AhmetHamdiTanpınar

"Sonra yavaş yavaş mantığım değişti. Hatta dünyaya bakışım, eşyayı görüşüm, insanları anlayışım değişti" sözü, Ahmet Hamdi Tanpınar'a aittir. Bu alıntı, Tanpınar'ın "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" adlı eserinden bir alıntıdır.

"Bir Adın Kalmalı Geriye" şiiri, ayrılık ve özlem temalarını işler. Şiirde, hatıraların ve yaşanmışlıkların ötesinde, sadece bir ismin kalması gerektiği ifade edilir. Şiirin yazarı, Ahmet Hamdi Tanpınar olarak bilinse de, aslında bu eser müzisyen ve şair İbrahim Sadri'ye aittir.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Selâm Olsun" şiiri, bir ölünün gözünden yaşayanlara seslenerek yaşam ve ölüm temalarını işler. Şiirde, anlatıcı öldüğü zaman öte dünyada en çok nelerin özlemini çekeceğini dile getirir. "Selâm Olsun" şiiri, aynı zamanda Yunus Emre'nin "Biz dünyadan gider olduk, kalanlara selâm olsun" dizesini de hatırlatır. Şiirde, ölüm karşısındaki çaresizliğin yol açtığı bir kabullenme ve dünyanın güzelliklerini buruk bir ifadeyle sayıp dökme vardır. "Selâm Olsun" şiirinin son dörtlüğünde ise "Uzak, çok uzağız şimdi ışıktan" ve "Dönmeyen gemiler olduk açıktan" dizeleriyle her canlının ölümü tadacağı gerçeği dile getirilir.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Leyla" şiiri, Leyla ve Mecnun hikâyesinin Leyla karakterine yazılmıştır.

"Bir Adın Kalmalı Geriye" şiiri İbrahim Sadri'ye aittir. Şiir, ilk olarak 2000 yılında yayımlanan "Adam Gibi" isimli şiir kitabında ve aynı yıl çıkan "Bir Adın Kalmalı" isimli şiir albümünde yer almıştır. Şiir, çeşitli sosyal medya platformlarında Ahmet Hamdi Tanpınar imzasıyla da paylaşılmıştır, ancak söz konusu dizeler Tanpınar'a ait değildir.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın en güzel şiiri olarak değerlendirilebilecek bir şiir yoktur, çünkü bu, kişisel tercihlere bağlıdır. Ancak, en sevilen şiirlerinden bazıları şunlardır: "Ne İçindeyim Zamanın". "Bursa'da Zaman". "Yağmur". "Özlem". "Mavi Maviydi Gökyüzü".

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın kanona dahil olma süreci, 1980'lerden itibaren başlamıştır. Bu süreçte yaşanan bazı gelişmeler şunlardır: 1980'lerde kanonlaşma: Tanpınar, bu dönemde "modernist" bir yazar olarak öne çıkarılmış, romanlarına olan ilgi artmış ve kanonik bir yazar olma süreci hızlanmıştır. 2000'li yıllar: 2000'li yıllarda yayınevleri arasında "telif savaşları"na yol açacak kadar popüler olmuş ve Türk edebiyatının kanonik bir yazarı olarak kabul görmüştür. Tanpınar, yaşadığı dönemde ve ölümünden sonra uzun süre görmezden gelinmiş, ancak 1970'li yıllarda Türkiye'nin içinde bulunduğu kaos ortamı ve kimlik arayışı, Tanpınar'ın yeniden değerlendirilmesine yol açmıştır.

Ahmet Hamdi Tanpınar, Mahur Beste romanını, Behçet Bey'in hikayesini ve çevresindeki insanların hayatlarını anlatmak amacıyla yazmıştır. Tanpınar, bu romanında dönemin siyasi ve toplumsal yapısını da yansıtmıştır. Ayrıca, roman, estetik duyarlılık ve sanat endişesi gibi kaygılarla da yazılmıştır; Tanpınar, şiirde kullanmadığı eleştiri ve gözlemleri bu romanında dile getirmiştir.

Abdullah Efendi'nin Rüyaları, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın ilk hikâye kitabıdır.

Ahmet Hamdi Tanpınar, "Mahur Beste" romanını Eyyübi Ebubekir Ağa'ya ithaf etmiştir. Ayrıca, romandaki "mahur beste", kurmaca karakter Talat Bey tarafından Neşati'nin bir gazelinden oluşturulmuş hayali bir bestedir.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Huzur" kitabından bazı alıntılar: "Ne kadar mustarip olursanız olun, güneş bu ıstırabın arasında er geç bir çatlak buluyor, oradan altın bir ejder gibi kayıyor." "Hayat bizimdir; ona istediğimiz şekli vereceğiz." "Yolun büyüğü, küçüğü yoktur." "Düşünce, sanat, yaşama aşkı, hepsi sende toplandı." "Vücutlarımız, birbirimize en kolay vereceğimiz şeydir." Daha fazla alıntı için aşağıdaki kaynaklar incelenebilir: kayiprihtim.com; fikriyat.com; soylentidergi.com; neokuyorum.org.

Leyla'ya yazılan en güzel şiirin kime ait olduğu konusunda kesin bir görüş yoktur. Ancak, Leyla'ya yazılan bazı güzel şiirler ve şairleri şunlardır: "Leyla" şiiri - Ahmet Hamdi Tanpınar. "Leyla" şiiri - Yüksel Osman. Ayrıca, Sezai Karakoç, Mehmet Akif, Ahmet Haşim gibi şairler de Leyla ve Mecnun hikayesine atıfta bulunan şiirler yazmışlardır.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Yaşadığım Gibi adlı kitabı, yazarın şair, hikâyeci, romancı ve edebiyat tarihçisi olarak milli kültürümüzle ilgili özlü fikirlerini yansıtır. Kitap, yedi bölümden oluşur: İnsan ve Cemiyet. İnsan ve Ötesi. Üç Şehir. Paris Tesadüfleri. Türk Dili ve Edebiyatı. Musiki. Plastik Sanatlar.

"Haksızlığı her kabul ediş, daha büyüğünü doğurur" sözü, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Huzur" adlı eserinde yer almaktadır.

Mahur Beste, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın üçlemesinin ilk kitabıdır. Bu üçleme, Mahur Beste, Huzur ve Sahnenin Dışındakiler romanlarını içerir.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Bursa'da Zaman" şiiri, görünüşte bir şehir tasviri gibi başlasa da kısa sürede zamanı, ölümü, geçmişi, medeniyeti ve insanın iç dünyasını sorgulayan felsefi bir metne dönüşür. Şiirde anlatılan bazı unsurlar: Bursa'nın tarihi ve doğal güzellikleri. Zaman kavramı. Geçmişe özlem. Rüya ve ölüm. Şiir, Tanpınar'ın geçmişe dair rüya estetiğini ve Osmanlı kültürüne olan bağlılığını yansıtır.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Abdullah Efendi'nin Rüyaları" adlı eseri, madde-ruh, gerçek-hayal ikileminde yaşayan bir adamın sürrealist öğelerle bezenmiş rüyasını sembollerle yüklü bir dille anlatır. Öykünün bazı temaları: Kimlik çatışması. Korku. Gerilim. Öykü, postmodernist bir yapıya sahiptir.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Mavi, Maviydi Gökyüzü" şiiri, geçmişe özlem temasını işler. Şiirde ayrıca, şiir kişisinin sevdiği kişiye kavuşamadığı veya onunla anlaşmazlıklar yaşadığı için hüzün ve özlem hissettiği anlatılır. Şiirde, imgeler kullanılarak doğal görünümler somutlaştırılmış ve özlem teması güçlendirilmiştir.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Mahur Beste" romanı, yazarın eseri tamamlayamaması nedeniyle yarım kalmıştır. Tanpınar, "Mahur Beste"yi 1944 yılında Ülkü dergisinde tefrika etmeye başlamış, ancak eser, ana karakter Behçet Bey'in hikayesi olarak başlamasına rağmen, zamanla farklı hayatlara ve hikayelere açılarak başladığı yerden uzaklaşmış ve yazar, eseri yarım bırakmaya karar vermiştir. Daha sonra yazdığı "Huzur" ve "Sahnenin Dışındakiler" eserlerinde Behçet Bey'in hikayesini tamamlamaya çalışsa da "Mahur Beste" yarım kalmış bir eser olarak kalmıştır.

"Bir Adın Kalmalı Geriye" şiiri, İbrahim Sadri'ye aittir. Şiir, ilk olarak 2000 yılında İbrahim Sadri'nin "Adam Gibi" adlı şiir kitabında ve aynı yıl yayımlanan "Bir Adın Kalmalı" adlı şiir albümünde yer almıştır. "Bir Adım Kalmalı" adlı başka bir şiir ise Osman Ekiztaş'a aittir.