Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, 11. sınıf felsefe dersinin ikinci ünitesi olan "M.Ö. 2.15. Yüzyıl Felsefesinin İslam Filozofları" konusunu anlatan bir eğitim içeriğidir.
- Video, İslam felsefesinin önemli düşünürlerini kronolojik olarak ele almaktadır. İlk bölümde Farabi'nin (870-950) tanrı anlayışı, varlık görüşü ve sudur kuramı anlatılırken, ikinci bölümde İbn-i Sina (980-1037), Gazali (1058-1111) ve İbn Rüşd'ün (Averroes) felsefi görüşleri karşılaştırmalı olarak incelenmektedir.
- Videoda her filozofun tanrı kavramı, varlık teorisi, bilgi kaynakları, mutluluk anlayışı ve felsefe-din ilişkisi gibi temel felsefi konular detaylı şekilde açıklanmaktadır. Özellikle Gazali'nin Farabi ve İbn Sina'ya karşı eleştirileri ve İbn Rüşd'ün çift gerçek kuramı gibi önemli felsefi yaklaşımlar vurgulanmaktadır.
- 11. Sınıf Felsefe 2. Ünite: İslam Filozofları
- Bu videoda 11. sınıf felsefe 2. ünite olan 2.15. yüzyıl felsefesinin İslam filozofları ele alınacaktır.
- Farabi (870-950), İslam felsefesinin kurucusu olup, felsefede derinleşmek için dönemin tüm bilimleriyle ilgilenmiştir.
- İslam dünyasında Aristoteles'ten sonra ikinci öğretmen anlamına gelen "Muallimi Sai" olarak bilinmektedir.
- 00:40Farabi'nin Tanrı Anlayışı
- Farabi'ye göre Tanrı varlıkların en üstünüdür, asıl gerçek ve asıl doğrudur, var olmamazlık edemez.
- Tanrı'nın varlığı her ne ise özü odur, Tanrı'da öz ve töz aynıdır, yarattıklarında ise farklıdır.
- Farabi'nin Tanrı anlayışı ve varlık görüşü "Sudur" kuramına dayanır.
- 01:10Farabi'nin Varlık Görüşü
- Farabi varlıkları var olmak için başka bir unsura bağlı olanlar ve bir başkasına muhtaç olmayanlar diye ikiye ayırır.
- Tanrı, var olmak için bir başkasına muhtaç olmayan varlıktır, diğer varlıkların var olma nedenidir ve zorunlu varlıktır (vacibu'l-vücud).
- Diğer tüm varlıklar varlıklarını Tanrı'ya borçlu olduklarından mümkün varlıklardır.
- 01:54Sudur Kuramı
- Farabi, zorunlu varlık olan Tanrı'dan diğer varlıklara geçiş sürecini "Sudur" (taşma) kuramıyla açıklar.
- Evren, Tanrı'nın iradesi olmadan zorunlu olarak meydana gelmiştir çünkü Tanrı mutlak akıldır ve kendi özünü bilir.
- Tanrı'nın dışındaki varlıklar ondan aşamalı olarak taşarak meydana gelmiştir.
- 02:21Akıl ve Gök Katları
- İlk varlık olan Tanrı'dan taşan ilk akıl bilme yetisi kendinden vardır, hem kendini hem de Tanrı'yı bilir.
- Tanrı'yı bildiği için ondan da ikinci akıl taşar, böylelikle ortaya sırasıyla on akıl çıkar.
- İlk akıl kendisini bildiği için ondan sırasıyla on akıl çıkar, on akıl hep etkin akıldır.
- 02:57Gök Katları ve İnsan
- İlk aklın maddesinden birinci gök katı, formundan da o gök katının ruhu sudur eder.
- Hep etkin akıl, maddeden bağımsızdır kendisi ve ilk varlığı bilir, görevi canlıları gözetmek, insanı en yüksek olgunluk derecesine ulaştırmaktır.
- İnsan aklı bilim, felsefe ve sanatla uğraşarak mükemmelleşir, bu da insan aklının hep etkin akılla birleşmesi demektir.
- 03:43Hep Etkin Akıl ve Mutluluk
- Tanrı peygambere bu akılla vahiy gönderir, hep etkin akılla ulaşmak mutluluğa erişmek, Tanrıya ulaşmaktır.
- Bu durum sanatçılar, filozoflar, bilim adamları, iyi yöneticiler ve peygamberler için söz konusudur.
- Felsefenin, bilimin, dinin doğruları hep etkin akıldan kaynaklanan doğrulardır, hepsi aynı doğruyu farklı biçimde dile getirir.
- 04:29Farabi'nin Bilgi Anlayışı
- Farabi beyin konusunda rasyonalisttir, akılda bir sezgi gücü bulunduğunu, insan zihninde doğuştan gelen düşünceler olduğunu savunur.
- Bilginin üç kaynağı vardır: duyu, akıl ve nazar; duyu ve akılla doğrudan bilgiye, nazarla da aracılı dolaylı bilgiye sahip oluruz.
- Farabi'ye göre insan zihninde ayrıca sezgi gücü vardır, sezgi apaçık ve kesin bilgiye ulaşmanın aracıdır.
- 05:25Farabi'nin Erdem ve Toplum Anlayışı
- Farabi'ye göre en büyük erdem bilgidir, aklın edindiği bilgilerle insan iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden ayırabilir.
- Toplumun mutluluğu hep etkin akılla birleşmekle sağlanır, yönetici gerçeklik, doğruluk, güzellik ve iyilikleri hep etkin akılla birleşerek edinir.
- Farabi geniş çapta bir hümanizm anlayışına ve dünya devleti düşüncesine sahiptir, "Medeniyet'ül-Fazıla" kitabında erdemsiz bir toplumu oluşturan ilkeleri belirtir ve erdemli toplum modelini önerir.
- 06:24Farabi'nin Mutluluk Anlayışı
- Farabi'ye göre iyiliğin sonucu mutluluktur, bu mutluluk bilgelere özgü mutluluktur ve hep etkin akla ulaşmakla sağlanır.
- İnsan hep etkin akla ulaşmak için ilim, felsefe ve sanatla uğraşmalıdır, bu sayede evreni ve evrenin amacını bilir.
- Mutluluk, bu bilgilerin kazandırdığı mutluluktur.
- 06:47Farabi'nin Ahlak Anlayışı
- Ahlak konusunda akıl ve irade kavramların üzerinde durmuştur, akıl insanda Tanrısallığın bir uzantısıdır.
- Akıl sayesinde iyi ve kötü arasında seçim yapılır, iyi ve kötü arasında seçim yapıp bu seçimi gerçekleştirecek bir irade de insanda mevcuttur.
- İnsanın bu iradesi doğuştan hep iyilik ve mutluluktan yanılır.
- 07:12İbn-i Sina
- İbn-i Sina (980-1037), kendisinden önceki düşünürlerin öğretilerini yeni bir açıdan inceleyen filozof yönüyle ve bilim adamı yönüyle Batı'da tanınır.
- Batıda Avicenna ismiyle tanınır, "Kanun el-Fi" tıp kitapları Batı üniversitelerinde 15. yüzyıla kadar okutulmuştur.
- Ruhsal nedenle bedensel davranışlardan söz ederek psikosomatik davranışları değinen ilk tıp bilgin olmuştur.
- 07:54İbn-i Sina'nın Felsefi Anlayışı
- Aristoteles'in felsefesiyle Platon'un felsefesini sentezlemiştir, İslam dinini kendi felsefesinin terimleriyle yorumlamıştır.
- İbn-i Sina, Farabi'nin Sudur kuramını olduğu gibi kabul etmiştir, varlık ilk varlık zorunlu olarak Tanrı'dan taşma sonucunda oluşmuştur.
- Varlığın Tanrı'dan taşması, Tanrı'nın kendini düşünmesi ile başlar, Tanrı'da düşünmek ve yaratmak aynı şeydir.
- 08:29İbn-i Sina'nın Varlık Görüşü
- Tanrı'dan ilk çıkan Farabi'de olduğu gibi ilk akıldır, bu ilk akıldan itibaren dokuz küre ve onların nefisleri oluşur.
- Son ve onuncu akıl hep etkin akıldır, hep etkin akıl insanların ruhlarını ve cisimlerin formlarını oluşturmuştur.
- Tanrı'dan taşarak meydana gelen her kat ve içindekiler mümkün varlık adını alır.
- 09:30İbn-i Sina'nın Bilgi Anlayışı
- İbn-i Sina'ya göre insan zihninin özü bilmektir, bilgiler zihinde duyu, bellek ve soyutlama sayesinde var olur.
- Tümel varlığın bilgisine ulaşmanın sezgi ile mümkün olabileceğini ifade etmiştir, bireysel akıl hep etkin akla ulaştığında her şeyi sezgi ile bilmeye başlar.
- Bu durumda öğrenmeye ve anlam çıkarmaya gereksinim kalmaz, İbn-i Sina bu durumu aklın en yüksek düzeyi kabul eder ve kutsal akıl kavramını kullanır.
- 10:12İbn-i Sina'nın Din Anlayışı
- Kutsal aklın kavradığı kavramlardan oluşan bilgi kesin bilgidir, vahiy kutsal akla özgü bir sezgidir.
- Sezginin üzerinde de peygamberlere verilmiş olan kutsal bilginin yer aldığını belirtir.
- Ona göre inancın aklı tamamladığı gibi dinde bilim ve felsefeyi tamamlar, dinin amacı ve görevi dünyayı düzeltmek ve ruhu saflaştırmaktır.
- 10:39Gazali
- Gazali (1058-1111), önceleri Nizamiye Medresesi'nde hocalık ve yöneticilik yapmıştır.
- İbn-i Sina'nın "Şifa" adlı kitabını okuyunca kuşkuya kapılmış, bunun üzerine on yıl kuşku içinde yaşamıştır.
- Gazali'ye göre bir Tanrı vardır ve o var olan Tanrı kalp gözü ile bilinebilir, Tanrı'nın varlığını akla dayanarak kanıtlamak insanı inançsızlığa götürür.
- 11:19Gazali'nin Bilgi Görüşü
- Gazali'ye göre bir beden, bir de kalp gözü vardır, kalp gözü sezgi ya da içgörü anlamına da gelir.
- Buna bağlı olarak iki tane de akıl vardır: birincisi duyuların oluşturduğu akıl, diğeri ise Tanrı vergisi olan Tanrısal akıldır.
- Bilim ve felsefe beden gözü ve ona bağlı olan akılla çalışır, ortaya koyduğu bilgiler güvenilir değildir.
- 11:48Gazali'nin Tanrı Anlayışı
- Fiziki ilkelerden yola çıkarak Tanrı'nın varlığını kanıtlamaya çalışmak insanı Tanrısızlığa götürür.
- Tanrı vergisi olan akıl, Gazali'nin ortaya koyduğu kalp gözüdür, Tanrı'yı ve gerçeği ancak onunla bilebiliriz.
- Gerçek bilgi, bu inanç ve sezgi ile gelen bilgidir.
- 12:10Gazali'nin Felsefi Yaklaşımı
- Gazali, şüphe içerisinde yaşadıktan sonra aradığı kesin bilgiyi Tanrı sevgisi ve inancında bulmuştur.
- Gazali, aklı ve inancı uzlaştırma çabasında olan filozofları eleştirmiştir çünkü ona göre akıl çelişkili, duyular ise yanıltıcı bilgi verir.
- Gazali, Farabi'nin ve İbn Sina'nın görüşlerine karşı çıkmıştır; Farabi'ye göre evren sonradan olmamışken, Gazali'ye göre evren Tanrı tarafından yoktan var edilmiştir ve sonludur.
- 12:45Gazali'nin Tanrı ve İnsan Ruhları Hakkındaki Görüşleri
- Farabi, Tanrı'nın külliyi bilip cüziyi bilmediğini ifade ederken, Gazali'ye göre Tanrı yalnız tümeli değil, tikeli de bilir.
- Farabi başlangıçta bireysel insan ruhlarının olmadığını savunurken, Gazali insan ruhlarının başlangıçta tek tek yaratıldığını ve ölünce Alem-i Berzah'da toplanma zamanı bekleyeceğini belirtmiştir.
- Gazali'ye göre zamanı gelince insanların ruhları aynı bedende tekrar dirilecektir.
- 13:30İbn Rüşd'ün Hayatı ve Felsefi Yaklaşımı
- İbn Rüşd (1126-1198), Aristoteles'i Batıya tanıtan İslam filozofudur ve Batılıların İslam filozofu olarak en çok tanıdığı kişidir.
- İbn Rüşd, hukukçu bir ailenin çocuğudur ve uzun süre kadılık yapmıştır; Batıda Averroes adıyla tanınır.
- İbn Rüşd hem İslam ilimler hem de dünyevi ilimler alanında eğitim almıştır ve Gazali'nin "Filozofların Tutarsızlığı" adlı eserine karşı "Tutarsızlığın Tutarsızlığı" adlı eseri yazmıştır.
- 14:02İbn Rüşd'ün Çift Gerçek Kuramı
- İbn Rüşd'e göre felsefenin temel konusu varlıktır ve felsefe, varlık kavramı altında toplanan her şeyi konu eden bir etkinliktir.
- İbn Rüşd'e göre felsefe ve din farklı gerçeklik alanlarıdır; bu iki alan birbirini desteklemez ama vardırlar ve kendi içerisinde tutarlıdır.
- Çift gerçek kuramı bilimle ya da felsefe ile dini uzlaştırma amacı gütmez ama din ve felsefe alanlarının mümkün ve gerekli olduğunu savunur.
- 14:45İbn Rüşd'ün Bilgi Teorisi
- İbn Rüşd bilgiyi çözümlerken çift gerçeklik kuramını açıklar; Tanrı ve varlık birbirinden çok farklı iki alandır.
- Varlıkla ilgili bilgi sürecine "insani bilme" denir; bu, duyu organları ve akıl aracılığı ile gerçekleşen bilmedir ve insan tek tek var olan nesneleri bilemez.
- Tanrı ile ilgili bilme ise Tanrı'nın bilmesidir; insan doğal olarak Tanrısal bilmeyi tecrübe edemez ve Tanrısal bilme, doğaüstü gerçeklikler hakkındaki bilgi verir.
- 16:36Tanrı ve Evren Hakkındaki İbn Rüşd'ün Görüşleri
- İbn Rüşd'e göre Tanrı, evreni yöneten, bütünü düzenleyen sonsuz güçtür ve Tanrı'nın bilme etkinliği bu dünyanın var olma nedenidir.
- Dünya ve evren bir rastlantı sonucu oluşmamıştır, bir yaratıcının eseridir ve evrenin her biriminde parçaları birleştiren bir tek ruhsal ilke ya da etkenin olması zorunludur.
- Tanrı kendi kendini bilmekle nesnelerin özlerini belli bir düzen ve tutarlılık içinde ortaya çıkarır; Tanrı ilk akıl aracılığıyla evreni yönetir ve bütün akıllar ilk akıldan doğdukları için ilk akıl evrendeki bütün olup biteni bilir.