Buradasın
Bediüzzaman Said Nursi'nin Hayatı ve Düşünceleri Üzerine Akademik Bir Sohbet
youtube.com/watch?v=an_5ji2ZyakYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir sohbet formatında Mustafa İslamoglu, Atasoy Müftüoğlu, Kadir Yarım ve diğer akademisyenlerin Said Nursi'nin hayatını, fikirlerini ve Nurculuk hareketini ele aldığı akademik bir tartışmayı içermektedir.
- Video, Said Nursi'nin 1878'deki doğumundan başlayarak yaşamını kronolojik olarak anlatmakta, 1918-1923 yılları arasındaki siyasi dönüşümünü, 1925'ten 1960'a kadar süren sürgün hayatını ve Risale-i Nur'u yazma sürecini ele almaktadır. Konuşmacılar, Nursi'nin İslamcılık, siyaset, tanrı kavramı, tefsir usulü ve içtihat gibi konulardaki düşüncelerini detaylı bir şekilde analiz etmektedir.
- Sohbette ayrıca Said Nursi'nin bilim ve teknoloji ilişkisi, Hilafet anlayışı, şia-sünni birleşmesi fikri ve "mehdiyi mehdiyete çevirme" yaklaşımı gibi konular da ele alınmaktadır. Konuşmacılar, Nursi'nin felsefi ve dini anlayışının modern bilimsel bilgilerle ilişkisi, Nurculuk hareketinin örgütlenme yapısı ve bu hareketin Cumhuriyet sonrası Türkiye'deki durumu hakkında görüşlerini paylaşmaktadır.
- 00:33Said Nursi'nin Hayatı ve Eğitim Hayatı
- Said Nursi, 12 Mart 1878'de Bitlis'in Hizan ilçesine bağlı Nurs köyünde doğmuş ve 23 Mart 1960'da Urfa'da vefat etmiş, 82 yıl yaşamıştır.
- Said Nursi, 14 yaşında Doğubeyazıt'taki Beyazıt Medresesi'nde sadece üç aylık bir eğitim almış, başka bir medrese veya okulda tahsil görmemiş.
- Genç yaşta zeki, hafızası güçlü ve kavrayışında keskinlik gösterdiği için çevresi tarafından "Bediüzzaman" (zamanın eşsizi) ünvanı verilmiştir.
- 05:22Said Nursi'nin Eğitim Felsefesi
- Said Nursi, kırkbeş'e yakın İslam ilimleri ve kırkbeş'e yakın Batı bilimleri ile ilgili doksan kitabı okumuştur.
- Üç ayda bir sözlüğü ezberleyebilen Said Nursi, fotoğrafik bir hafızaya sahipti ve sayfayı bir kez okuyarak hafızasına kolayca yerleştirebiliyordu.
- İslam tarihinde bu düzeydeki hafıza, İmam Şafii'de de bulunmuştu; İmam Şafii bir şiirin bir kere okunduğunda hemen ezberleyebiliyordu.
- 06:24Medresetü'z-Zehra Projesi
- Said Nursi, İstanbul'a gelişinin sebebi Medresetü'z-Zehra isimli, Fatimilerin Kahire'de kurdukları eser üniversitesine muadil bir meclis kurmak istemesiydi.
- Medresetü'z-Zehra'nın kurulması için Said Nursi'nin üç temel amacı vardı: Protestan misyonerlerin istilasına karşı İslam birliğini sağlayacak bir eğitim kurumu düşünmesi, Kafkaslara, Türk Cumhuriyetlerine, Anadolu'ya ve Arapların hitap edebilecek bir merkez olması, Batı pozitivizmine karşı İslam ilimleri ve Batılı bilimlere dayalı yeni bir eğitim felsefesi.
- Said Nursi, İslam ilimleri ve Batı bilimlerini bir araya getirmek istiyordu; bunu "cenahin" (iki kanatlı) tabiriyle ifade ediyordu.
- 11:51Said Nursi'nin Siyasi Görüşleri
- Said Nursi, 31 Mart Vakası'nda ve Meşrutiyet ilanında tercihi istibdat rejimine karşı özgürlüklerden yana olmuştur.
- Said Nursi, en tipik ve dört dörtlük bir İslamcı olarak, İslam'ın akidesinden ve şeriatından hiçbir şekilde taviz vermemiştir.
- Said Nursi, İslam'ın yeni bir dünya ve İslam birliği tasavvur ederken, İslam'ın temel ilkelerinden herhangi bir taviz vermemiştir.
- 13:04Said Nursi'nin İttihatçılarla İlişkisi
- Said Nursi, İttihatçılarla özellikle Enver Paşa ile kişisel bir ilişkiye sahipti.
- Enver Paşa, Said Nursi'nin "İşaret İcaz" adlı eserinin basımında kağıt masrafını karşılamıştır.
- Said Nursi, Enver Paşa'nın güçlü bir şahsiyet olduğunu ve etkileyici olduğunu düşünmüştür.
- 13:41Said Nursi'nin Hayatı ve Siyasi Deneyimleri
- Said Nursi, 1916-1928 yılları arasında Rus esareti yaşamıştır.
- 1922 yılında Almanya'ya gidip kısa süre İstanbul'da kalarak, Milli Mücadele başlayınca Ankara'ya gelmiştir.
- Mustafa Kemal ile görüşmeleri sonrasında eski Said dönemi kapanıp yeni Said dönemine başlamıştır.
- 14:40Said Nursi'nin Fetret Dönemi ve İnkarcılık
- 1918-1922 yılları arasında Said Nursi'nin bir "fetret dönemi" olduğu belirtilmektedir.
- Ankara'da yaklaşık altı ay kalan Said Nursi, yeni kurulacak sistemde başarıya ulaşamayacağını düşünmüştür.
- Mustafa Kemal ile görüştükten sonra "bu adamla başa çıkılmaz" diyerek siyaseti terk etmiş ve yalnız imanı kurtarmak için vaktini sarf etmeye karar vermiştir.
- 16:00Eski Said'in Öncelikleri
- Eski Said'in öncelikleri istibdat rejimlerine karşı gelmek, özgürlük hareketleriyle birlikte durmak ve bilim mücadeleye destek vermekti.
- Said Nursi, sorunun çözümünün iyi bir eğitimle mümkün olduğunu düşünmüş ve Medrese-i Düz Zehra'ya teklif etmiştir.
- Mustafa Kemal ile görüştükten sonra siyasi çözümün imkansız olduğunu düşünen Said Nursi, inzivaya çekilmeye karar vermiştir.
- 16:52Said Nursi'nin İman Felsefesi
- Said Nursi, pozitivizm ve materyalizmin aydınların zihinlerini esir aldığını düşünmüştür.
- Yeni kurulacak cumhuriyetin pozitivizm temellerde kurulacağını ve eğitim felsefesinin bunun üzerine olacağını belirtmiştir.
- Said Nursi, sorunun temelinde iman olduğunu düşünmüş ve imanı dönüştürücü bir güç olarak tanımlamıştır.
- 17:28Said Nursi'nin Stratejik Değişimi
- Said Nursi, İslamcılıkla ilgili iktidar merkezi bir stratejiden toplum merkezi bir stratejiye geçmiştir.
- Toplum merkezi stratejisinin temelinde toplumdaki cehalet ve iman zafiyetinin teşhisi bulunmaktadır.
- Said Nursi, siyasette başarılı olunsa bile iman meselesi çözülmese bir sonu ve geleceği olmayacağını düşünmüştür.
- 18:15Said Nursi'nin Yöntem Değişimi
- 1918 öncesi Said Nursi, Afgani gibi aktivist ve siyasi bir yaklaşım benimsemişken, 1918'den sonra özellikle 1923'ten sonra Abdul'ün yöntemini benimsemiştir.
- Said Nursi, "Abdu billahi mineşşeytani vessiyase" (Siyasi şeytandan ve siyasetten Allah'a sığınırım) sözünü tekrarlamıştır.
- Said Nursi, siyasi İslam'dan kültürel, fikri ve sosyal İslam'a geçmiştir.
- 20:08Said Nursi'nin İhvan-ı Müslimîn Etkisi
- Said Nursi, İhvan-ı Müslimîn'den özellikle Hasan el-Benna'dan etkilenmiştir.
- Said Nursi, toplumu İslam ahlakı ve inancıyla takviye etmek ve aydınlara İslam tefekkürünü iletmek için faaliyete geçmiştir.
- 1923'ten sonra Said Nursi'nin en zor dönemi başlamış, bundan sonra sürgünler ve hapishanelerle geçmiştir.
- 21:32Said Nursi'nin Cihat Kavramı
- Said Nursi, klasik İslamcılıkla farklı bir cihat kavramı kullanmıştır.
- Silahlı mücadeleye dayanan cihat yerine toplumsal mücadeleye dayanan bir cihat anlayışı benimsemiştir.
- Said Nursi, "Medenilerle mücadele iknaya dayanır" diyerek silahlı mücadeleye karşı eleştirel bir yaklaşıma sahiptir.
- 23:35Said Nursi'nin Modernist Olup Olmadığı
- Said Nursi'nin modernist olup olmadığı konusunda tartışmalar vardır.
- Şerif Mardin'in Said Nursi'nin modernist olduğunu iddia ettiği belirtilmektedir.
- Said Nursi, İslamcılar gibi Batının bilimsel ve teknolojik değerlerinin alınması gerektiğini düşünmüştür.
- 24:08Bilim ve Teknolojinin İslam Toplumlarına Etkisi
- İslamcılar teknolojik batılılaşmaya karşı genellikle olumlu bir tutum sergilemişlerdir, ancak bilimin nötr ve tarafsız olduğu görüşü yanlış bir yaklaşımdır.
- 500-600 yılları arasında İslam toplumlarında tabiat bilimlerine dayalı bir gelişme yaşanmamış, bu alanlar medrede ihmal edilmiştir.
- Batıda bilim ve teknoloji hızla gelişirken, İslam dünyasında bu gelişmeler etkili olmuştur ve kelam kaynaklarından hareketle bu paradigmaya cevap verilememiştir.
- 26:10Bilim ve Ahlak Arasındaki İlişki
- İslamcılar bilime açtıkları kredi neredeyse sınırsızdır, ancak bu durum bir sorun oluşturabilir.
- Bilim konusunda gösterdikleri sonsuz krediyi ahlak meselesine eleştirel bir yaklaşım getirmemeleri problem yaratır.
- Bilim, sanat ve ahlak birbirlerini besleyen alanlardır; biri eksik olursa diğerleri de etkilenir.
- 27:01Japon Modeli Hakkında Yanlış Anlayış
- Japonların geleneklerini ve kişiliklerini koruyarak modelleşti ve büyüdükleri iddiası tamamen yanlıştır.
- Japonya'da mekan kullanımı, yeme biçimleri, mutfağı, giyim, dünya görüşü ve üretim biçimleri tamamen batılıdır.
- Batılılaşma ve modernite küre ölçeğinde büyüyerek tüm dünyayı içine almıştır.
- 28:53Said Nursi'nin Sürgün Dönemi
- Said Nursi 1925'te sürgün edilmiş, 1927'de Barla'da 8,5 sene kalmış ve burada "Haşir Risalesi" ve diğer eserlerini yazmıştır.
- 1934'te İsparta'ya, 1935'te Eskişehir hapishanesine, 1936'da Kastamonu'ya, 1937'de Denizli'ye ve Ankara'ya gönderilmiş, 1944'te Afyon Emirdağ'a, 1948'de Afyon hapse, 1952'de İstanbul mahkemesine çıkarılmıştır.
- 1960 yılında Urfa'da vefat etmiştir ve hayatının neredeyse tamamı sürgün ve hapishane içinde geçmiştir.
- 30:31Cumhuriyet'in Said Nursi'ye Karşı Tutumu
- Cumhuriyet Said Nursi'ye karşı sürekli sürgün ve takibat yapmıştır, Türkiye'nin tüm illerinde Risale-i Nur ile ilgili davalar açılmıştır.
- Said Nursi, Şeyh Said gibi bir ayaklanma üretebilecek potansiyelde değil, aksine ayaklanmalara karşı çıkmaktadır.
- Cumhuriyet'in Said Nursi'ye karşı korkusu, onun düşüncelerinin yayılmasından kaynaklanmaktadır.
- 32:51Said Nursi'nin İkna Kabiliyeti ve Sonrası
- Said Nursi'nin hitabeti, İslam birikimi ve bilimlerini içselleştirme kabiliyeti çok güçlüdür.
- Mareşal Fevzi Çakmak gibi önemli figürler Said Nursi'nin düşüncelerini kabul etmiştir.
- 1960 ihtilali sonrası Said Nursi'nin mezarı parçalanmış, kemikleri alınıp götürülmüş ve şimdi nerede olduğu bilinmemektedir.
- 36:50Said Nursi'nin Siyasi Görüşleri
- Said Nursi'nin görüşlerinde dönemlere göre değişimler görülür, Sultan Abdülhamit dönemi içinde kendini muhalif kesim olarak konumlandırmıştır.
- Said Nursi, istibdat karşı çıkarak, istibdatın keyfi bir muameleyi içerdiğini, kuvvete ve cebre istinad ettiği, tek kişinin rehine dayandığını ve suistimallere açık bir zemin olduğunu belirtmiştir.
- Said Nursi, istibdat rejimine karşı Kur'an'ın meşveret (işişare) ilkesine dayanan bir rejim önermiştir, bu da o gün meşrutiyet olarak ilan edilen sistemdir.
- 39:29Said Nursi'nin Siyasi Eleştirileri
- Said Nursi, yöneten-yönetilen ilişkisini hekim-hasta ilişkisine benzeterek, istibdatın hastanın halinden anlamayan, gelişigüzel ilaç yazan bir hekime benzediğini, meşrutiyetin ise hastalığa anlayan, hastalığa göre ilaç yazan bir hekime benzediğini belirtmiştir.
- Said Nursi, cumhuriyet dönemine sırf cumhuriyet olduğu için itiraz etmemiş, ancak meşrutiyet rejimine karşı çıkmıştır.
- İslamcılar, padişahlığın kendisinin sorgulanması gerektiğini düşünmemiş, istibdat karşı çıkışlarını şartlı ve konjonktürel bir şekilde yapmışlardır.
- 42:12Said Nursi'nin Siyasi Yaklaşımı
- Cumhuriyet kurulunca İslamcılar meşrutiyeti savunmamış, ancak cumhuriyet içerisindeki otokrasiyi eleştirmişlerdir.
- İslamcılar bağımsız bir siyasi program önerememiş, mevcut siyasi programların içerisinde veya dışında durarak gelişmeyi savunmaya çalışmışlardır.
- Said Nursi, milliyetçilik görüşlerinin oluşmasında sert bir milliyetçiliği hafifleterek daha yumuşak bir hale getirmeye çalışmıştır.
- 44:18İslamcılar ve Siyasi Rejimler
- İslamcılar padişahçı değil saltanatçı olarak görülür, ancak hilafetten yana olmalarına rağmen, hilafet olacak fakat sultan ve saltanat olmayacak bir sistem koymamışlardır.
- İslamcılar şura temel ilkesini savunsa da, şura nasıl test edilecek, seçimler nasıl yapılacak, denetlemeler ve dengelemeler nasıl yapılacak konularında derinlemesine düşünmemişlerdir.
- İslamcılar hilafet deyip meseleyi geçiştirirken, hilafetin ne olduğu, nasıl uygulanacağı, şura ile birlikte nasıl gideceği konularında düşünmemişlerdir.
- 46:29Said Nursi'nin Jön Türkler Hakkındaki Görüşleri
- Said Nursi, kamuoyundaki genel kanıya inanmadığını, Jön Türklerin hepsinin aynı türden insanlar olmadığını, bunların içinde ulema ve mesaiden insanlar olduğunu belirtmiştir.
- Said Nursi, Jön Türklerin bir kısmının İslam fedaileri, bir kısmının Selameti Millet fedaileri olduğunu, sadece yüzde on civarında mason olduğunu söylemiştir.
- Yeni Said döneminde Said Nursi, siyasetten uzaklaşmaya karar vermiş, siyaset yoluyla ilme ve dine hizmet vermenin ne kadar müşkülatlı olduğunu ve başarılı olamadığını belirtmiştir.
- 47:54Siyaset ve İlim İlişkisi
- Said Nursi, siyasetin doğasında tarafgirlik olduğunu, ilim ve din hizmetinde ise siyasi tarafgirliğin olmaması gerektiğini, bu durumun verilen hizmeti engellediğini ve kapsayıcı bir hizmet programı üretilememesine neden olduğunu belirtmiştir.
- Said Nursi, "Şeytandan ve siyasetten Allah'a sığınırım" sözünü bu dönemde söylemiştir.
- Programın ilk bölümünde Said Nursi'nin eski sahibi dönemindeki hayatı konu edilmiştir, şimdi varlık görüşü, bilgi görüşü ve iman anlayışı ile ilgili konuşulacak.
- 50:09Siyasetin Doğası ve Tarafgirlik
- Siyasetin doğasında tarafgirlik olduğu belirtiliyor çünkü siyasi partiler her biri bir görüşe ve belli bir kesimin çıkarını koruyan bir konumda olduğundan tarafgirlik içerir.
- Günümüzde siyasetin bir gölge oyununa dönüşmüş olduğu iddia ediliyor, bu yaklaşım daha sonra Fransız sosyolog Bodriard'ın simülasyon kuramıyla benzerlik gösteriyor.
- İslam'ın getirdiği hükümler çok küçük bir kategoriyi oluştururken, İslam daha çok ahlak, ibadet, ahiret ve fazilet konularını ele alır.
- 53:18Siyaset Felsefesi ve Realist Yaklaşım
- Siyasetin doğası konusu siyaset felsefesinin önemli bir konusudur ve siyaset konusunda realist bir çizgi izleyen kişinin asla iyimser olabileceğine dair şüphe duyulabilir.
- Osmanlı'dan Cumhuriyete geçiş sürecinde ve Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde tek parti baskıcı dönemler yaşanmış olup, bu dönemde yaşayan bir kişinin siyaset konusunda pozitif olabileceğine dair şüphe duyulabilir.
- Siyasetten uzak durduğu dönemde bile bir siyasi strateji izleyen birinin, bu stratejinin bir süreklilik içerisinde olduğu düşünülmektedir.
- 55:04İslamcılık ve Siyaset
- Klasik İslamcılık genel olarak daha merkeziyetçi iken, Nurcu hareket Adem'i merkeziyetçi ve liberal siyasetlerle daha yakın bir ilişki içerisinde.
- Nurcu hareketin Said Nursi'nin yaklaşımında federatif bir sistem, merkeziyetçi bir sistemden farklı olarak Kürtleri de içine alan daha federatif bir sistemin daha doğru olacağı düşüncesi vardır.
- Dönem itibariyle Said Nursi'nin görüşlerinde yumuşama olur, 1950'lerde Demokrat Parti'yi destekleyen sözler kullanır ve "İttihatı İslam Partisi yüzde 60-70'i tam mütedeyyin olmak şartıyla şimdiki siyaset başına geçebilir" şeklinde ifadeler kullanır.
- 57:30Siyasetin Tanımı ve Doğası
- Siyaset, toplumun estetik, bilgi, maharet ve ahlaki temellere, hukuk temellerine dayanarak yönetilmesidir.
- Toplumun kendi kendine organize olması da siyasettir ve Resulullah'ın sünnetine dahil olan her amel doğru ve İslami bakımdan mümkündür.
- Siyasetin doğasında kötülük olduğu ve bu kötülükten kaçınmak gerektiği önermesi yanlıştır, ahlaklı, dindar bir insan bile siyasi rekabet dolayısıyla başkasını kötüleyebilir veya iftira atabilir.
- 59:32Siyaset ve Toplum İlişkisi
- Yeni dönemde öncelik olarak pozitivizme ve materyalizme karşı iman merkezi yeni bir kelam hareketiyle karşı konulabileceğini düşünür ve siyasetin arkasından geleceğini savunur.
- İyi bir toplum iyi bir siyaset yapar, kötü bir toplum kötü bir siyaset yapar; nasıl iseniz öyle yönetilirsiniz.
- Siyasetten kaçınmanın bir örneği olarak Almanya'da 1980'li yıllarda ortaya çıkan Milli Görüş hareketi verilir; başlangıçta siyaset dışında kalarak İslam tebliği yapmayı amaçlayan hareket kısa sürede Anadolu Federal Cumhuriyeti gibi siyasi teşkilatlar oluşturmuştur.
- 1:03:00Siyaset ve Toplum Hakkında Düşünceler
- İbn Bacce ve Hariciler'in savunduğu gibi, hakim ve yöneticinin olmadığı bir toplum zihinde tasavvur edilebilir, ancak bu bir utopya olup gerçek bir toplumda siyaset mutlaka olacaktır.
- Siyasetle ilgilenmeyen kişi, bu alanı zorba, sahtekar veya adil olmak üzere farklı kişilerin eline bırakmış olur.
- Meşru, legal siyasete karşı çıkıp ortadan kaldırmaya yeltenenler, pozitif siyasetin yerini terör, şiddet ve baskı gibi negatif siyaset alacaktır.
- 1:05:09Said Nursi Hakkında Eleştiriler
- Said Nursi'nin cifir-ebced hesabı (sayılara, harflere sayı verilmesi) ve gelecekle ilgili haber vermesi konusunda eleştiriler bulunmaktadır.
- Nursi'nin risalelerinde geçmişten risaleleri doğrulayan, Kur'an'ın veya Hz. Ali'nin risaleleri doğruladığını, haber verdiğini iddia ettiği belirtilmektedir.
- Nursi'nin bu görüşlerini doğrudan vahiy olarak değil, ilham gibi bir kasıt olarak değerlendirmek mümkündür.
- 1:06:35Nurculuk ve Tarikatlar
- Said Nursi döneminde tasavvufun mistisizme yönelmesi ve Gazali benzeri bir çizgi izlenmesi görülmektedir.
- Nurculuk, Cumhuriyet döneminde tarikatların yasaklanması nedeniyle tarikat dışı bir sosyal hareket olarak ortaya çıkmıştır.
- Nurculuk'ta tarikat modelindeki şey-mürit ilişkisinin yerine abi-kardeş ilişkisi ve dershaneler gelmiştir, özünde tarikat modelinden farklı değildir.
- 1:08:32Kapalı Cemaatler Eleştirisi
- Cumhuriyet içindeki ve dünyadaki İslam hareketlerinin açık cemaat yerine kapalı cemaat biçiminde örgütlenmesi eleştirilmektedir.
- Kapalı örgütlenme tarzının, örgüt hiyerarşisi ortaya çıkardığı ve insan yetiştirme açısından sorunlar oluşturduğu belirtilmektedir.
- Gizli bir kimlik ve iki dil üretmesi toplumun bütünlüğüne hitabı engelleyip, kaynaşmayı önleyerek kutuplaşmaya yol açmaktadır.
- 1:11:02Risalelerin Yüklendirmesi ve Eleştiriler
- Said Nursi'nin tüm kaygısı risalelerin geniş kitlelere ulaştırılması olmuştur ve bunu bir ilahi misyon olarak yüklamıştır.
- Sonraki dönemlerde risalelerin tercüme edilmesine, sadeleştirilmesine ve Latince alfabesine geçilmesine karşı çıkan gruplar ortaya çıkmıştır.
- Bu gruplar, risalelerin "yazdırılmış olması" sebebiyle vehbi (ilahi) bir bilgi olduğunu ve orjinalliğini bozacak şekilde değiştirilmemesi gerektiğini savunmaktadır.
- 1:13:30Risalelerin Bilimsel İçeriği
- Said Nursi, Bitlis'te ve Van'da okuduğu kitapların yaklaşık 40-50'i batı bilimleri ile ilgilidir ve risalelerinde Newtoncu bir evren görüşü tasvir edilir.
- Şerif Mardin'in temel iddiası, Said Nursi'nin toncu dünya görüşünün etkisinde kalarak "makina", "kainat fabrikası" gibi ifadeleri sıkça kullandığıdır.
- Einstein'ın izafiyet teorisi ve kuantum fiziği, mekanik evren görüşünü bilimsel olarak yanlış gösterdiği için, risalelerdeki bu bilginin vehbi (ilahi) değil, o dönemdeki bilimsel bilgi olduğu düşünülmektedir.
- 1:17:12Said Nursi'nin Tanrı Felsefesi
- Said Nursi, evrene müdahil olmayan bir Tanrı fikrine sahip değil, deizmi reddetmektedir.
- Tanrı'nın sürekli evreni yaratan bir konumda olduğunu ve mucizeleri kabul ettiği için evrene müdahale etmeyen bir Tanrı fikrini kabul etmiyor.
- Varlık birliğinin Tanrı'yı evrende içkin olarak görmesini de uygun görmüyor, bu konuda ifrat ve tefrit olarak değerlendiriyor.
- 1:18:12Said Nursi'nin Dili ve Zaman Algısı
- 19. ve 20. yüzyıllar pozitivist bir dilin hakim olduğu bir zaman dilimiydi ve Said Nursi bu popüler dili kullanarak daha etkili olacağını düşünüyordu.
- Said Nursi, bilim dili kullanmasına rağmen bunun beraberinde getirdiği bir dini veya felsefi çöküntü söz konusu değil, temel fikirlerinde sağlam kalmıştır.
- "Her zamanın bir hükmü vardır" diyerek zamanın etkisinin önemli olduğunu ve zamanı hesaba katmadan bir iş yapılamayacağını vurgulamıştır.
- 1:20:09Said Nursi'nin Bilimsel Yaklaşımı
- Said Nursi, Newton'un mekanik evren görüşünü tanrının müdahale ettiği ve doğru bir kainata temel yaptığı için onu benimsemiştir.
- Said Nursi ve Elmalı gibi müfessirler, kendi zamanlarının bilimlerinden etkilenmişlerdir.
- Günümüzde bu kitapları okurken, o dönemlerin bilimsel görüşlerini göz önünde bulundurmak gerekir.
- 1:21:22Said Nursi'nin İlimsel Konumu
- Said Nursi, fıkıh ve hadisle çok az ilgilenir, geleneksel İslam ilimlerinde kelamcı olarak değerlendirilebilir.
- İzmirli İsmail Hakkı gibi yeni bir kelam paradigması üretmiş ve filozofik bir kafa yapısına sahiptir.
- 20. yüzyılın iki önemli özelliğini taşır: modern dönemle hesaplaşma içinde İslam'ı savunma çabası ve ikna edici bir dille konuşması.
- 1:23:15Said Nursi'nin Tefsir Usulü
- İslam tarihinde üç tefsir ekolü vardır: rivayet tefsiri, dirayet tefsiri ve işaretleme tefsiri.
- Said Nursi'nin yaptığı tefsir, insari tefsire daha yakın olup, Kur'an'ın tamamının tefsiri değil, daha doğru bir tefsir yöntemidir.
- Said Nursi'nin tefsiri, güçlü bir dirayet yönü taşıyorsa da dirayet tefsirlerinde kullanılan usulleri takip etmemektedir.
- 1:26:07Said Nursi'nin Dili ve Anlatımı
- Said Nursi'nin dili ağır bir Serveti Fünun dili olarak nitelendirilir ve Cemil Meriç tarafından eleştirilmiş, sonra hayranlıkla karşılanmıştır.
- Said Nursi, kendisinin Türkçeyi iyi bilmediğini ve sanatı, inşayı öğrenmediğini tevazuyla belirtmiştir.
- Said Nursi, Arapça, Türkçe, Farsça ve Kürtçe bilgisiyle Osmanlıca'nın gelişmiş bir versiyonunu kullanmıştır.
- 1:29:45Said Nursi'nin Siyasal Metafiziği
- Said Nursi, Kemalizm karşısında mücadeleye ve toplumda iman cereyanını güçlendirmeye dayanan iki yönlü bir mücadeleye sahiptir.
- Bu mücadeleyi sembolize etmek için geliştirdiği siyasal metafiziğin iki temel kavramı vardır: deccal ve mehdi.
- Mehdi kavramı Risalelerin manevi şahsiyetine yüklüyorsa, deccal deccaliyeti ise Kemalizme atfeden ifadeleri içermektedir.
- 1:31:32Said Nursi'nin İdeolojik Özellikleri
- Said Nursi, kendisinden sonraki Nurcu akımlarda rastlanmayacak şekilde ümmetçi bir bakış açısı sergilemektedir.
- Mesajında Şiayı dışlamıyor ve İslam birleşmesi için "Şia-Sünni genel bir İslam birleşmesi" fikrini savunmaktadır.
- İrkçı bir yaklaşımı bulunmamakta, ancak Deccal ve Mehdi düşüncesinde bazı sorunlu yönleri vardır.
- 1:32:13Mehdi Düşüncesindeki İçihtihat
- Said Nursi, Mehdi'yi "Mehdiyete" çevirmiş, yani bir şahıs olarak değil, bir kavram olarak anlatmaktadır.
- Bu yaklaşım Humeyni'ye de etki etmiş ve Humeyni Said Nursi'yi tanımaktadır.
- Mehdi'yi mehdiyete çevirerek "Mehdi gelmeyecek, mehdiyet var" şeklinde bir anlayış oluşturmuştur.
- 1:33:41Mehdi Düşüncesinin Toplumsal Etkileri
- Mehdi düşüncesini topluma (cemaate) çevirerek cemaat kendini mehdi misyonuyla görmüş olmaktadır.
- Cemaat üyeleri Afrika gibi zorlu yerlere giderken, mehdi misyonu taşıdıkları düşüncesiyle motive olmaktadır.
- Bu düşünce cemaatin hareketinde en önemli motivasyon faktörü olmuştur.
- 1:35:11İçihtihat Fikri
- Said Nursi, içtihat kapısının açılması fikrine katılıyor ve "İçtihat Risalesi" adlı küçük bir risale yazmıştır.
- Teoride içtihat kapısı açık olsa da, günümüzde birçok engel ve mani olduğu için pratikte kapalı tutulmalıdır.
- Asr-ı Saadet'ten uzaklaştığımız, zihnin seküler dünyevi olduğu ve İslam'ın zaruriyetlerinde geri adımlar atıldığı için içtihat konusunu gündeme getirmenin doğru olmadığı belirtilmektedir.