CahitSıtkıTarancı

"Dar Geliyor" şiirinin ne anlattığına dair farklı yorumlar bulunmaktadır. Sinan Yılmaz'ın "Dar Geliyor" şiiri, ülkenin içinde bulunduğu durumu eleştirir. Mahir Toksoy'un "Dar Geliyor" şiiri, Kudüs'ün işgal altında olmasını ve hududun kim tarafından çizildiğini sorgulamayı ele alır. Mustafa İleri'nin "Dar Geliyor" şiiri, hayatın kişiye dar gelmesi, umutların tükenmesi ve mutluluğun uzaklaşması temalarını işler. Cevat Aydın'ın "Dar Geliyor" şiiri, sevgiliye duyulan özlemi ve bu özlemin kişiye verdiği sıkıntıyı anlatır.

Hayır, Cahit Sıtkı Tarancı ve Cahit 186 aynı kişi değildir. Cahit Sıtkı Tarancı, 4 Ekim 1910 tarihinde Diyarbakır'da doğmuş ve 12 Ekim 1956'da Viyana'da vefat etmiş ünlü bir Türk şairdir. Cahit 186 hakkında ise herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

"Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder" dizeleri, Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Otuz Beş Yaş" şiirinden bir bölümdür.

Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Düşten Güzel" kitabı, şairin 1947-1952 yılları arasında yazdığı şiirlerden otuz beşini içerir. Bu şiirlerde, önceki kitaplarda yer alan ölüm, ölüm korkusu ve yaşama sevinci temalarının yerini sevgi ve evlilikten kaynaklanan mutluluk duygusu almıştır. Kitapta yer alan bazı şiirler şunlardır: Yalan; Bahar Hikâyesi; Atatürk; Kış Gecesi; Rüyası; Mehmetçik; Hacı Bayram Camii; Gönül Hoşluğu; Müjde; Dilekçe. "Düşten Güzel", Cahit Sıtkı Tarancı'nın yayımlanan üçüncü ve şairin ölümünden önce yayımlanan son şiir kitabıdır.

Bu dize, Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Şehr-i Dilmun" adlı şiirinden bir bölümdür. Şiirin tamamı şu şekildedir: > Öyle bir yıl olsun ki, Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuşların çiçeklerin diyarı olsun. Öyle bir yıl olsun ki, Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. Öyle bir yıl olsun ki, Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; Kış günü herkesin evi barkı olsun. Öyle bir yıl olsun ki, Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; Olursa bir şikâyet ölümden olsun.

Cahit Sıtkı Tarancı'nın 121 şiiri bulunmaktadır.

"Ateşlere yandığının resmidir" ifadesi, Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Karasevda" adlı şiirinin bir dizesidir. Şiirin ilgili kısmı şu şekildedir: > "Bir kere sevdaya tutulmaya gör; Ateşlere yandığının resmidir. Aşık dediğin, Mecnun misali kör; Ne bilsin alemde ne mevsimidir. Dünya bir yana, o hayal bir yana; Bir meşaledir pervaneyim ona. Altında bir ömür dönedolana Ağladığım yer penceresi midir?" Bu dize, bir kişinin sevdaya tutulduğunda yaşadığı yoğun duyguları ve bu duyguların kişiyi nasıl tükettiğini anlatır.

"Ayva sarı, nar kırmızı" ifadesi, Cahit Sıtkı Tarancı'nın "35 Yaş" şiirinde geçen ve sonbaharı anlatan bir dizedir. Bu dizede: Ayva, sararan yaprakları; Nar, kızaran meyveleri temsil eder. Şair, 35 yaşı, hayatın güze dönüş noktası olarak kabul eder. Ayrıca, "Ayva Sarı, Nar Kırmızı" ifadesi, Behçet Aysan'ın bir şiirinde de geçer ve burada iç dünyayla nar arasında bir bağlantı kurulur.

"Ölüm herkesin başında" dizesi, Cahit Sıtkı Tarancı'nın "35 Yaş" (Otuz Beş Yaş) şiirinde yer almaktadır. Şiirin ilgili kısmı şu şekildedir: >Neylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak. Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak, Taht misali o musalla taşında.

"Affan Dedeye Para Saydım" şiiri, Cahit Sıtkı Tarancı'ya aittir.

Bu dizeler, Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Otuz Beş Yaş" şiirinden bir bölümdür.

Evet, 35 yaş yolun yarısıdır ifadesi, Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Otuz Beş Yaş" şiirinin ilk dizesidir. Ancak, bu hesaplama günümüz koşullarını değerlendirmediğinden yanıltıcı olabilir. Ayrıca, "yolun yarısı" kavramı kişisel bir değerlendirme olup, bireyin yaşam süresi ve yaşadığı döneme göre değişebilir.

Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan" dizeleri, şairin zamanı geriye sararak yaşanmamışlıkları yaşama isteğini anlatır. Şiirin hikayesi, Cahit Sıtkı'nın askerlik döneminde, emir eri Abbas'ın, şairin Beşiktaş'taki sevgilisini ona getirmesi için aldığı emri yerine getirmesiyle ilgilidir. Ayrıca, bir başka rivayete göre ise şair, yakın arkadaşı Vedat Günyol'un kız kardeşine olan aşkını itiraf edememiş ve bu dizeleri bir rakı masasında dile getirmiştir.

Ömrümde Sükût, Cahit Sıtkı Tarancı'nın 1933 yılında yayımlanan ilk şiir kitabıdır.

Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Otuz Beş Yaş" şiirinde otuz beş yaşın yolun yarısı olarak kabul edilmesinin sebebi, şairin bu yaşı hayat yolunun ortası olarak görmesidir. Şair, Dante'nin "İlahi Komedya" eserine gönderme yaparak, Dante'nin otuz beş yaşında sürgüne gönderilmesini ve bu yaşta "Hayat yolunun ortasında kendimi karanlık bir ormanda buldum" demesini hatırlatır. Şiirde ayrıca, otuz beş yaşın hayatın güze dönüş noktası olduğu ve bu yaştan sonra sararan ayva ve kızaran nar gibi dalından koparılmayı beklediği ifade edilir.

"Zamanla nasıl değişiyor insan, hangi resmime baksam ben değilim?" dizeleri, Cahit Sıtkı Tarancı'nın "35 Yaş" şiirinden bir bölümdür. Bu dizelerde şair, yaşlandıkça yüzündeki değişiklikleri ve eski fotoğraflarına baktığında eskisi gibi görünmediğini fark ettiğini ifade eder.

Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Haydi Abbas" şiiri, emir eri olan Abbas adlı askere yazılmıştır. Tarancı, 1941 yılında yedek subay olarak görev yaptığı sırada, Abbas adında saf ve temiz bir Anadolu çocuğu olan emir eriyle arasında geçen bir olaydan ilham alarak bu şiiri kaleme almıştır.

Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Abbas" şiiri, askerliğini yaptığı döneme aittir. Şair, 1941 yılında Edremit-Burhaniye'de yedek subay olarak görev yaparken, emir eri olan ve zamanla güvenini kazanan Abbas adlı askerle yaşadığı duygusal anı kaleme almıştır. Şiir, ilk kez 19 Eylül 1942'de İnkılapçı Gençlik dergisinde yayımlanmış, 30 Temmuz 1944'te ise Cumhuriyet gazetesinde aynı isimle yayımlanan bir hikayeye de konu olmuştur.

Ömrümde Sükût, Cahit Sıtkı Tarancı'nın 1933'te yayımlanan ilk şiir kitabıdır. Kitapta, Fransız şiirinin tür ve biçim etkisi görülmektedir. Kitap, yedi bölüm hâlinde 21 şiir içermektedir. Bazı bölümleri şunlardır: "Ömrümde Sükût"; "Maziyi Yâda Daldığın Zaman"; "Yatak"; "Aynalar"; "Bir Yaz Günü"; "Gece Bir Neticedir"; "Güneşe Aşık Çocuk".

Cahit Sıtkı Tarancı'nın kısa şiirlerinde işlediği bazı konular: Yaşama sevinci. Ölüm. Yalnızlık. Aşk. Vatan ve doğa sevgisi. Felsefi düşünceler. Toplumsal eleştiri.