AskeriTarih

Eskişehir Hava Şehitliği'nde İstiklal Savaşı'nda 25 Mart 1921'de düşen Foker Tayyaresi'nde şehit olan Üsteğmen Ahmet Fehmi defnedilmiştir. Daha sonra şehitliğe İç Güvenlik Harekâtı'nda şehit olan askerler de defnedilmeye başlanmıştır.

Kul sistemi, Osmanlı Devleti'nde padişaha doğrudan bağlı olan askeri ve bürokratik sınıfı ifade eder. Bu sistem, iki temel unsurdan oluşur: 1. Kapıkulu Ocakları: Yeniçeriler, sipahiler, cebeciler, topçular gibi doğrudan padişahın hizmetinde bulunan ve maaşlarını hazineden alan askeri birlikler. 2. Enderun: Padişahın özel hizmetkarlarının ve devlet adamlarının yetiştirildiği, Topkapı Sarayı'ndaki okul. Kul sistemi, Osmanlı'nın merkeziyetçi devlet anlayışının temel taşlarından biri olup, kalıtsal bir soylular sınıfının ortaya çıkmasını engellemiştir.

Türkiye'nin ilk harp tarihi müzesi, Kars ilinde bulunan Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi'dir.

Sinan Cemgil'in son sözü, 31 Mayıs 1971'de Nurhak Dağları'ndaki çatışmada jandarmanın "Teslim ol!" uyarısına verdiği cevaptır: "Bizim teslim olduğumuz nerede görülmüştür, esas siz teslim olun!".

Hacı Murat romanı, Rus yazar Lev Nikolayeviç Tolstoy tarafından yazılmış ve Kırım Savaşı izlenimlerinden yola çıkarak kaleme alınmıştır. Eserde anlatılan konular: - Hacı Murat: Şeyh Şamil'in gözde komutanlarından biri olan Hacı Murat'ın, bir askeri plan gereği Ruslara teslim olup onlarla anlaşarak Şeyh Şamil'e karşı bir harekete komutanlık etmesi. - Askeri deha: Hem Hacı Murat'ın hem de Şeyh Şamil'in askeri dehası. - İnsani değerler: Kahramanlık, sadakat ve temel insani değerlerin yoklanması. Ayrıca, romanda Rus bürokrasisi, askeri teşkilatı ve yönetim mantığı da olaylar ve canlı tasvirlerle detaylı bir şekilde ele alınmıştır.

Fatih Sultan Mehmet, İtalya'yı fethetmek için siyasi, dini, askeri ve stratejik nedenler doğrultusunda bir sefer düzenlemiştir. Başlıca hedefler: - Akdeniz'in gücünü sağlamlaştırmak. - Roma İmparatorluğu'nu canlandırma idealini gerçekleştirmek. - İslam'ın Avrupa'da yayılmasını kolaylaştırmak.

Enver Paşa, Çanakkale'ye birkaç nedenle gitti: 1. Boğazın Savunması: 2 Ağustos 1914'te, Çanakkale Boğazı'nın İtilaf güçlerine ait savaş gemilerine kapatılması emrini uygulamak ve boğazın savunmasını organize etmek için Çanakkale'ye gitti. 2. Askeri Teftiş ve Ziyaretler: Cepheyi ziyaret ederek, ordunun durumunu incelemek, aksaklıkları gidermek ve taktik stratejiler geliştirmek amacıyla dört kez Çanakkale'ye gitti. 3. Siyasi ve Diplomatik Görevler: Amerikan Büyükelçisi Morgenthau'ya Türk savunmasının muhkemliğini göstermek ve İtilaf donanmasının İstanbul önlerinde olacağı tezini reddetmek için de Çanakkale'yi ziyaret etti.

Osmanlı İmparatorluğu, 1516 yılında Suriye'yi aldı.

Özdemiroğlu Osman Paşa ve Aras Han Savaşı, 1578-1590 Osmanlı-Safevî Savaşı sırasında gerçekleşen bir muharebedir. Savaşın özeti: - Tarih: 9-11 Kasım 1578. - Yer: Şamahı, Azerbaycan. - Neden: Safevîlerin Şirvan ve Şamahı Hâkimi Aras Han'ın Osmanlılara karşı harekete geçmesi. - Sonuç: Kesin Osmanlı zaferi. Savaşın seyri: - Osmanlı birliği, şehrin dışındaki mezarlığın yakınında mevzilendi. - Muharebe, öncü kuvvetlerin çarpışmasıyla başladı. - Osmanlıların top ve tüfek desteğiyle yaptığı hücumlar sonucunda Safevî ordusu ağır kayıplar vererek bozgun halinde çekilmeye başladı. Esirler: Aras Han da dahil olmak üzere 5.000 Safevî askeri esir alındı.

Çanakkale'yi en iyi anlatan belgeseller arasında öne çıkanlar şunlardır: 1. "Bir Hilâl Uğruna: Çanakkale". 2. "Seddülbahir 32 Saat". 3. "Çanakkale: Son Kale". Ayrıca, "Çanakkale 1915" ve "Çanakkale Yolun Sonu" gibi filmler de Çanakkale Savaşı'nı detaylı bir şekilde işleyen önemli yapımlar arasındadır.

Narvik'te II. Dünya Savaşı sırasında 860 Norveçli öldü.

16. ve 17. yüzyılların dikdo özellikleri hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, 16. ve 17. yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanan bazı önemli olaylar ve özellikler şunlardır: Islahat Hareketleri: 17. yüzyılda Osmanlı Devleti, duraklama dönemini aşmak için çeşitli ıslahatlar yapmıştır. Ekonomik ve Sosyal Sorunlar: Ticaretin gerilemesi, ekonomik yapıdaki olumsuz etkiler, enflasyon, vergilerin artması ve tarımsal üretimin azalması gibi sorunlar yaşanmıştır. Askeri ve Yönetimsel Bozulmalar: Kapıkulu ordusunun bozulması, yeniçerilerin ticaret yapması ve evlenmeye başlaması gibi askeri ve yönetimsel bozulmalar görülmüştür. Siyasi Gelişmeler: Avusturya ve İran ile uzun ve sonuçsuz savaşlar yapılmıştır.

Türklerde silah kültürünün başlangıcı, Türk tarihinin ilk dönemlerine kadar uzanır. İlk askerî teşkilatın Türkler tarafından kurulması, Asya Hun Hükümdarı Mete Han (MÖ 209-174) döneminde gerçekleşmiştir.

Antik Mısır'daki asker sayısı, dönemin ve ordunun yapısına bağlı olarak değişiklik göstermiştir. Eski Krallık döneminde, her nome kendi milislerini toplar ve firavuna teslim ederdi. Yeni Krallık döneminde, II. Ramses zamanında ordunun 100.000 kişilik bir güce ulaştığı tahmin edilmektedir. Antik Mısır'daki asker sayısının maksimum değeri hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

Gürcü Boğazı'ndan tarihsel olarak Rus birlikleri ve Osmanlı askerleri geçmiştir. Ayrıca, Evliya Çelebi de seyahatnamesinde Erzurum'dan Tortum, İspir ve Bayburt'a doğru seyahat ederken Gürcü Boğazı'nı geçtiğini belirtmiştir.

Abdülhamid'in askeri ıslahatı için getirdiği bazı Alman subaylar: Albay Otto Köhler (Kahler). Baron Von der Goltz. Ayrıca, 1893’te topçu gemisinde talim görmek üzere Yüzbaşı Muslihiddin ve Mülazım Enver efendiler, 1907’de ise Bahriye Nezareti tarafından altı subay, tecrübe kazanmak amacıyla Almanya'ya gönderilmiştir.

Emir Timur'un savaş taktikleri arasında şunlar öne çıkmaktadır: 1. Sürpriz Saldırılar: Düşmanını şaşırtmak ve hızlı hareket etmek için ani ve gece baskınları düzenlemiştir. 2. Yedi Kol Ordusu: Geleneksel beşli ordu düzenini değiştirerek orduyu yedi kola ayırmıştır. 3. Sahte Haber ve Mektuplar: Düşmanını aldatmak için sahte mektuplar göndermiş ve sahte haberler yaymıştır. 4. Psikolojik Savaş: Savaş öncesinde ve sırasında düşman askerlerinin moralini bozmak için çeşitli hileler kullanmıştır. 5. Kuşatma Taktikleri: Kale surlarını yıkmak için lağımcılar marifetiyle hendekler kazdırmış ve mancınıklar kullanmıştır.

Mekteb-i Harbiye'nin ilk komutanı, Sultan II. Mahmud döneminde 1834 yılında göreve başlayan Kaymakam K. Mustafa Mahzar Bey'dir.

Hüssar süvarileri, sırtlarına taktıkları yapay kanatlar sayesinde "kanatlı" olarak adlandırılmıştır. Kanatlar, metal ve tüyden oluşmaktaydı ve bu sayede diğer atlıların arasına hızla dalan Hüssar birlikleri, sayısız atlıyı büyük bir hızla saf dışı bırakabilmekteydiler.

Mızraklı süvariler, birçok Avrupa ordusunda yer almaktadır.