• Buradasın

    İbn-i Sina ve Aristoteles'te Suret Kavramı Üzerine Akademik Sunum

    youtube.com/watch?v=r0yvobiKtpA

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, bir akademisyen tarafından sunulan, İbn-i Sina ve Aristoteles felsefelerinde "suret" kavramını ele alan akademik bir sunumdur. Konuşmacı, kendi doktora tezini referans göstererek konuyu detaylı şekilde incelemektedir.
    • Sunum, suret kavramının felsefi tarihindeki gelişimini, Eflatun'dan başlayarak Aristoteles ve İbn-i Sina'ya kadar olan süreci ele almaktadır. Konuşmacı, İbn-i Sina'nın suret düşüncesi, varlık-mahiyet ayrımı ve vacip-mümkün ayrımı gibi kavramları Aristoteles felsefesiyle karşılaştırarak incelemektedir. Video, suret kavramının doğa felsefesi, ontoloji ve ahlak felsefesi açısından farklı anlamlarını da ele almaktadır.
    • Sunumda ayrıca, Aristoteles felsefesindeki dönüşümlerin nedenleri, Yunan felsefesinin İslam dünyasına aktarılması süreci ve İbn-i Sina'nın bu felsefi geleneğe katkıları da incelenmektedir. Konuşmacı, tezinin üç-dört bölümden oluştuğunu belirterek, suret kavramının felsefi tarihindeki yeri ve İbn-i Sina'nın bu kavram üzerindeki yeniliklerini vurgulamaktadır.
    00:15İbn-i Sina Felsefesinde Suret Tartışmasının Eksikliği
    • İbn-i Sina felsefesi ile ilgili birçok çalışma mevcut olsa da, suret konusunda yazılmış kitap bazlı ilk metin bu çalışmadır.
    • Aristoteles ve Eflatun felsefesinde suret (form, eidos) ile ilgili çalışmalar büyük bir yekunluk oluştururken, İbn-i Sina alanında bu konu neredeyse yok denecek kadar azdır.
    • Halihazırda mevcut birkaç makale son üç-dört yıl içerisinde yazılmış olup, İngilizce ve Türkçe'de bağımsız olarak bu alana hasredilmiş bir makale bulunmamaktadır.
    02:21Sunumun Yapısı ve Amacı
    • Sunum üç temel başlıktan oluşacak: İbn-i Sina, Aristoteles ve Eflatun'dan bağımsız olarak suret tartışmanın felsefi açıdan ne anlama geldiği, tezde izlenen yöntem ve tezde tartışılan çarpıcı başlıklar.
    • İslam felsefesine ilişkin herhangi bir çalışmanın bugüne dair içerikleri keşfedemediğimiz zaman, bağımsız bir çalışma olarak kaldığı sürece bu tür felsefe tarihi çalışmanın bir arkeolojiden öteye gitmeyeceği kanaatindedir.
    • Tezde izlenen yöntem, Türkiye'de yapılmış İslam felsefesi çalışmalarında belki yeni rastlanabilecek bir yöntem olup, İslam felsefesi çalışmalarına ivme kazandıracak ve müteahhir dönem İslam düşüncesi çalışmalarını daha özgünlükle irdeleyebilecek bir alan açacağı düşünülmektedir.
    04:25Suret Teriminin Tarihsel Gelişimi
    • Suret (form, eidos) kelimesi felsefe tarihinin en çok işlenmiş ve en yoğun terimlerinden biridir.
    • Terim ilk defa Yunancada Eflatun öncesinde idea ve eidos formlarında bugün kullandığımız halinden çok farklı bir anlamda kullanılıyordu ve bir şeyin dış görünüşü anlamına işaret edecek şekilde istimal ediliyordu.
    • Eflatun ilk defa eidos kelimesini felsefi bir terim olmanın gücüne kavuşturdu ve bu kelime Eflatun'dan sonra binlerce yıllık asırlar boyunca felsefenin en temel terimlerinden birini teşkil etti.
    06:35Eflatun'un Eidos Kavramını Felsefi Hale Getirme
    • Eflatun'un en önemli teorilerinden biri iddialar teorisidir ve eidos-idea terimini bir felsefi teorinin temel parçası haline getirdi.
    • Eflatun, eidos terimini görünen yüzün arkasındaki gerçeklik anlamına işaret edecek şekilde kullandı ve bu arkadaki özü, formu görebilmenin fiziksel gözle değil, akıl gözüyle mümkün olduğunu söyledi.
    • Teore (akli bakış) kelimesi Eflatun'a göre görünen yüzün arkasındaki saklı gerçeklik, hakikat anlamına geliyordu ve felsefenin temel arayışına tekabül eden hakikat bilgisi felsefenin merkezine yerleşti.
    09:28Felsefenin Doğuşu ve Eidos'un Önemi
    • Eflatun, eidos'un (hakikatin) filozofun peşinde olduğu bu değişmeyen hakikatin teori yayla teorik düşünceyle bilebileceğini söyledi ve burada felsefe doğdu.
    • Eflatunla birlikte felsefenin amacı eidos'u tespit etmek, idrak etmek idi ve yöntem olarak edou (bilmenin yöntemi) olarak da teorya vaz Arapçaya mal oldu.
    • Eflatun'dan itibaren felsefe yapmak, teorya, nazar ve istidlal yoluyla eidos'u tespit etmek anlamına geliyordu.
    12:11Eidos Teriminin Felsefi Tarihi
    • Eidos (form, suret) terimi felsefi tartışmalarda ve soruşturmalarda hala kullanılmaktadır.
    • Filozofun amacı, eşyanın görünen yüzünün arkasında bulunan ve akılla idrak edilebilecek değişmez özü yakalamaktır.
    • Eflatun'a göre eidos, duyulur fizik dünyada değil, ezeli, ebedi, değişmez ve sürekli tözlerden oluşan metafizik bir evrendedir.
    13:54Aristoteles'in Eidos Anlayışı
    • Aristoteles, Eflatun'un aksine eidos'u maddenin içerisine yerleştirir ve maddenin dışında bağımsız olarak mevcut olacağını söylemek saçmalıktır.
    • Aristoteles'e göre bilmek, maddenin dışında bir yere bakmakla değil, teoria ile nazar istidlal yoluyla gerçekleşir.
    • Yeni Eflatuncular Aristoteles'i "doğanın talebesi, doğanın tilmizi" olarak adlandırır ve onu bir metafizikçi olarak nitelemeyi istemezler.
    16:46İbn-i Sina'nın Eidos Anlayışı
    • İbn-i Sina da Aristoteles gibi Eflatun'u eleştirir ve bağımsız bir eidosun bulunamayacağını söyler.
    • İbn-i Sina, suretleri sadece maddede bulunduğunu kabul etmez ve "akli suretler" teorisi geliştirir.
    • İbn-i Sina'ya göre suretler aklın ilmine taşınır ve bilginin tümell ve dış dünyadaki türsel suretlerin kaynağı olan on akılda bulunur.
    18:4017. Yüzyıldan Sonraki Eidos Anlayışı
    • 17. yüzyılda eidos terimleri felsefi tartışmalar açısından arkeolojik bir mahiyet kazanmaya başlar.
    • Descartes ve Galile, formlar hakkında konuşmanın eski bir paradigmadan bahsetmek olduğunu söylerler ve matemataya dayalı bir bilme yöntemini öngörürler.
    • Aydınlanma ile birlikte eidoslar insan zihnine taşınır ve insan zihninin hakikatin merkezi haline getirilir.
    22:15Suret Kavramının Önemi
    • Suret felsefenin bir alanıyla ilişkili bir kavram değil, neredeyse her şey demektir.
    • Suret kabul etmek, doğa felsefesi açısından değişmez özler olduğunu, evrimi reddetmek anlamına gelir.
    • Suret, bir şeyin belirgin hale gelmesi anlamına gelir ve ontolojik olarak bilfiillik, varlık ve iyilikle ilişkilidir.
    25:11Suret Kavramı ve Ahlak Felsefesi
    • Değişmeyen bir özü kabul ettiğimizde, ahlak felsefesi açısından iyi, kötü ve bayağı durumları, sorumlulukları ve bir gaye fikrini kabul etmek durumunda kalırız.
    • Bir şeyin sureti, o şeyin ne olduğunu belirleyen özdür; örneğin saat, vakti doğru göstermesi özelliğine sahiptir.
    • İnsan için iyi olmak, onu insan yapan şeyi kendi nefsine tahakkuk ettirmesi ile mümkün bir şeydir ve bu bağlamda insan kendi insanlığını kazanması bağlamında iyi olana doğru bir yolculuk yapar.
    26:59Özcülük ve Modern Felsefe
    • Özcülük, insanın kendi insanlığını kazanması bağlamında erdemler şeması oluşturur ve bu kavram felsefe ortamlarında küfür olarak da kullanılır.
    • Modern felsefe, aydınlanma ile birlikte suret düşüncesinin bir kenara bırakıldığı felsefedir ve hakikat ve öz fikrinin bir kenara bırakılmasıyla yaşıyoruz.
    • Suret düşüncesinin bırakılması ahlak açısından carpe diem (ani yaşa) felsefesini, erdemler açısından iyi ve kötüyü değil like-dislike ikilemini doğurur.
    28:28İbni Sina'nın Suret Düşüncesi
    • İbni Sina, 10. yüzyıl (Hicri 9. yüzyıl) İslam dünyasında yaşamış, büyük ölçüde Maveraünnehr ve Horasan bölgesinde yaşamıştır.
    • Tezde İbni Sina'nın suret düşüncesi ile ilgili perspektifi, gerçekleştirdiği yenilik ve dönüşümleri ortaya koymaya çalışılmıştır.
    • Tez çalışmasında İbni Sina'nın kendi metinleri yerine, Eflatun'dan başlayarak İbni Sina'ya kadar tartıştığı her mesele ile ilgili büyük felsefe metinleri incelenmiştir.
    30:05Tez Çalışmasının Yöntemi
    • İbni Sina'nın suret hakkındaki düşüncelerini sistematik bir sunumuyla birlikte tasvir etmek için yeni bir yöntem kullanılmıştır.
    • İbni Sina'nın kendi metinleri içerisindeki karşılıklı atıflar ve kendi metninin anlaşılması yeterli olmadığı için, Eflatun'dan başlayarak İbni Sina'ya kadar tartıştığı her mesele incelenmiştir.
    • İbni Sina'nın tevarüs ettiği felsefi birikim içerisinde hangi temel ontolojik, epistemolojik ve doğa felsefesi ile ilgili meydan okumaları gördüğünü ve bunlarla nasıl başa çıktığını tespit etmeye çalışılmıştır.
    31:56İbn-i Sina ve Aristoteles Karşılaştırması
    • İbn-i Sina, Aristoteles'ten 1400 yıl sonra yaşamış olup, bu süre içinde büyük paradigmatik devrimler ve toplumsal dönüşümler yaşanmıştır.
    • İbn-i Sina'nın çalışmalarında Aristoteles ile doğrudan karşılaştırma yapılmış, bu karşılaştırma iki farklı sonuca yol açmıştır.
    • İndirgemeci yaklaşım, İbn-i Sina'nın 300 sayfalık eserlerini Aristoteles'in 15 sayfalık "Kategoriler" kitabına indirgemektir.
    34:19İbn-i Sina'nın Felsefe Tarihi İçindeki Pozisyonu
    • Yüceltici metinler akademiye ulaşamamış, popüler metinler olarak gündeme gelmiştir.
    • Akademide okunan metinler büyük ölçüde indirgemeci metinlerdir ve oryantalist çalışmaların hiçbirinde İbn-i Sina'nın felsefe tarihi içerisindeki özgün pozisyonu gösterilmemiştir.
    • İbn-i Sina ile Aristoteles arasında geçen 1400 yıllık süreçte büyük felsefi dönüşümler ve kırılmalar olmuştur.
    35:42Aristoteles Felsefesindeki Yorumsal Kırılmalar
    • Aristoteles'in ilk dönem öğrencileri (Rodoslu Andronicus, Sidonlu Boets) "Suret arazdır" diyerek yorumsal bir kırılma gerçekleştirmişlerdir.
    • Bu yorumsal kırılmanın nedeni, milattan sonra birinci yüzyılda Stoacılık'ın baskın felsefi okul haline gelmesi ve Aristoteles felsefesini eleştirmesidir.
    • Aristoteles'in iki temel eseri olan "Metafizik" ve "Kategoriler" farklı ontolojiler sunar; "Kategoriler"de dış dünyada yüz yüze geldiğimiz tikel cevherler, "Metafizik"te ise mizahi form ve suret ontolojinin kalbinde yer alır.
    37:37İskender el-Efrodisias'ın Yorumları
    • Milattan sonra ikinci yüzyılın sonlarına doğru, İbn Rüşd'ten önceki en büyük şair Alexander el-Efrodisias (İslam dünyasında İskender el-Efrodisi olarak bilinir) Aristoteles'in tüm eserlerine şerh yazmış ve felsefesini yeniden yorumlamıştır.
    • İskender el-Efrodisias, Aristoteles felsefesinde olmayan bazı öğretiler, terimler ve kavramları felsefeye dahil etmiştir.
    • İskender el-Efrodisias, Aristoteles'in "Metafizik" kitabında sureti cevher olarak görürken, "Kategoriler" kitabında sureti araz olarak tanımlamıştır.
    39:50Felsefi Metinlerin Yorumlanması
    • Felsefi metinler sistematik veya apolitik olarak okunabilir.
    • Sistematik okuma, filozofun tüm eserlerinde aynı görüşün olduğunu ve çelişmelerin yorumsal müdahalelerle açıklanabileceğini savunur.
    • Apolitik yaklaşım, filozofun zihnindeki problemi takip ederek problemin çözüm safhalarını analiz etmeyi amaçlar.
    41:52İskender el-Efrodisias'ın Çabaları
    • İskender el-Efrodisias, Aristoteles'in kendi metinleri arasındaki uyumsuzlukları sistematik olarak uzlaştırmak zorunda kalmıştır.
    • İskender'in yaşadığı çağda büyük kültürel ve felsefi devrimler meydana gelmiştir.
    • Batlamyus'un "Elmajesti" (astronomi), "Coğrafya" ve "Tetrabiblos" (astroloji) kitapları, Aristoteles'in yaşadığı dönemde fizik dünyaya büyük etkilerinin bulunduğunu iddia etmiştir.
    43:19Aristoteles ve Batlamyus'un Evren Tasavvurları
    • Batlamyus, gezegenlerin hareketlerinin ve güneşten yayılan ısının kaderlerimizi etkileyeceğini savunuyordu.
    • Aristoteles'in evreni kapalı bir evren olarak görülüyordu; ay üstü alem, hayat alem, fizik dünya ve ay alem arasında varlık verme veya nitelik aktarımı ilişkisi yoktu.
    • Aristoteles'e göre ay altı alemdeki fiziksel nesneler maddeden, ay üstü alemdeki şeyler ise esirden oluşuyordu ve "benzer benzere neden olur" ilkesine göre sadece maddesi itibariyle benzer iki şey birbirini etkileyebilirdi.
    45:14İskender'in Evren Tasavvuruna Katkıları
    • İskender, Aristoteles'in kapalı evren tasavvurunu aşmak için Batlamyus'un açık evren tasavvurunu benimsemiş ve Aristoteles'in perspektifiyle uzlaştırılması gerekiyordu.
    • İskender, Aristoteles'te olmayan "Teias Donemos" (İlahi Güç) adlı bir açıklama figürü sisteme dahil etti.
    • Bu ilahi güç, gezegenlerin hareketlerinden yayılan bir güç olarak tanımlandı ve ay altı alemde temel elementlerden başlayıp insana kadar olan tüm fiziksel cevherleri idare ediyordu.
    47:53Yeni Eflatuncu Dönüşüm
    • Aristotelesçiler ve yeni eflatuncular felsefesinde büyük dönüşümler meydana getirdiler.
    • Yeni eflatuncular kendi aralarında ikiye ayrılıyordu: pür eflatuncular (Atina yeni eflatuncuları) ve daha gevşek eflatuncular (İskenderiye yeni eflatuncuları).
    • Miladi dördüncü yüzyılda Harran'da Simplicus, Aristoteles'e otuz ciltlik şerhler yazdı ve bu sistematik en önemli eserlerden biriydi.
    49:38Yunanca Felsefenin Sonu ve İslam Dünyasında Felsefe
    • Miladi altıncı asırda İslam doğarken, Yunanca felsefe metinleri görmek zorlaşıyordu çünkü Justinian Atina felsefe okulunu kapatmış ve filozoflar Harran, Nisibis, Edesa ve İskenderiye'de faaliyetlerini yürütüyordu.
    • Miladi yedinci yüzyılda Yunanca felsefe metinleri suskunlar gömülüyor ve Süryanice yerini terk ediyordu.
    • İslam dünyasında felsefe, Mansur ve Harun Reşit halifeleri döneminde Yunanca'da bulunan tüm felsefi bilimsel birikimin Arapçaya tercüme edilmesiyle başladı ve bu tarihin gördüğü en büyük felsefi tercüme hareketiydi.
    52:07İslam Dünyasında Felsefe Geleneği
    • Yunanca'da bin dörtyüz yıl canlılığını sürdürdükten sonra felsefe Arapçada hayatiyetini sürdürmeye başladı ve on yedi-on sekiz asra kadar sürdü.
    • Arapça'da, sonrasında Osmanlıca ve Farsça'da sürdürülen büyük felsefi etkinlik küre ölçeğinde karşılaştırılabilecek başka bir ölçek mevcut değildi.
    • İbni Sina, İslam dünyasında bu büyük felsefi geleneği tevarüs eden ve geleneğin kendisine bıraktığı tüm meydan okumalarla yüzleşen büyük filozoflardan biriydi.
    52:59Aristoteles Felsefesindeki Dönüşümler
    • Aristoteles felsefesindeki büyük dönüşümler, temel öğreti sonraki takipçileri nezdinde iki açıdan gerçekleşiyor: yeni paradigmatik düzleme tercüme edildiğinde meydan okumalarla yüzleşmek ve dizge içindeki tutarsızlıkları tutarlı hale getirmeye çalışmak.
    • İslam dünyasında da bu dönüşüm gerçekleşiyor; İskender'in elinde gerçekleşen yeni eflatuncuların dönüşümü İbn-i Sina'da gerçekleştiriliyor.
    • Arist felsefesi kendi ait olduğu paradigmatik düzlemle ilişki içerisinde, İbn-i Sina ise yeni eflatuncuların çözümsüz bıraktıkları problemleri tevarüs ediyor.
    54:35İbn-i Sina'nın Çözümsüz Problemleri
    • İbn-i Sina'nın tevarüs ettiği büyük apolyeler arasında suretin cevherliği sorunu, yeri sorunu ve varlık-cevher ve suret ilişkisi ile ilgili sorunlar bulunuyor.
    • İbn-i Sina bu büyük apolyaları, ait olduğu paradigmatik düzlemle ilişki içerisinde varlık-mahiyet ayrımı ve vacip-mümkün ayrımı kullanarak çözüme kavuşturuyor.
    • İbn-i Sina'nın varlık-mahiyet ayrımı, Aristoteles'in form kavramı, kuvve ve fiil ayrımı ile benzerlik gösteriyor.
    56:01Varlık-Mahiyet Ayrımı ve Uygulamaları
    • İbn-i Sina, varlığın ve mahiyetin gereklerini birbirinden ayırt ediyor ve bu ayrımı sadece teolojik bağlamda değil, türlerin meydana gelişi ve filogenetik perspektifle biyoloji ve doğa felsefesine de uygulamaya çalışıyor.
    • İbn-i Sina, tevarüs ettiği bütün büyük felsefi problemlere varlık-mahiyet ayrımı uygulayarak büyük aporyaları yeniden çözüyor ve yeni çözümlere ulaşıyor.
    • Tez üç dört bölümden oluşuyor; birincisi varlık ve cevher başlığı altında İbn-i Sina'nın geliştirdiği yeni metafizik tasavvuruna değiniyor.
    59:07Metafizik ve İbn-i Sina'nın Yeni Tasavvuru
    • İbn-i Sina'dan önce metafizik Yunan filozofları için bir teolojiydi, ancak İbn-i Sina kendi felsefesinde metafiziği bir ontoloji olarak kuruyor.
    • İslam dünyasında kelam ve felsefe arasında ayrım yapılıyor; kelamcılar Tanrı'nın zatını ve sıfatlarını ele alırken, filozoflar da aynı konuları ele alıyor ancak kendi yaptıklarını ontoloji olarak görüyorlar.
    • Aristoteles'te suret birincil cevherdir ve varlık adını almayı en çok hak eden şeydir; İbn-i Sina'nın yeni metafizik tasavvuru bu temelden yola çıkıyor.
    1:01:49Aristotelesçi Metafizik ve Tanrı
    • Metafiziğin konusu cevherdir ve surettir; suretler arasında maddi suretler ve pür suretler (akıllar) vardır.
    • Aristoteles'e göre pür suretin mutlak fiil olan şey Tanrı'dır ve metafiziğin konusu Tanrı'dır.
    • Aristotelesçi metafizik bir teoloji haline gelir çünkü Tanrı'nın varlık ve fiillik anlamı tümel değildir.
    1:04:12Metafiziğin Mantıksal Yükleme Sorunu
    • Aristoteles, Tanrı'da tahakkuk eden varlık anlamının bize nasıl aktarıldığını "mantıksal yükleme" olarak adlandırır.
    • Tanrı'da mutlak bir varlık anlamı vardır ve metafiziğin konusu bu mükemmel tahakkuk eden anlama nispetle varlık olacaktır.
    • Tanrı varlık vermez, sadece bir ilke sunar; bu nedenle Aristoteles'in Tanrısı da öyle.
    1:05:39İbn-i Sina'nın Aristoteles Metafiziği Yorumu
    • İbn-i Sina, Aristoteles'in metafiziğini ilk başta anlayamamış, Farabi'nin Aristoteles'in Huruf Kitabı hakkında yazdığı risaleyi okuyarak anlamıştır.
    • İbn-i Sina'nın zihninde metafizik varlığın bilimi olup, varlık olmak bakımından varlığın bilimi Tanrı'dır.
    • Farabi'ye göre Aristoteles'in metafiziği bir teoloji değildir, kelamcıların Tanrı'yı ve sıfatlarını konu edinirken, Aristoteles'in metafiziği varlık olmak bakımından varlığı konu eder.
    1:08:38Aristoteles'in Varlık Anlayışı
    • Aristoteles'te suret (saf suret) Tanrı varlık anlamının nihai örneğidir ve bir şeyin surete sahip olması demek varlığa sahip olmak demektir.
    • Aristoteles için suret, suretin dışında bir varlık anlamı yoktur; mutlak bir extens (varlık) kavramı yoktur.
    • Aristoteles ontolojisi merkezinde vücut değil, mevcut (var olan) yer alır ve varlığa dair mutlak bir şey soruşturma felsefenin dışına itilmiştir.
    1:10:19Heidegger ve İbn-i Sina
    • Heidegger'in "The History of Being as a History of Eidos" makalesinde, Sokrat ve Eflatun'la birlikte felsefenin bitmiş olduğu, çünkü onlar varoluşu eidos'a sahip oluşu özdeşleştirmiş ve mutlak varlık tasarımı ulaşamamışlardır.
    • Heidegger'e göre felsefe ve varlık sorusu hep bir var olana dair bir soruşturma haline gelmiştir, varlık nedir sorusu felsefenin gündeminden dışlanmıştır.
    • İbn-i Sina'nın metafiziği, Heidegger'in Sokrat ve Eflatun'la birlikte felsefenin bitmiş olduğu söylediği felsefenin sistematik olarak inşa edilmiş halidir.
    1:12:28Aristoteles'in Kategoriler Şeması ve Suret Sorunu
    • Aristoteles'in kategoriler şemasında araz, bir konuda onun parçası olarak bulunmayan şeydir; örneğin masanın rengi arazide bulunur ancak masanın tanımının bir parçası değildir.
    • İlk dönem Aristoteles öğrencileri sureti araz olarak kabul ederken, Aristoteles'in felsefesinde suretin cevherliği garanti bir şey değildir.
    • Suretin araz olarak kabul edilmesi, Aristoteles'in kategoriler şemasını yıkılmaktan kurtarmak için sureti cevher olarak ispat etme teşebbüslerine yol açmıştır.
    1:17:47Aristoteles'in Evren Tasavvuru
    • Aristoteles için evren, şu an gördüğümüz tüm türlerin (ağaç, çiçek, böcek) ezeli bir biçimde var olduğu ve daima var olacak bir evrendir.
    • Aristoteles'in evren tasavvurunda varlık sorusu yoktur, varlık kelimesi ve vücut (existance) kavramı yoktur.
    • Aristoteles'in açıklamaya çalıştığı şey değişimdir; oluş, bozuluş ve bir şeyin suret kazanmasıdır.
    1:19:16Aristoteles'in Tanrı ve Evren İlişkisi
    • Aristoteles, evrendeki hareketi büyük bir küre şeklinde, spiral bir biçimde Tanrı'ya bağlar ve Tanrı'nın hareket verdiğini, kendisinin hareket etmediğini söyler.
    • Aristoteles'e göre Tanrı mutlak maşuktur, bütün evren ona aşıktır ve onu arzuladıkları için ona doğru hareket ederler.
    • Aristoteles için evrendeki oluş ve bozuluşta gerçek bir teleoloji yoktur, bilinçsiz bir teleoloji vardır.
    1:20:26İbn-i Sina'nın Suret Anlayışı
    • İbn-i Sina'nın en önemli tasarrufu, suretin varlığa geldiğini ve Tanrı'nın sureti var ettiğini söylemektir.
    • İbn-i Sina, sureti zorunluluk anlamından koparmak için varlık ve mahiyet ayrımını kullanır.
    • İbn-i Sina'ya göre imkan, mahiyetin birincil gereğidir ve aynı zamanda mahiyetin parçası olan suretin de birincil gereğidir.
    1:22:27İbn-i Sina'nın Varlık Açıklaması
    • İbn-i Sina, Aristoteles'i ve takipçilerini eleştirerek harekete dayalı bir kozmoloji ve ontolojinin hiçbir zaman metafizik olarak nitelenmeyeceğini söyler.
    • İbn-i Sina, varlık-mahiyet ve vacip-mümkün ayrımını hesaba katarak felsefenin her konusuyla ilgili çalışılabilir ve yapılması gerekir.
    • Konuşmacı, epistemolojiyi tezde dışarıda bıraktığını ve bunu yapmaya niyetlendiğini belirtir.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor