• Buradasın

    Hayat sitesi neden yıkıldı bilirkişi raporu?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Hayat Sitesi'nin yıkılmasının bilirkişi raporuyla belirlenen bazı nedenleri:
    • Kaçak kat ve izinsiz tadilat: Mimari ve statik projede belirtilen yükseklikten farklı olarak zemin kat yüksekliğinin artırılması ve kaçak asma kat eklenmesi 125.
    • Dayanıksız malzeme kullanımı: Yapının taşıyıcı sisteminde kullanılan beton malzemesinin dayanım açısından yetersiz olması 125.
    • Deprem yönetmeliklerine aykırılık: Statik hesap raporunda sadece zemin kat kolonlarının boyuna donatıları için deprem hesabı yapılması, diğer taşıyıcı elemanlar için hesap yapılmaması 125.
    • Kolon ve kiriş hataları: Kolonlarda boyuna donatı oranının minimum 0.01 olması gerekirken bu şartı sağlamayan kolonların bulunması ve etriye kancalarının 135 derece şartını sağlamaması 125.
    • Ruhsatsız müdahaleler: Tüm işlemlere ait proje, ruhsat, izin veya hesap raporu bulunmaması 15.
    Bilirkişi raporuna göre, yıkılmada yapı sahipleri, müteahhit, zemin kattaki işyeri sahibi, fenni mesul, statik proje sorumlusu ve kamu görevlileri asli kusurlu bulunmuştur 123.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Bilirkişi ön inceleme raporu nedir?

    Bilirkişi ön inceleme raporu, bir olayın veya durumun teknik ve bilimsel analizini içeren, tarafsız ve objektif değerlendirmeler sunan bir rapordur. Bu raporlar, hukuki süreçlerde delil niteliğinde kullanılarak, doğru ve adil kararların verilmesine yardımcı olur. Bilirkişi ön inceleme raporunda genellikle şu bilgiler yer alır: - Bilirkişinin kimliği ve uzmanlık alanı; - Görevlendirme nedeni; - Yapılan incelemeler ve kullanılan yöntemler; - Elde edilen bulgular; - Sonuç ve değerlendirme; - Raporun tarihi.

    Bilirkişinin raporu kesin delil mi?

    Bilirkişi raporu kesin delil değildir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 282. maddesine göre, hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü serbestçe değerlendirir. Ancak, tespiti istenen vakıa veya değerlendirilmesi istenen sonuç hakkında, taraflarca bir kesin delil (örneğin, senet veya kesin hüküm) ibraz edilmişse, hakim, bu kesin delile uygun olarak o vakıayı (veya sonucu) mevcut kabul etmek zorundadır.

    Yayınlanan bilirkişi raporu nedir?

    Yayınlanan bilirkişi raporu, bir dava veya hukuki uyuşmazlık kapsamında teknik, bilimsel veya mesleki uzmanlık gerektiren konuların incelenmesi sonucu hazırlanarak mahkemeye sunulan resmi belgedir. Bilirkişi raporu, aşağıdaki unsurları içerir: tarafların ad ve soyadları; bilirkişinin görevlendirildiği hususlar; gözlem ve inceleme konusu yapılan maddi vakıalar; gerekçe ve varılan sonuçlar; bilirkişiler arasında görüş ayrılığı varsa, bunun sebebi; raporun düzenlenme tarihi ve bilirkişi ya da bilirkişilerin imzaları. Bilirkişi raporu, mahkemenin karar verirken kullanabileceği önemli bir delil olsa da mahkemeyi bağlayıcı nitelikte değildir; hakim, raporu değerlendirip kabul edebilir ya da gerekçesiyle birlikte farklı bir sonuca varabilir.

    Yayınlanmış bilirkişi ne demek?

    "Yayınlanmış bilirkişi" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, bilirkişi ile ilgili bazı bilgiler aşağıda verilmiştir: Bilirkişi, belirli bir alanda uzmanlaşmış bir kişidir. Bilirkişiler, bilgi ve deneyimlerine dayalı olarak, mahkemelere veya diğer ilgili kurumlara uzman görüşlerini sunarlar. Bilirkişilik, hukuk sistemlerinde genellikle tarafsız bir uzman tarafından yürütülmesi gereken bir süreç olarak değerlendirilir. Türkiye’de bilirkişilik, "6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu" ile düzenlenmektedir. Adli Tıp Kurumu, ülke mahkemelerinin resmi bilirkişilik kurumudur.

    Bilirkişi raporunda nelere dikkat edilmeli?

    Bilirkişi raporunda dikkat edilmesi gereken bazı unsurlar şunlardır: Tarafların ad ve soyadları. Bilirkişinin görevlendirildiği hususlar. Gözlem ve inceleme konusu yapılan maddi vakıalar. Gerekçe ve varılan sonuçlar. Bilirkişiler arasında görüş ayrılığı varsa, bunun sebebi. Raporun düzenlenme tarihi. Bilirkişi veya bilirkişilerin imzaları. Ayrıca, bilirkişi: Raporunu, mahkemece belirlenen sınırlar dahilinde, tümüyle maddi vakıalara hasretmeli. Somut soruları, yöneltiliş sırasına göre, bilimsel dayanaklarını göstererek eksiksiz cevaplamalıdır. Teknik terim ve kavramları, tarafların anlayabileceği şekilde açıklamalıdır. Hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunmamalıdır.