Değerler

Klasik bir adım taşı genellikle 70 x 35 x 4 cm ölçülerinde olup, bu ölçüler tamburlanmış dere çakılı ve dolamit taşlarından üretilir.

ÇEDES Projesi, Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum projesinin kısaltmasıdır. Bu proje, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı iş birliğiyle yürütülmektedir. Projenin amacı, okullarda öğrencilerin çevresel duyarlılık ve milli manevi değerler konusunda farkındalık kazanmalarını sağlamak, onları bu değerlere sahip çıkan bireyler olarak yetiştirmektir.

Elinde beyaz tel olan kadın, saflık, temizlik ve iyilik gibi değerleri temsil edebilir.

Saygı ile ilgili hikaye edici metin yazmak için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz: 1. Giriş: Hikayenin başlangıcını yapın ve ana karakterleri tanıtın. 2. Olay: Ana karakterin saygı ile ilgili bir deneyim yaşadığı olayı anlatın. 3. Gelişme: Olayın ardından karakterin yaşadığı duyguları ve bu durumla nasıl başa çıktığını açıklayın. 4. Sonuç: Hikayeyi bir sonuca bağlayın ve karakterin saygı konusundaki anlayışını nasıl değiştirdiğini gösterin.

Kültürel değerlerimize üç örnek şunlardır: 1. Dil: Bizi birbirimize bağlayan ve iletişimi sağlayan büyük bir nimettir. 2. Aile: Toplumun en küçük birimi ve temel taşıdır. 3. Gelenek ve görenekler: Bir milletin yazılı olmayan veya kısmen yazılı kanunlarıdır ve kültürel unsurların önemli bir parçasıdır.

Savaş ve barış ile ilgili bazı atasözleri şunlardır: 1. "Helalzade barıştırır, haramzade karıştırır". 2. "Su uyur, düşman uyumaz". 3. "İki kardeş savaşmış, ebleh buna inanmış". 4. "Savaşın iyisi, barışın kötüsü olmaz". 5. "Düşmanına bir adım at, barışa iki adım at".

"Başak büyüdükçe boynunu eğer" atasözü, insanın olgunlaştıkça daha alçak gönüllü ve ağır başlı olacağını ifade eder.

Merhamet ve şefkat ile ilgili bazı atasözleri şunlardır: 1. "Merhamet etmeyene, merhamet edilmez". 2. "Yerdeki yüze basılmaz". 3. "Şefkati olmayan şefkat bulamaz". 4. "Ağaç sevgisi olmayanda evlat sevgisi olmaz". 5. "Lokma karın doyurmaz, şefkat artırır".

"Candan önce onur" ifadesi, Çerkes atasözlerinden biridir ve "onur, hayattan daha önemlidir" anlamına gelir.

Bir kadının dobra olması genellikle iyi olarak değerlendirilir çünkü bu, dürüst, açık sözlü ve samimi bir kişiliği ifade eder. Ancak, her bireyin davranışları ve karakteri farklı olduğundan, bir kadının dobra olup olmadığı kişiden kişiye değişebilir.

Kurbağa masalları genellikle sabrın, azmin, düşünmenin ve birlikte çalışmanın önemini anlatır. Bazı kurbağa masallarının konuları: "Akıllı Kurbağalar" masalı: İki kurbağa, gölün kuruması üzerine yeni bir yuva arar ve derin bir kuyunun su dolu olduğunu düşünürler. "Öküz Olmak İsteyen Kurbağa" masalı: Bir kurbağa, gördüğü öküzün boyuna posuna hayran kalır ve kendisi de öküz gibi olmak ister. "Küçük Kurbağa" masalı: Meraklı ve neşeli bir kurbağa olan Miskin, en uzağa zıplayabilmek için büyük bir deneme yapar ama işler beklediği gibi gitmez.

"Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar" sözü, "yapılması geciken iyiliklerin, bekleyenleri sıkıntı içinde bıraktığı" anlamında kullanılan bir sözdür.

"Değme bana, değmeyim sana" atasözü, kendisine zarar verilmesini istemeyen kişinin başkasına da zarar vermemesi gerektiğini ifade eder.

"Eceli yaklaşan köpek cami (veya mescit) duvarına siyer (veya işer)" atasözü, birinin başına kötü bir şey gelmesi kaçınılmaz olduğunda olmadık davranışlarda bulunabileceğini ifade eder.

“Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur” atasözü, bir şeyin iyi bakıldığı takdirde fayda sağlayacağını, aksi takdirde ise verimsiz hale geleceğini ifade etmek için kullanılır. Bu atasözü, aşağıdaki gibi durumlarda kullanılabilir: İş yerleri için: Bakımsız bırakılan bir iş yerinde düzenin gözetilmemesi, aksaklıkların giderek büyümesine ve iflasın eşiğine gelinmesine neden olabilir. Eşyalar için: Bozuk, kırık veya eksik bir eşyanın zamanında onarılmaması, bir süre sonra kullanılamayacak hale gelmesine yol açar.

Evet, hürmet ve saygı aynı şeyi ifade eder. Saygı, karşı tarafın duygularını incitebilecek davranışlardan kaçınmak, ona karşı dikkatli, özenli ve ölçülü davranmak anlamına gelir.

"Yazın başı sıcak, kışın aşı sıcak" ifadesi, "yazın başı pişenin, kışın aşı pişer" atasözünün yanlış bir yorumlaması olabilir. Doğru anlamı: Yazın o sıcağında durmayan, güneşe aldırmadan çalışıp kazanan, yiyeceğini hazırlayan kişi kışın rahat eder; hiç sıkıntı çekmez. Genişletilmiş anlamı: Gençlikte çalışıp kazanan, har vurup harman savurmayan, varlık edinen kişi ihtiyarladığında rahat eder; sıkıntı çekmeden hayat sürer.

"İt ürür, kervan yürür" atasözü, gerçekleşmesi doğal olan işlerin engellenemeyeceği anlamına gelir.

Halk arasında tembelliğe "miskinlik" veya "üşengeçlik" denir.

Şımarmak, kendisine gösterilen sevgi ve saygıdan veya verilen değerden yüreklenerek yersiz ve aşırı davranışlarda bulunmak anlamına gelir. Bu nedenle, güzel bir şey olarak değerlendirilmez.