José Saramago'nun "Körlük" romanı, insan doğası, toplumsal düzen ve ahlakın sınırları üzerine derin bir alegori sunar. Romanda anlatılan ana konular şunlardır: Körlük Salgını: Bilinmeyen bir şehirde aniden başlayan körlük salgını, insanların bireysel ve toplumsal çöküşlerini ele alır. Dayanışma ve Umut: En zor şartlarda bile insanların dayanışma ve umudu koruma çabası vurgulanır. Toplumsal Çöküş: Düzenin ve kurumların nasıl hızla çökebileceği, bencillik ve hayatta kalma içgüdüsünün ön plana çıkması ile gösterilir. Görmek ve Anlamak: Sadece fiziksel değil, ahlaki ve duygusal anlamda da "görmenin" önemi tartışılır. Saramago, bu metaforik körlüğü kullanarak, insanın sadece görme yetisini kaybetmesinin değil, aynı zamanda toplumsal ve ahlaki değerlerden kopmasının da ne denli tehlikeli olduğunu vurgular.