• Buradasın

    Yılanlı sütun hangi uygarlığa aittir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Yılanlı Sütun, Antik Yunan uygarlığına aittir 24.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Antik uygarlık arkeoloji nedir?

    Arkeoloji, eski kültür ve medeniyetleri, günümüze kadar gelmeyi başarmış maddi kalıntıları inceleyerek yeniden bir araya getirmeye çalışan bir bilim dalıdır. Antik uygarlıkların arkeolojisi, bu uygarlıklara ait yapıların, aletlerin, çömleklerin, kemiklerin ve yazılı belgelerin incelenmesini içerir. Arkeoloji, kendi içinde birçok farklı bilim dalını barındırır.

    Eski Anadolu uygarlıkları mimari özellikleri nelerdir?

    Eski Anadolu uygarlıkları, mimari açıdan çeşitli özellikler sergilemiştir: 1. Hititler: Hitit mimarisi, anıtsal yapılar ve büyük tapınak kompleksleri ile öne çıkar. 2. Frigler: Frig mimarisi, ahşap işçiliği ve dokuma sanatı ile ünlüdür. 3. Urartular: Urartu mimarisi, özellikle su mühendisliği ve kale inşası alanındaki başarılarıyla dikkat çeker. 4. Lidyalılar: Lidyalılar, kuyumculuk ve seramik sanatında önemli bir yere sahiptir. Bu uygarlıkların mimari özellikleri, kullandıkları malzemeler (taş, tuğla, ahşap) ve iklim koşullarına göre şekillenmiştir.

    Yılanlı Sütun neden yılan?

    Yılanlı Sütun, birbirine dolanmış üç yılan figüründen oluştuğu için bu adı almıştır.

    Yılanlı sütunun hikayesi nedir?

    Yılanlı Sütun'un hikayesi şu şekildedir: - MÖ 479 yılında, Sparta önderliğindeki Yunan şehir devletlerinin Persleri yenmesinin ardından, Yunanlılar Perslerin silah ve zırhlarını eriterek birbirine dolanmış üç yılandan oluşan 6,5 metre yüksekliğinde bir tunç sütun döktürdüler. - Bu sütunu, kutsal bilicilik şehri Delfi'deki Apollon tapınağı sunağının önüne diktiler ve üç yılan başının ortasına da bir altın kazan yerleştirdiler. - Sütun, 324 yılında Roma imparatoru Büyük Konstantin tarafından Delfi'den İstanbul'a getirildi. - 9. yüzyılda sütun, bugünkü yerine, antik Hipodrom'un spinasına, bugünkü Sultanahmet Meydanı'na yerleştirildi. - Ortaçağ'da bir çeşmeye dönüştürülen sütun, şehri yılan, çıyan, akrep gibi zararlı mahlukata karşı koruyan bir tılsım olarak kabul edildi. - 1700 senesinde sütun başlarından birinin kırıldığı, diğer iki başının ise kaybolduğu düşünülmektedir.