RomanKarakterleri

Çalıkuşu romanında karakterlerin çığlık atmasının nedeni, genellikle duygusal veya dramatik olaylar yaşanmasıdır. Örneğin, Feride, Neriman ve Kâmran'ın öpüştüğünü görünce sinirlenir ve bahçeye çıkarak bir çınarın üzerine tırmanır. Ayrıca, romanda "ölüm" ve "ayrılık" temalarının etkisi büyüktür; Feride, sevdiklerini teker teker kaybetmenin acısını yaşar. Çalıkuşu kuşunun neden çığlık attığı hakkında bilgi bulunamadı.

Stefan Zweig'in "Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu" adlı eserinde, mektubu yazan kadın, hayatı boyunca aşık olduğu yazara olan duygularını ve yaşadığı zorlukları anlatır. Kadın, 13 yaşından itibaren aşık olduğu yazar R.'nin etrafında bulunmuş, ancak duygularını ona ifade edememiştir. Mektupta, yazarla karşılaşmaları, birlikte geçirdikleri zaman ve sonrasında yaşadıkları ayrılık detaylı bir şekilde anlatılır. Mektup, aşkın karmaşıklığını, yalnızlığı ve toplumun kadınlara dayattığı baskıları işler.

Felâtun Bey ve Rakım Efendi, Ahmet Mithat Efendi'nin "Felâtun Bey ile Rakım Efendi" romanında zıt karakterlerdir çünkü farklı yaşam tarzlarını ve değerleri temsil ederler. Felâtun Bey, yarım yamalak Fransızcasıyla yabancı aileler arasında dolaşmaktan zevk alan, belli bir iş tutmayan, zamanı mağazaları dolaşmak ve elbise provaları yaptırmakla geçiren bir mirasyedidir. Rakım Efendi ise küçük yaşta anasız babasız kalmasına ve çok yoksul olmasına rağmen dadısının yardımıyla kendini çok iyi yetiştirmiş, çamaşırcılık yaparak kendisini büyüten dadısına minnettarlık duyan, kişilikli bir insandır. Ahmet Mithat Efendi, bu iki karakteri karşılaştırarak tembellik ve israf ile çalışkanlık ve tutumluluk arasındaki temel karşıtlığı ortaya koyar.

Muzaffer Bey, Orhan Kemal'in "Hanımın Çiftliği" adlı romanının ve bu romandan uyarlanan 1990 yapımı dizinin baş karakterlerinden biridir. Özellikleri: Çiftlik sahibidir. Çapkın ve zalim bir adam olarak tasvir edilir. Çiftlikte ev işlerini metresi Gülizar ve çiftlik kahyası Ramazan'ın eşi Güllü (Serap) yürütmektedir. Güllü'ye göz diker ve onunla evlenmeye karar verir, bu durum köyde ve çiftlikte büyük bir tedirginlikle karşılanır. Muzaffer Bey, 25. bölümde bir suikast sonucu hayatını kaybeder.

Şevket'in ilk karısı Ferhunde'dir. Ferhunde, Şevket'in yasak aşk yaşadığı ve daha sonra evlenmek zorunda kaldığı, eğlenceye düşkün bir kadındır.

Periveş Hanım, Recaizade Mahmud Ekrem'in "Araba Sevdası" romanında Bihruz Bey'in aşık olduğu kadındır. Bihruz Bey, Periveş Hanım'ı yüksek bir aileden gelen, zengin ve zarif bir kadın olarak hayal eder.

Yaprak Dökümü dizisinde Ferhunde'nin bazı planları şunlardır: Sinsi plan: 11. bölümde, Ferhunde'nin sinsi bir plan yaptığı ve bu planın Ali Rıza Bey'in ablasının Şevket'e gösterdiği, Ferhunde'nin eski karısı olduğunu söylediği resimle ilgili olduğu belirtilmektedir. İş yerindeki ilk gün: 71. bölümde, Ferhunde'nin işe başladığı ilk günün hayal kırıklığı ile geçtiği ve Oğuz'un tehditleriyle başa çıkmaya çalıştığı anlatılmaktadır. Ferhunde'nin diğer planlarına dair daha fazla bilgi için dizinin bölümlerini izlemek veya ilgili kaynakları incelemek gerekmektedir.

Hayri İrdal, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" romanında, Doğu-Batı arasında kalmış Türk toplumunun tutarsız davranışlarını eleştirel bir dille anlatır. Hayri İrdal, romanda zamanın öneminin altını çizerken, heba edilen zamanı ve anlaşılamayan modernliği de vurgular. İrdal, aynı zamanda iradesiz bir karakterdir ve çevresindeki insanların peşinden gider. Hayri İrdal'ın anlattıkları, aynı zamanda Türkiye'nin bütün problemlerinin özeti olarak da görülebilir.

İsmail, Ahmet Ümit'in "Bir Ses Böler Geceyi" adlı romanında bir karakterdir. İsmail, kendisini Bektaşi Tarikatına adamış, ancak daha sonra kendi görüşleri doğrultusunda hareket etmeye başlayarak köylüler tarafından dışlanmış ve bu duruma dayanamayıp intihar etmiştir. Ayrıca, romanda Süha adlı karakterle fiziksel benzerliği nedeniyle köylüler tarafından yanlış anlaşılma yaşanmış ve bu durum İsmail'in cenazesiyle ilgili olaylara yol açmıştır.

Masumiyet Müzesi'nde Füsun'un eşyalarının bulunmasının sebebi, romanın başkahramanı Kemal'in, sevgilisi Füsun'a olan saplantılı aşkını ölümsüzleştirmek için onun eşyalarını biriktirmesidir. Kemal, Füsun'un içtiği sigara izmaritlerini, kullandığı çay bardaklarını, giydiği elbiseleri ve daha birçok eşyayı özenle saklamış, üzerine o anki duygularını veya Füsun'la geçirdiği anlara dair notlar düşmüştür. Orhan Pamuk, 2012 yılında, daha önce Füsun'un ailesinin yaşadığı evi müze haline getirerek, Kemal'in topladığı bu eşyaları sergilemiştir.

Victor Hugo'nun "Sefiller" romanında Cosette, 1815 doğumludur. Romanda geçen bazı olaylar şu şekilde özetlenebilir: Cosette, henüz üç yaşındayken annesi Fantine tarafından Thenardier hanına bırakılır. Beş yaşına geldiğinde evin hizmetçisi yapılır. Jean Valjean, Cosette'i Thenardier'lerin kötü muamelesinden kurtarır ve onunla birlikte Paris'e taşınır. 15 yaşında, Marius Pontmercy ile tanışır ve birbirlerine aşık olurlar. 1833'te evlenirler.

Köy öğretmeni Zehra'nın hikayesi, Reşat Nuri Güntekin'in "Acımak" adlı romanında ele alınmıştır. Bu romanda, Zehra Öğretmen'in bakış açısından, çalışkan ve başarılı bir öğretmen olan Zehra ile babası Mürşit'in yaşam öyküleri anlatılmaktadır. Romanda, Zehra Öğretmen'in babası Mürşit'in günlüğünü okuması ve geçmişi hakkında bilgi sahibi olmasıyla, bağışlamayı ve acımayı öğrendiği anlatılır. Ayrıca, "edebiyatevi.com" sitesinde, bir yazarın köy öğretmeni Zehra Abla ile ilgili anıları da yer almaktadır.

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'ndaki hasta çocuk şu şekilde tanımlanabilir: 15 yaşında. 8 yaşından beri dizindeki kemik veremi hastalığı ile mücadele eden. İki kez ameliyat geçirmiş, üçüncü ameliyata hazırlanan. Hassas ve olgun bir karaktere sahip. Babasını kaybetmiş ve annesiyle yaşayan. Hastane ortamını iyi bilen. Cesur, hayata ve acılarına kafa tutan. Kendi kültürüne bağlı, batıya meraklı olmayan. Aşk acısı çeken. Özgüven sahibi, fikirlerini savunabilen. Hasta çocuğun ismi romanda belirtilmemiştir.

Hüseyin Nazmi, Halit Ziya Uşaklıgil'in "Mai ve Siyah" romanında edebiyat alanında maharetli ve namlı bir karakterdir. Özellikleri: - Ahmet Cemil gibi edebiyatı çok sever ve hatta edebiyata aşıktır. - Varlıklı bir ailenin çocuğudur ve istediği her kitabı alabilecek maddi imkana sahiptir. - Geniş bir kitaplığa sahiptir. - Ahmet Cemil'in en yakın dostudur ve onunla sık sık edebiyat tartışmalarına girer.

Evet, Aşk-ı Memnu romanında Bihter ve Behlül sevgilidir.

Urungu, Bozkurtlar romanında Göktürk kahramanı Kür Şad'ın oğlu olarak yer alır.

Makar ve Varvara, Dostoyevski'nin "İnsancıklar" romanında, Varvara'nın daha iyi bir yaşam umuduyla zengin bir yaşlıyla evlenmeyi tercih etmesi nedeniyle ayrılırlar. Bu karar, Makar'ın çaresizliğini ve yalnızlığını artırır.

Gülseren Budayıcıoğlu'nun "Kral Kaybederse" romanında tedavi olan kişi, çapkın ve narsist karakter olan Kenan'dır.

Martin Eden'in aşkı, Jack London'ın romanında Ruth Morse adlı karakterdir.

Şakir ve Yusuf, Kuyucaklı Yusuf romanında kardeş değillerdir. Yusuf, kimsesiz ve fakir bir halk çocuğudur, ailesini erken yaşta kaybetmiştir.