Eleştiri

Transformers 5: Son Şövalye filminin kötü bulunmasının bazı nedenleri: Hikaye ve kurgu: Filmde hikayenin takip edilmesinin zor olduğu ve eski filmler gibi heyecanlı ve eğlenceli olmadığı belirtiliyor. Görsellik ve efektler: CGI ile yapılan karakter tasarımlarının ana karakterlerden ziyade önemsiz robotlara odaklandığı ve bu durumun filmi klişelerle dolu bir yapım haline getirdiği ifade ediliyor. Yönetmenin yaklaşımı: Yönetmen Michael Bay'in filmi umursamadığı ve önceki filmlere benzer bir hikaye anlattığı, yeni bir şey sunmadığı söyleniyor. Oyuncuların kullanımı: Anthony Hopkins gibi usta oyuncuların potansiyellerinin yeterince kullanılmadığı ve filmin gereksiz yere uzatıldığı eleştiriliyor. Film, Rotten Tomatoes'da %15 puan alarak olumsuz eleştiriler almıştır.

"Söz" dizisini sevmeme nedenleri arasında şunlar sayılabilir: Gerçekçilikten uzak sahneler. Kendini tekrar eden hikaye. Klişe sahneler. Ayrıca, dizideki oyuncuların yüksek ücret talepleri nedeniyle anlaşmanın sağlanamaması ve oyuncuların sıkılması, dizinin final yapmasına yol açmıştır.

"Hudutsuz Sevda" dizisinin beğenilmemesinin bazı nedenleri: Kadına yönelik şiddet sahneleri. Siyah beyaz karakterler. Uzun bölüm süreleri. Ceylan karakterinin ön planda olması.

Arcane 2. sezonun beğenilmemesinin bazı nedenleri: Hikaye ve Karakter Gelişimi: İkinci sezon, ilk sezonun aksine hikaye ve karakter gelişimi açısından yetersiz bulundu. Zaman Atlaması ve Savaş Sahnesi: "Paint The Town Blue" adlı bölümde yapılan zaman atlaması ve ardından gelen savaş sahnesi, izleyicilere yeterince açıklanmadığı için kafa karışıklığına yol açtı. Mantık Hataları: Jayce'in zamanda yolculuk yapması gibi unsurlar, hikayede mantık hataları olarak değerlendirildi. Ayrıca, dizinin ikinci sezonunun gecikmesinin, hikayenin aceleye getirilmesine neden olduğu da belirtildi. Dizinin yaratıcısı Christian Linke, Arcane'in 2. sezonunun, hikayenin adaletli bir şekilde tamamlanabilmesi için planlanan son sezon olduğunu ifade etti.

"American Psycho" (Amerikan Sapığı) filminin Türkçe'de ne anlattığına dair bazı yorumlar şöyledir: Erkeklerin cinsel güvensizliği, sığlıkları, ilgisizliklerini gizlemek için materyalizme olan takıntılarını ve 1980'lerin New York'unun rahatına düşkün ve hedonist Wall Street seçkinlerini eleştirel bir şekilde ele alır. Tüketim kültürünü ve yüzeyselliği eleştirir. Seksenler dönemi Amerika’sının içinde bulunduğu durumu, borsa işiyle uğraşan bir karakter üzerinden, bu sektör içerisinde yaşayan insanların ruh hallerini, birbirleriyle olan yarışmalarını ve en iyisi, en zengin olabilme çabalarını yansıtır. Filmin tam olarak ne anlattığına dair görüşlerin kişiden kişiye değişebileceği unutulmamalıdır.

Magarsus dizisinin beğenilmesinin bazı nedenleri: Gerçekçilik ve doğallık. Güçlü senaryo. Başarılı oyunculuklar. Çeşitlilik. Mekan kullanımı. Ayrıca, dizinin Türkiye'de benzer kalitede yapımların az olması da izleyicilerin ilgisini çekmiş olabilir. Ancak, bazı izleyiciler ikinci sezonun ilk sezona göre daha basit ve aceleye getirilmiş olduğunu düşünüyor.

Adalet Birliği filminin kötü olarak değerlendirilmesinin bazı nedenleri: Zayıf hikayeler ve karakter gelişimi. Aşırı karakter yığınlığı. Görsel efekt ve kurgu sorunları. Senaryo ve yönetmen hataları.

Wall-E, çevre kirliliği ve tüketim toplumu eleştirisi yaparken aynı zamanda umut ve aşkın gücünü de anlatır. Filmin bazı temaları: Çevre kirliliği: Dünya, insanların aşırı çöp üretimi nedeniyle yaşanılamaz hale gelmiştir. Tüketim toplumu: "Buy N Large" şirketi, finans, petrol, basın ve ulaşım sektörlerini kontrol ederek insanları aşırı tüketime yönlendirmiştir. Umut: Sararmış ve kurumuş dünyada bile bitki bulunması, hala bir umudun olabileceğini gösterir. Aşk: Wall-E ve Eve'in ilişkisi, duygusal bir bağın gücünü vurgular. Eleştirel düşünce: Sistemin bir parçası olarak eleştirel düşünmenin değeri anlatılır. Wall-E, insanlara kıyasla daha zeki ve karakterli bir robot olarak tasvir edilir; kendi deneyimlerini hatırlar ve duygusal tepkiler verir.

Forum filmi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, "The Platform" filmi dikey bir hapishaneyi konu alır. Ayrıca, "Identity" filmi, şiddetli bir fırtına nedeniyle bir motelde bir araya gelen on yabancının hikayesini anlatır.

Lübnan'da, Disney'in "Pamuk Prenses" filminin gösterilmesinin yasaklanmasının nedeni, filmde Kötü Kraliçe karakterini canlandıran İsrailli aktris Gal Gadot'un, İsrail'in Gazze saldırılarını desteklemesi ve bu nedenle Lübnan'ın boykot listesinde yer almasıdır. Lübnan İçişleri Bakanı Ahmad Hajjar, yasağın uygulanması için tavsiye vermiştir.

"Öyle Bir Geçer Zaman Ki" dizisinin 29. bölümü, final fragmanı ile birlikte yayından kaldırıldı çünkü bu bölümde yer alan bir sahne, kadına yönelik şiddeti normalleştirdiği ve teşvik ettiği yönünde eleştiriler aldı. Kanal D, bu sahnenin yayından kaldırılması kararını, kadına yönelik her türlü şiddete karşı olduğunu belirterek açıkladı.

"Kurtuluş" filminin neden kaldırıldığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, "Kurtuluş" adıyla bilinen bazı yapımların kaldırılma sebepleri hakkında bilgi mevcuttur: Kurtuluş Dizisi: 1994 yılında TRT'de yayınlanan ve Millî Mücadele dönemini anlatan 6 bölümlük "Kurtuluş" dizisi, bir süre sonra TRT Arşiv'den silindi. Netflix'in "Kurtuluş" Filmi: Netflix'te yayınlanan ve gerçek bir musallat vakasından esinlenen doğaüstü korku filmi "Kurtuluş" (The Deliverance), izleyiciler tarafından olumsuz yorumlar aldı ve bazı izleyiciler filmin yayından kaldırılmasını talep etti.

Yorgos Lanthimos'un filmlerinin tuhaf bulunmasının bazı nedenleri: Stilize anlatım ve absürt diyaloglar. Bastırılmış arzular ve varoluş sorgulaması. Tuhaf metaforlar ve gerçeklikle bağın kopması. Tekrarlayan temalar ve sembolizm. Bu özellikler, bazı eleştirmenler tarafından tuhaf veya rahatsız edici olarak değerlendirilebilir.

"Oggy ve Hamamböcekleri" çizgi filmi, herhangi bir ülkede resmi olarak yasaklanmamıştır. Ancak, bazı kaynaklarda bu çizgi filmin LGBT temsiliyeti içerdiği ve bu tür sahnelerin çocukların cinsiyet ve cinsellik algısını olumsuz etkileyebileceği gerekçesiyle eleştirildiği belirtilmektedir.

"The Revenant" filminin iyi olmasının bazı nedenleri: Yönetmenlik ve sinematografi: Yönetmen Alejandro González Iñárritu, filmle kariyerindeki en yüksek noktaya ulaşmıştır. Oyunculuk: Leonardo DiCaprio ve Tom Hardy'nin performansları filmi öne çıkarmaktadır. Gerçekçilik: Film, hayatta kalma ve intikam temalarını güçlü bir şekilde işler. Görsellik: Uzun planlar ve kusursuz kamera kullanımı, izleyiciye belgesel tadında bir deneyim sunar. Müzik: Sakamoto-Noto ikilisinin müzikleri, filmin atmosferini destekler.

"Esaretin Bedeli" (The Shawshank Redemption) filmi, haksız yere cinayetle suçlanan ve Shawshank Hapishanesi'ne gönderilen bankacı Andy Dufresne'in kaçış hikayesini anlatır. Filmde işlenen bazı temalar: Umut. Arkadaşlık. Yozlaşma. Ayrıca, filmdeki sembolizmde Andy'nin kaçmak için kullandığı kaya çekici, becerikliliği ve kararlılığı temsil eder.

Loki dizisinin en güçlü sezonu konusunda kesin bir görüş yoktur. Ancak, bazı kaynaklar 2. sezonun daha güçlü olduğunu belirtmektedir. 2. sezonda Loki, çoklu evrende maceralara atılır ve zaman döngüsünü devre dışı bırakmaya çalışır. Diğer bir görüşe göre ise 1. sezon daha güçlü olabilir. 1. sezon, Loki'nin Avengers: Endgame olayları sonrası Zaman Varyantları Otoritesi'ne (TVA) getirilmesini ve burada yaşadığı zorlukları konu alır. Sonuç olarak, Loki dizisinin en güçlü sezonunun hangisi olduğu kişisel tercihlere bağlıdır.

"Güç kralı" temalı bir Kore filmi bulunamadı. Ancak, tarihi Kore filmleri arasında "Gwanghae: Wangyioden namja" ve "The King: Eternal Monarch" gibi yapımlar bulunmaktadır. Gwanghae: Wangyioden namja, 16. Joseon Hanedanı'nı konu alır ve 8 yıldır krallık yapan Gwanghae'nin, saraydan birinin kendisini zehirlemeye çalıştığını düşünmesiyle başlar. The King: Eternal Monarch, iki paralel dünyada geçer ve Kore Krallığı'nın modern çağdaki imparatoru Lee Gon'un, alternatif bir gerçekliğe geçiş yaparak Kore Cumhuriyeti'nin var olduğu bir dünyada, yarım amcası Lee Lim'in kötülüklerini durdurmaya çalışmasını anlatır.

"Bazen seni en çok eleştirenler başarını en çok isteyenler olur" ifadesi, eleştirinin genellikle başarı arzusu ile orantılı olduğu anlamına gelebilir. Bu durumda eleştiri, kişinin zayıf yönlerini fark etmesi ve gelişmesi için bir fırsat olarak görülebilir. Eleştirinin, kişinin başarı isteğini manipüle etmek için de kullanılabileceği unutulmamalıdır.

"If I Were a Boy" (Si j'étais un homme) filmi, 38 yaşında iki çocuk annesi olan Jeanne'in, kocası tarafından başka bir kadın için terk edildikten sonra bir daha bir erkekle birlikte olmama kararı almasını ve ertesi sabah uyandığında penisi olduğunu fark etmesini konu alır. Jeanne, bu yeni durumla başa çıkmaya çalışırken arkadaşı Marcelle ile kahkaha dolu anlar yaşarken, jinekoloğunda panik ataklar geçirir. Film, cinsiyet değiştirme, balık sudan çıkmış gibi olma, zorla oluşturulmuş fizik, cinsiyet bükücü, kasık saldırısı, hermafrodit, gizemli şekillerde yeni güçlere sahip olma ve rahatsız edici cinsiyet açıklaması gibi tropikleri içerir. Ayrıca, film transfobik olarak eleştirilmiştir.