Paleontoloji

Denizlerde dinozor fosilleri bulunmamaktadır, çünkü dinozorlar tamamen kara yaşamına adapte olmuş canlılardı ve suda yaşayamadılar.

Dilophosaurus dinozoru yaklaşık 7 metre uzunluğundaydı.

En yırtıcı dinozor olarak kabul edilenlerden biri Tyrannosaurus Rex (T. rex)'tir. Diğer ölümcül dinozorlar arasında ise Spinosaurus, Carcharodontosaurus ve Utahraptor da bulunmaktadır.

Pleistosen'in sonu, yaklaşık 11.700 yıl önce gerçekleşmiştir.

Tyrannosaurus rex (T-Rex) hikayesi gerçek olarak kabul edilir, çünkü bu dinozor türü gerçekten yaşamış ve fosil kalıntıları bulunmuştur. İlk T-Rex fosili 1902 yılında Montana'da keşfedilmiş ve daha sonra bu dinozorun Kuzey Amerika'nın batı kıyısında, 68-66 milyon yıl önce yaşadığı belirlenmiştir.

Her canlı fosil olamaz, çünkü fosilleşmenin gerçekleşmesi için canlının öldükten sonra arkasında bir kalıntı bırakması ve bu kalıntının taşlaşması gerekmektedir. Ayrıca, fosilleşme süreci canlının bulunduğu ortam, dış kuvvetler ve canlının türü gibi birçok sebebe bağlıdır.

Tungzular olarak belirtilen canlıların yok oluşuyla ilgili doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, dinozorların yok oluşuyla ilgili bazı teoriler mevcuttur: 1. Gök Taşı Çarpması: 66 milyon yıl önce Meksika'daki Yucatan Yarımadası yakınlarına düşen bir gök taşı, Chicxulub Krateri'ni oluşturdu ve bu olay dinozorların yok olmasına yol açtı. 2. Büyük Volkanik Patlamalar: Hindistan'daki Deccan Tuzakları olarak bilinen volkanik patlamalar, atmosfere yayılan kül ve gazlar nedeniyle dinozorların boğularak ölmesine neden oldu. 3. İklim Değişiklikleri: Kıta hareketleri ve tektonik faaliyetler, dinozorların yaşam alanlarını olumsuz etkileyerek yok olmalarına katkıda bulundu. Bu teoriler, dinozorların neslinin tükenmesinin ana nedenleri olarak kabul edilmektedir.

Dünyanın en büyük insan iskeleti, Suudi Arabistan'da bulunan ve 12 metre boyunda olduğu düşünülen iskelet olarak kabul edilmektedir. Diğer büyük insan iskeleti iddiaları arasında, ABD'nin Nevada eyaletinde Lovelock mağarasında bulunan ve 3 metre boyuna kadar çıkan iskeletler de yer almaktadır.

Evet, paleontolojik ve fosilbilim aynı şeyi ifade eder. Paleontoloji, fosilleri veri olarak kullanarak dünyadaki yaşamın tarihini yazmayı amaçlayan bilim dalıdır.

Türkiye'de dinozor fosilleri iki farklı bölgede bulunmuştur: 1. Kastamonu: Prof. Dr. Cemal Tunoğlu tarafından 1999 yılında Kastamonu'nun Devrekani ilçesinde, Beyler Barajı çevresinde, 65-70 milyon yıl öncesine ait olduğu tahmin edilen bir Mosasaurus fosili bulunmuştur. 2. Mersin'in Tarsus ilçesi: Nacarlı köyünde bir kum ocağında, M.Ö. 200 milyon ile 150 milyon yıl öncesine ait olduğu düşünülen bir dinozor fosili bulunmuştur.

Evet, Tabiat Tarihi Müzesi'nde dinozor fosilleri bulunmaktadır. Ankara'daki MTA Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi'nde, Allasaurus türündeki etçil bir dinozorun fosil iskeleti sergilenmektedir.

Dinozorların en hızlı yürüyeni olarak Velociraptor kabul edilir.

Ankylosaurus adlı dinozor türü, 65 milyon yıl önce hayatta kalmayı başarmış ve tembel olarak kabul edilmektedir.

Kretase döneminde yok olan canlılar arasında dinozorlar ve diğer birçok tür bulunmaktadır. Bu dönemde yok oluşa neden olan faktörler arasında büyük bir asteroit çarpması, volkanik faaliyetler ve iklim değişiklikleri yer almaktadır. Diğer yok olan türler arasında plesiosaurlar, mosasaurlar, belemnitler ve ammonitler de bulunmaktadır.

Dinozorlar, fiziksel özelliklerine ve evrimsel ilişkilerine göre çeşitli gruplara ayrılır. Genel olarak kabul edilen üç büyük dinozor grubu şunlardır: 1. Teropodlar: Genellikle etobur, iki ayak üzerinde duran ve yırtıcı dinozorlar. 2. Saurişçiler: Genellikle otobur, dört ayak üzerinde duran ve büyük boyutlara ulaşabilen dinozorlar. 3. Ornitişçiler: Genellikle otobur, dört ayak üzerinde duran ve kuşlara benzer yapıları olan dinozorlar. Ayrıca, bazı bilim insanları Pterosaur ve Plesiosaur gibi diğer büyük sürüngenleri de "dinozor" olarak sınıflandırır, ancak bu sınıflandırma tartışmalıdır.

Orijinal miroların (dinozorların) yok olmasının üç ana nedeni olduğu düşünülmektedir: 1. Gök Taşı Çarpması: 66 milyon yıl önce Meksika'daki Yucatan Yarımadası yakınlarına çarpan bir gök taşı, Chicxulub Krateri'ni oluşturdu ve bu olay, dinozorların ve diğer canlıların büyük bir kısmının yok olmasına yol açtı. 2. Büyük Volkanik Patlamalar: Hindistan'daki Deccan Tuzakları olarak bilinen volkanik patlamalar, atmosfere yayılan toz ve zehirli gazlar nedeniyle dinozorların ve diğer canlıların oksijensiz kalıp toplu olarak ölmelerine neden oldu. 3. Kıta Hareketleri: Kretase Dönemi'nde meydana gelen tektonik hareketler, dinozorların yaşam alanlarını olumsuz etkileyerek popülasyonlarının azalmasına ve sonunda yok olmalarına yol açtı.

İlk resmi olarak isimlendirilen dinozor kemiği, 1626 yılında Oxford Üniversitesi doğa bilimcisi Robert Plot tarafından İngiltere'de bulunmuştur.

Türkiye'de şu ana kadar fosil kalıntılarına rastlanan ve yaşamış olan dinozor türleri şunlardır: 1. Beşiktaş Dinozoru (Turanoceratops tardabilis): İstanbul'da bulunan, Türkiye'nin ilk dinozor iskeleti olarak bilinmektedir. 2. Titanosaur (Atatürk Titanosauresi): Menderes Havzası'nda bulunan, Türkiye'nin en büyük dinozorlarından biridir ve adını Mustafa Kemal Atatürk'ten almıştır. 3. Erlikosaurus (Erlikozor): Kırklareli'nde bulunan, Asya kıtasının batı bölgelerinde yaşamış kısa kollu ve yırtıcı bir dinozor türüdür. 4. Mosasaurus Hoffmanni: 1999 yılında Kastamonu'nun Devrekani ilçesinde bulunan, denizlerde yaşayan bir dinozor fosilidir.

En ağır dinazor olarak kabul edilen Argentinosaurus türünün ağırlığı yaklaşık 100 ton (100.000 kilogram) olarak tahmin edilmektedir.

Dinozorların yok oluşuyla ilişkilendirilen tek bir göktaşı düşüşü bilinmektedir: Chicxulub göktaşı. Bu göktaşı, 66 milyon yıl önce Meksika'daki Yucatan Yarımadası'na çarpmış ve dinozorların ve dünyadaki canlı türlerinin büyük bir kısmının yok olmasına neden olmuştur.