Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir akademisyen tarafından sunulan, altı oturumdan oluşan bir yaz okulu dersinin ilk bölümüdür. Konuşmacı, Platon'un Kratilos diyaloğunda adlandırma ve dil düşüncesini merkeze alarak Antik Yunan kültürüne dair kapsamlı bir inceleme sunmaktadır.
- Ders, Antik Yunan'da ad ve varlık arasındaki ilişkiyi, adlandırma ritüellerini, panik oyunlarını (agon), şan kavramını ve Pindaros'un şiirlerindeki sembolizmi ele almaktadır. Konuşmacı, Yunan kültürü içinde adın varlıkla olan özdeşliğini, şan kavramının evrimini ve Platon'un ad ve varlık anlayışını detaylı şekilde incelemektedir.
- Dersin yapısı, ilk bölümde Platon'un Kratilos diyaloğuna giriş yapıldıktan sonra, Yunan panik oyunları, şan kavramı, Olimpia Oyunları, Yunan şiirinin şifreli yapısı ve son olarak Platon'un ad ve varlık anlayışı üzerine yoğunlaşmaktadır. Konuşmacı, Michel Foucault'un "Kelimeler, Kelimeler ve Şeyler" eserini de referans göstererek Yunan felsefesinde bilgi ve teori kavramlarının tarihsel gelişimini ele almaktadır.
- 00:15Yaz Okulu Programı ve Platon'un Dil Düşüncesinin İncelenmesi
- Yaz okulu programında Platon'un dil düşüncesini, özellikle Kratilos diyaloğu ışığında takip etmek planlanmaktadır.
- Konuşmacı, Kratilos üzerine iki ciltlik bir çalışma ve adlandırma üzerine doktora tezi bulunmaktadır.
- İlk oturumun teması, Kratilos'tan bir pasaj olup Sokrates'in adları bilen birinin şeyleri de bilebileceğini söylediği bir bölüm olacaktır.
- 01:58Ad ve Şeyin Özdeşliği
- Adla "şey" (Yunanca pragma) arasındaki özdeşlik meselesi, Platon'dan çok daha önce ilksel toplumlarda da görülen bir inandır.
- İlksel toplumlarda şeye doğmamış ceninlere krizalit gibi isim verilir ve olmamış bir kimliğe sahip olana kadar hiçbir isim verilmez.
- Yunan'da da adla varlık arasındaki özdeşlik kurulur ve azalmamış bir çocuğun biyolojik atık olarak değerlendirilmesi görülür.
- 03:52Ad Kavramının Anlamı
- Yunan bağlamında, özellikle Platon ve Kratilos'ta, "ad" kavramı gramer terminolojisindeki ad-fiil ayrımına daha girilmediği bir dönemde karşımıza çıkıyor.
- Ad, kullanılan bütün kelimeleri ve herhangi bir nesneye işaret eden her şeyi kapsayan çok kapsamlı bir terimdir.
- Kelimelerin varlığa işaret etmesi, ağzından çıkan kelimelerin ortaya bir varlık çıkartması anlamına gelir.
- 05:33Ad ve Varlık Arasındaki İlişkinin Erken İnanışları
- Büyücüler tarafından kullanılan kelimelerin insanların korktuğu, sanki gerçek nesnelerin kendilerinin geldiği gibi hissettirdiği bir inanış vardır.
- Çocukların "öcü" gibi kelimelerden korkması, varlıkla ad arasında bir ilişki olduğuna dair erken inanışın bilinçaltında hala varlığına delalet eder.
- Yunan'da at koyma ritüelinde ad ve varlık arasındaki bu ilişki ortaya çıkar.
- 07:14Yunan'da Çocuk Doğumunda At Koyma Ritüeli
- Yunan'da çocuk doğduğunda onuncu güne kadar çocuğa isim verilmez çünkü çocukların büyük çoğunluğu beş güne kadar ölüyor.
- Ölen çocuklar götürüp ormana terk edilir çünkü o çocuklar ailenin bir mensubu değil, anne düşük yapmış gibi muamele görüyor.
- Sakat, lanetli çocuklar ve özellikle kız çocukları, evlendirme masraflarından dolayı genellikle ormana terk edilir.
- 10:17At Koymanın Önemi
- At koyulana kadar çocuk ailenin bir mensubu değildir, ancak at koyulduktan sonra artık o ailenin, aşiretin, demosun ve kentin bir bireyi haline gelir.
- Adı aldıktan sonra ölürse çocuk aile mezarlığına defnedilir ve ziyafet verilir, verilen hayvanlar arasında ahtapot ve mürekkep balığı bulunur.
- Erkek çocuklara zeytin dalı, kız çocuklara ise yün koyulur.
- 13:21Ad ve Şan Arasındaki İlişki
- Yunan'da at sahibi olmak, Türk kültüründe olduğu gibi nam sahibi olmak demektir ve belirli bir adla kazandığınız başarı ailenize şan getirir.
- Yunan erken şiirinde at sahibi olmak ve belirli bir adla adlandırılmak çok önemli bir konudur.
- Pindaros'un epinion türünde yazdığı zafer kazanan kişilerin övüldüğü metinlerde ad ve şan arasındaki ilişki net bir şekilde görülür.
- 15:57Yunan Oyunları ve Agon Kavramı
- Panik oyunları, Yunan'da "agon" (rekabet) olarak adlandırılan ve çeşitli vesilelerle gerçekleşen bir etkinliktir.
- Agon, bir araya gelmek ve rekabet yaşamak demektir; örneğin Patraklos'un ölümünden sonra Akhilleus tarafından düzenlenen cenaze için yarışma.
- Kleos (şan) kavramı, Yunan kültürüne önemli bir rol oynamış ve adını kleosla taçlayan kişilerin önemli bir güç kazandığı bir sistemdir.
- 17:55Paneli Oyunlar ve Önemi
- Paneli oyunlar, Yunan coğrafyasının her yerinde düzenlenebilen, tüm Yunanlıları davet eden özel etkinliklerdir.
- Olimpia oyunları sırasında savaş ateşkes ilan edilir ve her bir oyun tanrısal bir veçe taşır (Olimpia oyunları Zeus için, Neme oyunları Poseidon için).
- Zafer kazanan kişiler "timarhon" (üstünlük tılsımı) sahibi olur ve bu durum onlara önemli bir güç kazandırır.
- 20:31Oyunların Ciddi Doğası ve Savaş Simülasyonu
- Bu oyunlarda kaybedenler genellikle ölüyor veya sakat kalıyor; bu nedenle çağdaş terimlerle "tırnak içinde" bir çeşit savaş simülasyonudur.
- Yunan toplumu Homeros çağındaki savaş kültüründen, tunç silahlı askerlerden geçerek demir silahlı ve seri üretim silahlara doğru ilerlemiştir.
- Akhilleus'un kazandığı şan, özel silahlarla kazanılmış bir şan iken, seri üretim silahlarla kazanılan şan kolektif bir şan haline gelmiştir.
- 22:58Flankos ve Savaş Biçimi Değişimi
- Yunan'da "flankos" adı verilen, hepsi aynı kalkan ve kılıç taşıyan bir askeri birlik ortaya çıkmıştır.
- Bu birlik, Roma lejyonlarının erken örneği olarak düşünülebilir ve klasik çağda Yunan'da karşımıza çıkan savaş biçimi flankosla savaşmaktır.
- Kolektif şan anlayışıyla birlikte eskidenki bireysel kahramanlık özlemini gidermek için savaş simülasyonu olarak paneli oyunları düzenlenmiştir.
- 24:25Paneli Oyunlarının Türleri
- Paneli oyunlarında ikiyüz metre koşusu, dörtyüz metre koşusu, uzun mesafe koşusu, ağır silahlı koşu, disk atma, cirit atma, uzun atlama ve dört atlı araba yarışı bulunmaktadır.
- Boks ve pankreatyon (sadece göze kum atmak yasak, diğer her şey serbest) gibi ciddi dövüş oyunları da oyun programında yer almaktadır.
- 25:02Yunan Oyunları ve Pankreas
- Pankreas oyunlarında sadece gözü oymak yasak, diğer tüm vuruşlar serbesttir ve bu nedenle mağlupların çoğu ölümle sonuçlanır.
- Galipse bir adam genellikle 14-15 kişi öldürmüş olur ve evine büyük bir zafer alayıyla karşılanır.
- Pankreas pehlivanları sponsorları vardır ve aylık 30-40 bin lira civarında masraf yaparlar.
- 26:33Olimpia Oyunları ve Masrafları
- Dört atlı arabaya işi en masraflı oyunlardan biridir çünkü uyumlu atlar bulmak, eğitmek ve beslemek büyük maliyet gerektirir.
- Olimpia oyunları dört yılda bir düzenlenir ve zafer kazanan kişi "Olympia Muzafferi" unvanı kazanır.
- Olimpia oyunlarında zafer kazanan kişiye "bu şu an" (hayat boyu yemek verilmesi) ödülleri verilir, bu da yaşam boyu emekli olmak anlamına gelir.
- 28:37Zafer ve Ölüm İlişkisi
- Tüm Yunan dünyası Olimpia oyunlarını bekler ve zafer kazanmak için ölümü göze alır.
- Akhilleus gibi, zafer kazanmak için ölümü göze almak çağlar boyu hatırlanmak için önemlidir.
- Ad, çağdaş dünyada bireylere mal edilen bir özelliktir, ancak Yunan'da şan kazanmak demek aile içinde kazanmak demektir.
- 31:25Şanın Kutlanması
- Şan kazanan kişi, zafer kazanmadan önce şairle anlaşarak kendisine epik şiir yazdırır.
- Şair, zafer kazanan kişinin gemisinde ona özel kostüm tasarlar, koreografi ve müzik besteler.
- Yunan'da "klas yukarı çıkar, kudos nazil olur" denilir; yani şan tanrılar tarafından duyulmalı ve şairin dillendirmesi gerekir.
- 34:43Klas ve Kudos
- Klas, kurbanın iç yağından çıkan duman gibi göğe çıkar ve tanrıları hoşnut eder.
- Klas göğe çıktığında kudos (ödül) nazil olur ve zafer kazanan kişi üstün bir halde olur.
- Yunan'da adların dilin içine ekilmiş işaretleri vardır ve bunları ancak ehli çıkarabilir.
- 36:36Yunan Adlarının Sırları
- Yunan tragedyalarındaki adlar, örneğin Antigone, kendi soyuna karşı gelir anlamına gelir ve bu sır bir şair tarafından açığa çıkarılır.
- İnsanlar kendi isimlerini ve kaderlerini bilmezler, ancak bir şair (Pindaros gibi) bu kaderleri anlatarak şahsiyetlerin şanını konsolide eder.
- Pindaros'un kendine verdiği "prophetes" (İyonik lehçesiyle peygamber) ismi, önceden söyleyen anlamına gelir ve şahsın kaderini önceden söyleyen kişidir.
- 40:09Yunan Atletlerinin Kariyeri
- Olimpiya oyunlarına katılmak için önce istek duyulur, sonra sıkı talim yapılır ve cinsel ilişkiler sistematiğe bağlıdır.
- Talim ve cesaret yetmez, tanrıların talihini de kazanmak gerekir ve şair klasın konsolide edilmesi için adın içine eklenmiş işaretleri açıklar.
- Kratilos'un etimolojileri, adların içine eklenmiş işaretlerin şair tarafından nasıl deşifre edilebileceğini gösterir.
- 42:44Yunan Şiirinin Yapısı
- Yunan şiirinin kurucu dinamoları övgü (aynos) ve yergi (momos) terimleridir ve Yunan'da bütün söylem bu iki terim üzerine kuruludur.
- Aynos kelimesi aynı zamanda mesel (kıssa) demektir ve kıssalar şifreli şeylerdir, anlayana açık olan mesajlardır.
- Yunan şiiri şifrelenmiş bir şiirdir ve bilenlerin, mahir olanların bildiği hikayelerle (mitler) şifrelenmiştir.
- 46:05Momos ve Tanrılarla İlişki
- Momos (yergi) terimi, şairin muzaffer kişiyi överken haddini bilmesi gerektiğini hatırlatması anlamına gelir.
- Tanrılarla ölümlüler arasındaki sınır meselesi Yunan için en önemli etik meseledir ve herkesin inandığı bir inançtır.
- Yunan'da tanrılar doğaya içkin olup, doğanın içinde bulunmaktadırlar ve epifanea (tanrıların birdenbire görünüşü) olayları yaygındır.
- 50:11Yunan Dünyasının Algısı
- Konuşmacı, Yunanların duyu algısıyla ilgili temel noktaları vurguluyor; onların dünyasında mutlak sessizlik vardır ve çekirgenin adımlarını bile duyabilirler.
- Yunanların algısı bizimkine benzemiyor; örneğin denizi biz yeşil görürken, onlar şarap rengi olarak görürler.
- Kendi duyu algımızı ve çevre ortamımızı Yunanlara uygulayarak onları anlamaya çalışmak yerine, onların dünyasını anlamaya çalışmalıyız.
- 52:14Tanrılar ve İnsanlar Arasındaki Çizgi
- Yunan şiirinde, övgüyü hoşnutlukla kabul eden kişiler, yeri geldiğinde tanrıların katında yer alsa bile şaire kızmazlar.
- Şairler, başarı kazananlara "tanrılar karşısında gururlu olma, haddini bil" uyarısı yapabilirler.
- Tanrılarla ölümlüler arasındaki çizginin ahlaki olarak belirgin olması, doğada böyle bir çizginin olduğu anlamına gelmez; örneğin Herakles yarı tanrı, yarı ölümlüdür.
- 55:25Klaus ve Entropik Dünyanın Anlamı
- Yunanlar entropik (aşınan, eksilen) bir dünyada yaşadıklarını bilerek davranırlar; bugün kazandıkları şan, torunlarının torununda unutulabilir.
- Bu nedenle çocuk sahibi olmak çok önemli bir şeydir; çünkü şanı sürdürecek kişi o çocuktur.
- Eşcinsellik Yunanda iyi bir şey değildir çünkü eşcinsel ilişkisi olan herkesin de evliliği ve çocuğu vardır.
- 57:04Klaus'un Önemi ve Siyasi Meşruiyet
- Klaus kazanmak, savaş simülasyonuyla kazanılır ve şairin onu dillendirmesiyle tanrılar katına çıkması anlamına gelir.
- Şairin övmeşiyle kişinin adının bir tanrısal şecereye ait olduğu ortaya çıkar ve bu kişi artık tanrılar soyundan gelen biri olur.
- Klaus kazanmak hem ailenin şan kazanması hem de siyasal makamlarda olan insanlar için meşruiyet kazanması anlamına gelir.
- 1:00:46Ad ve Varlık Arasındaki Bağ
- Yunanlar adla varlık arasında bir özdeşlik olduğunu düşünürler; bu nedenle kişinin adını söylemekten çekinirler.
- Odysseus kendi adını sürekli vermek konusunda mücadele içindedir; vatanına döndüğünde bile dilenci kılığına girer ve adını söylemez.
- Platon'un "adları bilen şeyleri bilir" sözü, adla varlık arasındaki bu bitişikliği hatırlatmaktadır.
- 1:05:22Platon'un Ad ve Gerçeklik Anlayışı
- Platon'a göre şair bir tanrısal rol oynar ve var olan ile ad arasındaki bağlantı bilinirse, adları bilen şeyleri de bilmesi gerekir.
- Platon, kelimeleri bilenin nesneleri de bilmesi gerektiği fikrini sorgular; örneğin masa kelimesini bilenin masa yapmayı da bilmesi gerektiği gibi.
- Platon, felsefe yaparken karşıt düşünceleri de beraber ele alarak dialektik bir çerçeve içinde düşünür ve Sokratik metodu daha da ileri götürür.
- 1:10:09Platon'un İsim Değişimi ve Anlamı
- Platon'un gerçek ismi Aristokles'tir, bu isim "şanı en iyi" anlamına gelir ve aristokrat ailelerin çocuklarına verilen bir isimdir.
- Platon kendi doğum ismini kullanmaz, kendisine "Platon" (geniş) ismini verir, bu da zihnin geniş olması gerektiğini ima eder.
- Yunan kültüründe güzel ve iyi kavramları özdeştir, güzel olan iyidir ve iyi olan güzeldir; ayrıca bu kavramlar aynı zamanda soylu anlamına gelir.
- 1:13:02İsim Değişiminin Anlamı
- İsim değişimi, bir tarikata girmek veya rahip olmak gibi bir ruhsal dönüşümün göstergesidir; yeni isim alındığında varlık da değişir.
- Platon'un kendi ismini değiştirmesi, Sokrates sonrası kendi kurduğu yeni varlığını yansıtan bir işaret olarak görülür.
- İsim, kişinin varlığıyla örtüşmediğinde değiştirilmesi gerektiği inancı, Platon'un düşüncelerinin temelini oluşturur.
- 1:18:17Michel Foucault ve Kelimelerin Tarihi
- Michel Foucault'un "Kelimeler, Kelimeler ve Şeyler" adlı eseri, klasik düşünceyi ele alırken aslında Cratilos'tan beri devam eden anlayışı ele alır.
- Foucault, bilginin 17. yüzyıl devrimi ile kehanet sanatından (dibinao) kopardığını belirtir.
- Yunanca'da "teori" kelimesi "işaretleri okuma sanatı" anlamına gelirken, günümüzde farklı bir anlama sahiptir.
- 1:20:10Yunan Felsefesinde Dini Bağlam
- Yunan'da "gözlem" (scapsis) kelimesi, görülen işaretleri bulma ve deşifre etme sanatıdır.
- Yunan felsefesindeki kavramlar dini bağlamından din dışı bağlamına aşamalarla geçmiştir.
- Platon'un bağlamında bile din dışı bir şey yoktur; felsefeci daima tanrılara kurban keserek işe başlar ve konuşurken tanrılarla ilgili adlarla başlar.
- 1:22:00Erken Yunan Düşüncesinde Arke Kavramı
- Erken Yunan düşüncesinde presokratikler, tanrısal olandan tanrısal olmayan bir ilkeye (arke) geçiş yaparlar.
- Arke aynı zamanda "makam" demektir ve bu geçiş çok aşamalı bir şekilde gerçekleşir.
- Thales bir gün suya arke demiştir, ancak bu bilimsel bir süreç değil, din dışı bir süreç değildir.
- 1:23:12İsim ve Kader İlişkisi
- İnsanlar çocuğuna kötü bir kaderi olsun diye isim koymaz, ancak iyi bir kaderi olsun diye koyabilirler.
- İnsanlar isimleri genellikle dua niyetine koyarlar, ancak bazen bilinçsizce isimlerin kendi başına açtığı işler vardır.
- Örneğin "Oydu" ismi, kendi ailesi tarafından koymulmamıştır.