Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir eğitmen tarafından sunulan felsefe dersi formatında olup, Platon'un felsefi düşüncelerini ele almaktadır. Videoda Andrea ve Epicos gibi konuşmacılar da yer almaktadır.
- Video, Platon'un varlık teorisini, bilgi türlerini ve diyalektik yöntemi detaylı olarak incelemektedir. İlk olarak bölünmüş çizgi benzetmesi üzerinden görülenler (horaton) ve düşünülenler (noeton) kavramları açıklanmakta, ardından geometri ve hesaplama alanlarına yönelik Platon'un eleştirileri ele alınmaktadır. Daha sonra felsefi bilgi türleri, zihinsel süreçler ve Platon'un "Politeia" (Devlet) eserindeki adalet kavramının analizi incelenmektedir.
- Videoda ayrıca Platon'un "eidos" (kavram) kavramı, hipotezlerin sınanması, diyalektik yöntemi (dialegesta) ve felsefi araştırmaların nasıl yapıldığı gibi konular da ele alınmaktadır. Mağara benzetmesi ve eğitim konularına da değinilerek, Platon'un felsefi yapılandırması ve adalet kavramının kişide ve şehirde nasıl gerçekleştiği tartışılmaktadır.
- 00:13Bölünmüş Çizgi Benzetmesi
- Altıncı kitabın sonunda bölünmüş çizgi benzetmesi bulunmaktadır.
- Benzetme 599d sayfasından kitabın sonuna kadar ele alınmaktadır.
- İngilizce çeviride bu bölüm 207. sayfada yer almaktadır.
- 01:17Çizginin Bölünmesi
- Bir çizgi ikiye eşit olmayan şekilde bölünmektedir.
- Çizgi iki farklı şekilde bölünebilir: bir tarafı kısa, diğer tarafı uzun bırakmak veya tersine.
- Çizgi ilk bölündükten sonra her parçayı aynı oranda tekrar bölerek dört parça elde edilir.
- 03:39Görülenler ve Düşünülenler
- Çizginin ikiye bölünmesiyle bir kısmı "horaton" (görülenler), diğer kısmı "noeton" (düşünülenler) olarak adlandırılır.
- Görülenler ve düşünülenler, var olanın iki türüdür.
- Görülenler kısmının ilk segmenti "benzerler" olarak adlandırılır.
- 05:45Benzerlerin Özellikleri
- Benzerler, gölgeler (ski) ve yansımalar (fantazmata) olarak adlandırılır.
- Yansımalar su, parlak cisimler, sert cisimler veya düzgün yüzeyli cisimlerde oluşabilir.
- Benzerler, hayvanlar, bitkiler ve insan olabilen var olanlara benzer.
- 07:02Benzetilenler
- Benzetilenler, benzerlerin neye benzediği olan var olanlardır.
- Benzetilenler arasında hayvanlar (zooa), bitkiler (tafta) ve insan olabilen var olanlar bulunur.
- Yapma nesneler (sanat veya zanaat ürünlerinin tamamı) da benzetilenler arasında yer alır.
- 09:43Benzerler ve Benzetilenler Arasındaki İlişki
- Benzerler (gölge, yansıma gibi) ile benzetilenler arasındaki ilişki, benzerlerin kendilerine ilişkin sanılar kurulabileceğini göstermektedir.
- Gölge veya yansıma gibi görülen şeylerden yola çıkarak sadece tahminde bulunulabilir, sağlam bir bilme değil, sadece "belki" şeklinde bir sanı ortaya konulabilir.
- Gnoze (tanımak, ayırdına varmak) bile gölge veya yansından yola çıkarak sapasağlam kurulamaz, bu türdeki bilme henüz episteme (sapasağlam bilme) değil.
- 12:57Benzetilenlerin Özellikleri
- Benzetilenler (hayvanlar, bitkiler ve yapılmış nesneler) ise tanınan, bilinen ve ayırt edilen şeylerdir.
- Duyumsama (aisthesis) ile yakalanan tek tek var olanlar tanınır ve ayırdına varılır, ancak tek teklere ilişkin episteme (genele ilişkin bilgi) kurulamaz.
- Gnoze (tanınan, ayırt edilen) olarak nitelendirilen bu var olanlar, duyumsama ile yakalanır ve zihinde kurulur.
- 14:56Var Olanın Ele Alınışı
- Görülenler (fainomena) bir kenara konulup, düşünülenler (noeta) ele alınacaktır.
- Düşünülen var olanların ele alınmasında, kimi tekneler, kimi bilgi alanlarında ortaya çıkan iki ayrı dertten bahsedilecektir.
- Var olanın (düşünülen var olanın) kimi bilgi alanları tarafından ele alınışı ile felsefenin ele alınışı karşılaştırılacaktır.
- 17:11Platon'un Geometri Eleştirisi
- Platon, geometri ve hesaplama alanlarında çalışan kişilerin temel kavramları (üçgen, köşegen, çokgen, kare vb.) tanımlarını sınamadan, hipotez olarak kabul ettiklerini eleştiriyor.
- Bu alanlardaki kişiler, hipotezlerden (alta yerleştirilen şeyler) yola çıkarak sonuca (teleote) varıyorlar ve bu hipotezleri sanki arke (ilk ilke) gibi alıyorlar.
- Platon'un bu eleştiri felsefe tarihi boyunca geçerli kalmıştır.
- 19:22Hipotezlerin Arke Olarak Kullanılması
- Hipotezleri arke (ilk ilke) olarak çevirmek için başka bir dinamik kullanmak gerekirken, bu alanlardaki kişiler bunu yapmıyorlar.
- Geometri ve hesaplama alanlarında yapılan hesaplamalar, başlangıç noktalarının sınanmadığı için tam kavramanın (nus'un) kurulmadığını gösteriyor.
- Bu alanlardaki kişiler hipotezlerinden sonuca (teleote) geçerken, başlangıç noktalarını sınamadıkları için daha sıkı bir kavramaya ulaşamıyorlar.
- 22:23Geometrinin Nesneleri ve Gerçeklik
- Platon'a göre geometrinin nesneleri (çember, üçgen, düz çizgi vb.) gerçeklik alanında tam olarak var olmaz, zihinde kurulur.
- Gerçeklik alanında çember, düz çizgi gibi kavramların kendileri yoktur, sadece onlara benzeyen nesneler vardır.
- Düz çizgi gibi kavramlar zihinde tek boyutlu olarak düşünülürken, gerçeklik alanında gördüğümüz çizgiler üç boyutludur.
- 26:17Geometrinin Gösterişleri ve Gerçek Kavramlar
- Geometriçiler, düşünen bir kavramı (noeton eidos) görünen bir kavram (horaton eidos) haline getirerek çizimler yaparlar.
- Çizilen çember, çemberin kendisi değil, çembere benzeyen bir şeydir ve çemberin kendisiyle karşılaştırıldığında daha az seçik ve açık bir gösterişdir.
- Geometriçiler, zihindeki kavramın üzerine araştırma yapmayı bırakıp, görünen gösterişlerin üzerine araştırma yaparak gerçek kavramları unutuyorlar.
- 29:42Öklides'in Çizimleri ve Platon'un Eleştirisi
- Öklides, çemberlerin merkezlerinden yarıçaplar çizerek zorunlulukla eşkenar üçgen oluşturmuştur.
- Platon, Öklides'in çizdiği çember, çizgi ve eşkenar üçgenin görünen şeyler olduğunu, ancak bunların aslında düşünce ile kavranıldığını ve üzerine yapılan araştırma düşüncede gerçekleştiğini belirtmiştir.
- Platon'a göre, zihindeki çemberin açıklık bakımından çizilen çemberden çok daha farklı olduğu ve bu bir alan kaydırması olarak eleştirilmiştir.
- 32:05Hipotez ve Araştırma Süreci
- Öklides'in çalışmaları bir hipotezden yola çıkarak başlamıştır; çemberin ne olduğuna ilişkin ayrıntılı bir araştırması vardır.
- Çizilen şekiller sadece düşünülen kavramların benzeridir ve üzerine yapılan hesaplamalar da sadece bir benzeridir.
- Felsefeci de bir hipotezden yola çıkmasına rağmen, hipotezleri sadece sıçrama tahtaları olarak görür ve bunları başlangıç noktaları (arkelere) dönüştürmek için dialektik yöntemi kullanır.
- 36:50Felsefi Araştırma Yöntemi
- Felsefeci, hipotezleri sadece hipotez olarak bırakmaz, bunları sınar ve hipotezden bağımsız ilkelere (anhupoteton) dönüştürür.
- Felsefi araştırma, logoslar (akıl yürütme) aracılığıyla eidoslar (kavramlar) arasında gerçekleşir ve duyumsanan hiçbir şey arasına sokulmaz.
- Araştırmada bir eidos'tan diğerine geçilerek, sonunda bir sonuç önermesi olan bir eidos'ta son bulur.
- 40:22Zihinde Oluşan Durumlar
- Zihinde oluşan durumlar, etkinliklerin sonucunda zihinde kurulan durumları ifade eder.
- Ruh veya zihinde oluşan durumun adı "noezis" (kavrama, sıkıca kavrama) olarak adlandırılır.
- Geometrilerin yaptığı iş tam kavramılardır, ancak bunların durumu tam noezis değildir çünkü kavramı içermezler.
- 41:39Diao'ya Kavramı
- Doksa (sanılan) ile noezis (kavrama) arasında bir aracılık durum vardır ve bu durumun adı "diao'ya" (noezis kadar eksik bir düşünme) olarak adlandırılır.
- Diao'ya, zihinde kurulan, tam kavrama kadar eksik olan bir durumdur.
- Diao'ya, düşünceyle birlikte giden bir durumdur ve çıkarımlarla sonuçlar ortaya koyar, ancak temel hipotezlerin sınanmasından dolayı tam kavrama olarak nitelendirilemez.
- 43:19Pistis Kavramı
- Tanınan, ayarına varılan, biçimiyle bilinen var olanlara (hayvanlar, bitkiler ve yapma nesneler) baktığımızda, zihinde kurulan durumun adı "pistis" (güvenme ya da inanma) olarak adlandırılır.
- Pistis, duyumsama ile birlikte giden ve gnoit (tanıma) ile ayarına varma ile birlikte giden sonuç önerileri ortaya koyar.
- Pistis, sapasağlam bir bilgi değil, değişebilir bir güvenme durumudur çünkü duyumsananlar alanı değişkenlik gösterir.
- 46:33Episteme ve Noezis İlişkisi
- Noezis (kavrama) ile birlikte gelen sonuç önermelerinin değişmesi beklenmez, bu durumda bilginin ürünü olarak adı "episteme" (bilgi) olarak geçer.
- Episteme, mutlak anlamda bilgi gibi bir şey değil, değişmesi teklif edilemeyecek bir şey değildir.
- Episteme, belli bir beceri olarak geçer ve insan gerekli olduğunda bu beceriyi sınayabilir.
- 47:48Doksa ve Eikasmos İlişkisi
- Doksa (sanılan) alanına baktığımızda, zihinde kurulan durumun adı "eikasmos" (tahmin, kestirme) olarak adlandırılır.
- Eikasmos, bir şeyin gölgesinden yola çıkarak onun ne olduğunu çıkartmaya çalışırken zihinde kurulan durumdur.
- Sanılan şeyler bile gnoit (tanınan) düzeyindeki pistis (güvenme) kadar sağlam bir şey vermez.
- 49:31Bölümleme Nedeni
- Bilmedeki açıklığa veya açık olmamaya göre bölünme yapılır: eikasmos, pistis, diao'ya ve noezis.
- Her bir alanın kendi nesnesinin doğruluktan pay almasına veya almamasına göre bölünme yapılır.
- Kendisinden daha fazla kesinlik beklenen nesneler, araştırma olarak daha değerli olanlar olarak değerlendirilir.
- 51:54Zihinde Kurulan Durumlar ve Var Olanlar Arasındaki İlişki
- Zihinde kurulan durumlar ve üzerine konuşulan var olanlar, hemen hemen birbirine eşit durumlarda bulunuyor.
- Görülenler alanındaki açıklık ve seçiklik, duyumsamayla baktığımızda ortaya koyduğumuz sonuç ve önermelerdeki kesinliğe benziyor.
- Geometrici yaptığı işin düzeyini görülenler alanına doğru çekerek, zihindeki durumları bu alana taşıyor ve böylece işinin değerini düşürüyor.
- 53:39Felsefeci'nin Yaklaşımı
- Felsefeci, hiçbir şekilde duyumsal herhangi bir şey katmadan, dostlar aracılığıyla bir dosttan diğer dostuna sunulacak biçimde çalışmaktadır.
- Politia'da da benzer bir yapı görülmektedir; ilk beş kitap ve altıncı kitabın yarısında adalet üzerine bir soru sorulmaktadır.
- Adalet, düşünülerek kavranabilecek bir var olan olarak ele alınmaktadır.
- 55:38Adaletin Tanımı İçin Yaklaşım
- Adaletin tanımını bulmak için bir hipotezden yola çıkılarak araştırmaya başlanmaktadır.
- Tartışmanın başında adaletin ne olduğu sorulduğunda, "güçlünün işine gelen" gibi çeşitli hipotezler ortaya atılmaktadır.
- Bu hipotezlerin pek çok kişinin fikrini değiştirme potansiyeli olduğu için sınanmaya değer görülür.
- 58:14Diyalektik Süreç ve Arke Kavramı
- Diyalektik denilen dinamik süreçte, "güçlünün işine gelen" hipotezi sınanarak adaletin güçlünün işine gelen bir şey olmadığını ortaya koymaktadır.
- Arke kavramı iki anlamda kullanılmaktadır: bir anlamıyla "ne değildir" ve ikinci anlamıyla "doğru olan başlangıç önermeleri".
- Adaletin şehirdeki adaletle kişideki adaletin aynı olduğu önermesi, diyalektik süreçte ortaya koyulan doğru başlangıç önermelerinden biridir.
- 1:02:35Araştırmanın Süreci
- Akıl yürüterek logoslar aracılığıyla bir dosttan bir dosta doğru devam eden bir araştırma süreci vardır.
- Bu araştırma, bir teleote (sonuç) olan bir dostta sonlanmaktadır.
- Diyalektik süreçte ortaya çıkan doğru başlangıç önermeleri, araştırma sürecinin temelini oluşturur.
- 1:02:55Platon'un Erdem Kavramları
- Platon'un "eidos" (kavram)lar arasında geçiş yaparak adalet kavramına ulaşma yolculuğu inceleniyor.
- Ölçülülük, bilgelik ve yiğitlik gibi erdem kavramlarının farklı anlamları ve şehirdeki farklı gruplar için ne anlama geldikleri açıklanıyor.
- Ölçülülük temel eğitimde, hem gümnastike hem de müzikle herkes için söz konusu olurken, yiğitlik sadece koruyucular için geçerlidir.
- 1:05:32Adalet Kavramının İncelenmesi
- Adalet kavramı önce şehirde sonra kişide inceleniyor; şehirde adalet kişinin kendi işini yapması ve kendini gerçekleştirmesi olarak tanımlanıyor.
- Kişide adalet, ölçülülük, bilgelik ve yiğitlik erdemlerinin zihinde kurulmasıyla oluşan bir zümfonia veya harmoni olarak açıklanıyor.
- Platon'un adalet kavramını araştırırken önce ölçülülük gibi diğer erdemleri tanımlamasının nedeni, kişideki adaletin bu erdemlerden bağımsız olmadığıdır.
- 1:09:02Araştırmanın Mantığı
- Platon'un araştırmasında başlangıç önermesi değil, ara sonuç önermeleri (teleoteler) kullanılıyor.
- Araştırmanın arka planında ontoloji (var olan nedir) ve epistemoloji (var olan nasıl bilinir) soruları yer alıyor.
- Bir durumun rahatsız edici olması, bir huyun karşısındaki durumun fark edilmesi, bu huyun ne olmadığı belirlenmesi ve ardından aranan kavramın tanımlanması adımları izleniyor.