Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir sunucu ve Profesör Dr. Süleyman Seyfi Öğün (Süleyman Hoca) arasında geçen, felsefe ve düşünce tarihi konularını ele alan akademik bir sohbet programıdır. Ayrıca Can Şaksu olarak tanımlanan bir konuşmacı da yer almaktadır.
- Sohbet, Rönesans döneminden başlayarak 20. yüzyıla kadar uzanan bir tarih boyunca düşünce ve ideolojilerin gelişimini incelemektedir. Konuşmacılar, Rönesans'ın Batı kimliğine etkisi, Fatih Sultan Mehmet dönemindeki değişimler, 19. yüzyıl felsefesi, Alman felsefesi, Aydınlanma, muhafazakarlık ve devrimcilik gibi konuları ele almaktadır. Video, Türkiye'nin ideolojik yapısı ve düşünce tarihi üzerine bir program teşvikiyle sona ermektedir.
- Sohbette ayrıca Rousseau'nun "aşağıdan aydınlanma" kavramı, Kant'ın "anlama" kavramı, Marx, Weber ve Freud gibi düşünürlerin felsefi katkıları, 20. yüzyılın "Keynes Yüzyılı" olarak adlandırılması ve Türkiye'nin ideolojik yapısının eksiklikleri gibi konular da tartışılmaktadır. Konuşmacılar, düşünce sistemlerinin zaman içinde nasıl evrim geçirdiğini ve modern dünyaya nasıl yol açtığını analiz etmektedir.
- 00:14Düşünce Tarihi ve Rönesans
- Program, insanı insan yapan düşünce ve düşüncenin tarihi hakkında sohbet etmek amacıyla Profesör Dr. Süleyman Seyfi Öğün ile birlikte gerçekleşiyor.
- Rönesans, aydınlanmaya giden yolda önemli bir kırılma noktası olarak görülüyor ve modern düşünce sistematiğinin kökeninin oluşumunda önemli rol oynuyor.
- Batı anlatısında Rönesans'ın Grekoromen kaynaklara çok fazla yer verilmesi eleştiriliyor, ancak Rönesans'ın Batı formasyonunda çok etkili olduğu kabul ediliyor.
- 02:24Rönesans'ın Gerçek Yüzü
- Rönesans'ı sadece güzelleme, artistik yücelme veya bireyin özgürleşmesi olarak görmek yerine, yerlerine oturtarak diyalektik olarak değerlendirmek önemli.
- Rönesans döneminde Rekonquistada ve Saint Bartholomew katliamı gibi sorunlu olaylar da yaşanmış.
- Tarih yazımında "tarihsel ilahiyat" yapmak tehlikeli olabilir, bu zihinsel toksik şeyler çıkarmak ve zihin dünyasını allak bullak etmektedir.
- 06:18Rönesans'ın Doğuşu ve Özellikleri
- Rönesans, Roma'nın ikiye ayrılmasından sonra ortaya çıkan boşlukta günlük geçinme dertlerinden ve karanlık dönemlerden sonra ortaya çıkmıştır.
- Haçlı savaşları sonrası Doğu Akdeniz ticaretinin canlanması, zenginliklerin İtalya'ya aktarılması ve ticari şehirlerin (Venedik, Cenova, Floransa) zuhuru Rönesans'ın doğuşunu etkilemiştir.
- Rönesans'ın sınıfsal ağırlığını aristokratlar taşıyor, ancak Akdeniz'in farklı bölgelerinde farklı karakterlerde (Venedik: debdebeli, gösterişli; Floransa: dengeli) tezahür etmiştir.
- 08:00Rönesans'ın Çizgileri
- Rönesans'ın en sorunlu yönlerinden biri öz ve biçim dengesinin bozulması, özellikle Venedik'te gösterişçi tüketim net bir şekilde görülürken Floransa'da bu dengenin daha iyi korunması sağlanmıştır.
- Rönesans'ın ikinci önemli çizgisi gerçekçilik olup, referansın giderek uhrevi olandan tabii olana doğru evrildiği görülmektedir.
- Rönesans, Akdeniz'in batısının yeniden yükselişe geçmesi ve coğrafi merkezin Doğu Akdeniz'den Batı Akdeniz'e kayması sürecinde ortaya çıkmıştır.
- 11:09Batı Dışındaki Düşünce Sistemleri
- Hint, Çin, İran ve Roma gibi antik formasyonlar arasında uzun boylu farklar olmasına rağmen, zirai temelli tarihlerin anahtarını "kelle ile di her yerde caridir" ifadesi takdim ediyor.
- Siyasetname külliyatında (Beydebağ'dan Nizamülmülk'e kadar) adil olma ve tebanı ezmemek gibi benzer öğütler verilirken, Machiavelli'nin kitabında tam bir kırılma görülür ve başarı için her şeyin yapılabilmesi savunulur.
- Machiavelli'nin gerçekçiliği Rönesans'ın ana karakteri olarak görülür ve bu gerçekçilik, hayatın gerçeklerden ibaret olduğunu söyleyen bir fikir haline gelir.
- 13:19Gerçekçilik ve İdealizm Arasındaki Fark
- Gerçekçilik, hayatın gerçeklerden ibaret olduğunu söyleyen bir fikir haline geldiğinde sorunlu hale gelebilir ve gerçekçilikten sonra hipergerçekçilik (gerçeğin buharlaşması) durumuna gidilebilir.
- Rönesans gerçekçiliğinin izini sürdüğünüzde modern dünyaya ulaşırsınız, burada moral ve politik endişelerden arınır ve sadece gerçekler konuşulur.
- İnsanlar sadece kuru gerçeklerle yaşamaz, gerçeklerin üzerine temsil edici hikayeler inşa ederler ve bunlar hiçbir zaman çok gerçekçi değildir.
- 15:28Rönesans'ın Gelişimi
- Rönesans'ın gerçekçiliği bir sonraki asırda barok dönemde veya akılcılık çağı (Spinoza, Descartes, Leibniz) elinde özcülüğe dönüşür.
- Rönesans'ın gerçekçiliği Erasmus'a kadar ilerler ve orada bir yerde durur, daha sonra akılcılık denilen başka bir şeye dönüşür.
- Akılcılık çağıda Descartes'in sistemli kuşkuculuğu ve özü yakalamak gibi düşünceler ortaya çıkar, bu da fikirciliğin başlangıcıdır.
- 17:14Akılcılık ve Bilimcilik
- Akılcılık çağıda akıl her şeye amirdir, aklederek gerçekle buluşan bir akıl yürütme üzerinden doğaya hakim olunabilir.
- Matematiğin tarihi mistik bir tarihe sahiptir, Pitagoras'tan başlayarak gök kubbeyi anlatan akıl yürütme meselesi işlemsel kılmaya doğru gider.
- Weber'in "dünyanın büyüsünü kaybettiği" (disenchantment) kavramı, duyguları ve hayalleri büyük ölçüde gerileten bir süreçle sonuçlanır.
- 18:19Rönesans Kavramının Oluşumu
- Rönesans kavramını 19. yüzyılda Jules Michelet icat etmiş ve Avrupa uygarlığının temeli olarak tanımlamıştır.
- Aynı dönemde André Thirion, Rönesans'ın bir süreklik olduğunu ve Frizya pelerininin ticareti üzerinden Romalılığın devam ettiğini iddia etmiştir.
- Her iki kavram da Avrupalılık, Batı kimliği ve Greko-Romen kimliği için referanslar sunmakta, ancak farklı yollarla bu ihtiyaca karşılık gelmektedir.
- 19:48Tarih ve Dönemler
- Tarihi asırlara dilimleyerek anlatma tarzı pek tercih edilmemelidir, çünkü 1765'ten 1800'e geçişte dünyada çok şey değişmez.
- Michelet'in Rönesans tabiri, o dönemde bir doğum telaşı içinde olduğu için ortaya çıkmıştır.
- Rönesans devrinde yaşayanların "biz Rönesans'ta yaşıyoruz" diye bir şuurları yoktur.
- 20:56Fatih Sultan Mehmet ve Antik Dünyanın Restoratörü
- Fatih Sultan Mehmet'i büyük bir restoratör olarak görmek mümkündür, kendini "Roma Kayseri" olarak tanımlayan ve Roma'yı ikmal etme misyonunu taşıyan bir liderdir.
- İstanbul'a gözünü dikmesi sembolik bir değer taşımaktadır, çünkü o dönemde İstanbul zaten bitik bir şehir olup, ordusuna ikram edilecek bir şeyin olmadığı bir yerdi.
- Fatih Sultan Mehmet, Roma'yı ihmal etmek yerine üçüncü Roma insaat etme meselesini öngören ve Roma'yı almak isteyen bir restoratör olarak görülür.
- 22:22Antik ve Modern Dünyalar Arasındaki Farklar
- 1453'ten 1492'ye kadar dünyanın merkezi Doğu Akdeniz'den Atlantik'e kaymıştır, bu da Fatih Sultan Mehmet'in modern dünyanın gelişimini öngörememesinin sebebidir.
- Antik dünyanın insanları (Roma restoratörü) çevrimsel bir dünyada düşünen, evrensel düşünen bir zihin yapısına sahiptir.
- Roma imparatorluğu evrenin kendisini temsil ederken, o dönemdeki siyasal yapılar fiziksel olarak bölünmüş ve Roma'yı inkar eden yapıları oluşturmuştur.
- 23:41Evrensellik Kavramı ve Farklı Bakış Açları
- "Ökümen" (ekümenik, universe) kavramı bir evrensellik kavramını ifade eder ve bir imparatorluğu tanımlar.
- Antik dünyada Tanrı, tabiat ve insan arasındaki ilişkileri dengeli bir şekilde görmek isteyen bir zihinsel kavrayış vardır.
- Modern dünyada ise Tanrı yerine doğa konumlandırılır ve insanın doğası ile doğadaki doğa arasında çakışma vardır.
- 26:16İktisat ve Ekonomi Kavramları
- İktisat, antik bir gerçekliktir ve kıt kaynakları işaret eder; en büyük tehlike orada kıtlıktır.
- Ekonomi ise kaynakların insafsızca arttırılabileceği beklentisi ve pratiğine sahiptir.
- Modern dünyayı ve kapitalizmi imkan kılan şey, kaynakların sonsuza kadar arttırılabileceği inancıdır.
- 29:01Siyaset ve Ekonomi Arasındaki İlişki
- Antik dünyada "imperium" (imparatorluk) kavramında siyaset her şeyi önceler.
- Modern dünyada ise ekonomi politikaya doğru bir gidiş vardır ve bu ilişki sorunlu ve kendiliğinden oluşmaz.
- Ticari ve ekonomik kaygılar politik endişelerin önüne geçer, bu da Avrupa Birliği tecrübesinde de görülmektedir.
- 32:01Jean-Jacques Rousseau'nun Önemi
- Jean-Jacques Rousseau, 19. yüzyılın her kilidini açan bir düşünür olarak tanımlanabilir.
- Rousseau, entelektüel bir hafriyat yapan ve tutarlılık kaygısında olmayan bir düşünürdür; farklı alanlarda farklı anlamlara sahiptir.
- 19. yüzyıl, Amerikan bağımsızlık hareketi ve Fransız Devrimi ile başlayan, 20. yüzyıl için "cans", 21. yüzyıl için "Foucault" gibi düşünürlerin çapında olmayan bir asırdır.
- 34:03Rousseau ve Aydınlanma
- 19. yüzyıl bir burjuva asrıdır, Rousseau ise 18. yüzyıl düşünürlerinden farklı olarak saray toplumunun değil, taşralı bir aileden gelmiştir.
- Voltaire, Rousseau'yu taşralı ve kaba bir köylü olarak görmüştür.
- Rousseau, aydınlanmayı "aşağıdan yana" yorumlayan, aydınlanmanın aykırı çocuğu olarak görülmektedir.
- 38:24Aydınlanmanın Coğrafi Boyutu
- Aydınlanma tarihinde Manş Boğazı'nın ayırdığı iki dünya vardır; Paris ve Londra arasında büyük farklılıklar bulunmaktadır.
- İskoç Aydınlanması, Adam Smith ve Adam Ferguson gibi düşünürlerin etkisiyle daha pratik ve ekonomi merkezli bir yaklaşım sergilemektedir.
- Kıta Avrupası "know what"çı, Anglosakson dünyası ise "know how"cı olarak tanımlanabilir; her iki bölge de farklı renkler taşımaktadır.
- 41:58Almanya'da Felsefi Yaklaşım
- Almanya'da toplum kavramı insan olup olmadığına bakılmaksızın var sayılır, bu Almanya'nın tarihsel gecikme ile ilgili bir meseledir.
- Hegel, öğrencisi tarafından durdurulmuş bir düşünürdür ve Marx'ın felsefesi, fiziksel ilerlemeyi engelleyememenin zihinsel bir patlamasıdır.
- Kant, doğa bilimleri ile insan bilimleri arasında temel ayrım ipuçları vermiş olmasına rağmen, Alman tarzı bir aydınlanmacıdır.
- 43:12Kant'ın Felsefi Yaklaşımı
- Kant'ın fenomen-nomen ayrımı, tabiatı bilemeyiz meselesini içerir; yağmurun nasıl yağdığı anlaşılabileceği ancak ne olduğu bilebileceği alan ise insanı içerir.
- Fransa ve İngiltere'de nesneyi önünüzde koyup mesafeli bir şekilde nesnel düşünerek açıklamak tercih edilirken, Almanya'da "anlama" derdinde bulunulur.
- Alman felsefesinde "anlama" düzeyine erişilmesi, derin ve nüfuz edici soyutlamaların ortaya çıkmasına neden olmuştur.
- 44:44Kant'ın Etkisi
- Kant olmadan Weber, Rekt'i, hermenetikler gibi düşünürler olamazdı; Kant, insanın doğa referansı olmaksızın ne olduğunu anlamak istemesiyle insan merkezli bir düşünce sunmuştur.
- Marx ve Bakunin, Kant'ı derinlemesine okumuş olmalarına rağmen, aydınlanmaya çok bağlı adamlardır.
- Kant'ın aydınlanma kavramında hem olumlu yönleri hem de aydınlanmayı kritik edebileceğimiz yönleri vardır.
- 47:59Marx ve Engels İlişkisi
- Marx, modern dünyanın anlaşılabilmesi için çok önemli bir düşünürdür ve "Das Kapital" ile sermaye kavramını açıklamıştır.
- Dickens gibi romancılar insanlık durumlarını anlatırken naif bir yaklaşımla iyinin bir gün dünyayı düzelteceğine inanırken, Marx ilk defa "ne oldu da böyle oldu?" sorusunun cevabını anlatmıştır.
- Marx'ın "flu" bıraktığı yerleri aydınlatan Weber ve Freud ile birlikte, bu üç düşünür olmadan modern dünya anlaşılır olmaktan çıkamaz.
- 50:3819. Asır İdeolojileri
- 19. asır, ideolojilerin temellerinin atıldığı bir asırdır; milliyetçilik, marksizm, anarşizm ve işçi sınıfı hareketi bu asırda etkili olmuştur.
- Fransız Devrimi'nin rüzgarı, Napolyon'un etkisi ve Marx'ın "Sekiz Brumer'de Anlatılan Bonapart" eseri bu asırın önemli olaylarını yansıtmaktadır.
- 19. asır, burjuva bir asırdır; Victoria Dönemi, burjuva değerlerin aşırı bir şekilde yayıldığı bir dönemdir.
- 52:38Muhafazakarlık ve Devrimcilik Fikriyatları
- Fikriyatın iki ana doğrultusu vardır: muhafaza etme eylemi ile ilişkili olan ve devrimcilik olarak adlandırılabilen, yıkıp yeni bir şey yapmakla ilgili olan.
- Muhafazakarlık kendi içinde saygıdeğer bir değerdir çünkü her şeyin değiştiği, irademizi altüst eden dinamikler karşısında muhafaza edilmeye değer şeyler vardır.
- Devrimcilik de kendi içinde anlaşılır ve saygıdeğer bir değerdir, ancak ideolojik çeşitlendirmeleri ciddi problemlere yol açar ve değerlerin çarçur edilmesine gider.
- 55:14Fikriyatların İç İlişkileri
- Muhafazakarlık ve devrimcilik arasında sosyal muhafazakarlık gibi paylaşılabilecek bazı alanlar vardır.
- Bu iki fikriyat kendi içinde kavgalı dünyalar olmasına rağmen, sosyal muhafazakarlık gibi hassasiyetler gelişmediği için ideolojik nebula içerisinde kalırlar.
- Düşünce ayrımlaştırması önümüzdeki yüzyılda konuşulması gereken önemli kavramlardan biri olabilir.
- 56:44Önemli Düşünürler ve Eleştirileri
- Freud'un psikolojik katmanı, modern dünyaya ilişkin eleştirel bir bakış açısı sunmuştur.
- Weber de modern dünyaya eleştirel bakış açısıyla yaklaşmıştır, ancak "Protestan Etiği ve Kapitalizm" çalışmasında ırkçılığı görebilirsiniz.
- Montesquieu, Fransa'nın siyasi uçurumlu durumunu rahatsız eden ve statik-dinamik hesaplar dengesine inanan bir düşünür olarak, güçler ayrılığını öngörmüştür.
- 58:28Freud'un Katkıları ve Düşünürlerin Hataları
- Freud, 19. yüzyılın aldatıcı sükunetini ve arkasındaki baskılamayı, disiplin toplumu olmaya doğru giden ve insan ruhlarında doğurduğu sakatlıkları ortaya çıkarmıştır.
- Marx'ın hataları bile çok kıymetlidir çünkü hata yapmak bile ilham vericidir ve eksiklikler fotoğrafın silik taraflarını gösterir.
- Zamanına çok ait olan düşünürler, zamanlarına ait olmaları nedeniyle yorucu olabilirler.
- 1:00:4120. Yüzyıl ve İdeolojiler
- Konuşmacı, 20. yüzyılın Keynes yüzyılı olarak tanımlandığını belirtiyor, ancak Kissinger'in "ideolojilerin yüzyılı" olarak tanımlamasını eleştiriyor.
- 20. yüzyılın iki kutuplu dünyada ideolojilerin belirleyici olduğu bir dönem olarak görülmesi tartışmalı olabilir.
- Sistem okulu (Wallerstein, Frank, Gunder) göre kapitalizm dünya işbölümü oluşturmuş, 20. yüzyıl bu işbölümünün çarpık bir ideolojik formatlanması olarak görülmelidir.
- 1:03:19Devlet Kapitalizmi ve Ekonomik Sistemin Doğası
- 20. yüzyılda tüm ekonomiler devletliydi; Avrupa'da Ren Kapitalizmi, Amerika'da New Deal Amerika'da devlet ekonomiye aktif rol oynadı.
- Sovyetler Birliği de yeniden bölüşüm yapıyordu ancak pazarlığa açmıyordu, devlet ihsan ediyordu.
- 1970'lerde Nixon başkanı, ekonomik sistemlerin devletli doğasını açıkça söylemiştir.
- 1:05:11Keynesçilik ve Ekonomik Hikaye
- 20. yüzyıl Keynesçiydi çünkü Keynes, 19. yüzyılda yaşanan korkunç savaşların kapitalist girişimcilerin emeği baskılayarak talep sorunu yarattığından kaynaklandığını belirtmiştir.
- Sovyetler Birliği'nde yeniden bölüşüm tepeden inme olarak yapıldı, Batı'da ise pazarlığa çıktı.
- 20. yüzyılda ideolojiler 19. yüzyıldaki gibi değildi, trankilizan yemiş, yatıştırılmış ve kısmen azdırılmıştı.
- 1:06:30Muhafazakarlık ve Liberalizm
- Konuşmacı, liberalizmin ideoloji olduğu konusunda tereddütlerini belirtiyor ve muhafazakarlığın ana akım olduğunu, liberal değerlerin ise muhafazakarlığın yorumu olduğunu savunuyor.
- Liberal değerler seçkincidir ve "natural aristokrasi" kavramını kullanır, herkese açık bir aristokrasi fikrini savunur.
- Liberal değerleri siyasette çarçur etmek, liberal partileri kurmak liberal değerlerle örtüşmez çünkü her hareket kolektivisttir.
- 1:09:36Neoliberalizm ve Türkiye'de İdeoloji
- Neoliberalizm, insanlığa kısa dönemde yedirdiği bir safsata halini almıştır.
- Türkiye'de ideoloji konusunda Yusuf Akçura'nın "Üç Tarzı Siyaset" adlı eseri önemlidir.
- Türkiye'nin son iki yüz yıllık tarihinde ideoloji olup olmadığı, düşünce sistematikleri olup olmadığı veya sadece birbirine eklemlenen söylemlerden ibaret olup olmadığı tartışılmalıdır.
- 1:11:44Siyasal Kültür ve İdeolojik Hayat
- Konuşmacı, siyasal kültürün birikimlerini ve meselelerinin Avrupa'dan ithal edilen ideolojik formatlarda aranmasının ömrümüzü geçirdiğini belirtiyor.
- Türkiye'de kesif bir ideolojik hayat olmadığı, sadece esinlenmeler ve heveslerin olduğu vurgulanıyor.
- Türkiye'de sosyalizm gibi ideolojilerin anlatılması çok zor olduğu, bir Fransız komünistin Türkiye'de "solcu" ve "komünist" kavramlarını ayırt edemediği örneği veriliyor.
- 1:12:52Demokrasi ve Meşruiyet
- Demokrasi kabulü Türkiye'nin doğasında olduğu, son iki yüzyılda demokrasi hassasiyetinin neredeyse yokluğu belirtiliyor.
- Siyasetin en temel meselelerinden birinin meşruiyet olduğu, Türk toplumunun demokratik meşruiyet meselesini benimsediği vurgulanıyor.
- Demokrasi sadece demokratik meşruiyetten ibaret olmadığı, bunun bir ilk tuğla olarak öğrenmemiz gerektiği ifade ediliyor.
- 1:13:37Osmanlı Dönemi Aydınları
- Ahmet Cevdet Paşa'nın zihni şaşırtıcı olduğu, Mithat Paşa ve Ahmet Rıza gibi aydınların dünyaya seslenmediği belirtiliyor.
- Rus aydınlarının dünyaya anarşizm, sosyalizm veya aristokrasinin yeniden hakim olması gibi fikirler armağan etmek istediği, Osmanlı'nın ise kaybeder durumu ve güçten düşmesi nedeniyle evrensel bakan aydınların çıkması engellendiği öne sürüldüğü.
- Türkiye'nin devlet etosu ve nizam, düzen fikrinin her şeyi devlet meselesine oturttuğu, Türkiye'nin Imperium'un çocukları olduğu vurgulanıyor.
- 1:15:52Sohbetin Sonu
- Konuşmacı, Türkiye hakkında ve Türkiye düşünce tarihi hakkında daha fazla sohbet etmek istediğini belirtiyor.
- Konuşmacı, Süleyman Hoca'yı dinlediğini ve seyircilerin keyif aldığını ifade ediyor.
- Bir sonraki programın önümüzdeki perşembe günü saat 23:15'te gerçekleşeceği duyuruluyor.