SeriKatil

Kızıl Nehirler romanında bir seri katil bulunmamaktadır. Roman, dağlık bir kasabada işlenen cinayetlerin ardındaki gizemi çözen dedektiflerin hikayesini anlatır. Öldürülen kurbanlar: Rémy Caillois; Philippe Sertys; Dr. Edmond Chernece. Katil: Judith İtero, aslında ölmemiş ve yıllar boyunca Fanny Fierra olarak yaşamış bir karakterdir.

Kızıl Ejder (Red Dragon), FBI'dan emekli olan Will Graham'ın, kurbanlarının vücudunda kendine has bir diş izi bırakan ve "Kızıl Ejder" olarak bilinen seri katili yakalamak için yeniden göreve çağrılmasını anlatır. Asıl adı Francis Dollarhyde olan bu katil, Hannibal Lecter'a hayranlık duyan, onun gibi öldüren ve yamyamlık eğilimi olan bir yapıya sahiptir.

"Kimseye Söyleme" (Don't Tell a Soul, 2020) filminin sonunda, iki kardeş annelerinin tedavisi için para çalmak amacıyla gerçekleştirdikleri soygunun ardından bir dönüm noktası yaşarlar. "Kimseye Söyleme" (Tell No One, 2006) filminin sonunda ise, genç pediatri doktoru Alexandre Beck, Margot'un gerçekten yaşayıp yaşamadığını ve sekiz yıl önce ne olduğunu anlamaya çalışırken, bir katil çetesinin gazabıyla karşı karşıya kalır.

"Karanlık Cinayetler" (The Frozen Ground), Alaska'nın ünlü seri katili Robert Hansen'in gerçek hikayesine dayanan bir gerilim filmidir. Konu: Emekliliğe haftalar kalmış dedektif Jack Halcombe, son iki yılda 8 kadının benzer şekilde ortadan kaybolmasının ardında bir seri katil olduğundan şüphelenmektedir. Bir gün, Cindy isimli genç bir kız, arkasında iz bırakmayan katilin elinden son anda kurtulmayı başarır. Dedektif Jack, Cindy ile iş birliği yaparak kanıtlar toplamaya çalışırken, katil de Cindy'nin peşindedir. Jack, katili yakalamak için her türlü tehlikeyi göze alarak zamana karşı bir yarışa girer.

Teksas Katliamı filminin gerçek hikayesi, Wisconsinli seri katil Ed Gein'in işlediği cinayetlerden esinlenilerek oluşturulmuştur. Filmin açılış jeneriğinde genellikle "Bu hikaye gerçek olaylara dayanmaktadır" gibi bir ibare görülür. Ed Gein'in ana silahları bıçak ve balta gibi aletlerdi. Gerçek Ed Gein vakası, evet korkunçtur, ancak filmin sunduğu o görsel dehşet ve aile draması, tamamen yönetmenin yaratıcılığıyla şekillenmiştir.

Untraceable filminin konusu şu şekildedir: FBI Özel Ajanı Jennifer Marsh, bekar bir anne olarak özel hayatıyla işi arasındaki dengeyi sağlamak için çok sıkı çalışmaktadır. Suç işlemek amacıyla faaliyete başlayan yeni bir web sitesiyle ilgili ilk duyumu alan iki ortak, killwithme.com adresindeki sitenin nereden yayın yaptığını ve yayını yapan kişi ya da kişileri belirlemek için siteyi izleme altına alırlar. Sitenin yaratıcısı yapışkan bir fare tuzağına küçük bir kedi yavrusu bağlamıştır. FBI’ın internette yaptığı yoğun araştırma sonucunda karmaşık birtakım server ve host ağları sayesinde bu web sitesinin nereden yayın yaptığının asla belirlenemediği ortaya çıkar. Portland’daki ajanların bulduğu ufak ama işe yaramayan ipuçlarıyla katil ya da katiller adeta alay etmektedir. Untraceable, 2008 yapımı, yönetmenliğini Gregory Hoblit'in yaptığı, başrollerinde Diane Lane, Joseph Cross, Billy Burke ve Colin Hanks'in oynadığı bir korku, aksiyon ve dedektiflik filmidir.

Hannibal 1. sezon 1. bölüm, FBI'ın kaybolan üniversite kızlarıyla ilgili bir davayı ele alması üzerine, seri katillerin zihnine dair benzersiz bir bakış açısına sahip yetenekli bir suç profilcisi olan Will Graham'ı danışman olarak işe almasını konu alır. Jack Crawford, ayrıca parlak bir psikiyatrist olan Dr. Hannibal Lecter'in yardımını ister. Bölüm, Will'in bir cinayet sahnesinin izlerini sürerek bir katilin zihnine girme yeteneğini göstermesiyle başlar.

"The Smile Man" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli hikayeleri ifade edebilir. 2013 yapımı kısa film: "The Smile Man", 2013 yapımı, başrollerini Willem Dafoe ve Camille Guaty'nin paylaştığı 8 dakikalık bir kısa filmdir. 2024 yapımı Tamil filmi: "The Smile Man", 2024 yapımı bir Tamil suç ve gerilim filmidir.

"On Numara Katil" (Totally Killer), 2023 yapımı bir film olup, ünlü seri katil "Sweet Sixteen Killer"ı konu almaktadır. Bu karakter, filmde "16 Yaş Katili" olarak da anılmaktadır.

2007 yapımı 88 Dakika (88 Minutes) filmi, Seattle’da başarılı bir adli tıp psikiyatristi ve üniversite profesörü olan Jack Gramm’ın, bir seri katil olan Jon Foster’ın idamına az bir süre kala, 88 dakika içinde cinayeti çözmesi gereken bir telefon almasını konu alır. Jack, eski karısı FBI ajanı Shelly Barnes, arkadaşı Frank Parks ve asistanı Kim Cummings ile bir üniversitenin kampüsünde, bu sorunlu öğrenci ve onun öldürmeyi planladığı kadını bulmaya çalışır. Film, gerçek zamanlı bir polisiye-gerilim olarak tanımlanmaktadır.

Evet, "Kutsal Örümcek" (Holy Spider) filmi gerçek bir hikayeye dayanmaktadır. Film, 2000-2001 yılları arasında İran'ın Meşhed şehrinde 16 seks işçisi kadını öldüren seri katil Saeed Hanaei'nin yakalanma sürecini konu almaktadır.

Dexter 4. Sezon 3. Bölümde (Blinded By the Light) yaşanan bazı olaylar: Dexter, mahallesinde artan şiddet olayları nedeniyle endişe duymaktadır. "Üçlü cinayetler işleyen katil" bir sonraki hedefini belirlemiştir. Barbarlıktan ve araba kullanamamaktan dolayı, dikkatli komşuları Dexter'ı engeller. Dexter, Astor'ın havuza düşme şakasına sinirlenir. Bu bölüm, 11 Ekim 2009 tarihinde yayınlanmıştır.

The Calendar Killer filmi, bir seri katilin hikayesi üzerinden psikolojik derinliklere inen bir yapımdır. Filmin konusu kısaca şu şekildedir: Klara, bir ölüm kalım kararının eşiğindedir: Kocasını öldürmezse hayatından vazgeçmek zorundadır. The Calendar Killer, Sebastian Fitzek’in çok satan romanından uyarlanmıştır. Ayrıca, The Calendar Killer filminin, kadın karakterlerin yaşadıkları travmalar ve bu travmaların psikolojik etkilerini işlediği de söylenebilir.

Dexter 2. sezonda, Dexter şunları yaptı: Kurbanlarının cesetlerinin keşfedilmesi: Dalgıçlar, Dexter'ın kurbanlarının cesetlerinin bulunduğu su altı mezarlığını keşfeder. Bay Harbor Kasabı olarak etiketlenmesi: Dexter, "Bay Harbor Kasabı" olarak anılmaya başlanır. Narcotics Anonymous'a katılması: Rita'nın uyuşturucu bağımlılığı suçlamalarının ardından, Dexter Narcotics Anonymous'a katılır. Lila ile tanışması: Dexter, sanatçı Lila ile tanışır ve onun sponsoru olur. Doakes ile yüzleşmesi: Çavuş Doakes, Dexter'dan şüphelenmeye devam eder ve onu takip eder. Paul'ün ölümünden sorumlu tutulması: Rita, Dexter'ın Paul'ü hapse geri göndermek için ayarladığını düşünür. Annesinin katilini bulması: Dexter, annesinin katilini bulur ve onu öldürür. Doakes'u kaçırması: Dexter, Doakes'u kaçırır ve onu bir kulübede hapseder. Doakes'u öldürmesi: Lila'nın yardımıyla, Dexter Doakes'u öldürür.

"Ölüm Geçirmez" (Death Proof), psikopat bir dublörün, "ölüm geçirmez" olarak adlandırdığı özel donanımlı arabasıyla hedef aldığı kadınları öldürmesini konu alır. Film, 1970'li yılların slasher filmleri ve seri katil filmlerinin kodlarından harmanlanarak beyazperdeye aktarılmıştır. Aynı zamanda, Quentin Tarantino'nun "Grindhouse" projesinin ikinci ayağı olan "Ölüm Geçirmez", istismar filmlerine özgü bir havaya sahiptir. Filmin oyuncuları arasında Kurt Russell, Rosario Dawson, Zoe Bell, Vanessa Ferlito, Jordan Ladd, Sydney Poitier, Tracie Thoms, Mary Elizabeth Winstead ve Rose McGowan gibi isimler bulunmaktadır.

"Merhamet mi, Cinayet mi?" (Solace) filmi, psişik yeteneklere sahip eski bir doktor olan Dr. John Clancy'nin, FBI'ın aradığı bir seri katilin peşine düşmesini konu alır. Hikayenin özeti: Dr. Clancy, kızının ölümü ve evliliğinin sona ermesinin ardından toplumdan uzaklaşmış, psişik yeteneklerini gizlemeye çalışmaktadır. FBI Özel Ajanı Joe Merriwether ve ortağı Katherine Cowles, karmaşık bir seri cinayet davasını çözmek için Clancy'nin yardımına ihtiyaç duyar. Başlangıçta ikna edilemeyen Clancy, Katherine'in geleceğiyle ilgili gördüğü görüntüler sonrası ekibe katılır. Clancy ve ekip, psişik güçleriyle onları zorlayan, zeki ve tehlikeli katil Charles Ambrose ile yüzleşir.

"A Killer Paradox", sıradan bir üniversite öğrencisi olan Lee Tang'in kasten işlediği cinayetlere karışması ve onu durdurmaya çalışan Dedektif Jang Nan-gam'ın çabalarını konu alır. Hikaye, Lee Tang'in nasıl seri katile dönüştüğünü ve bu süreçte yaşanan kedi-fare oyununu anlatır. Dizi, etik ve ahlaki zorlukları keşfederken, izleyiciye karakterlerin içsel çatışmaları ve altında yatan temalarla dolu bir dünya sunar.

"Jack'in Yaptığı Ev" (The House That Jack Built), Lars von Trier tarafından yönetilen ve başrollerinde Matt Dillon, Bruno Ganz, Uma Thurman gibi isimlerin yer aldığı 2018 yapımı bir psikolojik korku ve sanat filmidir. Filmin bazı temaları: Sanat ve Şiddet: Jack, cinayetlerini estetik bir pratik ve güzel sanatların bir dalı olarak görür. Erkek-Kadın İlişkisi: Jack, kurbanlarını genellikle kadınlardan seçer ve bu seçiminin nedenini, kadınların işbirliğine daha yatkın ve uysal olmaları olarak açıklar. Felsefi ve Psikolojik Unsurlar: Film, felsefi referanslarla yüklü olup, seri katilin düşünce kalıplarını ve obsesif-kompulsif bozukluk gibi psikolojik durumları işler. Toplumsal Eleştiri: İkinci Dünya Savaşı ve Holokost'tan görüntüler kullanılarak, insanlık tarihindeki kötülükler eleştirilir.

"Se7en" (1995) filmi, Hristiyanlık'ın yedi ölümcül günahını (kibir, açgözlülük, kıskançlık, öfke, şehvet, oburluk, tembellik) işleyen kişileri kendi vahşi yöntemleriyle öldüren bir seri katili ve onun peşindeki iki polis dedektifinin çabalarını konu alır. Film, insan doğası, günah ve ahlaki değerler hakkında derin sorular sorar. Ayrıca, sürekli yağan yağmur, küf rengi tonlar ve karanlık mekanlarda çekilen sahneleriyle dikkat çeken film, izleyiciyi baştan sona gerilim dolu bir hikayeye sürükler.

Chucky, en tehlikeli seri katil olarak değerlendirilemez. Chucky, "Child's Play" (Çocuk Oyunu) film serisindeki kurgusal bir karakter olup, bir oyuncak bebeğe aktarılan seri katil ruhudur. Chucky'nin tehlikeli bir karakter olarak algılanması, bazı hayranlarının gerçek hayatta şiddet içeren davranışlar sergilemesiyle ilişkilendirilmiştir, ancak bu durumlar genellikle bireysel ve tesadüfi olaylar olarak değerlendirilmektedir.