Kızılderililer

Kızılderililerin yenildiği kovboy filmleri arasında "İz Peşinde" (1956) ve "Kan Kalesi" (1876) öne çıkmaktadır.

Tipis kelimesi, Plains Kızılderililerinin geleneksel konutu olan tipi anlamına gelir. Tipis İtliana ifadesi, muhtemelen bu konutlarla ilgili bir hikaye veya belgesel anlamına gelebilir. Ancak, böyle bir eserin içeriği hakkında spesifik bir bilgi bulunmamaktadır. Diğer yandan, "Tipi Tales" adlı bir Kanada çocuk televizyon dizisi vardır.

"Fire on the Amazon" filmi, Bolivya'nın Amazon bölgesinde geçen bir hikayeyi anlatıyor. Şirketlere ait sığır üretme çiftliklerinin yağmur ormanlarının yerini almaya başlaması, Rubber Tapper grubunun karizmatik lideri Santos'un kızılderililerle ittifak yaparak protesto gösterilerine katılmasına neden olur ve Santos suikaste kurban gider. Araştırmacı gazeteci O'Brien, polisin masum bir kızılderiliyi O'Brien'i öldürdüğü gerekçesiyle hapse atmasının ardından olayı araştırmaya karar verir.

"Column South" filmi, Amerikan İç Savaşı öncesinde geçen bir western hikayesine sahiptir. Filmin konusu özetle şöyledir: Bir Birlik subayı, Navajo Kızılderililerinin bir prospektüsü öldürmekle suçlanmasını engellemeye çalışır.

Tewa halkı, Amerika Birleşik Devletleri'nin New Mexico ve Arizona eyaletlerinde yaşayan Güneybatı Kızılderilileri ile Pueblo Kızılderilileri kültür grubundan bir Kızılderili halkıdır. Dilleri, Tano dillerine giren Tewa veya Tano olarak adlandırılır. Önemli Tewa toplulukları şunlardır: - New Mexico Tewaları: Nambé Pueblo, Pojoaque Pueblo, San Ildefonso Pueblo, Ohkay Owingeh, Santa Clara Pueblo ve Tesuque Pueblo. - Arizona Tewaları: Hopi Reservation'da, özellikle İlk Mesa üzerindeki Tewa Köyü ve Polacca'da yaşarlar. Tewa halkı, Pueblo kültürünü paylaşır ve nesli tehlike altında olan Tewa dilini yeniden canlandırmak için çaba sarf edilmektedir.

Kızılderililer, Q haplogrubu olarak bilinen DNA grubuna aittir.

Evet, "Kurtlarla Dans" filmi Kızılderelileri anlatmaktadır. Film, Amerikan İç Savaşı'ndan sonra Güney Dakota'daki bir sınır karakoluna atanan ve burada kurtlar ve Kızılderililerle dostluk kuran bir teğmenin hikayesini konu almaktadır.

Apaç ve apaş arasındaki fark, Apaç kelimesinin bir Kızılderili kabilesini, Apaş kelimesinin ise Fransızca "apache" kelimesinden Türkçeye geçmiş ve genellikle "hayta, külhanbeyi, kabadayı" anlamlarında kullanılan bir terimi ifade etmesidir. Apaçiler, Amerika Birleşik Devletleri'nin Arizona, New Mexico ve Oklahoma eyaletlerinde yaşayan, Güneybatı Kızılderilileri kültür grubundan bir kabiledir. Apaş kelimesi ise, Türkiye'de genellikle olumsuz bir anlamda, deli dolu ve avare bir yaşamı ifade etmek için kullanılır.

"Vahşiler" (Hostiles, 2017) filminin sonunda, kanserden ölmek üzere olan Cheyenne şefi Yellow Hawk'un, atalarının topraklarına gömülme isteği yerine getirilir. Bu süreçte, ABD süvarisi Yüzbaşı Joseph Blocker, Yellow Hawk'a ve onun şahsında bütün Kızılderililere beslediği kinden arınır ve derin bir vicdan muhasebesine girer. Filmin "mutlu sonu", öksüz kalan Yellow Hawk'un torununun, Yüzbaşı Blocker ve Rosalie'nin yanında, Jül Sezar okuyarak büyüyeceğini ima eder.

Düş çarpanı veya rüya avcısı (İngilizce: dreamcatcher), Kuzey Amerika Kızılderililerinde kâbuslardan korunma amacıyla kötülükleri yakalayıp yok eden el yapımı bir nesnedir. Genellikle söğüt dallarından yapılan bir kasnağın ip veya babiche ile örümcek ağı gibi örülmesiyle oluşturulur ve tüy, boncuk gibi aksesuarlarla süslenerek yatak ucuna asılır.

Atlar boyanmaz, ancak "boya atı" olarak bilinen bir at cinsi vardır. Amerikan Boya Atı olarak da bilinen bu cins, kökenini mustanglar, İspanyol atları ve Quarter Horse'lara dayandırır. Bu atların en belirgin özelliği, siyah, kahverengi, kestane veya defne renklerinin beyazla kombinasyonundan oluşan benekli kürkleridir. Boya atları, özellikle batı biniciliği gibi alanlarda kullanılır ve sakin, itaatkar yapılarıyla bilinir.

Kızılderililerin kışa hazırlık ile ilgili bir fıkra şöyledir: Beyaz bir göçmen, Kanada'nın uçsuz bucaksız ormanlarında bir kulübe yapmış ve kışa hazırlanıyordu: - Hey Kızılderili, diye seslendi, Kış nasıl olacak?. Kızılderili: “Soğuk” dedi ve yoluna devam etti. Akşam Kızılderili tekrar geçerken beyaz göçmen bir kez daha seslendi: - Kış gerçekten çok mu soğuk geçecek?. Kızılderili: “Çok hem de çok soğuk”, dedi ve yoluna devam etti. Ertesi sabah Kızılderili geçerken seslendi: - Bu kış, insan oğlunun yaşayamayacağı kadar soğuk olmak! Bütün gece, durmadan odun kesmiş ve nefes nefese kalmış olan adam sordu: - Nereden biliyorsun?. Kızılderili: – Eski bir Kızılderili sözü var, – Beyaz adam ne kadar çok odun keserse, kış o kadar soğuk olur.