NazımHikmet

"O Şimdi Ne Yapıyor" şiiri, Nazım Hikmet'e aittir.

Nazım Hikmet, "Kız Çocuğu" adlı şiirinde barış isteğini dile getirmiştir.

Nazım Hikmet, özgürlük için şu sözleri dile getirmiştir: "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür Ve bir orman gibi kardeşçesine". Bu dizeler, "Davet" adlı şiirinde yer almakta olup, bireysel özgürlüğün ve toplumsal dayanışmanın bir arada olması gerektiğini vurgular. Ayrıca, "Bugün Pazar" adlı şiirinde ise özgürlük, bir mahkûmun dış dünyaya duyduğu özlem üzerinden anlatılır ve insanın tutsak edilse bile düşüncelerinin özgür kalabileceği ifade edilir.

“Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim” romanı, Nâzım Hikmet’in yaşam serüvenini konu alan ve otobiyografik anlatının özelliklerini taşıyan bir eserdir. Romanda anlatılan ana konular: - Ahmet’in komünist faaliyetleri ve Şeyh Sait İsyanı ile ilişkilendirilme tehlikesi nedeniyle İzmir’e zorunlu yolculuğu. - Ahmet ve arkadaşlarının İzmir’de komünist çevrelerle ilişkileri ve gizli toplantılar yapmaları. - Ahmet’in Rusya’daki öğrencilik yılları ve komünist çevrelerle ilişkileri. - Ahmet’in iki arkadaşıyla Millî Mücadele’ye destek vermek amacıyla Anadolu’ya geçişi ve burada yaşadıkları. Ayrıca, romanda ideolojik mücadele, toplumsal adalet ve yaşam sevinci gibi temalar da işlenmektedir.

Nazım Hikmet, dünya çapında ününü aşağıdaki şiirleriyle kazanmıştır: 1. "Memleketimden İnsan Manzaraları". 2. "Kuvayi Milliye Destanı". 3. "Saat 21-22 Şiirleri". 4. "Sevdalı Bulut". 5. "Nikbinlik (Güzel Günler Göreceğiz)".

Nazım Hikmet'in yaşadığı ev, İstanbul'un Şişli ilçesinde bulunmaktadır.

Nazım Hikmet'in "İşler Atom Reaktörleri İşler" şiiri, nükleer santralleri ve uyduları konu almaktadır. Şiirin tamamı şu şekildedir: "İşler atom reaktörleri işler, Yapma aylar geçer güneş doğarken Ve güneş doğarken çöp kamyonları Ölüleri toplar kaldırımlardan İşsiz ölüleri, aç ölüleri".

"Yeşil Elmalar" kitabının sonunda, Halit Cemil ve Ayşe birbirlerine aşık olurlar ancak Ayşe evlidir. Daha sonra, Göksel'in planlarını öğrenen Halit Cemil, İstanbul'dan tayinini doğuya ister ve orada Ayşe'nin intihar mektubunu bulur. Kitabın ikinci kısmı olan "Yaşamak Hakkı" ise Nazım Hikmet'in hapse girmesi nedeniyle yarım kalmıştır.

"Tahir ile Zühre Meselesi" adlı şiir, Nazım Hikmet tarafından yazılmıştır.

"Sen Elmayı Seviyorsun Diye Elmanın da Seni Sevmesi Şart mı" dizeleri, Nazım Hikmet'in "Tahir ile Zühre Meselesi" adlı şiirine aittir.

"Merhaba Güzel Vatanım" filmi, Nâzım Hikmet'in hayatı ile onu örnek almış ve tıpkı onun gibi hayatının bir dönemini Moskova'da geçirmiş Ahmet Ümit'in hikâyesini anlatıyor. Filmde, iki yazarın gerçek hayat hikayelerinden yola çıkarak, yazarların zorlu serüvenlerinin en dramatik yanları gösterilirken, sanat ve edebiyatın kurtarıcı gücü vurgulanıyor.

Nazım Hikmet'in ayrılık temalı şiirlerinden biri "Belki Birimiz Öleceğiz" adlı eserdir.

Nazım Hikmet, "memleketim" şiirinde memleket özlemini dile getirmiştir.

Kerem'in en ünlü şiiri, Nazım Hikmet'in "Kerem Gibi" adlı şiiri olarak kabul edilir.

Nazım Hikmet, "50 Yaş" şiirini yaşlanmanın getirdiği sorgulamaları ve kayıpları dile getirmek için yazdı. Ayrıca, Nazım Hikmet'in bu dönemde toplumsal ve siyasi mücadeleleri de şiirlerine yansımış, "50 Yaş" şiiri de ezilenlerin sesi olma çabası ve adaletsizliklere karşı duruş olarak değerlendirilebilir.

"Yaşamaya Dair" şiiri, Nazım Hikmet'e aittir.

1917 yılında Nazım Hikmet, Heybeliada Bahriye Mektebi'nde eğitim görmekteydi.

“Birlikte eskimek çok güzel, eksilmedikçe” sözü Nazım Hikmet’e aittir.

Nazım Hikmet, Ankara'da "Gençlik" adlı şiiri yazmıştır.

Nazım Hikmet'in "Davet" adlı şiiri, toplumsal ve siyasi kaygıları çeşitli imgeler aracılığıyla anlatır. Şiirin ana temaları: - Memleket Sevgisi: Türkiye, bir kısrağın başına benzetilerek, tarihsel ve coğrafi bir imge ile betimlenir. - Sosyal Adaletsizlik: Bilekler kan içinde, dişler kenetli ve ayaklar çıplak motifleri ile halkın çaresizliği ve yoksulluğu vurgulanır. - Özgürlük ve Birlik: İnsanların eşit ve hür olduğu, el kapılarının kapanıp insanın insana kulluğunun yok olduğu bir dünya özlemi dile getirilir. Şiirin sonunda, yaşama dair bir hasret ve bu hasreti giderecek bir davet çağrısı yapılır.