Yazeka
Arama sonuçlarına göre oluşturuldu
Açık kelimesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşır:
- Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı 123. Örnek: "Açık pencereden pastırma yazının mavi ışıkları girmekte" 1.
- Engelsiz, serbest 123. Örnek: "Sana açık bir yol görünüyor" 1.
- Örtüsüz, çıplak 123. Örnek: "Yolcuların hepsi indikten sonra Mehmet Akif göründü, beni açık başıyla selamladı" 1.
- Boş, görevlisi olmayan (iş, vazife), münhal 123. Örnek: "Açık kadro" 1.
- Aralığı çok 123. Örnek: "Açık adımlarla" 1.
- Çalışır durumda olan 123. Örnek: "Bazı dükkânları açık olan caddeden sola saptılar" 1.
- Kolay anlaşılır, vazıh 123. Örnek: "Açık konuşma zamanının artık geldiğine kani idim" 5.
- Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen 123. Örnek: "Bu adamın her işi açıktır" 1.
- Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen 123. Örnek: "Her çeşit kafa ve gönül fırtınalarına açık bir adamdı o" 1.
- Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı 123. Örnek: "Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu" 1.
- Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.) 123.
- Bir gereksinimin karşılanamaması durumu 135. Örnek: "Bütçe açığı" 1.
- Belli bir yerin biraz uzağı 135. Örnek: "Tren yolu nehrin açığından geçer" 1.
- Denizin kıyıdan uzakça olan yeri 135. Örnek: "Limanda bilinen gemiler, oysa açıklardadır" 1.
5 kaynaktan alınan bilgiyle göre: