Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, 1941 yılında Berlin'de doğan, Hindistanlı bir babanın oğlu olan ve Osmanlı tarihi alanında uzmanlaşmış bir akademisyenin röportajını içermektedir. Konuşmacı, Hamburg'da eğitim almış, Barkan'ın öğrencisi olmuş ve ODTÜ'de çalışmış bir tarihçidir.
- Video, akademisyenin hayat hikayesini kronolojik olarak anlatmaktadır. İlk olarak Hindistan ve Endonezya'daki çocukluğu, Hamburg'daki eğitim hayatı, İstanbul'da geçirdiği yıl ve Barkan ile tanışması, ODTÜ'deki çalışmaları, 1980'li yıllarda Türkiye'deki zorlu akademik ortam ve doçentlik süreci detaylı olarak ele alınmaktadır.
- Konuşmacı, İstanbul'da geçirdiği yılın kendisi için tayin edici olduğunu, Türkçeye alışma sürecini, Barkan'ın derslerine katılması ve Süleymaniye Kütüphanesi'nde çalışma deneyimlerini paylaşırken, aynı zamanda 1980'li yıllarda Ankara'daki "Ankara Semineri" adlı kitap hazırlama süreci ve Harvard'daki çalışmalarından da bahsetmektedir.
- Arşiv Çalışmaları ve Öğrenim Süreci
- Konuşmacı, Türkiye'den 1987 yılında ayrılıncaya kadar sürekli arşiv izniyle çalışabildiğini ve bunun kendisi için büyük bir hediye olduğunu belirtiyor.
- Konuşmacı, Hamburg'da üniversite okumaya başladığı dönemde fotokopi bile çok yaygın olmadığı bir dönemde yaşadığını anlatıyor.
- Konuşmacı, bir sene daha beklemek istemediği için hocasına "makalelerinizi okudum, çok sevdim, öğrenciniz olmak istiyorum" diyerek ısrarla talepte bulunduğunu ve hocasının bu durumu kabul ettiğini söylüyor.
- 01:55Aile Hikayesi ve Çocukluk
- Konuşmacı 1941 yılında Berlin'de doğmuş, Hindistanlı bir babası ve Alman vatandaşı olan bir ailede büyüyükmüş.
- Babası gençliğinde pilotluk yapmış, 35 yaşlarında tıbbi okumaya başlamış ve 40 yaşlarında diplomasını almış.
- Konuşmacı, 1941 yılında doğmuşken, kardeşi Harun 1944 yılında doğmuş, Hindistan'da baba olunan yaşın çok erken olması nedeniyle babalarının çoğu dede olurken, konuşmacının babası geç evlenmişti.
- 04:08Gençlik Dönemi ve İstanbul'a Taşınma
- Konuşmacı, reşit olduğunda buradan gitmek istiyormuş ve doğduğu bölgede (Bon köy civarı) büyüyormuş.
- Liseyi bitirdikten sonra babası muayenehanesini Hamburg'a nakletmiş, aile Hamburg'da ev almış ve konuşmacı da mecburen oraya taşınmış.
- Reşit olalı dört hafta geçmeden İstanbul'a gelmiş ve Türkçe öğreninceye kadar Fransızca ile idare etmiş.
- 07:46Tarih Çalışmaları ve Osmanlı Tarihi
- Konuşmacı, Hamburg ile İstanbul arasında öğrenci değişimi olduğunu ve tarih okumaya başladığını anlatıyor.
- Hocası, ortaçağ için "serfliğin resmen bitmesi"nin önemli olduğunu ve Fransa'da serfliğin 1789 veya 1790 yılında kanunen kalktığını belirtmiş.
- Konuşmacı, ortaçağ feodalizmi ve mutlakiyetçi devlet arasındaki geçişle Osmanlı tarihiyle ilgilenmeye başlamış ve arşivlerin açıldığını öğrenmiş.
- 11:10Arşiv Çalışmaları ve Öğretim Üyeleri
- Konuşmacı, İstanbul'da öğrenci iken mecburi olmayan bir arşiv dersine kaydolmuş ve Atatürk'ün Nutku'nun Fransızca ve Almanca olarak mevcut olması nedeniyle okumuş.
- 1970'li yılların başında ODTÜ'de arşiv izni almak için uğraşmış ve dersi veren hoca, onu Ankara'daki bir tanısına göndermiş.
- Konuşmacı, sürekli arşiv izni almış ve 1987 yılında Türkiye'den ayrılıncaya kadar bu izniyle arşivde çalışmış.
- 15:08Üniversite Değişim Programı Deneyimi
- Konuşmacı, 1960'ların ortalarında İstanbul'dan Hamburg'a öğrenci değişim programına başvurduğunu anlatıyor.
- O dönemde Türkçe ve Almanca iki dilli bilen insanlar henüz çok sayıda olmadığı için rekabet azdı.
- Programda İstanbul'a giden öğrencilere daha fazla para verildiği için konuşmacı, Beyoğlu'nda bir hanımın evinde kalmayı tercih etti.
- 19:13İstanbul'daki Hayatı
- Konuşmacı, Beyoğlu'nda yaşayan ve genç yaşta dul kalmış Süheyla Hanım'ın evinde kalmış ve Türkçe konuşmak zorunda kalmış.
- Kış 1962-63 çok soğuk geçti ve aile salonda sobanın etrafında toplanarak Orhan Veli'nin şiirlerini okudu.
- Orhan Veli'nin şiirleri, Soğuk Savaş'ın getirdiği ağır ve sıkıcı havaya karşı dalga geçtiği için konuşmacı tarafından tercih edildi.
- 22:18İstanbul Üniversitesi'nde Öğrenim
- Konuşmacı, üniversite yıllarında hocalardan fikir almak için bir alışkanlık olmadığı ancak daha ilerlemiş öğrencilerin danışmanlık ettiği bir ortamda bulundu.
- Öğrencilerin hocaları teker teker ziyaret etmesi gerektiği söylendi.
- Ömür Lütfi Barkan'ın ofisini ziyaret eden konuşmacı, Barkan'ın öğrencilere sadece devam imzası için ziyaretlerini beklediğini fark etti.
- 25:00Dil Becerileri ve Kültürel Deneyimler
- Konuşmacının ana dili Almanca olmasına rağmen, Hindistan'da İngilizce konuşmayı öğrenmiş.
- Hindistan'da annesinin etkisiyle tarihi yapıtlara merak uyandırılmış.
- Endonezya'da milli müzede gamelan orkestrası tarafından etkilenmiş.
- 30:35Roma Seyahati ve Mimarlık
- Konuşmacı, 19 yaşındayken 1961 yılında Roma'ya üç hafta boyunca tek başına seyahat etmiş.
- Roma'da Rönesans ve Barok mimarlığının güzelliğini hissetmiş.
- İstanbul'da Süleymaniye ve Şehzade Camii'ni ziyaret ederken, Osmanlı ve Rönesans mimarisinin arasında bir yakınlık hissetmiş.
- 33:47Barkan'ın Çalışmaları ve Yayınları
- Barkan'ın çalışması 1972 yılında Tarih Kurumu tarafından yayınlanmıştır, ikinci cilt ise 1979 yılında vefatından sonra yayınlanmıştır.
- Çalışma 1963 yılında hazır iken, para sıkıntısı, kağıt sıkıntısı ve fotoğrafların basılması zorluğu nedeniyle büyük gecikmeler yaşanmıştır.
- Barkan'ın kitabında taş ve ahşabın nereden geldiği, SKF'daki demirlerin nasıl ulaştırıldığı ve ustaların pazar gününde tatil yapması gibi pratik taraflar ele alınmıştır.
- 36:01Barkan'ın Edebiyat Dünyası ve Öğrenme Süreci
- Barkan, Strazburg'da okumuş ve Marklock ve Lucian Fal gibi önemli medivistlerin derslerini takip etmiştir.
- İlk başta dersler tamamen Fransızca olarak yapılmakta, sonra başlangıç ve sonunda Türkçe, bilimsel konuşmalar ise Fransızca olarak yapılmaktaydı.
- Konuşmacı, doğru dürüst Türkçe bilmeden Osmanlıca'ya başlamış ve bu durum öğrenme sürecini zorlaştırmıştır.
- 38:21Eğitim Ortamı ve Kaynaklar
- O dönemde fotokopi çok yaygın değildi, Hamburg'da üniversite okumaya başladığı zaman fotokopi olgusuyla tanışmıştır.
- Barkan, öğrencileri Süleymaniye'ye gönderirdi ve elyazma salonu oda büyüklüğünde, iki masa ve her masanın etrafında dört sandalye bulunuyordu.
- Konuşmacı, Barkan'ın kitab-ı müstehab'ı okurken zorlanmıştır ve anlamını çıkaramadığı için Barkan'a itiraf etmekten çekinmiştir.
- 40:41Öğrenme Stratejileri ve Dil Bilgisi
- Konuşmacı, anlamını çıkaramadığı zamanlar Your Hed Rahmetli'ye başvurmuştur ve bu sayede Barkan'ın derslerini takip edebilmiştir.
- Vakit ve para yetersizliği olmaması sayesinde İktisat Fakültesi Mecmuası gibi kitapları almıştır.
- Barkan'ın makalelerinin uzun özetlerini Fransızca olarak yazarak, önce Fransızca özetleri okuyup sonra Türkçe metinleri incelemiş, böylece Barkan'ın dikkatini çekmeden makaleleri tamamen okumuştur.
- 43:34Almanca Öğrenme Deneyimi
- İstanbul'un eski yapıtlarını görmeye gider ve müzeleri gezerken, Arkeoloji Müzesi'nde Cevriye Artuk adlı bir hanım ile tanışmıştır.
- Cevriye Hanım, İnkılap Mat ve bir kız lisesinde Almanca hocasıydı ve konuşmacıya kısa kompozisyonlar yazıp düzeltmesini sağlamıştır.
- Cevriye Hanım, konuşmacıyı Almanca derslerine götürmüş ve konuşmacı, kötü bir ders kitabını kullanarak öğrencilerin telaffuzlarını düzeltmiştir.
- 47:01İstanbul'da Sosyal Hayat ve Deneyimler
- Konuşmacı, elindeki parayla seyahat etmiş ve İstanbul'da sosyalleşme konusunda yardımcı olan bir rektör yardımcısı ile tanışmıştır.
- Almanya'dan alışkın olduğu iletişim tarzı ile İstanbul'daki farklı davranış dili arasında farklar fark etmiştir.
- Konuşmacı, İstanbul'da geçirdiği yıl sadece Türkçe'ye alışmak ve Osmanlı dokümanlarıyla tanışmakla kalmayıp, aynı zamanda yetişkin insanların dünyasına giriş olarak da görmüştür.
- 49:27İstanbul'daki Deneyimler
- Konuşmacı, bursu organize eden Kozwik adlı bir zooloji profesörü ile tanışmış ve eşi Leon Nuri'nin evinde bir ay misafir olmuş.
- Leon Nuri, sosyal bir insandı ve Halet Çambel ile arkadaş olduğu için konuşmacı yetişkin insanlarla tanışmaya başlamış.
- İstanbul'da Barkan ve Aslan Kaynana ile tanışmış, Kaynana'nın Sahaflar Çarşısı'ndaki dükkânında kitapla ilgilenen insanlar sohbet ettiğini fark etmiş.
- 53:02Anadolu Yolculuğu
- Konuşmacı, Konya ve Kayseri'ye giderek kitap dünyasıyla ilgilenen bir kütüphaneciyle karşılaşmış.
- Kayseri'den sonra Nevşehir ve Göreme'ye gitmiş, öğrenciler için fiyatlı bir otel dışında beş lira olan ikinci bir otelde kalmış.
- Göreme'de bir otelde kalırken, Çinli bir arkadaş ve Fransız bir sendikacı ile birlikte sabahları bir çeşmenin başında temizlik yapmışlar.
- 55:45Ankara'daki Deneyimler
- Ankara'ya giden konuşmacı, Tarih Kurumu'ndan öğrenci kimliğiyle önemli bir indirim almış.
- Ankara'da bir orta yaşlı öğretmen kadın tarafından Kavaklıdere'deki parka davet edilmiş ve tost ikram edilmiş.
- Ay sonunda para kalmaması durumunda Barkan'ın sekreterine başvurmuş, sekreter ona kurabiye vermiş.
- 59:39Akademik Çalışmalar
- Konuşmacı, Osmanlı tarihinden pek anlamadığı için Barkan'ın önerisiyle Osmanlı kroniklerini tarayıp köy toplulukları hakkında bilgi toplamaya başlamış.
- Sonunda çalıştığı konu Sinan Paşa Telhisleri seçilmiş çünkü yazma olarak kütüphanelerde bulunan, net yazıdaki ve arşiv malzemesi olmayan bir kaynak.
- İstanbul'daki yılı, konuşmacının daha sonra yaptığı işler için çok önemli bir dönüm noktası olmuş.
- 1:02:12ODTÜ'deki Çalışmalar
- ODTÜ'de konuşmacının çevresi daha çok Mimarlık Fakültesi'nde, özellikle Şehircilik ve Bölge Planlama Bölümü'nde bulunuyordu.
- Ömür Hanım'ın restorasyon için gerekli kaynaklar dersini devralmış ve TWS'in kitabının fotoğraflarını ODTÜ'nün arşivinden temin etmiş.
- Sevgi Aktüre'den istifade etmiş ve İlhan Tekeli'nin yönettiği Ankara üzerinde çalışan bir grupla birlikte bir Ankara Semineri düzenlemişler.
- 1:05:05Ankara Semineri Kitabı
- 1980'li yılların başında "Ankara Semineri" adlı bir kitap çıkarmışlar ve ODTÜ tarafından ikinci kez basılmış.
- Kitabın düzelti işini üç kişi olarak üstlenmişler, yayıncıda hatalı işler yapıldığı için kitapta dipnotlar kaybolmuş.
- 1980'li yılların başı zor bir dönem olmasına rağmen, farklı dönemlerde Ankara'ya ilgi duyan insanların bir araya gelmesi ve birlikte bir kitap çıkarması çok güzel bir deneyim olmuş.
- 1:08:25ODTÜ'de Yaşananlar
- Konuşmacı, Lübnan İç Savaşı'nın en kötü günlerinde, 80'li yılların başında bir grubun sosyal, ekonomik ve tarihi konuları içeren güzel bir derleme çıkardığını anlatıyor.
- Rahmetli Tarık Okyay'ın kanser hastalığından dolayı gözlerinin önünde eridiğini ve ODTÜ'nün kampüsünde onun için yapılan törende etrafında çok fazla jandarma bulunduğunu belirtiyor.
- Konuşmacı, öğrencilerin TENDOTS tutmak zorunda olduğunu ve bazı öğrencilerin başsağlığı için Tarkan'ın eşini ziyaret etmek istediklerini, ancak başsağlığına gitmeyen öğrencilerin gelenlerin listesini çıkardığını anlatıyor.
- 1:13:05Doçentlik Süreci
- Konuşmacı, ODTÜ'de doçent olduğunu ve yabancı bir insan olarak bir yıllık sözleşme ile çalıştığını, ancak doçentlikten sonra Almanya'da da doçent olabileceğini belirtiyor.
- Yakıt sıkıntısı nedeniyle hayatın zorlaştığını ve fotokopi aşırı pahalı olduğu için borç almış, fotokopileri kalemle düzeltmiş olduğunu anlatıyor.
- İstanbul'daki doçentlik sürecinin güzel geçtiğini ve deneme dersinin 45-50 dakika sürmesi gerektiğini, ancak konuşmasının 2-3 dakika sürdüğünü belirtiyor.
- 1:17:16Üniversite Ortamı
- Konuşmacı, ODTÜ'nün çok medeni bir ortamda olduğunu ve yazın Afrikalı öğrencilerin Afrika kıyafetleriyle kampüste dolaşabildiğini anlatıyor.
- Almanya'daki doçentliğinin ODTÜ'ye göre daha az medeni olduğunu belirtiyor.
- Sınavda soru sorma hakkına sahip olan 20 kişilik bir grup olduğunu ve beğenmediği soruları "başka sorular var" diyerek atlatmayı başardığını anlatıyor.
- 1:20:53ODTÜ'nün Destekçiliği
- ODTÜ'nün doçentliklerini kazanan insanları kısa sürede asosya profesör yaptığını ve bu insanların geleceğini kapatmamak için bu adımı aldıklarını belirtiyor.
- Konuşmacı, 1980 sonbaharında doçent olduğunu ve asosya profesörlüğünün 1981 ocak ayında geldiğini anlatıyor.
- Albert Turan'ın Harvard'a bir yolunu davet etmesini sağladığını ve 1983-1984 akademik yılını Harvard'da geçirdiğini, orada yakın arkadaşı Tülay Artan'la tanıştığını belirtiyor.