TürkSinemaTarihi

Cumhuriyet döneminde film çeken bazı önemli sanatçılar şunlardır: Muhsin Ertuğrul: Türk sinemasının baş aktörü olarak kabul edilir, "Ateşten Gömlek" ve "Ankara Postası" gibi milli mücadeleyi konu alan filmleri yönetmiştir. Lütfi Akad: "Sırat Köprüsü" filmiyle Türk sinemasında ilk kez geniş perde (cinemaskop) sistemini uygulamıştır. Faruk Kenç: 1940'lı yıllarda "Taş Parçası" gibi önemli filmleri çekmiştir. Atıf Yılmaz: "Keşanlı Ali Destanı" ve "Susuz Yaz" gibi filmlerle tanınmıştır. Metin Erksan: "Karanlık Dünya" ve "Yılanların Öcü" gibi filmlerle öne çıkmıştır. Kemal Sunal: Komedi türündeki filmleriyle geniş kitlelerce sevilmiştir. Cüneyt Arkın: Aksiyon ve kahramanlık temalı filmleriyle bilinir.

Yeşilçam'ın adı, Türk sinemasının üretim ve dağıtım merkezi olan İstanbul'daki Yeşilçam Caddesi'nden gelmektedir. Bu cadde, 1950'li yıllarda film şirketlerinin yazıhanelerinin bulunduğu bir bölge haline gelmiş ve Türk sinemasının simgesi olarak anılmaya başlanmıştır. Dolayısıyla, Türk sineması da "Yeşilçam" olarak adlandırılmaya başlamıştır.

Türkiye'de çekilen ilk amatör film olarak kabul edilen yapım, Fuat Uzkınay tarafından 14 Kasım 1914'te çekilen "Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı" adlı belgesel filmdir.

Atilla Dorsay'ın sinema alanında yazdığı bazı kitaplar şunlardır: 1. "Hayatımızı Değiştiren Filmler 1985-1995". 2. "100 Yılın 100 Yönetmeni". 3. "100 Yılın 100 Filmi". 4. "Sinemamızda Çöküş ve Rönesans Yılları: Türk Sineması 1990-2004". 5. "Düşen Yapraklar, Geçen Yıllar / Işık ve Gölge Yazıları".

Fitaş Sineması, 1965-66 sezonunda açılmıştır.

Kemal Sunal, Türk sinemasına birçok katkı sağlamıştır: 1. Eşsiz Komedi Tarzı: Sunal, doğal bir mizah anlayışı ve olağanüstü oyunculuk yeteneğiyle sıradan insanların günlük yaşam mücadelesini mizahi bir dille ele alarak izleyicilere eğlenceli filmler sunmuştur. 2. Toplumsal Eleştiri: Filmlerinde toplumsal sorunları işleyerek, komedi unsurlarını ustalıkla kullanmıştır. Bu sayede hem güldürmüş hem de düşündürmüştür. 3. Kültürel Miras: Oynadığı karakterler ve filmleri, Türk halkının hafızasında derin izler bırakmış ve Türk kültürünün bir parçası haline gelmiştir. 4. Popülerlik: Filmleri, geniş bir izleyici kitlesi tarafından sevilerek izlenmiş ve Türk sinema tarihinde büyük bir popülariteye ulaşmıştır. 5. Eğitim: Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ni bitirerek, sinema eğitiminin önemini vurgulamış ve genç nesillere örnek olmuştur.

Ses dergisi, Yeşilçam'a birkaç şekilde katkı sağlamıştır: 1. Yeni Sanatçıların Keşfi: Ses dergisi, düzenlediği kapak yıldızı yarışmaları ile birçok sanatçının Yeşilçam'a adım atmasını ve ünlü olmasını sağlamıştır. 2. Magazinel İçerik: Dergi, sanat, sinema, moda ve müzik dünyasından haberler sunarak, bu alanlardaki gelişmeleri ve ilişkileri halka yansıtmıştır. 3. Kültürel Etki: Ses dergisi, Ressam Fikret Mualla'nın çizimleri ve Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun yazıları gibi kültürel içeriklere yer vererek, dönemin entelektüel yaşamına katkıda bulunmuştur.

Yeşilçam terimi, 1950'li yıllardan 1980'li yılların sonuna kadar Türk sinemasını ifade eder.

Yeşilçam sineması, 1950'li yıllardan 1980'li yılların sonuna kadar süren bir dönemi kapsar. Bu nedenle, Yeşilçam solt kuşağı olarak belirtilen bir zaman aralığı yoktur.

Sinemacılar Dönemi, Türk sinemasında 1952-1963 yılları arasında yaşanan gelişmeleri ve değişimleri kapsar.

"Yeşilçam" filmi, 1960'lı yıllarda Türk sinemasında geçen bir hikayeyi anlatıyor. Hikaye, Ateş Film'in sahibi genç ve hırslı film yapımcısı Semih Ateş'in, iş ortağı tarafından aldatıldıktan sonra her şeyden vazgeçip yeniden başlamasını konu alıyor. Dizide, Türk sinemasının altın çağını yaşarken bir yandan da Yeşilçam'ın ayaklarında durmaya çalışan karakterlerin deneyimleri de yansıtılıyor.

Türk sinemasında ilk ceza filmi olarak kabul edilen yapım, 1914 yılında Fuat Uzkınay tarafından çekilen "Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı" adlı belgesel filmidir.

Yeşilçam'ın en eski filmi, 1914 yılında Fuat Uzkınay tarafından çekilen "Ayastefanos Abidesinin Yıkılışı" adlı eserdir.

"Yeşilçam" dizisi, 1960'lı yılların Yeşilçam sinemasını konu almaktadır. Başrollerde Çağatay Ulusoy, Afra Saraçoğlu ve Selin Şekerci yer almaktadır.

Yeşilçam, Türk sinemasının özel meraklıları dışında cumhuriyetten bile yaşlı olarak kabul edilir ve kuruluş tarihi 11 Kasım 1914 olarak belirlenmiştir.

Yeşilçam'ın amacı, Türk sinemasında tarihsel ve kültürel bir fenomen olarak, toplumsal değişimleri yansıtmak, kültürel kimliği güçlendirmek ve halka eğlenceli ve öğretici içerikler sunmaktır. Bu dönemde üretilen filmler, melodram, komedi ve dram gibi çeşitli türlerde olup, halkın günlük yaşamına ve sosyal sorunlarına dair hikayeler anlatmıştır.

Yeşilçam ve Kırmızıçam farklı kavramlardır. Yeşilçam, 1950-1980 yılları arasında Türk sinemasının en parlak dönemini ifade eder. Kırmızıçam ise, 1980 sonrası Türk sinemasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

"Yeşilçam" dizisi, 1960'lı yılların Yeşilçam sinemasını konu almaktadır. Dizi, şu temaları işlemektedir: Ticari ve karanlık bir pazar: Yeşilçam'ın, göz kamaştırıcı görüntüsünün ardında acımasız ve kirli bir pazar olduğu vurgulanmaktadır. Aile ve aşk melodramları: Yeşilçam filmlerinin aile odaklı ve duygusal ağırlıklı anlatıları, aşkın ve ailenin farklı yönleri üzerine kuruludur. Toplumsal ve siyasi yansımalar: Dönemin sosyoekonomik ve siyasi dinamiklerinin sinemaya nasıl yansıdığı, zengin-fakir, sınıf farklılıkları gibi temalar işlenmektedir. Dizinin başrollerinde Çağatay Ulusoy, Afra Saraçoğlu ve Selin Şekerci yer almaktadır.

"Bir Ruh Macerası" dizisi, Türk sinemasının ilk kadın senaristlerinden Ayşe Şasa'nın hayatını konu almaktadır. Dizide, Şasa'nın çocukluk yıllarından başlayarak Yeşilçam kariyerine, özel hayatındaki dönüm noktalarına ve psikolojik mücadelelerine uzanan hikayesi anlatılmaktadır.

Burhan Özkan, 2011 yılında Kocaeli'ndeki Seka arazisi üzerinde Seka Film Platosu'nun ön hazırlıklarına başladı.