Peyami Safa'nın "Havaya Uçan At" adlı kitabı, bir macera hikayesi olmasının yanı sıra, güven, cesaret ve aklın önemini vurgulayan bir masaldır. Kitapta yer alan "Havaya Uçan At" masalının konusu şu şekildedir: Eski zamanlarda, Hindistan’da yaşayan bir padişah, nadir ve esrarengiz olaylara meraklıdır. Bir gün, bu merakını duyan kurnaz bir Japon, tahtadan yapılmış bir atla padişahın huzuruna çıkar. Japon, bu atın, “sırrını bilen kişi tarafından üstüne binildiği vakit, birkaç dakika içinde dünyanın öbür ucuna gidebileceğini” iddia eder. Ancak bu sırrı öğretmek için bir şart koşar: Padişahın güzel kızını kendisine eş olarak vermesi. Padişah, bu inanılmaz vaat karşısında tereddüt etse de merakına yenik düşer ve teklifi kabul eder. Padişahın oğlu Şehzade Sacir, atın gerçekliğini test etmek ister. Japon’un talimatlarıyla tahta ata biner ve bir anda at havalanır. Gökyüzünde süzülen at, Sacir’i uzak diyarlara doğru götürür. Padişah, oğlunun gözden kaybolduğunu görünce öfkelenir ve Japon’u zindana attırır. Japon, Sacir’in acele ettiğini ve geri dönüş sırrını öğrenemediğini söyleyerek kendini savunur, ancak padişah ona inanmaz ve oğlunu geri getirmesi için üç ay süre tanır. Bu sırada Sacir, bilinmeyen toprakların üzerinde uçmaya devam eder. Atın kontrolünü anlamaya çalışırken tesadüfen bir düğme bulur ve ona basar. At hızla alçalır ve Bengal ülkesinin sarayına iner. Sacir, burada saray muhafızları tarafından yakalanır. Başından geçenleri anlatır ve Bengal Hakanı tarafından misafir olarak kabul edilir. Sarayda geçirdiği günlerde, Hakan’ın güzel kızı Sultan ile tanışır. İkili kısa sürede birbirine aşık olur. Sacir, Sultan ile evlenmek ister, ancak bunun için babasının iznini alması gerektiğini bilir. Sultan’ı da yanına alarak tahta ata biner ve kendi ülkesine geri dönmek için havalanır. Yolda, beklenmedik bir olay yaşanır. Japon, Sacir’in yokluğundan faydalanarak padişahın kızını almaya çalışır, ancak planları ters gider. Sacir