DamarHastalıkları

Kalp ve damar cerrahisi (KVC), kalp ve damar sistemini etkileyen birçok hastalığın tanı ve tedavisinde önemli bir rol oynar. Bu hastalıklar şunlardır: Koroner arter hastalıkları. Kalp kapak hastalıkları. Kalp ritim bozuklukları (aritmi). Anevrizma ve aort hastalıkları. Varis ve venöz yetmezlik. Periferik damar hastalıkları. Konjenital (doğuştan gelen) kalp hastalıkları. Kalp tümörleri. Kalp ve damar cerrahisi, bu hastalıkların teşhisi, tedavisi ve cerrahi müdahalelerinde kritik bir rol oynar.

Bacak ultrasonunda belli olan bazı hastalıklar şunlardır: Varis. Damar tıkanıklığı. Atardamarların daralması. Derin ven trombozu. Venöz yetmezlik. Dolaşım bozukluğu. Tümör. Bacak ultrasonu, bu hastalıkların erken teşhisi için kullanılır.

Evet, dahiliye (iç hastalıkları) damar hastalıklarına bakar. Dahiliye, kalp ve damar sistemini etkileyen çeşitli rahatsızlıkların tanı ve tedavisiyle ilgilenen kardiyoloji gibi alt dallara sahiptir.

ICD-10 kodu I73, "Diğer periferik damar hastalıkları" anlamına gelir. Bu kod, aşağıdaki alt kategorileri içerir: I73.0: Raynaud sendromu; I73.1: Trombangiitis obliterans (Buerger hastalığı); I73.8: Diğer tanımlanmış periferik damar hastalıkları; I73.9: Periferik damar hastalığı, tanımlanmamış. Ayakta tedavide, tıbbi belgelerdeki ICD kodu, teşhisin güvenilirliğini artırmak için ek kodlar (A, G, V veya Z) ile desteklenir.

Avuç içi kanamasının bazı nedenleri: Fiziksel travma. Kanama bozuklukları. Yüksek tansiyon. Yaş. Şeker hastalığı. İlaçlar. Alerjik reaksiyonlar. Aşırı fiziksel aktivite. Avuç içi kanaması durumunda, özellikle tekrarlıyorsa veya diğer belirtilerle birlikte görülüyorsa, bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

Çocuklarda görülen kalp damar hastalıklarından bazıları şunlardır: Doğumsal kalp hastalıkları. Ritim ve ileti bozuklukları. Romatizmal kalp hastalıkları. Kardiyomiyopati, miyokardit ve perikardit. Çocuklarda görülen kalp hastalıklarının teşhisi ve tedavisi için bir çocuk kardiyolojisi uzmanına başvurulması önerilir.

DSA (Dijital Subtraksiyon Anjiyografi) testi, hem tanı hem de tedavi amaçlı olarak çeşitli nedenlerle yapılır: Tanı amaçlı kullanım alanları: Damar tıkanıklıklarının teşhisi. Anevrizma teşhisi. Damar yaralanmalarının değerlendirilmesi. Doğumsal damar anormalliklerinin teşhisi. Tümörlerin kanlanmasının değerlendirilmesi. Tedavi amaçlı kullanım alanları: Anjiyoplasti ve stent. Embolizasyon. Tromboliz.

DSA (Dijital Subtraksiyon Anjiyografi), kan damarlarının detaylı görüntülenmesi için kullanılan bir tıbbi görüntüleme tekniğidir. Tıpta DSA'nın kullanım alanlarından bazıları şunlardır: Tanı amaçlı kullanım. Tedavi amaçlı kullanım. DSA, genellikle damarlardaki tıkanıklıkları, daralmaları veya anevrizmaları belirlemek amacıyla kullanılır. DSA işlemi, kontrast madde kullanılarak gerçekleştirildiği için böbrek fonksiyonları normal olan hastalara uygulanır. DSA, doktorun gerekli gördüğü durumlarda hemen hemen her yaş grubundaki hastalara uygulanabilir. DSA işleminin uygulanması için bir doktora danışılması önerilir.

Kalsifik üremik arteriyolopati (KÜA) veya kalsiflaksi, küçük damarlarda intimal hiperplazi, medial kalsifikasyon, tromboz, ağrılı cilt ülseri ve nekrozu ile karakterize nadir görülen bir damar hastalığıdır. Genellikle kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda görülür, ancak kronik böbrek hastalığının erken evrelerinde ve nadiren normal böbrek fonksiyonuna sahip kişilerde de ortaya çıkabilir. KÜA için özgün bir tedavi bulunmamaktadır.

Temporal arterit, diğer adıyla dev hücreli arterit, kan damarlarında oluşan iltihap türüdür. Özellikleri: Etkilenen damarlar: Baş, boyun ve kollarda yer alan kan damarları, özellikle şakak bölgesindeki temporal arterler. Belirtiler: Şiddetli baş ağrısı, çene ağrısı, çift veya bulanık görme, yorgunluk, kilo kaybı, ateş. Risk faktörleri: 50 yaş üstü, kadın cinsiyeti, beyaz ırk, ailede hastalık öyküsü, sigara kullanımı, bazı enfeksiyonlar. Tanı: Tıbbi geçmiş incelemesi, fiziki muayene, kan testleri (ESR, CRP), temporal arter ultrasonu veya biyopsi. Tedavi: Kortikosteroid ilaçlar, bazen bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar. Önemli: Tedavi edilmezse görme kaybı ve diğer ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabilir.

Kalp damarlarını en iyi ölçen yöntemler arasında şunlar bulunmaktadır: Sanal anjiyo (Koroner BT Anjiyografi). Ekokardiyografi (EKO). Efor testi. Kardiyak MR. Miyokard Perfüzyon Sintigrafisi (MPS). Kalp damarlarının durumunun doğru bir şekilde değerlendirilmesi için bir kardiyoloji uzmanına danışılması önerilir.

"Bilateral parahipokampal bölgede genişlemiş Virchow Robin space görünümleri izlendi" ifadesi, beyin görüntüleme tekniklerinde (örneğin, MR) parahipokampal bölgede Virchow-Robin boşluklarının (perivasküler alanlar) genişlediğini ifade eder. Virchow-Robin boşlukları, beyin damarlarını çevreleyen, beyin omurilik sıvısı ile ilişkili sıvı dolu alanlardır. Genişlemiş Virchow-Robin boşluklarının bazı belirtileri: hafıza ve bilişsel fonksiyon bozuklukları; baş ağrısı ve baş dönmesi; hareket bozuklukları; görme problemleri. Genellikle bu boşlukların genişlemesi belirgin semptomlar oluşturmasa da, altta yatan hastalığın değerlendirilmesi önemlidir.

Klor değerinin yüksek olması, vücutta elektrolit dengesizliğine yol açar. Klor yüksekliğinin bazı belirtileri: tansiyonun yükselmesi; sürekli susama isteği ve yorgunluk; kaslarda güçsüzlük; vücut karıncalanması ve uyuşması; aritmi; terleme, ishal ve kusma gibi durumlar. Klor yüksekliğinin bazı nedenleri: Addison ve Diyabet hastalıkları; tuz tüketiminin fazla olması; böbrek yetmezliği; uzun süreli ishal, terleme ve kusma; vücuda az sıvı alınması; yüksek ısı altında kalmak; fiziksel aktivitenin fazla olması. Klor seviyesinin yüksek olduğunu düşünüyorsanız, bir hekime başvurmanız önerilir.

Anjolog doktor hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, anjiyo işlemlerini gerçekleştiren doktorlar hakkında bilgi mevcuttur. Anjiyo işlemlerini genellikle kardiyologlar (kalp doktorları) gerçekleştirir. Anjiyo, kalp damar hastalıklarının tanısı ve tedavisinde kullanılan invaziv bir tıbbi işlemdir.

LDL kolesterolün yüksek olması durumunda çeşitli sağlık sorunları ortaya çıkabilir: 1. Kalp ve damar hastalıkları riski artar. 2. Ateroskleroz gelişebilir, bu durum damarların tıkanmasına ve kan akışının azalmasına sebep olur. 3. Ani ve ölümcül sonuçlar görülebilir; LDL plaklarının kopması kalp krizi veya felce yol açabilir. 4. Göğüs ağrısı, bacak ağrısı, ciltte ve gözde sarı lekelenmeler gibi semptomlar ortaya çıkabilir. LDL kolesterol seviyesinin yüksek olması durumunda, yaşam tarzı değişiklikleri ve gerekli durumlarda ilaç tedavisi önerilir. Kesin teşhis ve tedavi için bir doktora danışmak önemlidir.

Endovasküler tedavi, damar hastalıklarının cerrahi olmayan veya minimal cerrahi yöntemlerle tedavi edilmesi anlamına gelir. Bu tedavi yöntemi, damar içinden (endovasküler) gerçekleştirilen müdahalelerle, çeşitli cihazlar ve teknikler kullanılarak uygulanır. Endovasküler tedavi ile tedavi edilebilen bazı hastalıklar şunlardır: - aort anevrizması; - inme; - derin ven trombozu; - kanser tedavileri (tümör embolizasyonu); - varis hastalıkları. Endovasküler tedavi, hastaların daha hızlı iyileşmesini, daha kısa süre hastanede kalmasını ve daha az komplikasyon riskini mümkün kılar.

KVC (Kardiyovasküler Cerrahi) bölümü, kalp ve damar hastalıklarının cerrahi tedavisinde aşağıdaki ameliyatları gerçekleştirir: 1. Koroner Bypass Ameliyatı: Tıkanmış veya daralmış koroner damarların yerine sağlıklı damarların yerleştirilmesi. 2. Kalp Kapağı Ameliyatları: Hasarlı kalp kapaklarının tamiri veya yapay kapaklarla değiştirilmesi. 3. Anevrizma Cerrahisi: Aort anevrizmasının yırtılmasını önlemek için damar duvarının onarılması veya yapay damar grefti ile değiştirilmesi. 4. Minimal İnvaziv ve Robotik Kalp Cerrahisi: Küçük kesilerle yapılan kalp ameliyatları. 5. Kalp Nakli: İleri derecede kalp yetmezliği olan hastalara sağlıklı bir kalbin nakledilmesi. Ayrıca, varis ve periferik damar hastalıkları gibi rahatsızlıkların cerrahi tedavileri de KVC tarafından yapılır.

Damar hastalıkları, özellikle ateroskleroz (damar sertliği) cinselliği etkileyebilir. Diğer etkileyen damar hastalıkları arasında yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalığı ve kan yağlarının yüksekliği bulunur. Cinsellikle ilgili sorunlar yaşayan kişilerin bir uzmana danışmaları önerilir.

Karotis arter hastalığı cerrahi endikasyonları şunlardır: 1. Semptomatik karotis arter darlığı: Yüz ve uzuvlarda güçsüzlük, uyuşma, konuşma bozukluğu gibi belirtiler varsa. 2. Ciddi (yüzde 70-99) asemptomatik karotis darlığı: Herhangi bir şikayet olmamasına rağmen darlık ileri seviyedeyse. 3. Yüksek cerrahi riski taşıyan hastalar: Özellikle ciddi akciğer hastalıkları, yakın zamanda kalp krizi geçirme, stabil olmayan angina veya ileri derecede kalp yetmezliği gibi durumlarda. 4. Tekrarlayan stenoz: Daha önce yapılan karotis endarterektomiden sonra darlığın tekrarlaması durumunda. Bu durumlar, karotis endarterektomi veya karotis stentleme gibi cerrahi müdahaleleri gerektirebilir.

Koroner arterlerin tıkanmasının başlıca nedenleri şunlardır: 1. Ateroskleroz: Yağ, kolesterol, kalsiyum ve kan içindeki katı parçacıkların birleşip birikerek damar duvarına yerleşmesi sonucu oluşan plaklar, zamanla sertleşir ve damarı daraltır. 2. Sigara Kullanımı: Sigara dumanı, damarları daraltarak tıkanıklık riskini artırır. 3. Yüksek Kolesterol: Özellikle toplam kolesterol ve LDL kolesterol değerlerinin yüksek olması, plak oluşumunu hızlandırır. 4. Diyabet: Yüksek kan şekeri, damar çeperine daha kolay zarar verir. 5. Hareketsiz Yaşam Tarzı: Egzersiz eksikliği, dolaşım sistemini olumsuz etkiler. 6. Genetik Faktörler: Ailede damar hastalıkları öyküsü olan kişiler daha yüksek risk altındadır. Bu faktörler, koroner arterlerin iç yüzeyinde plak birikmesine ve kan akışının engellenmesine yol açar.