NazımHikmet

"Bağırma, uyuyorum" dizesi, Nazım Hikmet'in "Kerem Gibi" adlı şiirinde yer almaktadır.

“Bu ıtır senin icâdın değil, saçlarımdan uçan bahardır” dizesi, Nazım Hikmet tarafından yazılan “Rubailer” adlı şiirde yer almaktadır.

Nazım Hikmet, 1917 yılında Heybeliada Bahriye Mektebi'ne girdi.

"Yiğidim Aslanım" şiiri, Bedri Rahmi Eyüboğlu tarafından Nazım Hikmet için yazılmıştır. Hikaye şu şekildedir: Nazım Hikmet, Bursa Cezaevi'nde açlık grevine başladığında, Bedri Rahmi Eyüboğlu yurt dışındadır.

"Çekilmez Bir Adam Oldum Yine" şiiri, Nazım Hikmet tarafından yazılmıştır.

Nazım Hikmet'in "20. Yüzyılda Ölüm Acısı" şiiri, ölüm olgusunu ve yaşamın geçiciliğini ele alır. Şiirde geçen ifadeler şu şekildedir: > "Diyorsun; 'Yaşıyamam!' > Yaşarsın karıcığım, > Kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda; > Yaşarsın kalbimin kızıl saçlı bacısı > En fazla bir yıl sürer > Yirminci asırlarda ölüm acısı". Bu dizelerde, ölümün kaçınılmazlığı ve ardından gelen yas sürecinin yaklaşık bir yıl sürdüğü düşüncesi işlenir.

Nazım Hikmet'in eserlerini okuma sırası, yazarın farklı türlerdeki eserlerinin kronolojik sırasına göre belirlenebilir: Şiir Eserleri: 1. Saat 21-22 Şiirleri (1965). 2. Dört Hapishaneden (1966). 3. Rubailer (1966). 4. Yatar Bursa Kalesinde (1929-1951). 5. Memleketimden İnsan Manzaraları (1966-1967). 6. Yeni Şiirler (1951-1959). Oyun Eserleri: 1. Kafatası (1932). 2. İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu? (1954). 3. İnek (1965). 4. Yolcu (1965). 5. İnsanlık Ölmedi Ya (1967). Diğer Eserleri: 1. Portreler (1935). 2. Taranta Babu'ya Mektuplar (1935). 3. Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı (1936). 4. Kuvayi Milliye (1968). Bu sıralama, yazarın farklı dönemlerdeki eserlerini kapsamaktadır.

Nazım Hikmet'in eserlerini okumak için belirli bir seviye gerekliliği yoktur. Nazım Hikmet, hem gençler hem de yetişkinler tarafından okunabilecek eserler kaleme almıştır. Nazım Hikmet'in şiirleri, serbest nazımın ilk uygulayıcılarından biri olarak kabul edilir ve bu nedenle şiirlerinde yenilikçi bir dil ve biçim kullanır.

Nazım Hikmet'in en güzel şiiri olarak değerlendirilebilecek birkaç şiir şunlardır: 1. "Seni Düşünmek": Aşkın özlem ve umut dolu bir şekilde anlatıldığı bu şiir, Nazım Hikmet'in en bilinen aşk şiirlerinden biridir. 2. "Ceviz Ağacı": Doğaya ve şehre duyulan sevgiyi ve insanın özgürlük arayışını sembolize eden bu şiir, Nazım'ın coşku dolu imgeleriyle dikkat çeker. 3. "Hoş Geldin Kadınım": Beklenen sevgilinin geç kalışıyla duyulan sitemi ve sevgi dolu bekleyişi anlatan bu şiir, aşkın sabrını ve coşkusunu yansıtır. Bu şiirler, Nazım Hikmet'in aşk, hasret ve umut gibi duyguları lirik bir üslupla işlediği eserlerinden sadece birkaçıdır.

Nazım Hikmet, "Ceviz Ağacı" şiirini yazarken polislerden gizlenmek amacıyla bir ceviz ağacına çıkmıştır.

“Gövdemdeki Kurt” şiiri, Nazım Hikmet tarafından Nüzhet Berkin’e yazılmıştır.

Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi'ne M2 ve M7 metro hatlarının duraklarından inilebilir.

Sema Moritz, Nazım Hikmet'in şarkılarını büyük bir ustalıkla seslendirmesiyle meşhur olmuştur.

"Hürriyet hepimize yetebilir ve sevda kederi, hastalık kederi, ayrılık kederi, kocalmak kederinden gayrısı aşmayabilir eşiğimizi" ifadesi, Nazım Hikmet'in "Nerden Gelip Nereye Gidiyoruz?" adlı şiirinden bir dizedir. Bu dize, herkes için hürriyetin yeterli olabileceğini, ancak sevda, hastalık, ayrılık gibi kederlerin eşiği aşabileceğini ifade eder.

Nazım Hikmet, Piraye'den önce Nüzhet Hanım ve Dr. Lena ile birliktelik yaşamıştır.

"Dört nala gelip Uzak Asya'dan" şiiri Nazım Hikmet'e aittir.

"Tahir'le Zühre Neden Öldü" şiiri, Nazım Hikmet'in "Tahir'le Zühre Meselesi" adlı eserine atıfta bulunmaktadır. Şiirde, Tahir ve Zühre'nin ölümleri doğrudan belirtilmemiş olsa da, Tahir'in idam edilmesi ve Zühre'nin de Tahir'in mezarının başında intihar etmesi anlatılmaktadır. Bu durum, aşıkların kavuşmalarının engellenmesi ve yaşadıkları acıların bir sonucu olarak yorumlanabilir.

Nazım Hikmet, dünya şiirine birkaç önemli katkı sağlamıştır: 1. Serbest Nazım: Nazım Hikmet, Türk şiirinde serbest nazımın ilk uygulayıcısı olarak, ölçü ve kafiye gibi kayıt ve kuralları göz ardı ederek şiir yazmıştır. 2. Fütürizm Akımı: Nazım Hikmet, fütürizm akımını benimseyerek, bu akımın manifestosu olarak ele aldığı "Makineleşmek" gibi şiirlerle, Türk şiirinde yeni bir şiir anlayışı oluşturmuştur. 3. Toplumsal Temalar: Şiirlerinde eşitlik, insan sevgisi, memleket sevgisi, yoksulluk, özgürlük, aşk ve yalnızlık gibi toplumsal temaları işlemesi, onu döneminin ötesinde bir şair yapmıştır. 4. Dil Kullanımı: Nazım Hikmet'in şiir dili, açık, sade ve kolay anlaşılır bir dildir. Bu sayede, şiirlerindeki düşünceyi ve imgeyi zorlanmadan aktarmak mümkün olmuştur.

Nazım Hikmet, Mut'ta 122. doğum yılı anısına düzenlenen bir gecede anıldı. Mut Çıtlık Kültür Sanat Dergisi tarafından düzenlenen etkinlikte, Nazım Hikmet'in şiirleri okundu, türküler seslendirildi ve kendi sesinden yaşam hikayesinin anlatıldığı bir film gösterimi yapıldı.

"Su Başında Durmuşuz" şiiri Nazım Hikmet'e aittir.