William Shakespeare'in Sonnet 114 şiiri, konuşmacının zihin ve göz arasındaki ilişkiyi ve bu iki duyunun onu nasıl yanıltabileceğini ele alır. Şiirde, konuşmacı iki soru sorar: 1. Ya aklım seninle taçlandırılırsa, hükümdarın vebası olan pohpohlanmayı içer mi? 2. Gözümün doğru söylediğine inansam mı, yoksa sana olan aşkım ona bu simyayı mı öğretti, böylece canavarları ve hazımsızlığı sana benzeyen tatlı meleklere dönüştürsün? Sonuç olarak, konuşmacı, gözünün gördüklerine inanmanın daha az günah olduğunu ve zihninin pohpohlanmaya yenik düşme eğiliminde olduğunu belirler.