Yazeka
Arama sonuçlarına göre oluşturuldu
Açık kelimesi, TDK'ye göre şu anlamlara gelir:
- Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı 123. Örnek: "Açık pencereden pastırma yazının mavi ışıkları girmekte" 1.
- Engelsiz, serbest 123. Örnek: "Açık yol" 3.
- Örtüsüz, çıplak 123. Örnek: "Yolcuların hepsi indikten sonra Mehmet Akif göründü, beni açık başıyla selamladı" 3.
- Boş 123. Örnek: "Kâğıtta açık yer kalmadı" 3.
- Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal 123. Örnek: "Açık kadro" 3.
- Aralığı çok 123. Örnek: "Açık adımlarla" 3.
- Çalışır durumda olan 123. Örnek: "Bazı dükkânları açık olan caddeden sola saptılar" 3.
- Kolay anlaşılır, vazıh 123. Örnek: "Açık konuşma zamanının artık geldiğine kani idim" 4.
- Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen 123. Örnek: "Bu adamın her işi açıktır" 3.
- Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen 123. Örnek: "Her çeşit kafa ve gönül fırtınalarına açık bir adamdı o" 3.
- Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı 123. Örnek: "Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu" 3.
- Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.) 123.
- Belirgin bir biçimde 3. Örnek: "İnsan mağlubiyetini bu kadar açık kabul eder mi?" 4.
- Bir gereksinimin karşılanamaması durumu 14. Örnek: "Bütçe açığı" 4.
- Belli bir yerin biraz uzağı 14. Örnek: "Tren yolu nehrin açığından geçer" 4.
- Denizin kıyıdan uzakça olan yeri 14. Örnek: "Limanda bilinen gemiler, oysa açıklardadır" 4.
5 kaynaktan alınan bilgiyle göre: