AileHukuku

Boşanmanın çocuklar üzerindeki etkileri, çocuğun yaşına ve kişisel özelliklerine göre değişiklik gösterebilir. İşte bazı yaygın etkiler: 1. Duygusal ve psikolojik etkiler: Çocuklar, ebeveynlerinin ayrılmasını kayıp ve güvensizlik olarak algılayabilir ve bu durum korku, üzüntü, yalnızlık, suçluluk gibi duygulara yol açabilir. 2. Davranışsal değişiklikler: Okulda veya evde problemli davranışlar, ağlama nöbetleri, öfke patlamaları, içe kapanma veya daha fazla bağımsızlık isteği gibi davranışlar sergileyebilirler. 3. Akademik başarı ve konsantrasyon sorunları: Duygusal olarak stresli olan çocuklar, okulda başarılı olmakta zorlanabilirler ve dikkat eksikliği yaşayabilirler. 4. Sosyal ilişkilerde zorluklar: Arkadaşlarıyla ilişkilerinde değişiklikler olabilir ve diğer çocuklar tarafından farklı bir şekilde etiketlenebilirler. Bu süreçte, ebeveynlerin çocuklarına duygusal destek sağlaması, açık iletişim kurması ve gerekirse bir çocuk terapisti veya psikologdan yardım alması önemlidir.

Çekişmeli boşanma davasında tanık olarak beş duyu organından biri veya birkaçıyla olay ve vakıalara şahit olan herkes dinlenebilir. Bu kişiler arasında: Tarafların anne, baba, kardeş gibi akrabaları da bulunabilir. Olaylara şahit olan tamamen yabancı kişiler de tanık olarak gösterilebilir. Tanık listesinde yer almayan kişiler tanık olarak dinlenemez.

Eşten izinsiz tatile gitmek, boşanma sebebi olarak kabul edilebilir. Bu konuda Yargıtay'ın verdiği emsal kararlardan biri, kocanın bayramlarda kendi başına tatile gitmesini ve ailesini yalnız bırakmasını ağır kusur olarak değerlendirmiştir.

Velayet altında çocuk, ergin olmayan (18 yaşından küçük) çocukların bakımı, korunması ve yetiştirilmesi amacıyla anne ve babanın sahip olduğu hak ve yükümlülükler kapsamında bulunan çocuk demektir. Bu hak ve yükümlülükler, çocuğun hem şahıs varlığına hem de malvarlığına ilişkin düzenlemeleri içerir ve çocuğun yüksek yararının gözetilmesi esasına dayanır.

İki ayrı kök üzerinden iki hısımlığı olan kişi, her iki kökten de mirasçı olarak kabul edilir.

Aile mahkemesi, delilleri tarafların dilekçelerinde belirttiği hususlar üzerinden toplar. Boşanma davalarında kullanılabilecek bazı delil türleri: yazılı belgeler ve tanık ifadeleri; uzman görüşleri; telefon ve mesaj kayıtları; sosyal medya etkileşimleri; fotoğraflar ve videolar; kamera kayıtları; ses kayıtları; otel ve seyahat kayıtları; finansal kayıtlar. Tüm delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmiş olması gerekmektedir.

Babası belli olmayan çocuğun baba hanesine annenin belirlediği bir isim yazılır.

Oğul, kayın (sıhri hısımlık) açısından birinci derece hısımdır.

Yeşil pasaportta şehit yakını olarak, şehitlerin eş ve çocukları yer almaktadır.

Tedbir nafakası dilekçesi, ilgili boşanma veya ayrılık davasına bakan aile mahkemesine verilir.

Bir erkek, eşinin kardeşi (baldızı) ile, eşinin ölümü veya boşanmasından sonra evlenebilir. Bu durum, Nisa suresinin 23. ayetinde belirtilen iki kız kardeş ile aynı anda evli olmanın haram olması kuralına istisnadır.

Fas'taki boşanma kararının Türkiye'de geçerli olabilmesi için tanıma ve tenfiz işlemlerinin yapılması gerekmektedir. Tanıma işlemi, yabancı mahkeme kararının Türkiye'de hukuki geçerlilik kazanmasını sağlar. Gerekli belgeler arasında mahkeme kararının aslı, kesinleşme belgesi ve Türkçe yeminli tercümesi yer alır. Alternatif olarak, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 27/A maddesi uyarınca, boşanma kararının nüfus müdürlüklerine veya konsolosluklara başvurularak doğrudan tescil ettirilmesi de mümkündür.

Çocuğu olmayan birinin mirası, medeni durumuna ve akrabalarının hayatta olup olmadığına göre farklı şekillerde paylaşılır: 1. Evli ise: Mirasın yarısı eşe, diğer yarısı ise anne ve babaya kalır. 2. Bekar ise: Miras, önce kardeşlere, sonra büyükanne ve büyükbabaya, en sonunda devlet hazinesine kalır. Eğer miras bırakanın vasiyeti varsa, miras paylaşımı bu vasiyete göre yapılır. Miras paylaşımında anlaşmazlık yaşanması durumunda, bir miras avukatından destek almak faydalı olabilir.

Boşanma davası devam ederken eşlerden birinin zina yapması durumunda, zina sebebine dayalı olarak yeni bir boşanma davası açılabilir. Önemli noktalar: - Sadakat yükümlülüğü devam eder: TMK 185. maddesi gereği, boşanma davası açılması eşler arasındaki sadakat yükümlülüğünü sona erdirmez. - Dava açma süresi: Zina sebebiyle boşanma davası açmak için, diğer eşin zinayı öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. - İspat gerekliliği: Zina olayının yöntemince ispatlanması ve belgelendirilmesi gerekir.

"Dul" kelimesi, eşi ölmüş veya eşinden boşanmış kadın veya erkek anlamına gelir.

Çocuk, aşağıdaki durumlarda devlet yurduna verilebilir: 1. Ebeveynlerin yokluğu veya yetersizliği: Ebeveynlerin olmadığı veya çocuğun bakımı ve korunması konusunda yetersiz oldukları durumlarda. 2. İhmal veya istismar şüphesi: Çocuğun ihmal veya istismara uğradığına dair ciddi şüpheler varsa. 3. Acil durumlar: Çocuğun ciddi bir tehlike altında olduğu acil durumlarda. 4. Mahkeme kararı: Mahkemeler, çocuğun devlet korumasına alınması için karar verebilir. Bu süreçte, çocuğun durumu sosyal hizmet uzmanları, psikologlar ve diğer uzmanlar tarafından değerlendirilir ve gerekli koruma önlemleri alınır.

Evet, eşin ailesine saygı göstermemesi boşanma sebebi olarak kabul edilebilir. Yargıtay kararlarına göre, eşlerden birinin diğerinin ailesine hakaret etmesi veya onları evden kovması gibi davranışlar, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olabilecek kusurlu davranışlar arasında yer alır.

Çiftler, çocuk yaparken kayıt alır çünkü bu, çocuğun yasal ve resmi olarak tanınması için gereklidir. Kayıt işlemleri şu nedenlerle önemlidir: 1. Miras Hakları: Çocuğun, biyolojik ebeveynlerinden miras hakkı alabilmesi için nüfusa kaydedilmesi gerekir. 2. Vatandaşlık: Çocuğun Türk vatandaşı sayılabilmesi ve yabancı vatandaş muamelesi görmemesi için doğumunun kaydedilmesi zorunludur. 3. Sosyal Hizmetler: Çocuğun, sosyal hizmetler ve sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için resmi kaydının olması şarttır. 4. Kimlik Belgesi: Çocuğa, kimlik kartı ve pasaport çıkarılabilmesi için doğum kaydının yapılması gereklidir.

Teyzeoğlu ile evlenmek, İslam dinine göre haram kabul edilir.

Kuzen ve abla kardeş sayılmazlar, çünkü kuzen, teyze, dayı, hala ve amca çocuklarının birbirlerine göre akrabalık durumunu ifade eder.