KarlMarx

İdeoloji ve eğitim ilişkisi konusunda öne çıkan kuramcılar arasında Karl Marx ve Antonio Gramsci bulunmaktadır. Marx, eğitimi, egemen sınıfın ideolojisini yeniden üreten bir araç olarak görmüştür.

İktisatta artı değer, işçilerin üretim sürecinde yarattıkları, ancak karşılığını ücret olarak almadıkları değeri ifade eden bir kavramdır. Artı değerin oluşumu, iş gününün iki kısma ayrılmasıyla açıklanır: Zorunlu emek süresi. Karşılıksız emek süresi. Karl Marx, artı değer kavramını kapitalist üretim ilişkileri çerçevesinde ele alarak, sermaye birikimi ve sömürü ile olan bağlantısını vurgulamıştır. Ayrıca, artı değer kavramı, klasik iktisatçılar Adam Smith ve David Ricardo tarafından da kullanılmıştır.

Diyalektik materyalizm, tüm varlıkların ve gerçekliğin maddi temellere dayandığını ve fiziksel evrenin varlığın esasını oluşturduğunu savunan bir felsefi akımdır. Temel ilkeleri şunlardır: - Maddi temel: Evrenin ve varlıkların temelinde maddi yapılar ve süreçler yatar. - Doğa bilimleri: Doğa bilimlerinin önemini vurgular ve bilimsel yöntemlerle elde edilen bilgilerin güvenilir olduğunu kabul eder. - Zihnin maddi temeli: Zihinsel süreçler ve bilinç, maddi temellere dayanır. - Doğaüstü varlıkların reddedilmesi: Ruh, tanrı, melek gibi maddi olmayan varlıkların varlığını kabul etmez. Temsilcileri arasında Karl Marx ve Friedrich Engels bulunur.

"Le Jeune Karl Marx" (Genç Karl Marx) filmi, politik ekonomist ve devrimci Karl Marx'ın 1844-1848 yılları arasındaki hayatını anlatmaktadır. Filmde, 26 yaşındaki Karl Marx'ın eşi Jenny ile birlikte sürgüne gitmesi ve Paris'te Friedrich Engels ile tanışması konu edilmektedir. Birlikte, sansür, polis baskısı, isyanlar ve siyasi kalkışmalar arasında modern çağ boyunca gelişecek olan işçi hareketine önderlik edeceklerdir.

Hegel'in "tarih kendini iki kez tekrarlar: ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak" sözü, tarihsel olayların ve kişilerin deneyimlerinin önce ciddi bir felaket (trajedi) ardından ise gülünç bir durum (komedi) şeklinde tekrarlandığını ifade eder. Bu görüş, Alman düşünür Karl Marx tarafından "Louis Bonaparte'ın 18 Brumaire'i" adlı kitapta da dile getirilmiştir.