Buradasın
Karl Popper ve Marksizm Arasındaki Felsefi ve Tarihsel Tartışma
youtube.com/watch?v=N_0JEdAqKkwYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir eğitim içeriği formatında olup, konuşmacı Karl Popper'ın Marksizm'e yönelik eleştirilerini ve diyalektik felsefe ile biçimsel mantık arasındaki farkları detaylı şekilde incelemektedir.
- Video, sınıflı toplumlarda akademinin ideoloji üretme işlevi ile başlayıp, Karl Popper'ın Marksizm'e yönelik eleştirilerini, yanlışlanabilirlik ölçütünü ve tarihselcilik kavramını ele almaktadır. Ardından diyalektik felsefe ve biçimsel mantık arasındaki temel farklar açıklanmakta, bilimsel kuramların doğrulama ve yanlışlama süreci örneklerle anlatılmaktadır. Son bölümde ise Marksizm'in tarih anlayışı, maddi koşulların belirleyiciliği prensibi ve kapitalizmin yıkılışının kaçınılmazlığı tartışılmaktadır.
- Videoda ayrıca Popper'ın "açık toplum" ideali, Marx'ın tarih anlayışı ve kapitalizmin iç çelişkileri gibi konular da ele alınmaktadır. Konuşmacı, Popper'ın eleştirilerinin gerçek Marksizm'e uymadığını, tarihsel zorunluluğu reddettiğini ve toplumsal sorunlara sadece semptomlara odaklanarak çözüm aramak yerine, sorunların nedenlerini anlamak gerektiğini vurgulamaktadır.
- 00:02Sınıflı Toplumda Akademi ve İdeoloji
- Sınıflı bir toplumda akademi sadece bilim değil, ideoloji de üretir ve akademik unvanların asıl işlevi statü ve saygınlık yaratmaktır.
- Sınıflı toplumlarda yiyecek ve aletleri üretenlerle topluma dair düşünceleri üretenler birbirinden ayrıdır ve emekçilerin bağımsız düşünmesi önlenir.
- Halkı düzene ikna etme işi sadece dinle değil, bilim de aynı amaçla kullanılabilir ve kapitalizmin yıkılmasını hedefleyen devrimci düşünceleri bilim dışı ilan etmek kolay bir yoludur.
- 01:51Marksizm'e Yönelik Eleştiriler
- Marksizm'e yönelik bilimsel görünümlü eleştiriler aslında ipe sapa gelir şeyler değildir ve bu eleştirilerin asıl kaynağı Karl Popper'dır.
- Şengör bu konuda Popper'ın görüşlerini kopya etmektedir ve bu nedenle doğrudan Popper'ı yanıtlamaya çalışılacaktır.
- Popper'ın Marksizm'e yönelik eleştirileri çok boyutludur ve bu seride bu eleştirilerin bütün önemli kısımlarına değinmeye çalışılacaktır.
- 02:28Popper'ın Diyalektik Görüşleri
- Popper'ın diyalektik konusundaki görüşlerinde özgün hiçbir yan yoktur ve kendinden önceki burjuva düşünürlerinin genel yaklaşımını tekrarlamakla yetinir.
- Popper'a göre diyalektik, her şeyin sürekli değiştiğini ve her şeyin her şey olabileceğini iddia ederek istenilen her şeyin doğru kabul edilmesine olanak sağlayan bir laf cambazlığından ibarettir.
- Gerçekte Popper'ın anlattığı şeyin diyalektikle zerre kadar alakası yoktur ve biçimsel mantığın kesin ayrımlarına hapsolan burjuva düşünürleri diyalektiği tamamen yanlış anlatırlar.
- 03:18Soyutlama ve İndirgeme
- Soyutlama ve indirgeme insanların en temel düşünme araçlarındandır ve doğada birbirine eş iki şey bulmak olanaksızdır.
- İnsanlar benzer özelliklerine dayanarak bütün elmalara elma der ve bu, gerçek elmaların bütün somut özelliklerinden soyutlanarak üretilen elma kavramını kullanmaktır.
- Elma kavramı büyüklük, renk, tat gibi somut özelliklerini elmadan çıkardığımızda geriye kalan şeydir, tarihi yoktur ve durağan ve değişmezdir.
- 04:52Matematik ve Soyutlama
- Matematik de gerçek doğanın soyutlanmasıdır ve iki sayısı elmalara, ağaçlara ya da atlara bağlı olmadan düşünebilmemizi ve hesaplama yapabilmemizi sağlayan değerli bir düşünce aracıdır.
- Doğada iki diye bir şey yoktur, iki elma, iki ağaç veya iki at vardır ve matematikte iki kere iki her zaman dört etse de gerçek hayatta etmeyebilir.
- Kusursuz geometrik şekiller ve büyüklükler ancak soyut matematikte vardır, gerçek doğada ise her şey hem durmaksızın değişir hem de matematiksel ifadelerinden az ya da çok sapma gösterir.
- 06:03Biçimsel Mantık ve Metafizik
- Gerçek doğanın simgelerle ifade edilebilmesi sistematik bilgi üretimini ve bilginin aktarılmasını kolaylaştırdığı için insanlığa büyük yarar sağlamıştır.
- Pratikten bağımsız, kusursuz ve mutlak bilgi anlayışının ortaya çıkması, simgesel ve biçimsel mantıkın doğanın kendisine uyması gereken kutsal bir bilgi kaynağı olarak yüceltilmesiyle olmuştur.
- Biçimsel mantık ideal kategorilerle iş görür ve soyutlaması ve simgesi oldukları şeyler sürekli bir değişim içinde bulunsalar da, metafizik mantığın kategorileri hiç değişmez.
- 08:16Diyalektik ve Biçimsel Mantık
- Burjuva felsefecileri, baltasına aşık olan bir oduncuya benzetilebilir; araç doğaya uymalıdır, doğa araca değil.
- Diyalektik mutlak bilgi arayışını reddeder ve doğada kesin sınırlar olmadığını belirtir.
- Günlük yaşamda biçimsel mantık işe yarasa da, bilimsel araştırmalarda şeyler birbirinden bağımsız değil, ilişkileri çerçevesinde ve sürekli değişmekte oldukları bilinerek kavranır.
- 09:40Bilimin Gelişimi ve Burjuva Bilim Felsefesi
- Bilimin ortaya koyduğu bilgilerin her zaman geçerli olduğu varsayılmaz, her bilgi belirli koşullar altında doğrudur.
- Bilim geliştikçe biçimsel mantığın sınırlamalarını terk etmiştir, ancak burjuva bilim felsefesi hala bilimsel gelişmeleri biçimsel mantığın dar sınırları içinde kavramaya çalışır.
- Burjuva bilim felsefesi, bilimsel çalışmaları yönlendirmek için değil, ideolojik amaçlarla kullanılır ve son 150-200 yıldır bilimsel ilerlemenin gerisinde kalmıştır.
- 10:34Diyalektik Bakış Açısı
- Diyalektik her şeyin birden doğru olduğunu söylemez, belirli bir bağlamda doğru olan bir şeyin başka bir bağlamda yanlış olabileceğini belirtir.
- Bir toplumsal kurum uygarlığın erken dönemlerinde ilerici bir işlev üstlenirken, modern dönemde gerici duruma düşebilir veya hem ilerici hem gerici özellikleri taşıyabilir.
- Diyalektik karşıtları her sorunu bir kerede ve nihai olarak çözmeye çalışırlar, bu gerçek durumları kavrayamamayı getirir.
- 11:24Diyalektik ve Biçimsel Mantık Arasındaki Fark
- Döllenmiş bir tavuk yumurtasının kabuğu örneğinde, başlangıçta civciv için yararlı olan kabuk, gelişmesinin bir aşamasında kıramazsa ölümüne neden olabilir.
- Kabuğun yararlı olmaktan çıktığı kesin bir an saptanamaz, bu süreç biçimsel mantığın kategorilerini allak bullak eder.
- Biçimsel mantık, süreç kavramını dışarıda bırakmak zorundadır, Karl Popper gibi düşünenlerin diyalektiğin her şeyi birden iddia edebildiğini söyleyerek çarpıttıkları şey, diyalektiğin çok yönlü ve tarihsel bakışıdır.
- 12:25Mutlak Bilgi Arayışı ve Yol Ayrımı
- Mutlak bilgi arayışının tamamlayıcısı mutlak kuşkuculuktur; her zaman geçerli ve değişmez bilgileri kabul etmek bilimin hiçbir bilgi üretemediği sonucuna varır.
- Bilimsel gelişmeler katı sınırlandırmaların geçersizliğini gösterdi ve 20. yüzyılda burjuva bilim felsefesini bir yol ayrımına getirdi.
- Yol ayrımında iki çıkış vardı: birincisi her şeyin anlamsız olduğunu ilan etmek (postmodernizm), ikincisi diyalektikçi olmak (burjuvazi ile kader ortaklığını bitirmek).
- 14:02Karl Popper'ın Yaklaşımı
- Karl Popper, diyalektik olmadan bilim yapabilmenin bir yolunu aradı ve mutlak bilginin olanaksız görünmesi onu kuşkucu eleştiri karşısında geri çekilmek zorunda hissettirdi.
- Popper, akıl dışılığın mantık açısından savunulabilir, akılcılığınsa savunulamaz olduğunu kabul etti ve akılcılığın kendine yeterli olmaktan uzak olduğunu düşündü.
- Popper, bilimin doğaya dair gerçek bilgi verip veremediğinin asla bilinemeyeceğini ve doğada nedensellik olup olmadığı da bilinemez olduğunu savundu.
- 16:01Popper'ın Bilimsel Ölçütü
- Popper, neyin bilim olduğuna karar vermesini sağlayan bir ölçüt bulduğunu iddia ederek ortaya çıktı ve bu ölçüt yanlışlanabilirlikti.
- Popper'a göre bilimsel sınamanın doğru ölçütü yanlışlanabilirlikti; milyonlarca doğrulayıcı örnek bir önermeyi doğrulamaya yetmezken, bir tek yanlışlayıcı örnek kuramı bir kerede ve sonsuza kadar yanlışlamaya yetiyordu.
- Popper, en kesin kabul ettiğimiz durumlarda bile yalnızca kuramlar içinde hareket ettiğimizi belirtti ve deneyimlerimizin bize doğru bilgi verdiğinden asla emin olamayacağımızı savundu.
- 17:22Biçimsel Mantık ve Popper'ın Yöntemi
- Biçimsel mantık açısından doğrulama ile yanlışlama arasında bir fark yoktur; yanlışlayıcı bir örneğin de kanıtlanması gerekir.
- Biçimsel mantığa göre, duyuların doğru bilgi verdiğinin mantıksal kanıtı yoktur ve bir topa vurduğunuzda topun siz ona vurdunuz diye hareket ettiğini söyleyemezsiniz.
- Popper, yanlışlama sürecinde sonsuza kadar gidilmeyip keyfi bir kararla makul görülen bir yerde durulacak, o noktada varılan sonuç doğru kabul edilecekti.
- 19:02Popper'ın Yönteminin Sorunları
- Popper, yanlışlanabilirliğin tek bilimsel ölçüt olmasında ısrar etti ve bir kuramın hangi durumda yanlış sayılacağı açıkça gösterilemiyorsa, o kuram terk edilmesi gerektiğini savundu.
- Popper, bir kuramın doğru olup olmadığının asla bilinemeyeceğini savundu ve kuramlar içerik bakımından sınanamazdı, ancak biçim bakımından sınanabilirdi.
- Popper'ın yöntemi bilmi fiilen çökertir; yanlışlanabilirlik sınavını geçecek herhangi bir kuram hiç var olmamıştır.
- 22:17Bilim Tarihi ve Popper'ın Yanlışları
- Bilim tarihi, Popper'ı yanlışlar; bilim felsefesinin 20. yüzyıldaki gelişmesi, işlerin Popper'ın anlattığı gibi yürümediğini ortaya koydu.
- En güçlü bilim tarihinde büyük yeri olan, bilimin gelişmesine en çok katkıda bulunmuş kuramlar bile daha en baştan açıklayamadıkları durumlarla birlikte var olurlar.
- Newton'un kuramı ikiyüz yıldan uzun bir süre boyunca bilim dünyasına tamamen egemen olabildi ve 19. yüzyılın sonlarına gelene kadar ciddi bir sorgulamayla karşılaşmadı.
- 24:03Newton'un Varsayımlarının Sorgulanması
- Newton'un varsayımları ilk ortaya atıldıkları dönemde sorgulanıyor ve en az şeyi açıklayabiliyorlardı, ancak bilimcilerin çalışmaları zamanla onu haklı çıkardı.
- Newton'un kuramı içinde açıklanmayan şeyleri zamanla açıklanabilir hale getirdi, ancak Popper'ın öğütlerinden yararlanabilseydiler, Newton'culuk daha baştan yanlışlandı diye bir kenara konulacaktı.
- Newton'un ilk ölçümden sonraki altmış yıl boyunca ay'ın dünya'ya en yakın olduğu noktanın tahmin edilen hareketi, gözlemlenen hareketin ancak yarısına ulaşabilmişti.
- 25:22Ay Hareketlerindeki Çelişki ve Çözümü
- Avrupa'nın en iyi matematik fizikçileri ay'ın hareketini açıklamakta başarısız olurken, Newton'un ters kare yasasının değiştirilmesi önerileri yapıldı, ancak kimse bu önerileri ciddiye almadı.
- 1750 yılında Claru, uygulamadaki matematiğin yanlış olduğunu ve Newton'un kuramının eskisi gibi kalabileceğini kanıtlamayı başardı.
- 1787'de Laplace tarafından tam olarak çözülebilen bu çelişki, Tanrı hipotezine bile ihtiyaç duymadığını gururla bildiren Laplace tarafından çözüldü.
- 26:53Newton Yasalarının Kullanımı
- Newton yasalarının bugün hala çöpe atılmadığını, Popper'ın bakış açısına göre yanlışlanmış bulunmalarına rağmen hala kullanıldıklarını etrafımızdaki bütün mühendislik ürünlerinde görebiliriz.
- Newton yasalarının tam olarak doğru olmadıkları anlaşıldı ama çöpe atılmadılar, daha sonraki kuramlar tarafından içeriilip aşılar.
- Neptün gezegeninin keşfi, Uranüs'ün yörüngesindeki sapmanın nedenlerini bulmaya çalışan bilimcilerin varsayımsal gezegenin büyüklüğünü, yörüngesini ve tam ne zaman, tam nerede olması gerektiğini hesaplayarak gerçekleşti.
- 28:21Plüton ve Uzay Kuramları
- Neptün'ün bulunmasına rağmen sorun tamamen giderilememiştir, hem Uranüs'ün hem de Neptün'ün yörüngelerinde sapmalar gözlemlenmektedir.
- 1930 yılında Plüton keşfedildi, ancak Plüton'un büyüklüğünün Uranüs ve Neptün'ün yörüngelerinde anlamlı etkilerde bulunmaya yeterli olmadığı fark edildi.
- 1989 yılında sapmaların Neptün'ün kütlesinin yanlış hesaplanmasından doğduğu anlaşıldı, bu arada Plüton'un gezegenlikten atılmasıyla 1989 yılında yapılan keşfin bir ilgisi yoktur.
- 29:13Popper'ın Yanlışlanabilirlik Kuralı ve Bilim
- Bir aykırılığın fark edilmesiyle çözüme kavuşturulması arasında geçen zaman çok uzun olabilmektedir, Neptün'ün keşfedildiği 1846 yılına gelindiğinde Uranüs'ün yörüngesindeki sapmalar yaklaşık üç çeyrek asırdır biliniyordu.
- Popper'ın yanlışlanabilirlik kuralı böyle zamanların geçmesine asla izin vermez, Popper'ın mantığını izlersek, insanlık olarak 1989 yılına kadar açıkça yanlış bir uzay kuramıyla idare etmişiz demektir.
- Bilimcilerin eldeki kuramları öyle hemen terk etmemekteki ısrarı, bilimsel ilerlemenin olmazsa olmazıdır, bu ısrar gücünü milyonlarca doğrulayıcı örnekten alır.
- 32:45Evrim Kuramı ve Popper'ın Görüşü
- Poppercı yöntem uyarınca sahte bilim durumuna düşmesi gereken bir diğer kuram da evrim kuramıdır, evrim yanlışlanamaz.
- Evrim eldeki verilerle kendisini bize açıkça dayatır, sorun onun olup olmadığı değil, tam olarak nasıl, hangi mekanizmalarla olduğunu açıklamaktır.
- Karl Popper, evrimin bilimsel olmadığını iddia etmiş, hatta işi doğal seçilimin yanlışlanamaz metafizik bir kuram olduğunu söylemeye kadar vardırmıştır, ancak hayatının sonuna doğru açık bilimsel kanıtlar karşısında geri adım atarak görüşlerinin bir bölümünün hatalı olduğunu kabul etmiştir.
- 34:44Karl Popper'ın Eleştirileri ve Yanlışlanabilirlik Kuramı
- Karl Popper'ın temel yaklaşımı değişmemiş, evrime de diğer kuramlara olduğu gibi saldırmıştır.
- Popper, psikanalize de Marksizme ve evrime saldırdığı aynı açıdan saldırmıştır.
- Popper, herhangi bir konuya genel bir açıklayıcı modelle yaklaşan kuramları eleştirir, sonuçlarını beğendiği ve kendi ideolojisine uygun gelenler hariç.
- 35:42Popper'ın Yönteminin Eleştirisi
- Popper'ın yöntemi de bir kuram olduğuna göre, aynı sınamadan geçmesi gerekir.
- Popper hiçbir yerde yanlışlanabilirlik kuramını terk edeceği bir gözlem belirtmemiştir.
- Popper'ın kuramı yanlışlanabilir değildir, kendisi yanlışlanabilir olmayan kuramıyla tarihin hakemi olup hangi kuramın bilimsel olduğunu belirtmeye kalkmıştır.
- 36:32Bilimsel Ölçütler ve Hurafeler
- Bilimsel olan ve olmayan iddiaları ayırmak için yanlışlanabilirlik gibi biçimsel bir ölçüde ihtiyaç yoktur.
- Sınama tarihsel bir süreçtir ve temel ölçüt pratik işe yararlıktır, bu ölçüt metafiziksel kesinlik taşımaz ama hurafeleri ayıklamak için yeterlidir.
- Gerçekte yanlışlanabilirlik ölçütünün Marksizm'e karşı mücadele dışında hiçbir işlevi yoktur.
- 37:24Popper'ın Marksizm Eleştirileri
- Karl Popper'ın Marksizm'in yanlışlanamaz bir kuram olduğu iddiaları ciddiye alınacak şeyler değildir.
- Popper, bir taraftan Marksizm'in yanlışlanamaz olduğunu söylerken bir yandan da birçok kez yanlışlandığını, bu nedenle çöpe atılması gerektiğini söylemiştir.
- Marksizm, insanların maddi yaşamlarını üretmek amacıyla doğayla ve birbirleriyle zorunlu ilişkiler kurduklarını, toplumsal yaşamı ve tarihi belirleyen temel etkinin bu üretim ilişkileri olduğunu söyler.
- 38:35Marksizm ve Bilimsel Tartışma
- Marksizm'e dayanılarak yapılan somut olaylara dair açıklamalar yanılgılar içerebilir, bunun başka türlü olmasını beklemek saçma olurdu.
- Marksistler kutsal kitap yazmadıkları gibi her şeyi bildiklerini de iddia etmez, yanlış çıktığında neyin ters gittiğini bulmaya çalışırlar.
- Popper, Marksizm'den kesin devrim tahminleri beklerken, Marksizm'in amacı olay tahmin etmek değil, toplumsal işleyişi anlamaktır.
- 39:45Popper'ın Bilimsel Yaklaşımı
- Popper, kuramların süreç içinde ekler yapılarak geliştirilmesini yasaklar, Marksizm'in yeni durumlara dair yeni açıklamalar geliştirmesi bilimsel dürüstlüğe sığmaz.
- Popper, sorguladığı kişiden yalnızca evet ve hayır yanıtlarını isteyen, başka hiçbir ek açıklamaya izin vermeyen bir polis gibidir.
- Popper ancak köşeli, esneklikten uzak, dolayısıyla da en fazla tek kullanımlık olabilen kuramlara bilimsel sıfatını yakıştırabilir, ama bilim öyle bir şey değildir.
- 40:38Marksizm'in Yanlışlandığı Somut Örnekler
- Popper, Marx ve Engels'in ilk sosyalist devrimi merkez kapitalist ülkelerden beklediğini ama devrimin Rusya'da gerçekleştiğini, bunun da Marksizmi yanlışladığını savunmuştur.
- Marx ve Engels en yüksek olasılığın devrimin en gelişkin kapitalist ülkede başlaması olduğunu düşünmelerine rağmen, kuramsal bir olasılık olarak özel siyasal koşulların bir araya gelmesi sonucu geri kapitalist ülkelerden de başlayabileceğini açıkça söylemişlerdir.
- Marksizm'in amacı olay tahmin etmek değildir, Marx ve Engels devrimin yolunu açmak için toplumun işleyişini anlamaya çalışıyorlardı, kehanetler kitabı yazmaya çalışmıyorlardı.
- 42:38Marksizm ve Popper'ın İddiaları
- Marksistler gelecekteki olayları bildiklerini iddia etmez, toplumun işleyişini anlamak için bir yöntemdir ve tarihin akışındaki ana eğilimleri anlamaya çalışır.
- Marksizm dogmatik bir düşünce değildir ve zaman içinde gelişir; 19. yüzyılın sonlarında kapitalizmin emperyalist aşamaya ulaşması, Marx'ın döneminde var olmayan yeni koşullar ortaya çıkarmıştı.
- Ekim Devrimi'nin marksizmi yanlışladığını savunanlar, devrimi yapanların marksistler olduğunu unutuyor; Lenin kendi yaptığı devrimi en az 15 yıldır öngörüyordu.
- 44:21Marx'ın Öngörülerinin Doğruluğu
- Popper, Marx'ın kapitalizm içinde zengin ve yoksul arasındaki uçurumun giderek artacağını öngördüğünü ama bunun doğru çıkmadığını, kapitalizmde işlerin kötüye değil, iyiye gittiğini söylemiştir.
- Kapitalizmin döngüsel krizleri Marx'ın öngördüğü gibi her seferinde daha fazla derinleşmiş olarak tekrarlanıyor ve artık krizler geçici süreler için bile aşılamaz hale geldi.
- Bugün hiç olmadığı kadar çok sermaye, hiç olmadığı kadar az elde toplanmış durumdadır ve emek verimliliğindeki büyük artış zenginlik getirebilecekken, aksine yoksulluk nedeni oluyor.
- 46:08Popper'ın İddialarının Gerçekleri
- Popper'ın bugün bize saçma görünen bu iddiayı ortaya attığı dönem 20. yüzyılın ortalarıydı; o dönemde merkez kapitalist ülkeler, Sovyetler Birliği'nin ve kendi ülkelerindeki işçi sınıfının baskısı altında halka bir ölçüde taviz vermişlerdi.
- Sovyetler Birliği'nin kamusal hakları ve eşitliği hayata geçirmeye başlayınca, Batıdaki burjuvalarda bu hakların en azından bir bölümünü tanımak zorunda kaldılar.
- Popper'ın gördüğü iyileşme yalnızca birkaç ülkeyle sınırlıydı ve onu da sağlayan kapitalizm değil, komünizmin kapitalizm üzerindeki baskısıydı; bugün Sovyetler Birliği olmadığı için kapitalizm normalde olması gerektiği gibi işleyebiliyor.
- 47:28Popper'ın Tarihçilik Anlayışı
- Popper'ın kullandığı anlamdaki tarihçilik gerçekte yoktur, bu, Popper'ın uydurduğu bir etikettir ve düşünce dünyasının gerçek durumundaki hiçbir şeyi karşılamaz.
- Popper, herhangi bir şeyin anlaşılabilmesi için tarihinin, varlık koşullarının ve nedenlerinin incelenmesi gerektiği görüşüne karşıdır; tarihin anlaşılabilir olduğunu ve tarihin yasalarının bulunduğunu reddeder.
- Popper'ın tarihçilik anlayışı, tarihin üretim ilişkilerine bakılarak anlaşılabileceğini söylemekle, tarihin tanrı'nın planından ibaret olduğunu söylemek arasında hiçbir fark görmez.
- 49:37Tarihçilik Anlayışının Değerlendirilmesi
- Tarihin yasalarının olmadığı temelsiz bir iddiadır; canlının evrimi ne kadar anlaşılabilirse tarih, yani toplumun evrimi de o kadar anlaşılabilir.
- Tarihin yasalarının bulunmadığı görüşü, insanları tarihe, yani kendi yaşamlarının gidişine müdahale etmekten alıkoyar; anlaşılamayan şeye müdahale de edilemez.
- Popper'ın tarihçilerin görüşleri diye anlattığı şeylerin hangisinin hangi akım tarafından savunulduğu belirsizdir; bunların biri bir akıma, diğeri başka bir akıma ait olabilir veya bazıları da kimseye ait değildir.
- 51:37Popper'ın Tarihselcilik Eleştirisi
- Popper, tarihselciliği savunmak için antik Yunan filozofları, anarşistler, anarko-sendikalistler, Yahova şahitleri, Malta şövalyeleri, kuş gözlemcileri ve klasik Türk müzikisi cemiyeti gibi farklı grupları bir araya getirmiştir.
- Popper, tarihçi etiketi altında topladığı farklı yaklaşımların kendi kafasına göre bir ortalamasını almış ve ortaya çıkan boşlukları doldurmak için kendinden eklemeler yapmıştır.
- Popper, tarihselciliği iyi düşünülmüş ve sıkı dokunmuş bir felsefe olarak takdim etmeye çalışmış ve tarihselcilerin kendileri tarafından hiç ileri sürülmemiş argümanları bile geliştirmekten çekinmemiştir.
- 53:12Popper'ın Tarih Anlayışı
- Popper, doğa bilimleri konusunda bilinmezci olsa da doğada nedenselliğin bulunduğuna iman etmiş, ancak toplum bilimlerinde tam bir kuşkuculuğa yönelmiştir.
- Karl Popper'a göre tarih anlaşılamaz ve tarihsel zorunluluk diye bir şey yoktur; tarih, bireylerin yaptıklarının toplamıdır ve birey davranışları anlaşılamaz.
- Popper'ın tarihsel zorunluluk olmadığını iddia etmesi, insanların sabah kalkıp işe gittiğini ve işe gitmeyenlerin de ikna edici nedenleri olduğunu göz ardı etmektedir.
- 54:25Birey ve Toplum İlişkisi
- Birey davranışlarının akılla kavranamayacağı ve insan işlerinde her şeyin olabileceği iddiasının gerçek bir karşılığı yoktur.
- Bireyin gizemli ve tanrısal bir varlık olarak yüceltilmesi, burjuva ideolojisinin eski ve yerleşik bir geleneğidir.
- Edward Hallett Carr, insanların bir zamanlar doğal fenomenleri araştırmanın tanrısal istem tarafından yöneltildikleri için küfür olduğunu düşündüklerini hatırlatır.
- 55:25Toplumsal Zorunluluk
- Eylemlerinin nedeni olmayan ve bu yüzden de belirlenmiş olmayan insan, toplum dışındaki birey kadar anlamsız bir soyutlamadır.
- Toplumda her an her şeyin olabileceğine inanmak yerine, insanların davranışlarını belirleyen bazı maddi zorunlulukların bulunduğunu düşünmek daha akla yakın.
- Materyalist bakış açısının haklı olabilmesi için tek tek her bireyin neyi neden yaptığını bilmeye gerek yoktur; büyük kitleler söz konusu olduğunda ana eğilimi belirleyen genel ekonomik yasalar daha kolay gözlemlenebilir hale gelir.
- 58:38Popper'ın Marksizm Eleştirisi
- Karl Popper, Marksizm'i doğrudan karşısına almak yerine, kendi kafasında bir Marksizm yaratıp onu karşısına almıştır.
- Popper'ın yarattığı Marksizm'in bütün zayıf noktaları, bizzat Popper tarafından fırlattığı eleştiri oklarına uyacak biçimde özenle tasarlanmış ve yerleştirilmiştir.
- Popper genellikle Marksizm'i hiç savunmadığı şeyler üzerinden eleştirir; pek çok örnekte Marksizm'in gerçekte savunduğu, Popper'ın iddia ettiğinin tam tersidir.
- 59:43Popper'ın Uydurduğu Marksizm
- Popper'ın uydurduğu Marksizm'e göre tarihin bir amacı vardır ve tarihsel yasaları keşfetmek yoluyla o amaca vakıf olunabilir.
- Popper'a göre Marx, Hegel'den toplumun bireyden üstün olduğunu öne süren fikirler almıştır, ancak bu tamamen Popper'ın uydurmasıdır.
- Marksizm toplumu bireyden üstün görmez, toplum ve birey arasında bir karşıtlık kurmanın anlamsız olduğunu söyler; bireyler daha en baştan toplum içinde var olurlar.
- 1:01:10Marksizm ve Toplum Anlayışı
- Bireyi sınırlayan toplum değil, toplumun sınıflara bölünmüş olmasıdır; komünizmde sınıfların ortadan kaldırılması bireysel gelişmenin önündeki engelleri kaldıracaktır.
- Marx ve Engels'e göre insanların bireysel varlıklarını ve düşüncelerini belirleyen şey toplum değil, insanların maddi varlığıdır.
- Toplum, insanlardan ayrı ve onların üstünde bir güç değil, insanların gerçek ilişkilerinin bir soyutlamasıdır.
- 1:02:01Tarih ve Maddi Yaşam
- Tarihi yapabilmek için insanların önce hayatta kalmaları gerekir; yaşamak için yiyecek, içecek, barınak, giysi gibi ihtiyaçlar karşılanmalıdır.
- İlk tarihsel eylem, bu ihtiyaçları karşılayacak araçların üretimidir ve bu, binlerce yıl önce olduğu gibi bugün de insanların hayatlarını sürdürebilmeleri için gün be gün yerine getirilmesi gereken tarihsel bir eylemdir.
- Maddi yaşamın üretimi, tarihin anlaşılabilmesi için ölçülebilir, tartışılabilir bir temel sağlar.
- 1:03:14İnsanların Tarih Yapma Süreci
- İnsanlar kendi tarihlerini yapar ama onu özgür iradeleriyle değil, kendi seçtikleri koşullar altında değil, dolaysız olarak önlerinde buldukları verili geçmişten devrolan koşullar altında yaparlar.
- Varlıkların toplumsal üretiminde, insanlar aralarında zorunlu, kendi iradelerine bağlı olmayan belirli ilişkiler kurarlar.
- Bu üretim ilişkileri, onların maddi üretici güçlerinin belirli bir gelişme derecesine tekabül eder ve toplumun iktisadi yapısını oluşturur.
- 1:04:03Bilinç ve Toplumsal Varlıklar
- İnsanların varlığını belirleyen şey bilinçleri değildir, tam tersine onların bilincini belirleyen toplumsal varlıklarıdır.
- Marx, tarihin kişileştirilmesine ya da özbilinç gibi kategoriler uydurularak tarihin somut insan eyleminden bağımsızlaştırılmasına karşı çıkar.
- Tarih hiçbir şey yapmaz, çatışmalara girişmez; bunları yapan, bütün bunlara sahip bulunan ve çatışmalara girişen gerçek ve yaşayan insandır.
- 1:05:05Bilinç ve Yaşam İlişkisi
- Yaşamı belirleyen bilinç değildir, tersine bilinci belirleyen yaşamdır.
- Birinci yaklaşımın çıkış noktası yaşayan birey olarak görülen bilinçtir, ikinci yaklaşımın çıkış noktası ise yaşayan gerçek bireylerin kendisidir.
- Maddi koşulların belirleyiciliği, bazen sanıldığının aksine insan eylemlerinin tarihteki rolünü azaltmaz, arttırır çünkü maddi koşullar insan müdahalesine açıktır.
- 1:06:16Tarih Anlayışlarının Karşılaştırılması
- Günümüze kadarki tüm tarih anlayışı, tarihin gerçek temelini ya tamamen görmezden geldi ya da onu tarihin akışıyla hiç ilgisi bulunmayan tali bir mesele olarak gördü.
- Popper, tüm tarihi açık toplumcu güçlerle kapalı toplumcu güçler arasındaki mücadelenin belirlediğine inanırdı.
- Popper'a göre düşünceler bireylerin düşünceleridir, ancak bireylerin davranışları anlaşılamayacağından ve birbirlerinin amaçlanan sonuçlara varmasını engellediklerinden geriye yönsüz, anlaşılamaz bir kaos bırakarak sahneden çekilirler.
- 1:09:05Popper ve Marksizm Arasındaki Farklar
- Popper için tarih düşüncelerin savaşımlarıyla biçimlenir, tıpkı zamanında genç heykelcilerin yaptığı gibi insanların kafalarındaki yanlış düşüncelere karşı savaşır.
- Marksizm ise Hegelcilerin ve Popper'ın aksine esas olarak düşünceleri değil, o düşünceleri yaratan maddi zemini değiştirmek için savaşır.
- Popper'ın bireyden anladığı gerçek dışı bir kurgudan ibarettir; birey ya da insan deyince aklına belirli koşullar altında yaşayan somut bireyler yerine burjuva düşünce geleneğinin yarattığı ideal birey soyutlaması gelir.
- 1:11:11Marksizm ve Popper'ın Birey Anlayışı
- Marksizm'de bilinç, bilinçli varlıktan başka bir şey olamaz ve insanların varlığı gerçek yaşam süreçleridir.
- Marksizm'de sınıf kategorisi, gerçek yaşayan bireylerin somut durumlarının bir soyutlamasından ibarettir, önsel ve aşkın bir kategori değildir.
- Popper, bireylerin soyut ve ideal bireye göre değil, kendi somut koşullarına göre davranacağını kabul etmezken, Marksizm bireyin her şey olduğunu savunur.
- 1:13:30Popper'ın Açık Toplum İdeali
- Popper'a göre insanlar başlangıçta kapalı kabile toplumları içinde yaşıyordu, ancak yaklaşık 2500 yıl önce Atina demokrasisi ile ilk açık toplum ortaya çıktı.
- Açık toplumda bireyin özgürlük alanı toplum karşısında giderek genişliyordu ve insanlar ilk kez akılcı davranmayı öğrenmişti.
- Popper'a göre insanlık tarihi, açık toplumcu güçlerle kabile yaşamına dönmek isteyen kapalı toplumcu güçler arasındaki mücadeleden ibarettir.
- 1:15:17Popper'ın Emperyalist Propagandası
- Ağırbaşlı bir felsefe profesörü gibi görünen Popper, gerçekte emperyalizmin militan bir propagandacısıydı.
- Popper, nükleer silahların dünya barışını korumaya yaradığını savunurken, Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası atılmasının alçakça bir insanlık suçu olmadığını düşünüyordu.
- Popper, Marksist'leri tarihi yöneten ilkeyi aramakla suçlayarak, tarihi bir tek karşıtlıkla açıklığı verdiğini iddia etti.
- 1:16:19Popper'ın Toplum Anlayışının Eleştirisi
- Açık ve kapalı toplumlar birer uydurmadır; insanlık tarihi ikili bir şemaya sığdırılamayacak kadar çeşitli toplum biçimlerine tanık olmuştur.
- Popper'ın varsaydığı kabile toplumları aslında hiç var olmamıştır; bu varsayım antropolojinin ilk dönemlerinin bir kalıntısıdır.
- Modern toplumun bireyleri kalıplandırmak konusunda eski toplumlardan daha az başarılı olduğunu düşünmekte yanıltıcı olur.
- 1:17:42Popper'ın Ekonomik ve Siyasi Görüşleri
- Kapitalizmde eski meşruiyet kaynakları kısmen etkisini yitirmiş ama bunlara koşullardan etkilenmeyen özgür bireyin değişmez doğası ve ekonominin demirden yasaları eklenmiştir.
- Popper'ın düşünceleri tamamen batılı burjuva önyargılarını temel alır ve yazarken İngiliz ve Amerikalı zenginlere ve küçük mülk sahiplerine seslenir.
- Popper, insanların siyasete, felsefeye ve toplumsal konulara din penceresinden bakmalarını zararlı ve gerici bir tavır olarak görür.
- 1:19:25Popper'ın Çözüm Önerileri
- Popper kendi önerisini "bölük pörçük toplum mühendisliği" diye adlandırır ve kökten bir değişim yerine toplumun nasıl daha iyi işleyebileceğine kafa yormak gerektiğini savunur.
- Popper'a göre insanlık zaten varabileceği en iyi noktaya ABD örneğinde yaklaşmıştır ve bundan sonra ufak tefek değişiklikler yeterlidir.
- Popper, bir sorunun çözülebilmesi için nedenlerinin anlaşılması gerektiği fikrine karşıdır; sadece sorunun güncel çözümüne odaklanıp nedenlerini araştırmak, bir hastalığı tedavi etmek için sadece semptomları baskılamaya çalışmak gibidir.
- 1:21:45Popper'ın Felsefi Yaklaşımı
- Popper'a göre sürtünmenin nedenlerini araştırmak yerine makineyi yağlamak daha mantıklıdır, bu da kapitalizmin işleyişini kolaylaştırmak için bir siyasal amaçtır.
- Popper, savaşın nedenlerini anlamaya çalışmayı saçma bulur ve bunun yerine savaş çıkaran ülkenin işgal edilip ekonomik kaynaklarına el konulmasını önerir.
- Popper'ın bu yaklaşımı, Osmanlı'ya dayatılan Sevr Antlaşması, ABD'nin Irak'ın petrol kaynaklarına çökmesi gibi örneklerle benzerlik gösterir.
- 1:23:03Popper'ın Kapitalizm Tutumu
- Popper, kapitalizmin bir militanı ve propagandacısıdır, başarısı söylediklerinin güçlü içeriğe sahip olmasından değil, patronların duymak istediği şeyler söylemesinden kaynaklanır.
- Popper'ın uydurduğu Marksizm'e göre komünizme varmak dünyanın kaderidir, ancak bu kaderci görüş Marx'ın karşı çıktığı şeydir.
- Marx'ın dünya ruhu, özbilinç, biricik gibi kategoriler kullanarak tarihe bir amaç yükleyen genç Hegelcilerle yürüttüğü tartışmalar bu görüşün yanlışlığını gösterir.
- 1:24:16Tarih ve Nedensellik
- Tarih, her biri bir önceki nesiller tarafından kendisine aktarılan materyali kullanan, geleneksel faaliyeti devam ettirirken eski koşulları değiştiren ayrı ayrı nesillerin birbiri ardı sıra sahneye çıkmasından başka bir şey değildir.
- Tarihin dünya tarihine dönüşmesi, özbilinç veya başka bir metafizik hayalet tarafından yerine getirilen soyut bir eylem değil, doğruluğu ampirik olarak saptanabilecek tamamen maddi bir eylemdir.
- Marx'ın ne söylediği açık: tarihin ereği yoktur ama bu hiçbir yere gitmediği ya da anlaşılamaz olduğu anlamına gelmez.
- 1:26:46Marx ve Popper'ın Tarih Anlayışı
- Marx ve Engels, iddia ettikleri hiçbir şeyi tarihin ulaşması gereken soyut ereklere dayandırmadılar, aksine bütün soyutlamalarını somut tarihi olguların ayrıntılı biçimde incelenmesine dayandırdılar.
- Popper asıl rahatsız eden, tarihe ilişkin herhangi bir genel çıkarımın yapılmasıdır, çünkü varılan sonuçtan hoşnut değildir.
- Marx ve Engels, incelemeleri sonunda kapitalizmin yıkılacağını öngörmüşlerdir, Popper ise bu bilimsel görüşü bilimsel olarak karşılamakta yetersiz kaldığı için tarihe dair herhangi bir öngörünün yapılamayacağını savunmuştur.
- 1:28:39Kapitalizmin Yıkılışı
- Marx ve Engels, kapitalizmin kendi gelişmesinin sonucu olarak yıkılacağını, daha doğrusu işçi sınıfının onu yıkacağını öngördüler.
- Kapitalizmde üretim araçları özel mülkiyette olduğundan, üretim kar odaklı ve plansız bir şekilde gerçekleşir, bu nedenle kapitalizm düzenli olarak ve giderek daha büyük krizlerle karşı karşıya kalır.
- Kapitalizmin yıkılışı, üretim ilişkilerinin gelişiminin kaçınılmaz bir sonucudur, ancak beklenmedik dışsal etkenler (göktaşı çarpması, büyük savaş, çevre felaketleri) sınıflı toplumun yıkılmasına neden olabilir.
- 1:31:38Kapitalizmin Yıkılışı Hakkında Tartışma
- Kapitalizmin yıkılmayacağına inanmak isteyenler, öngörülemeyecek gelişmelerin olabileceğine bel bağlayabilirken, kapitalizmin yıkılmasından yana olanların acele etmesi gerekiyor.
- Patronlar arasındaki çıkar kavgaları yüzünden insanlığı yok etmeden veya gezegeni yaşanamaz hale getirmeden önce kapitalizmi yok etmek gerekiyor.
- Kapitalizmin temel işleyişi kendi yıkılışını hazırlıyorsa, kapitalizmin yıkılacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
- 1:32:16Nedensellik ve Öngörü
- Geleceğin insanlığa neler getireceği hakkında konuşmanın falcılık olması için toplumda nedenselliğin bulunmaması gerekir, ancak tarihin kuralsız biçimde işlemesi saçmadır.
- Kaza yapmaya elverişli bir yolda kaza olacağını önceden söyleyebiliriz ve kazanın biçimini bile öngörebiliriz.
- Üzerine yüklenen ağırlığın sürekli arttığı bir zincirin er geç kopacağını söylemek kehanet sayılmaz, zincir beklenenden daha dayanıklı çıkabilir ama kopmadığı süre arttıkça durum daha umutsuz hale gelir.
- 1:33:16Benzetmeler ve Gerçeklik
- Konuyu açıklamak için zar oyunu benzetmesi kullanılabilir: olasılığın gerçekleşmediği her atıştan sonra olasılık yükseliyor ve oyunun bilinen bir sonu yok.
- Devrimci yükseliş sütün tenceredeki yükselişine benzemez, zincirin üzerindeki ağırlığın artması basit fizik yasaları uyarınca gerçekleşen düzenli bir süreci çağrıştırabilir.
- Toplumsal mücadeleler düzenli yürümez ve zar oyunu benzetmesi başka yanlış anlamaya yol açabilir.
- 1:34:15Kuramsal Model ve Pratik Mücadele
- İyi bir kuramsal modelle işe başlamak devrimcileri pratik mücadele verme zahmetinden kurtarmaz, sadece ana eğilimleri görme avantajı sağlar.
- Pratik mücadele sayısız etkenin ve öznel tercihin işine karışmasıyla şekillenir.
- Sınıflı toplumun üretim ilişkileri kendi kendine yok olmaz, birilerinin iktidara gelip onları tasfiye etmesi gerekir.
- 1:34:41Devrimin Olasılığı
- Bir ülkede devrimin gerçekleşmesi için elverişli nesnel koşullar bulunmasına rağmen, devrimci partinin yetersizlikleri, düzen güçlerinin hamlesi, dış müdahale veya başka nedenlerle devrim önlenebilir.
- Kapitalizmin iç çelişkileri sürekli birikiyorsa, nesnel koşullar elverişli hale geliyorsa ve düzen güçleri içinden çıkılmaz krizler yaşıyorsa, devrimcilerin başarısız olacağını düşünmek için neden yok.
- Sınıflı toplumu ancak bir mucize kurtarabilir.