Anarşizm

Mihail Bakunin, anarşizmin önde gelen isimlerinden biri olarak aşağıdaki görüşleri savunur: 1. Devlet Karşıtı Görüşler: Bakunin, devletin insanların özgürlüklerini kısıtladığını ve baskı aracı olduğunu düşünür. 2. Kapitalizm Eleştirisi: Kapitalist sistemi reddeder ve emeğe dayalı bir ekonomik düzeni savunur. 3. Marksizm Eleştirisi: Marksizmin de devlete aşırı güç vererek insanların özgürlüklerini kısıtladığını iddia eder. 4. Kollektivizm: Üretim araçlarının ortaklaşa sahipliğine dayanan bir kollektivizm görüşünü savunur. 5. Devrimci Eylem: Siyasal mücadeleyi reddedip, işçilerin özgürleşmesinin bizzat işçiler tarafından gerçekleştirileceğini savunarak devrimci sendikalizmin yolunu açar.

Anarşik kelimesi, düzensizlik, kaos ve karmaşayı teşvik eden veya devlet gibi herhangi bir otoritenin olmamasını savunan anlamlarına gelir.

“Anarşist Banker” kitabı, Fernando Pessoa tarafından yazılmış ve iki arkadaşın sohbetine odaklanan bir anlatıdır. Öyküde, kahramanlardan biri, bankerliğin gerçekleştirilebilecek tek anarşist eylem olduğunu savunur. Kitap ayrıca, kuşkucu Pessoa'nın kişiliğine uygun yazılarından biri olarak da değerlendirilmektedir.

Liberalizm ve anarşizm arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Devletin Rolü: Liberalizm, bireyin özgürlüğünü korumak ve teşvik etmek için minimal bir devletin gerekliliğini savunur. 2. Ekonomik Sistemler: Liberalizm genellikle serbest piyasa ekonomisini desteklerken, anarşizmde ekonomik yapı genellikle devletsiz ve işbirlikçi bir modeli yansıtır. 3. Toplumun Organizasyonu: Liberalizmde toplum, hiyerarşik olmayan ve özyönetim esasına dayanan yapılar aracılığıyla kendini organize ederken, anarşizmde bu organizasyon gönüllü rıza ve doğrudan demokrasiye dayanır.

“Eşekarısı Fabrikası” romanı, Iain Banks tarafından yazılmış ve 1980'li yıllarda İngiltere'de yayımlanan en çok tartışılan kitaplardan biri olmuştur. Konusu, İskoçya kıyılarında tecrit edilmiş bir adacıkta geçen ve temelde üç kişi etrafında şekillenen olayları anlatır: 1. Eksantrik baba, hippi anarşist bir gruba katılmış, biyokimyacı ve tuhaf deneyler yapmaya meraklıdır. 2. Büyük oğul Eric, tıp fakültesinde öğrenciyken karşılaştığı korkunç bir olay yüzünden akli dengesini yitirmiş ve tımarhaneden kaçmıştır. 3. Anlatıcı Frank, babası doğum kaydını yaptırmadığı için resmen var olmayan ve yalnız bir hayat süren bir çocuktur. Frank, olağanüstü zekice planlar kurarak kendi yaşlarındaki iki kuzenini ve öz kardeşini öldürmüştür.

Çarşı yazarken A harfinin daire içinde kullanılmasının nedeni, bu sembolün anarşizmin simgesi olarak kabul edilmesidir.

Punk ve anarşist kavramları doğrudan aynı şeyi ifade etmez, ancak aralarında güçlü bir ilişki vardır. Punk, 1970'lerde ortaya çıkan ve otorite karşıtlığı, bireycilik ve özgür düşünceyi savunan bir kültürel harekettir. Anarşizm ise, hiyerarşik otoritenin reddedilmesi ve gönüllü işbirliğine dayalı bir toplum düzeni arayışı üzerine kurulu bir siyasi ideolojidir. Bu nedenle, punk kültürü anarşist ideolojiden etkilenmiş ve birçok punk grubu anarşist temaları müziğine yansıtmıştır.

Anarşi, devlet otoritesinin olmaması veya reddedilmesi durumunu ifade eder.

"Anarşi, Coğrafya, Modernite" kitabı, Elisee Reclus'nün seçilmiş yazılarını içermektedir ve şu konuları ele almaktadır: 1. Coğrafya ve Beşeri Coğrafya: Reclus, coğrafyanın önde gelen isimlerinden biri olarak, beşeri coğrafyanın temellerini atmıştır. 2. Anarşizm Kuramı: Kitap, Reclus'nün anarşizm kuramcılığını ve bu konudaki düşüncelerini aktarmaktadır. 3. Kapitalizm ve Tüketim Toplumu: Reclus, kapitalizmin ve tüketim toplumunun mantığını analiz etmiş, bu mantığın nerelere uzanabileceğini öngörmüştür. 4. İnsan Hakları ve Ekoloji: Irkçılık, insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları ve hayvan hakları gibi konulara eleştirel yaklaşmış, ayrıca ekolojik boyutun önemini vurgulamıştır. 5. Avrupa Merkezcilik: Avrupa merkezciliğe karşı çıkmış ve insan varoluşunun doğanın içinde olduğunu savunmuştur.

Amerikan anarşizmi, toplumun geleneksel hükümet yönetimi yerine öz-yönetim ve sınırsız bireysel özgürlük temelinde örgütlenmesini savunan bir siyasi felsefe ve harekettir. Amerikan anarşizminin bazı temel konuları: - Bireyci anarşizm: Her türlü hükümet otoritesine karşı çıkar ve kontrolsüz bireysel özgürlüğü savunur. - Sosyal anarşizm: Karşılıklı yardımlaşma, topluluk desteği ve sosyal eşitliği bireysel özgürlüğü güvence altına almak için gerekli görür. - Anarko-komünizm: Üretim araçlarının kolektif mülkiyetine ve zenginliğin gönüllü birlikler aracılığıyla dağıtımına dayalı bir ekonomiyi savunur. Amerikan tarihinde anarşizm, 1900'lerin başında işçi hareketinin bir parçası olarak ortaya çıkmış ve komünist, sosyalist örgütlerle yakın işbirliği içinde olmuştur.

Umut Sarıkaya, anarşist bir akıma mensup olarak tanımlanmaktadır.

Anarşizm, toplumsal otorite ve hiyerarşik yapıların reddedildiği bir düşünce akımıdır. Anarşizmin bazı türleri: - Bireyci anarşizm: Maddi araçların mülkiyetini herkese tanır. - Komünist anarşizm: Mülkiyetin gönüllü gruplar tarafından yönetilmesini savunur. Anarşizmle ilgili eleştiriler, devletsiz bir toplumda zor kullanmanın devam edeceği ve bazı bireylerin baskıcı bir devlet oluşturma potansiyeline sahip olacağı yönündedir.

"Anarşist Koloni" (Anarchist from Colony) 2017 yapımı Güney Kore biyografik dönem drama filmi, Japon sömürge döneminde geçen ve anarşist örgüt "Kara Dalga"yı kuran Koreli vatansever Park Yeol'un hayatını anlatıyor. Filmde ayrıca, Park Yeol'un Japon Prensi Hirohito'ya suikast girişimi ve bu süreçte Japon yönetimi altındaki ezilen Korelilere sempati duyan Japon sevgilisi Kaneko Fumiko ile olan ilişkisi de işleniyor.

Çarşı'nın amblemi, "A" harfinin anarşizmin sembolü olan yuvarlak içinde yazılmasıdır.

Sacco ve Vanzetti hikayesi, 1920 yılında Massachusetts'te gerçekleşen bir silahlı soygunla ilgili bir davadır. Olay şöyle gelişmiştir: Güney Braintree'deki Slater ve Morrill Ayakkabı Şirketi'nin maaş sandıklarını taşıyan muhasebe müdürü Frederick Parmenter ve güvenlik görevlisi Alessandro Berardelli, iki silahlı adam tarafından öldürülmüştür. Davanın seyri: Sacco ve Vanzetti, radikal anarşist geçmişleri nedeniyle suçlanmış ve 1921 yılında mahkum edilmişlerdir. Sonuç: Uzun bir yasal süreçten sonra, iki adam 1927 yılında elektrikli sandalyede idam edilmiştir.

Kraliçe Sisi (Elisabeth Baveria), 10 Eylül 1898 tarihinde Cenevre'de Luigi Lucheni adlı bir anarşist tarafından bıçaklanarak öldürülmüştür.

Anarşi kelimesi, siyasi düzensizlik ve karışıklık durumunu ifade eder. Diğer anlamları: - Herhangi bir siyasi otorite veya devlet yönetiminin bulunmaması; - Kuralsızlık, kanunsuzluk, toplumsal bunalım; - Özerklik, yöneticisi olmayan devlet yönetimi. Ayrıca, anarşizm adı verilen ve toplumların ancak geleneksel hükümet yönetimine alternatifler altında faaliyet gösterdiğinde hayatta kalabileceğini ve gelişebileceğini savunan bir felsefi ve siyasi teori de vardır.

Pyotr Kropotkin, anarşist bir dünya görüşünü savunur. Temel fikirleri şunlardır: - Karşılıklı yardımlaşma: Kropotkin'e göre, evrimsel ilerlemenin temel faktörü rekabet değil, yardımlaşma ve dayanışmadır. - İnsan doğası: İnsan doğasının bencilce dürtüler içerdiğini kabul eder, ancak bu dürtülerin diğerlerinin çıkarlarına da bağlı olduğunu ve kişisel arzuların diğer insanlarla yardımlaşmayla uyumlu olduğunu savunur. - Toplum yapısı: Devlet gibi otoritelerin insanın "iyi" yönüyle örgütlenmesine engel olduğunu, toplum içindeki bireylerin dayanışma ve işbirliği içinde yaşaması gerektiğini iddia eder. - Etik: Ahlakın bilimsel bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğini ve karşılıklı yardımlaşmanın ahlakın üç temel unsurundan biri olduğunu öne sürer.

Sol anarşizm ve sol liberteryenizm arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Devlet ve Özel Mülkiyet: Sol anarşizm, devletin tamamen ortadan kaldırılmasını ve özel mülkiyetin kaldırılmasını savunur. 2. Toplumsal Adalet: Sol liberteryenizm, sosyal adaleti ve ekonomik eşitliği önemser, bu amaçla ilerici vergilendirme, sosyal güvenlik ağları ve işçilerin öz yönetimini destekler. 3. Örgütlenme: Sol liberteryenizm, bireylerin ekonomik eşitsizliklerle mücadele etmek için özgür bir şekilde örgütlenmelerini teşvik eder.

"Amore Anarquia" (Türkçe karşılığı: "Aşk ve Anarşi") Lina Wertmüller tarafından yönetilen 1973 yapımı İtalyan filmi, Benito Mussolini'nin faşist İtalya'sında geçmektedir. Filmin konusu, İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasından kısa bir süre önce bir genelevde saklanan ve Mussolini'ye suikast düzenlemeye hazırlanan bir anarşist olan Antonio Soffiantini'nin (Giancarlo Giannini) etrafında döner. Film, aşk, faşizm nefreti ve bir saldırı sırasında ölme korkusu gibi temaları işlemektedir.