Demografi

AB ülkeleri verilerinin önemli olmasının bazı nedenleri: Ekonomik güç ve ticaret: AB, dünya ekonomisinin önemli bir kısmını oluşturur ve üye ülkeler arasındaki ekonomik entegrasyon, ticaret hacmini artırır. Sosyal politikalar: AB, sosyal haklar, işçi hakları ve çevre koruma gibi alanlarda standartlar belirler ve bu politikaların etkinliğini değerlendirmek için verilere ihtiyaç duyar. Siyasi ve güvenlik iş birliği: AB'nin dış politikaları ve güvenlik stratejileri, üye ülkelerin ortak kararlarına dayanır ve bu kararların izlenmesi için veriler gereklidir. Demografik yapı: AB ülkelerinin nüfus verileri, şehirleşme oranları ve göç politikaları gibi konularda önemli bilgiler sunar.

112-116 yaş arası en yaşlı 50 insandan hiçbiri erkek değildir.

"Ve üzeri yaş kaç?" ifadesine dair doğrudan bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, yaş aralıkları hakkında genel bilgiler mevcuttur. Dünya Sağlık Örgütü'nün kronolojik yaş sınıflandırmasına göre: 0-18 yaş arası: ergen; 18-65 yaş arası: genç; 65-74 yaş arası: genç-yaşlı; 74-84 yaş arası: yaşlı; 85 yaş ve üzeri: çok yaşlı kabul edilmektedir. Ayrıca, 45-54 yaş aralığı orta yaşlı, 55-64 yaş aralığı erken yaşlı veya yaşlılığa giriş dönemi olarak sınıflandırılmaktadır.

Rusya'da dul kadın sayısının fazla olmasının birkaç nedeni vardır: Yüksek erkek ölüm oranı. Tarihsel ve sosyal faktörler. Savaşlar ve ekonomik baskılar, kadınların iş gücüne katılmasına ve erkeklerin savaşa çağrılmasına yol açmıştır. Göç ve uluslararası çatışmalar. Suriye'deki çatışmalar nedeniyle birçok Rusya vatandaşı kadın, IŞİD militanları ile birlikte olmuş ve bu kadınların bir kısmı ülkelerine dönmüştür.

Türkiye'de en çok Hümeyra ismi İstanbul'da bulunmaktadır. 31 Aralık 2018 verilerine göre İstanbul'da 7.274 kişi Hümeyra ismini taşımaktadır. Diğer illerde de Hümeyra ismi oldukça yaygındır: - Ankara: 1.703 kişi - Bursa: 1.462 kişi - Kocaeli: 1.113 kişi - Konya: 1.034 kişi.

Kütahya'nın Emet ilçesine bağlı Kalfalar köyünde sadece 87 yaşındaki İbrahim Elaslan yaşamaktadır. Köyde başka kimse bulunmamaktadır.

Genç nüfus azalmasının sosyal ve ekonomik etkilerinden bazıları şunlardır: İşgücü arzının düşmesi. Sosyal güvenlik harcamalarının artması. Finansal sürdürülebilirliğin zorlaşması. Aile yapılarındaki değişiklikler. Toplumsal bağların zayıflaması. Ekonomik durgunluk. Ayrıca, genç nüfusun eğitim veya çalışma gibi sebeplerle yurt dışına çıkması ve dönmemesi, ülkedeki genç nüfusun azalmasına ve yaşlı nüfus oranının otomatik olarak artmasına sebep olabilir.

Demografik hedeflemede kullanılan bazı değişkenler: Yaş. Cinsiyet. Hane geliri. Ebeveynlik durumu. Eğitim durumu. Yaşadığı yer. Ayrıca, Facebook gibi platformlarda 83'e kadar çıkabilen çeşitli demografik hedefleme seçenekleri de bulunmaktadır.

Japonya, 2023 yılı itibarıyla dünyanın en yaşlı nüfusuna sahip ülkesidir. Japonya'yı, yüzde 24,5 ile İtalya ve yüzde 23,6 ile Finlandiya takip etmektedir. Bir ülkenin "en yaşlı ülke" olarak kabul edilebilmesi için sürekli olarak bu oranı koruması veya artırması gerekmektedir.

Konya'nın en kalabalık yılı, 2023 yılı olarak kaydedilmiştir. 2023 yılı itibarıyla Konya'nın nüfusu 2.320.241 olarak belirlenmiştir. 2024 yılı sonunda ise Konya'nın nüfusu 2.330.024'e ulaşmıştır.

2018 yılı itibarıyla Çerkezköy'ün nüfusu 166.789'dur. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, bir önceki yıla göre 8.858 kişi artmıştır.

Kırgızların çok çocuk sahibi olmasının bazı nedenleri: Neslin devamı: Erkek çocuk, soyun ve "uruğ"un sayısını ve etkisini artıracağı için önemlidir. Gelecek güvencesi: Erkek çocuk, yaşlanınca anne babanın bakımını üstlenir. Toplumsal itibar: Çok çocuk sahibi olmak, aileye ve topluma itibar kazandırır. Göçebe yaşam: Geniş ailelerin daha geniş "cayıt" (yaylak) hakkı olur. Kültürel inançlar: Çocuğun sağlıklı, uzun ve mutlu bir hayat sürmesi için çeşitli gelenekler uygulanır.

"Zevk kuşağı" ifadesi, Z kuşağı için kullanılmış olabilir. Z kuşağı, 2000-2021 yılları arasında doğan bireyleri kapsar. "Zevk kuşağı" ayrıca, hayattan zevk almak için dünyaları yakabilecek bir ihtirası olan, ancak gerçeklikten kopuk olabilen bir kuşağı tanımlamak için de kullanılmıştır.

Demografik geçiş teorisi ve demografik yatırımlar arasındaki ilişki şu şekilde açıklanabilir: Demografik geçiş teorisi, toplumların yüksek doğum ve ölüm oranlarından düşük doğum ve ölüm oranlarına geçiş sürecini açıklar. Demografik yatırımlar, bu süreçte önemli bir rol oynar. Eğitim düzeyinin artması, doğurganlığı düşüren bir etkendir; yüksek eğitim seviyeleri genellikle düşük doğurganlıkla ilişkilidir. Bu nedenle, demografik geçiş sürecinde yapılan yatırımlar, doğurganlığı azaltarak ve gelir eşitsizliğini yöneterek genel kalkınmaya katkıda bulunabilir.

Nüfus biliminin (demografi) kurucusu olarak Thomas Malthus kabul edilir. Malthus, 1798 yılında yayınladığı “Nüfus Artış Kanunları Üzerine Bir Deneme” adlı eseriyle ekonomi ve toplum bilimleri alanında büyük yankı uyandırmıştır. Ayrıca, Carl Ritter ve Alexander von Humboldt gibi coğrafyacılar da nüfus coğrafyasının gelişiminde önemli rol oynamıştır.

Z kuşağı 3'ün ne zaman çıkacağına dair bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, kuşakların değişim tarihleri şu şekildedir: Z Kuşağı: 1997-2009 yılları arasında doğanlar. Alfa Kuşağı: 2010-2024 yılları arasında doğanlar. Beta Kuşağı: 2025-2039 yılları arasında doğanlar. Beta kuşağı, 2025 yılından itibaren dünyaya gelecek çocukları kapsamaktadır.

Doğum oranlarının azalmasının bazı nedenleri: Modernleşme ve ekonomik gelişim: Hızlı ekonomik büyüme, kadınları daha özgür kılarken, geleneksel inanç ve değer yargılarındaki değişim ağır aksak kalıyor. Eğitim ve iş hayatı: Kadınların eğitime ve çalışmaya yönelmesi, doğum kontrol yöntemlerine daha rahat erişebilmelerini sağlıyor ve bu da daha az çocuk sahibi olmalarına neden oluyor. Ekonomik krizler: İşsizlik artışı, gelirlerin düşmesi ve maliyetlerin yükselmesi, gençlerin evlenme ve çocuk sahibi olma kararlarını ertelemesine veya vazgeçmesine neden oluyor. Çocuk bakım zorlukları: Çocuk bakımı ve eğitiminin maliyetleri, çocuğa olan talebi azaltarak doğum oranlarını düşürüyor. Ayrıca, bazı ülkelerde doğum oranlarını artırmak için ücretli doğum izni süresinin uzatılması, kreş desteği ve mali teşvikler gibi politikalar uygulanmakta, ancak bu önlemler henüz etkili bir değişim yaratmamaktadır.

Yaşları 50-75 arasında olanlar, 1945 ile 1970 yılları arasında doğmuş kişilerdir. Bu nesil, yokluklar içinde yetişmiş, kardeşlik ve paylaşma duygusu yüksek, hayatı çalışarak öğrenmiş bireylerden oluşur. Bazı özellikleri: Çoğu yatılı okul okumuştur. Simitçilik, ayakkabı boyacılığı gibi işlerde çalışarak okul harçlıklarını çıkarmışlardır. Ekonomik yük olmamış, ailelerine destek olmuşlardır. Birçok ekonomik kriz ve siyasi olaya tanıklık etmişlerdir.

Nüfus yoğunluğu ve nüfus piramidi arasındaki ilişki şu şekilde açıklanabilir: Nüfus yoğunluğu, bir bölgedeki nüfusun toplam yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilir. Nüfus piramidi ise nüfusun yaş ve cinsiyet yapısını gösteren bir grafiktir. Bu iki kavram arasındaki ilişki, nüfus yoğunluğunun nüfus dağılımını yansıtması, nüfus piramidinin ise bu dağılım içindeki yaş ve cinsiyet yapısını detaylandırmasıdır.

1980-1995 yılları arasında Türkiye'de yaşanan göçlerle ilgili PDF dosyası bulunamadı. Ancak, bu dönemde yaşanan bazı göçler şunlardır: 1980-1988 yılları arasında Irak-İran savaşı sırasında Irak'tan gelen göçler. 1990-1991 yılları arasında Körfez Savaşı sırasında Irak'tan gelen göçler. 1989'da Bulgaristan'dan gelen göçler. Bu dönemde yaşanan göçlerle ilgili daha detaylı bilgi için aşağıdaki kaynaklar incelenebilir: dergipark.org.tr'de "Türkiye'nin Göç Tarihi: 14. Yüzyıldan 21. Yüzyıla Türkiye'ye Göçler" başlıklı makale; academia.edu'da "Bir Halkın Göç Hikâyesi: Süryanilerin 20. yüzyılda Türkiye'den Avrupa'ya Göç Süreci" başlıklı makale.