KelimeKullanımı

"Göster" kelimesinin bazı anlamları: kanıtlamak veya bir şeyi kanıt veya örneklerle açıklığa kavuşturmak; kılıçta rakibin düşünce ve hamlesini anlamak için yapılan hareket (eskrim terimi). Ayrıca, "göster" kelimesinin ikinci tekil şahıs emir kipi çekimi olduğu da belirtilmiştir. Bilgisayar alanında ise "show" olarak kullanıldığında, "göstermek", "açmak", "işaret etmek" gibi anlamlara gelir.

İleri kelimesi, TDK'ye göre 9 farklı anlama gelir: 1. Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı. 2. Bir şeyin ulaşılacak yönü. 3. Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra. 4. Önde bulunan. 5. Doğrusundan daha çok gösteren (saat). 6. Benzerlerini geride bırakmış (sıfat, mecaz). 7. Öne doğru, ileri doğru (zarf). 8. "Amaca doğru durmadan yürü" anlamında kullanılan bir seslenme sözü (ünlem). 9. Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön (spor terimi).

Evet, "bugün" kelimesi zarftır. Zaman zarfı olarak kullanılan "bugün", fiilde belirtilen eylem veya hareketin ne zaman yapıldığını bildirir. Örnek cümleler: "Dün hastanedeydik, bugün işimizin başındayız". "Yarın bugünden o kadar da farklı olmayacak". "Kargo bugün teslim edilecekmiş".

Türk Dil Kurumu'na göre "şey" kelimesi her zaman ayrı yazılır. Örnek cümleler: "Her şey" (ayrı). "Bir şey" (ayrı). "Hiçbir şey" (ayrı). "Bir şey olmak". "Bir şey anlamamak". "Bir şeye benzememek". "Bir şeyler" (ayrı). "Bir şey sanmak". "Bir şey söylemek". "Bir şey yapmak".

"Hem" kelimesi Türkçede çeşitli anlamlarda kullanılır ve farklı işlevlere sahiptir: Aynı anda, beraber. İki özelliği veya durumu vurgulamak. Ek bilgi vermek, "üstelik" anlamında. Tarafından, açısından. Pek çok, aşırı ölçüde. Büyük bir özenle, özenerek, dikkat ederek.

"With" kelimesi, İngilizcede çeşitli durumlarda kullanılır: Birlikte yapılma anlamında: "I made this salad with tomatoes, cucumbers, and lettuce" (Bu salatayı domates, salatalık ve marullarla yaptım). Ait olma veya sahiplik anlamında: "The girl with green eyes" (Yeşil gözlü kız). Eşlik etme anlamında: "I’m going to the cinema with my colleagues" (Arkadaşlarımla birlikte sinemaya gidiyorum). Ayrıca, "with" kelimesi, "of" edatından sonra gelerek, "yanına, yanıma" anlamını da verebilir: "You can take your bag with you" (Çantanı yanına alabilirsin).

Mamafih kelimesi, genellikle cümleleri birbirine bağlayan bir bağlaç olarak kullanılır. İşte bazı örnekler: "Hava çok soğuktu, mamafih dışarı çıkıp yürümek zorunda kaldım". "Projeyi tamamlamak için yeterli zamanımız yok, mamafih elimizden geleni yapacağız". "Borçlarım gün geçtikçe artıyor, mamafih ödeyecek gücüm yok". "Sağlık raporu elverişli değil, mamafih işe alınması imkansız görünüyor". "Mamafih, delil yetersizliğinden dolayı soruşturmaya yer olmadığına karar verildi". Ayrıca, hukuk terimi olarak da kullanılır.

"Okay" kelimesi İngilizce'de çeşitli amaçlarla kullanılır: Onay veya izin ifadesi: "The boss gave her okay" cümlesinde olduğu gibi, bir şeyin onaylandığını veya izin verildiğini belirtmek için kullanılır. Anlaşma göstergesi: Konuşmacılar arasında tam bir anlaşma olmasa da, söylenenleri anladığını ve kabul ettiğini göstermek için kullanılır. Konuşmanın sonuna geçiş: Konuşmanın veya konunun bittiğini belirtmek için kullanılır. Sıfat olarak kullanım: "The new boss seems like an okay person" cümlesinde olduğu gibi, "oldukça iyi" veya "kötü" anlamına gelmez, sadece kayda değer bir şey olmadığını ifade eder. Ünlem olarak kullanım: "Okay!" şeklinde tek başına kullanıldığında "eyvallah" veya "tamam" anlamına gelir.

Türkçede "o" kelimesi şu durumlarda kullanılır: Üçüncü tekil şahıs zamiri olarak: "O dün gitti". İşaret zamiri olarak: "O kitabı istiyorum". İşaret sıfatı olarak: "O bu sabah kapıya bırakılmış". Sayı yerine sıralama ve sınıflandırmada: 17 veya 18'i belirtmek için. Fiziki derece belirtmek için: 15° Celsius. Kimya terimi olarak "orto"nun kısaltması olarak. Oksijen elementinin sembolü olarak. Matematikte yay ölçü birimi ve derece sembolü olarak. Müzikte belirli notaları temsil etmek için. Ortaçağda 11 sayısını temsil etmek için (üzerine yatay bir çizgi çizildiğinde 11.000 anlamına gelirdi). Ayrıca, yabancı kökenli kelimelerde de "o" harfi bulunur: "psikoloji", "telefon", "ambargo" gibi.

Oysaki kelimesi bitişik yazılmalıdır. "Oysa ki" şeklindeki yazım yanlıştır. Bağlaç olan "-ki" ayrı yazılırken, kalıplaşmış sözcüklerin sonunda yer alan "-ki" bitişik yazılır.

Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre "birtakım" ve "bir takım" arasındaki fark şu şekildedir: "Birtakım" kelimesinin doğru yazımı, birleşik olarak "birtakım" şeklindedir. "Bir takım" ifadesi ise ayrı yazılmalıdır.

Türk Dil Kurumu (TDK) kılavuzuna göre "hiçbir şey" ifadesi iki ayrı sözcük olarak yazılmalıdır. "Hiçbirşey" veya "hiç bir şey" şeklindeki yazımlar yanlıştır. Örnek doğru kullanım: "Bugün hiçbir şey yapmak istemiyorum, sadece dinlenmek istiyorum". Örnek yanlış kullanım: "Hiçbirşey yapmadan oturmak istemiyorum".

Hayır, "bire bir" ve "birebir" aynı şey değildir. Birebir, birleşik olarak "birebir" şeklinde yazılır ve "etkisi kesin olan" veya "istenildiği gibi, uygun" anlamlarına gelir. Bire bir ise ayrı olarak yazılır ve "aynı, tıpkı" veya "ölçü, miktar vb. özellikleri eşit olarak" anlamlarına gelir. Dolayısıyla, bu iki kelime farklı anlamlar taşır ve doğru yazım şekli "birebir"dir.

Mamafih kelimesi, genellikle iki zıt düşünceyi, beklentinin dışında gelişen durumları ya da önceki cümleyi sınırlandıran bir ifadeyi birbirine bağlamak için kullanılır. Örnek cümleler: "Yorgundum, mamafih teklifinizi geri çevirmek istemedim." "Süre kısıtlıydı, mamafih elimizden gelenin en iyisini yaptık." "Plan eksikti, mamafih uygulamada başarı sağlandı." "Borçlarım gün geçtikçe artıyor, mamafih ödeyecek gücüm yok." "Sağlık raporu elverişli değil, mamafih işe alınması imkansız görünüyor." Günümüzde daha çok yazılı dilde, hukuk, akademi ve edebiyat gibi alanlarda kullanılmaktadır.

Hayır, "birden bire" ve "birdenbire" aynı değildir. "Birdenbire" kelimesinin doğru yazımı, birleşik olarak "birdenbire" şeklindedir.

Evet kelimesi şu durumlarda kullanılır: Onaylama ve doğrulama. Anlam pekiştirme. Cümleleri açma veya bağlama. Sorulara cevap. Dinleme.

"Fulfill" kelimesi ile kullanılabilecek bazı örnekler: Talepleri karşılamak: "Schools should fulfill the needs of poorer children, giving them a chance in society" (Okullar, daha fakir çocukların ihtiyaçlarını karşılamalıdır). Hayati gerçekleştirmek: "Many people learn landscape architecture to fulfill a dream and passion for nature" (Birçok insan doğaya yönelik bir hayali gerçekleştirmek için peyzaj mimarlığını öğrenir). Yükümlülükleri yerine getirmek: "He initially believed his service would contribute to society and fulfill his duties as a citizen" (Başlangıçta hizmetinin topluma katkıda bulunacağına ve vatandaş olarak görevlerini yerine getireceğine inanıyordu). Potansiyeli geliştirmek: "Her immediate goal was to complete her novel, but her long-term goal was to fulfill her potential as a writer" (Onun öncelikli hedefi romanını tamamlamaktı, ancak uzun vadeli hedefi yazar olarak potansiyelini geliştirmekti).

Her gün ve hergün arasındaki fark, doğru yazım şekli ile yanlış yazım şeklidir. Doğru yazım: "Her gün". Yanlış yazım: "Hergün". Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre, "her gün" ifadesi ayrı yazılmalıdır.

Gerçekten kelimesi, bir ifadenin doğruluğunu veya samimiyetini vurgulamak için kullanılır. Bazı kullanım örnekleri: "Doğrusu size doğrusunu söyleyeyim, kurtuluşa ulaşmanın başka yolu yoktur" (konuşmacının samimiyetini vurgular). "Bu havuzdaki su gerçekten dondurucu soğuk!" (suyun gerçek sıcaklığını vurgular). Ayrıca, "gerçekten" kelimesi abartı katmak ve inandırıcılığı artırmak amacıyla da kullanılabilir, ancak bu durumda cümlenin etkisini zayıflatabilir.

"Months" kelimesi, İngilizce'de "aylar" anlamına gelir ve genellikle çoğul olarak kullanılır. Örnek cümleler: I will travel in three months. (Üç ay içinde seyahat edeceğim). There are twelve months in a year. (Bir yılda on iki ay vardır). Kullanım alanları: Zaman ölçümünde. Tarih belirlemede. Randevular ve planlarda. Süre bildiren tüm durumlarda. Ayrıca, "months" kelimesiyle kurulan bazı kalıplar: In a matter of months (Aylar içinde, kısa sürede). For months on end (Aylarca süren, uzun bir süre boyunca). Month after month (Aylar geçtikçe, devam eden süreç).