"Ey kardeşlerim! Görüyorsunuz, arkamızda deniz, önümüzde düşman var. Artık geriye dönüşümüz kalmadı. Düşmana saldırıp bu toprakları almadan başka çaremiz yoktur 1.

Ey askerlerim! Bize ancak doğruluk ve sabır yaraşır 1. Kısa zamanda, düşmana saldırıp, hedefe varamaz isek, kendimizi telef etmiş ve karşı tarafa cesaret vermiş oluruz 1. Bunun için muhakkak düşmanı yere sermemiz lazımdır 1.

Biliyorum ölümden korkmazsınız! Fakat ölmek çare değildir 1. Hedefimiz ölmek değil, İslam'ı yaymaktır 1.

Ey askerlerim! Benim durumum da sizinkinden farklı değildir 1. Bildirdiğim tehlikeler, aynen benim için de geçerlidir 1. Kendimi tehlikeden bertaraf edip, sizleri ölüm ile karşı karşıya getirmiş değilim 1.

Sıkıntılara, tehlikelere katlanmadan, rahata kavuşulamaz 1. Sıkıntılara katlanın ki, sonunda tatlı meyveleri toplayalım 1.

Halifemiz, sizin yiğitliğinizi, kahramanlığınızı bildiği için, bu işle vazifelendirdi 1. Yapacağınız kahramanlık asırlarca anılacak ve bütün Müslümanlardan hayır dua alacaksınız 1.

Savaşta sizin önünüzde olacağım, bütün gücümle düşmana saldıracağım 1. Düşman komutanını bizzat kendi elimle öldüreceğim, eğer hedefe varamadan şehid düşer isem, hemen içinizden birini komutan tayin edin, sakın savaştan dönmeyin" 1.