Luis Buñuel, alışılmış değerlere, geleneksel düşlere, duygusallığa ve toplumun tüm ahlaksal pisliğine karşı olduğunu savunmuştur. Buñuel, filmlerinde hayallerle gerçekliğin çizgisini kopararak seyirciyi sürrealizm alanının ortasına bırakmayı hedefler. Ayrıca, kilise, ordu ve aile kurumlarının gerçekleriyle yüzleşmeyi de savunmuştur.