Dram

Ayı Teddy, ABD yasaları önünde diğer vatandaşlarla eşit haklara sahip olduğunu kanıtlamak için ruhu ve duyguları olan bir insan olduğunu kanunlara ikna edemediği için insan olamıyor. Bu durum, "Ayı Teddy 2" filminde işlenmiştir.

Kore dizilerinde aile teması, çeşitli şekillerde ele alınmaktadır. Bazı örnekler: Fakir aileler: Genellikle büyükanne veya baba ile yaşayan, serbest meslek sahibi ve her üyenin son model telefona sahip olduğu aileler olarak tasvir edilir. Zengin aileler: Örneğin, "Iron Family" dizisinde, Lee Da-Rim'in ailesi, hayallerini gerçekleştirebilecek kadar paraya sahiptir. Süper güçlü aileler: "The Atypical Family" dizisinde, dört kişiden üçünün doğaüstü güce sahip olduğu bir aile anlatılır. Ayrıca, aile bağları ve fedakarlıkların işlendiği diziler de bulunmaktadır, örneğin "It's Okay to Not Be Okay" dizisinde, psikiyatri bölümünde çalışan bir adam ile popüler ama antisosyal kişilik bozukluğu olan bir kadının hikayesi anlatılır. Aile konulu bazı diğer Kore dizileri: "Love Next Door"; "The Heirs"; "Welcome to Waikiki".

James Bamford'un yönettiği Ütopya (Utopia) filmi, gerçeklik ve illüzyonun birleştiği yüksek teknolojili bir dünyada, insan kaçakçılığı çetesinin tuzağına düştüğüne inandığı kayıp karısını arayan bir askeri konu alıyor. Askeri tesis gibi görünen bir yere sızan asker, duvarların ardında gerçeklik ve illüzyonun bulanıklaştığı gerçeküstü, fütüristik bir dünya keşfeder. Maria Ripoll'un yönettiği Ütopya (Utopia) filmi ise, geleceği görme yeteneğine sahip olan ve bundan kurtulmak için kendinden kaçmaya çalışan bir genç adam, ailesiyle tüm bağlarını kopararak Güney Amerika'ya giden bir kadın ve karısıyla kızı öldürülen bir polis memurunun Madrid'de bir araya gelmelerini anlatıyor. Bu üç insanın öyküsünü anlatan filmin başrollerinde Leonardo Sbaraglia, Najwa Nimri, Tcheky Karyo ve Emma Vilarasau yer alıyor.

5'ten 7'ye Cleo (Cléo de 5 à 7), 1962 yapımı bir dram filmidir ve yönetmenliğini Agnès Varda üstlenmiştir. Filmin konusu: Şarkıcı ve hastalık hastası olan Cléo, doktorunun test sonuçlarını beklerken kanser olabileceğinden giderek daha fazla endişe duymaya başlar. Bu süreç, Cléo için varoluşsal kaygıların, değişimin ve gizemli bir yabancıyla tanışmanın kapılarını açar. Film, ölüm, yaşam ve umut arasında bir içsel sorgulama sunar ve feminist bir bakış açısı içerir.

"La scelta" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir. İşte bazıları: Film: 2015 yapımı İtalyan drama filmi "The Choice" (La scelta), Luigi Pirandello'nun "Grafted" (L'innesto) adlı oyununa dayanmaktadır. Kitap: Giuseppe Dessì'nin "La scelta" adlı bir romanı bulunmaktadır. Belgesel: 2022 yapımı "La scelta", NO TAV aktivistlerinin mücadelesini ve bireysel seçimlerin önemini anlatan bir belgeseldir. Konuşma: Sigfrido Ranucci'nin TEDxYouth@ITTColombo'da yaptığı "La scelta" başlıklı konuşma, seçimlerin geleceği nasıl şekillendirdiğini ele alır.

"Sevgiyi Ararken" (Saving Face), yönetmenliğini Alice Wu'nun yaptığı, başrollerini Joan Chen, Michelle Krusiec ve Lynn Chen'in paylaştığı 2004 yapımı bir romantik komedi filmidir. Film, iki ana temayı işler: 1. Kültürel kimlik ve aile baskısı: Çinli göçmen bir ailenin üyesi olan Wil'in, annesinin gelenekler nedeniyle yaşadığı zorluklar ve Wil'in eşcinsel ilişkisinin toplum tarafından kabul edilmemesi. 2. Anneler ve kızlar arasındaki ilişki: Wil'in hamile olan annesi Ma'nın, babası tarafından evden kovulduktan sonra kızı Wil'in yanına taşınması ve Wil'in annesini zor durumdan kurtarmak için ona koca aramaya başlaması.

"Anne with an E" dizisi, Lucy Maud Montgomery'nin "Anne of Green Gables" kitabından uyarlanan bir dram dizisidir. Dizinin konusu, anne ve babasının ölümünün ardından amcası ve yengesinin yanına verilen sevimli bir kız olan Anne'in hikayesini anlatır. Bir karışıklık sonucu kendini Green Gables kasabasında Cuthbert kardeşlerin yanında bulan Anne, sonunda sıcak bir yuvaya kavuşur ve bu kasabada zekası ve eşsiz hayal gücüyle olayların üstesinden gelmeye çalışır.

Aşk filmi, farklı bağlamlarda çeşitli hikayeler anlatabilir: 2013 yapımı "Her" (Aşk). 2023 yapımı "Aşk Filmi".

"Bütün Anneler Melektir" filmi, kıskançlık ve yanlış anlamalar nedeniyle yaşanan bir ayrılığın ardından yıllar sonra yeniden bir araya gelen bir anne-kızın hikayesini anlatıyor. Konu özeti: Üniversite döneminde tanışan Selma ve Fikret evlenir ve bir kızları olur. Fikret'in avukat olarak aldığı maaş geçimlerini zor sağlar. Selma, kocasına destek olmak için gizlice piyano dersleri vermeye başlar. Fikret, Selma'nın başka biriyle ilişki yaşadığını düşünerek onu evden kovar ve kızını alır. Yıllar sonra Fikret, Selma'yı bulur ve özür dileyerek onu eve dönmeye ikna eder. Ancak, kızı Zeynep, gerçek annesini üvey annesi sanmaktadır.

"A Good Day to Be a Dog" dizisinin 1. bölümü, Han Hae Na adlı bekar bir lise öğretmeninin hikayesini anlatıyor. Bir gece sarhoş olan Han Hae Na, meslektaşı Jin Seo Won'u yanlışlıkla öper.

"Hotel Desire" ve "Hotel Chevalier" farklı filmlerdir. "Hotel Chevalier", 2007 yapımı, yönetmeni Wes Anderson olan kısa bir dram ve romantik filmidir. "Hotel Desire" ise 2011 yapımı, yönetmeni Sergej Moya olan bir Alman dram ve kısa metrajlı romantik filmidir.

"Erkek, Dişi" (Masculin féminin), 1966 yapımı bir Fransız ve İsveç dram-romantik filmidir. Konusu: Ordudan yeni terhis olan Paul, sivil hayata uyum sağlamakta zorlanır.

"Kayınpederi ile evlenen gelin" temalı film, "Gelin" adlı 1973 yapımı Türk filmi olabilir. Film, daha iyi yaşam koşulları için Yozgat'tan İstanbul'a gelen kalabalık bir ailenin şehirdeki yabancılaşmasını ve alışma sürecini anlatır. Filmin önemli bir kısmı, gelinin (Meryem) kayınpederinin (Hacı İlyas) para hırsları nedeniyle oğlunun (Osman) ameliyat parasını ertelemesi ve bunun yarattığı dramatik olaylar üzerine kuruludur.

Olivier, Olivier filmi, 9 yaşındaki Olivier'in bir öğleden sonra büyükannesinin evine giderken kaybolmasını ve 6 yıl sonra Paris'te hafızasını kaybetmiş bir sokak çocuğu olarak ortaya çıkmasını konu alır. Film, bir yandan psikolojik bir gerilim sunarken diğer yandan keder ve gizemi ele alan bir dram olarak tanımlanır. Ayrıca, Olivier, Olivier filminin gerçek bir hikayeye dayandığı belirtilmektedir.

Euphoria dizisine benzer bazı filmler: Cruel Intentions (1999). Alex Strangelove (2018). American Beauty (1999). Thirteen (2003). The Bling Ring (2013). Carrie (1976). Ayrıca, Skins ve Nowhere gibi yapımlar da Euphoria'nın anlatı ve görsel tarzına benzerlik gösterir.

Kırmızı Kaplumbağa (La Tortue Rouge), ıssız bir adaya düşen ve dev bir kırmızı kaplumbağa ile karşılaşan bir adamın hikayesini anlatır. Filmin bazı temaları: Gerçeklik ve hayal gücü: Film, gerçek ile halüsinasyonları iç içe geçirir ve izleyiciye açık uçlu bir anlatı sunar. Aile ve bağlılık: Adada bir yaşam kuran ve çocuk sahibi olan karakterlerin hikayesi, duygusal bağları ve sadakati vurgular. Doğa ile uyum: Karakterin, modern insan davranışlarından uzaklaşarak doğayla sağlıklı bir uyum sağlaması, filmi masal havasına sokar. Film, diyalogsuz olmasıyla da dikkat çeker ve bu sayede zamanın ötesinde bir hikaye sunar.

Pastacı (The Cakemaker) filmi, Berlin'de bir pastanesi olan Thomas'ın, iş için Berlin'e sık sık gelen İsrailli Oren ile kurduğu yasak aşkı ve Oren'in beklenmedik ölümüyle sonuçlanan olayları konu alır. Oren'in ölümünden sonra Thomas, sevgilisinin dul eşi Anat'ın yanına Kudüs'e gider. Film, aile bağları, aşk, yas ve din temalarını işleyen dokunaklı bir dramadır.

Güzel Şehir (Shah-re ziba, 2004) filmi, 18 yaşına yeni girmiş genç bir mahkum olan Akbar'ın hikayesini anlatır. Film, Akbar’ın en yakın arkadaşı A’la’nın, Akbar’ı idamdan kurtarmak için yaptığı çaresiz girişimlere odaklanır. Film, yalnızca bir trajedinin etkilerini değil, aynı zamanda toplumsal ahlak, bağışlama ve adalet gibi derin insani konuları ele alır.

"Landman" dizisi, petrol endüstrisindeki güç dinamiklerini ve bu sektördeki zengin olma mücadelelerini anlatıyor. Dizide ele alınan bazı temalar: Servet eşitsizliği ve sömürü. Çevresel endişeler. Aile dinamikleri ve kişisel fedakarlıklar. Dizi, Taylor Sheridan ve Christian Wallace'ın ortak çalışması olup, "Boomtown" adlı podcast'ten ilham alınarak yaratılmıştır.

1949 yapımı Prison Warden filmi, reforma ihtiyacı olan bir eyalet hapishanesine müdür olarak atanan Victor Burnell'in hikayesini anlatır. Müdür, programını uygulamaya çalışırken karısının, mahkum Albert Gardner ile bir ilişkisi olduğunu öğrenir. Filmin konusu hakkında daha fazla bilgi bulunmamaktadır.