görüşü
    • Morganta'ya göre sadece siyasal insan olmak canavarlık demektir, sadece ahlakın peşinden giden insan ise budaladır.
    • Morganta, siyasal eylemin, ahlak ve siyaset arasındaki gerilimi üstünü kapatmadan canlı tutarak bir duruş önerir.
    • Uluslararası ilişkilerin en büyük ahlaki problemi gücün kontrolüdür ve bunu sınırlamak için toplumsal ahlaki normlar, hukuk ve ahlak gibi unsurlar vardır.
    41:17Güçler Dengesi Kavramı
    • Güçler dengesi realizmin temel kavramı olup, Morganta gibi realistler için ahlaki bir işlev görür çünkü daha fazla güç uygulamayı engeller.
    • Woodrow Wilson güçler dengesi siyasetini eleştirirken, realistler bunu siyasetin tabiatı olarak görürler.
    • Güçün en önemli kontrolü güçten gelir, bu iç siyasette de anayasacılıkla (güçler ayrılığı) uygulanır.
    43:15Güçler Dengesinin Etkileri
    • 19. yüzyıl Avrupa tarihinde nispeten Avrupa içi büyük savaşların azlığı anlamında daha stabil bir zaman olduğu, bunu yapan şey güçler dengesidir.
    • Soğuk savaş dönemi Amerika ve Sovyetler arasında doğrudan büyük savaş yaşanmamasının sebebi güçler dengesidir.
    • Realizmin ahlakla ilgili bir çekincesi vardır: ahlaki ifrat (moral access) olarak adlandırılan, devletlerin ahlak meselesini fazla kattıkları durum.
    44:33Realizmin Evrenselcilikle İlişkisi
    • Realist bakış açısında evrenselci ideolojiler savaş riski çıkarır.
    • Realistler, bir ideolojinin evrensel bir ideoloji gibi yansıtılmasına temelden karşıdırlar.
    • Amerika'nın kapitalizmi ve liberalizmi evrensel bir hakikatmiş gibi tanımlamasına realistler karşı çıkarken, kendi ideolojilerini kabul edebilirler ancak bunun evrensel bir hakikatmiş gibi empoze edilmesinin daha fazla kötülük yaratacağını düşünürler.
    45:14Ahlakın Uluslararası İlişkilerdeki Riski
    • Uluslararası ilişkilerde ahlakın dahil edilmesinin bir riski, ahlakın araçsallaştırılmasıdır.
    • Devletler genellikle kendi çıkarlarını savunmak için ahlaki argümanlar kullanır, ahlaki değerlere peşinden gitmezler.
    • Tüm devletler kendi pozisyonlarının ahlaki olduğunu savunur, hiçbir devlet ahlaki açıdan yanlış olduğunu kabul etmez.
    46:41Ahlakın Araçsallaştırılması Örneği
    • Realistler, ahlakı uluslararası ilişkilere kattığımızda güçlü devletlerin güç tatbik etmelerine yarayacak enstrümanlar verdiğini iddia ederler.
    • 19. yüzyılda İngiltere'nin serbest ticaret şampiyonluğu örneğinde, İngilizler kendi çıkarlarını evrenselleştirmişlerdir.
    • İngiltere, serbest ticaret ideolojisini kullanarak diğer ülkelerin piyasalarını zorla açmaya çalışmıştır.
    48:34Bismark ve Woodrow Wilson Karşılaştırması
    • Edward Carr, Bismark'ın (real politik) ve Woodrow Wilson'ın (liberal politik) arasında karşılaştırmada bulunur.
    • Bismark, Almanya'nın çıkarlarına hizmet eden acımasız politikaları uygulamıştır.
    • Woodrow Wilson, evrensel diskur ve uluslararası kurumlar gibi idealler savunsa da, Bismark gibi aynı sonuçlara ulaşmıştır.
    49:50Realistlerin Ahlak Görüşü
    • Realistler ahlaki açıdan çoğulcu ve pudralisttir, dünyada farklı ahlaki değer yargıları olduğunu kabul ederler.
    • Kendi ahlaki değer yargılarınızı diğerlerine uygulamaya çalıştığınızda, iyi niyetli olursanız bile daha fazla kötülük üretebilirsiniz.
    • John Winch'in "The Great Delusion: Liberal Dreams and International Realities" kitabında, Amerika'nın liberal hayalleri daha fazla kötülük ürettiğini iddia etmektedir.
    51:28Realizmin Trajik Yaklaşımı
    • Realizm trajik bir gelenektir, trajedi kavramı antik Yunan kökenlidir.
    • Trajedilerde kahramanlar, sosyal rollerinin gerektirdiği etikler arasında çelişik durumlara düşerler.
    • Uluslararası ilişkilerde, aktörler doğru şeyi yaptıklarında bile olumsuz sonuçlara sebep olabilirler, bu bir çeşit "kaybet-kaybet" durumudur.
    54:16Uluslararası İlişkilerde Trajik Tabiat
    • İnsanlar çeşitli taahhütlere sahiptir: arkadaşlık, eşlik, ebeveynlik, akademik ve profesyonel ilişkiler gibi, bu taahhütlere göre farklı roller üstlenirler.
    • Uluslararası işler, bu taahhütlere göre farklı rollerin çatıştığı, trajik bir alan olarak tanımlanır.
    • Realistler, uluslararası ilişkilerin trajik tabiatını "büyük güçler siyasetinin trajedisidir" ifadesiyle vurgular.
    55:42Trajik Ironi Kavramı
    • Trajik ironi, beklenmedik sonuçlarla karşılaşıldığında ortaya çıkan durumdur; iyi niyetle yapılan eylemlerin beklenmedik sonuçlar doğurması.
    • Uluslararası ilişkilerde trajik ironi sık görülen bir durumdur.
    • Normal ahlak düşüncesi içerisinde iyi davranışın iyi sonuçlar doğurduğu varsayılırken, uluslararası ilişkilerde bu durum her zaman geçerli değildir.
    57:04Sonuççu Anlatı ve Gelecek Konular
    • Trajedinin ürettiği önemli kavramlardan biri ihtiyatlılık (hesaplılık) kavramıdır.
    • Gelecek hafta Weber'in sistematize ettiği ahlaki düalizm ve realist tartışmaların orta yol arayışları ele alınacaktır.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor