Tahir ile Zühre, bir Türk anonim halk hikâyesidir. Hikâye, padişahın kızı Zühre ile vezirin oğlu Tahir'in ölümle son bulan aşk yolculuklarını anlatır. Hikâyenin özeti şu şekildedir: Geçmiş zamanın birinde zengin ve güçlü bir padişah vardır. Padişahın evlat sahibi olma derdi vardır. Bir gün padişah ve vezir gezerken karşılarına bir derviş çıkar. Derviş, onlara yardım edeceğini ve ikisinin de evlat sahibi olacağını söyler. Dervişin verdiği elmayı yiyen padişah ve vezir, 9-10 ay sonra çocukları olur. Kız bebeğe Zühre, oğlan bebeğe ise Tahir ismi verilir. Tahir ile Zühre çocukluklarını birlikte geçirir, beraber büyür ve en iyi hocalardan birlikte ders alırlar. Zühre, Tahir'e âşık olur ancak Tahir onu bir kardeş olarak görür. Zühre, Allah'a dua eder ve Tahir'in de kendisine aşk beslemesini diler. Duaları kabul olur ve Tahir de Zühre'ye aşk hissetmeye başlar. Birbirlerine olan aşklarını türkülerle ve manilerle dile getirirler. Ancak bir gün padişahın hizmetindeki Arap köle, gençlerin aşkını fark eder ve Zühre'nin annesine söyler. Zühre'nin annesi, Tahir'in kızını padişah hanedanına gelin etmek istediği için evliliğe karşı çıkar. Padişaha sürekli Tahir'i kötüleyen kadın, sihirle padişahı Tahir'den soğutup saraydan kovmasını sağlar. Birbirine aşık Tahir ve Zühre yıkılırlar, hasretle yanıp tutuşurlar. Tahir, gizlice Zühre'yi görmeye gelirken Arap köleye yakalanır. Padişaha haber uçar ve Tahir Mardin'de bir zindana atılır. Zindandan yıllar sonra kurtulan Tahir, ilk günkü aşkıyla Zühre'nin yanına gider. İki aşık hasret giderir ve ağlaşır. Arap köle yine onları yakalar ve padişaha haber verir.