Fiiller

Almanca A1 ve A2 seviyelerindeki bazı fiiller: A1 Seviyesi Fiilleri: anfangen (başlamak); ankommen (varmak, gelmek); anmelden (kaydolmak); ausmachen (kapatmak, söndürmek); bestellen (sipariş etmek); bezahlen (ödemek); bitten (rica etmek); brauchen (ihtiyaç duymak); denken (zannetmek); essen (yemek yemek). A2 Seviyesi Fiilleri: anmachen (açmak, bağlamak, yakmak); ändern (değişmek, dönüştürmek); beginnen (başlamak); halten (tutmak, alıkoymak); kaufen (satın almak); leben (yaşamak); hören (duymak, dinlemek); kochen (yemek pişirmek); reisen (seyahat etmek); arbeiten (çalışmak). Almanca A1 ve A2 seviyelerindeki tüm fiilleri içeren kaynaklara şu sitelerden ulaşılabilir: quizlet.com; almancaportali.com.

"Yaklaşmak" kelimesi durum fiili olarak kabul edilir.

Stative verb ile cümle kurmak için, fiilin bir duruma karşılık geldiğini ve -ing takısı almadığını unutmamak gerekir. İşte bazı stative verb örnekleri ve kullanımları: 1. Believe (inanmak). 2. Own (sahip olmak). 3. Hear (duymak). 4. Taste (tatmak). 5. Look (görünmek).

Fall fiili çeşitli durumlarda kullanılır: 1. Düşmek: Nesnelerin yer değiştirmesi veya aşağı inmesi anlamında kullanılır. 2. Başarısız olmak: Bir projenin veya işletmenin başarısız olması gibi durumları ifade eder. 3. Mevsim geçişi: Özellikle sonbahar mevsimi için kullanılır. 4. Kesmek: "Felled many trees" (Birçok ağacı kesti) gibi cümlelerde olduğu gibi. 5. Uykuya dalmak: "To fall asleep" (Uykuya dalmak) anlamında kullanılır.

"Pour" fiili, çeşitli bağlamlarda kullanılabilir: 1. Dökmek, akıtmak: Genellikle sıvıların bir kaptan başka bir kaba aktarılması anlamında kullanılır. 2. Yağmak: Şiddetli yağmur anlamında kullanılır. 3. Bolluk, sel gibi akış: İsim olarak kullanıldığında bu anlamı taşır. 4. Geçmiş zaman cümleleri: Düzenli bir fiil olan "pour"un ikinci hali "poured" olarak, geçmiş zaman belirten cümlelerde kullanılır.

Will fiili ile ilgili bazı cümleler: 1. Gelecek Zamanı İfade Etmek: "She will arrive at the airport at 9 AM." (O, havaalanına saat 9'da varacak). 2. İstekleri ve Teklifleri Belirtmek: "Will you please pass me the salt?" (Lütfen bana tuzu uzatır mısın?). 3. Tahminlerde Bulunmak: "I think it will rain tomorrow." (Yarın yağmur yağacağını düşünüyorum). 4. Söz Verme veya Karar Verme: "I will call you as soon as I arrive." (Varır varmaz seni arayacağım). 5. Soru Cümleleri: "Will they join us for dinner?" (Akşam yemeği için bizimle gelecekler mi?). 6. Olumsuz Cümleler: "I won't be able to attend the meeting tomorrow." (Yarınki toplantıya katılamayacağım). Ayrıca, "will" fiili ile kullanılan diğer cümle türleri de vardır: - Will ve Going To Kullanımı: "I’ll answer the phone." (Telefonu ben açarım). - Şart Cümleleri: "If you study well, you will pass the exam." (İyi çalışırsan sınavı geçeceksin).

"Do" ve "did" fiillerinin üçüncü halleri olan "done" ve "done" arasındaki fark, kullanım bağlamlarına göre değişir: 1. Do: "Do" fiilinin üçüncü hali olan "done", genellikle Perfect Tense yapılarında kullanılır ve tamamlanmış eylemleri ifade eder. 2. Did: "Did", Simple Past Tense (geçmiş zaman) cümlelerinde kullanılır ve geçmişte tamamlanmış eylemleri anlatır.

Quit fiiliyle ilgili bazı örnek cümleler: 1. İşten ayrılmak: "I quit my job the next day and started making prototypes" (İşimi bıraktım ve hemen ertesi gün prototipler yapmaya başladım). 2. Sigarayı bırakmak: "Some people quit smoking on the first try while others have to quit repeatedly" (Bazı insanlar ilk denemede sigarayı bırakabilirken diğerleri tekrar tekrar bırakmak zorunda kalır). 3. Gruptan çıkmak: "Benatar quit her job and formed a band" (Benatar işinden ayrıldı ve bir grup oluşturdu). 4. Pes etmek: "Despite many obstacles, she refused to quit" (Birçok engele rağmen pes etmeyi reddetti). 5. Görevi bırakmak: "Employee may quit: çalışan çalışmayı bırakabilir".

Pazarlık etmek için "bargain" fiili kullanılır.

"Bring" ve "brought" arasındaki fark, zaman ve kullanım açısındandır. - "Bring", "getirmek" anlamına gelir ve şimdiki ve geçmiş zamanlarda kullanılır. - "Brought" ise "bring" fiilinin geçmiş zaman halidir ve geçmişte gerçekleşen eylemleri ifade eder.

Türkçe fiillerde eylemler üç ana kategoriye ayrılır: 1. Basit Fiiller: Yalın hâldeki (kök) ya da sadece fiil çekim eki almış fiillerdir. 2. Türemiş Fiiller: İsim ya da fiil kök ve gövdelerinden yapım ekleri ile türetilmiş fiillerdir. 3. Birleşik Fiiller: İki ya da daha fazla kelimeden oluşan fiillerdir. Üç ana gruba ayrılırlar: - Anlamca kaynaşmış birleşik fiiller: Gerçek anlamından uzaklaşmış deyim niteliğindeki fiillerdir. - Yardımcı fiille kurulan birleşik fiiller: İsim soylu bir kelime ile bir yardımcı fiilden oluşan fiillerdir. - Kurallı birleşik fiiller: Bir fiille kalıplaşmış bir fiilin birleşmesiyle oluşan fiillerdir.

İş (kılış) fiilleri, durum fiilleri ve umumi fiiller arasındaki farklar şunlardır: 1. İş (Kılış) Fiilleri: Öznenin iradesiyle bir nesneyi etkilediği fiillerdir. 2. Durum Fiilleri: Öznenin içinde bulunduğu ya da süreklilik gösteren bir durumu ifade eder. 3. Umumi Fiiller: Bu terim, Türkçede yaygın olarak kullanılan bir fiil türü değildir. Dolayısıyla, umumi fiillerin diğer fiil türleriyle olan farkları hakkında spesifik bir bilgi bulunmamaktadır.

"Give" fiili İngilizce'de çeşitli anlamlarda ve bağlamlarda kullanılır: 1. Bir şeyi birine vermek: En temel kullanımı, bir nesneyi bir kişiye teslim etmek anlamındadır. 2. İzin veya imkan tanımak: "Give someone time" veya "give a chance" gibi ifadelerle birine zaman tanımak veya fırsat vermek anlamında kullanılır. 3. Duygu veya tepki ifade etmek: "Give a smile" veya "give a hug" gibi kalıplarla duygusal tepkileri aktarmak için kullanılır. 4. Soyut kavramları aktarmak: "Give a speech" (konuşma yapmak) veya "give a performance" (gösteri sunmak) gibi ifadelerle soyut eylemleri ifade eder. Ayrıca, "give up" (vazgeçmek), "give in" (teslim olmak) gibi deyimsel fiillerde de kullanılır.

İşte telaffuzlarıyla birlikte bazı İngilizce düzensiz fiiller: 1. Be (olmak) - was/were (idi/dik), been. 2. Do (yapmak) - did (yaptı), done. 3. Break (kırmak) - broke (kırıldı). 4. Eat (yemek) - ate (yedi). 5. Get (almak) - got (aldı). 6. Go (gitmek) - went (gitti). 7. Make (yapmak, oluşturmak) - made (yaptı). 8. Know (bilmek) - knew (biliyordu), known. 9. Run (koşmak) - ran (koştu), run. 10. See (görmek) - saw (gördü), seen.

"Let's" ve "can" ifadeleri İngilizce'de farklı işlevlere sahiptir ve ayırt edilmeleri şu şekilde mümkündür: 1. Let's: "Let us" ifadesinin kısaltmasıdır ve bir şeyler yapmak için öneri veya teklif ifade eder. 2. Can: Yetenek, olasılık, izin veya rica belirtmek için kullanılır.

Yemek yeme fiilini ifade etmek için İngilizcede en yaygın kullanılan fiil "to eat"tir. Örnek cümleler: - I usually eat breakfast at 8 AM - What do you want to eat for dinner? (Akşam yemeği için ne yemek istersin?) Ayrıca, belirli öğünlerden bahsederken "to have" fiili de kullanılabilir ve bu kullanım daha doğal veya kibar bir ifade olarak kabul edilir: - Let’s have lunch together tomorrow

"Speaking" ve "speak" kelimeleri İngilizce'de farklı anlamlara sahiptir: - "Speaking" fiili, anında gerçekleşen konuşma eylemini ifade eder ve genellikle "Continuous" formda kullanılır. - "Speak" fiili ise genel anlamda konuşmak anlamına gelir ve hem fiil hem de isim olarak kullanılabilir. Örneğin: - Fiil olarak: "I speak English" (Ben İngilizce konuşurum). - İsim olarak: "Public speaking is a valuable skill" (Halka açık konuşma değerli bir beceridir). Ayrıca, "speak" daha resmi ve hazırlıklı bir konuşma biçimini, "talk" ise daha rahat ve spontane bir konuşma biçimini ifade eder.

Almanca'da "möchte" ve "wollen" fiilleri arasındaki temel fark, nezaket ve kesinlik derecesidir. - "Möchte", "wollen" fiilinin daha kibar bir versiyonudur ve nazik bir şekilde dilek veya talep ifade etmek için kullanılır. - Örnek: "Ich möchte einen Kaffee, bitte." (Bir kahve istiyorum, lütfen). - "Wollen" ise daha kesin ve net bir şekilde istek belirtmek için kullanılır. - Örnek: "Sie wollen heiraten." (Onlar evlenmek istiyorlar).

"Buy" fiilinin geçmiş zaman hali "bought" olarak kullanılır. Örnek cümleler: - I bought a new bike last month - They bought tickets for the concert two weeks ago "Bought" hali, simple past tense yani geçmiş zaman ifadelerinde kullanılır.

Past simple geçmiş zamanını ifade etmek için "read" (okumak) fiili kullanılır.