• Buradasın

    Kınalı Ali'nin gerçek hikayesi nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Kınalı Ali'nin gerçek hikayesi şöyledir:
    • 1915 yılında, Çanakkale'de geçmektedir 34.
    • Üsteğmen Faruk, cepheye yeni gelen askerleri denetlerken onlarla sohbet eder ve "Nerelisin?" gibi sorular sorar 345.
    • Üsteğmenin gözüne, saçının ortası sararmış bir delikanlı takılır 345.
    • Yanına çağırdığı delikanlıya adını ve nereli olduğunu sorar 345.
    • Delikanlı, adının Ali olduğunu ve Tokat'ın Zile kazasından olduğunu söyler 345.
    • Üsteğmen, Ali'nin saçının neden kınalı olduğunu sorar 345.
    • Ali, cepheye gelmeden önce annesinin ona kına yaktığını, nedenini ise bilmediğini söyler 345.
    • Üsteğmen, "Gidebilirsin Kınalı Ali" der 45. O günden sonra Ali'nin adı Kınalı Ali olarak kalır 45.
    • Cephede, tüm arkadaşları Kınalı Ali demekle yetinmez, saçındaki kınayı da alay konusu yaparlar 45.
    • Bir gün, ailesine mektup yazmak ister 34. Okuma yazması olmadığı için arkadaşlarından yardım ister 34.
    • Ali söyler, arkadaşları yazar 34.
    • "Sevgili anne babacığım, ellerinizden öperim, ben burada çok iyiyim, beni merak etmeyin" diye başlayan mektupta, kız kardeşini ve kendinden küçük erkek kardeşini sorar 34.
    • Köydekilerin burnunda tüttüğünü yazdırır 4.
    • Kendilerini merak etmemelerini, kendileri var oldukça düşmanın bir adım bile ilerleyemeyeceğini yazdırır 4.
    • Gururla mektubu bitirirken aklına gelir ve en sona şöyle yazdırır: "Anacığım, kafama kına yaktın; burada komutanlarım ve arkadaşlarım benimle hep dalga geçtiler 34. Sakın kardeşim Ahmet'e de yakma, onunla da dalga geçmesinler 34. Ellerinden öptüm 34."
    Kınalı Ali'nin gerçek hikayesinin devamı şu şekildedir:
    • Aradan zaman geçer 3.
    • İngilizler, kesin netice almak için tüm güçleriyle Gelibolu'ya yüklenir 3.
    • Cephede savaşan askerler, önceleri birer birer, sonraları beşer beşer, onar onar şehit düşer 4.
    • Gelen destek güçleri de yeterli olmaz ve sayıları giderek azalır 4.
    • Gelibolu düşmek
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Kınalı Ali'nin anasına yazdığı mektup gerçek mi?

    Kınalı Ali'nin annesine yazdığı mektup gerçektir. Bu mektup, Çanakkale Müzesi'nde sergilenmektedir.

    Çanakkale savaşında Kınalı Aliye ne oldu?

    Kınalı Ali, Çanakkale Savaşı'nda şehit olmuştur. Kınalı Ali'nin hikayesi şu şekildedir: Üsteğmen Faruk, cepheye yeni gelen askerleri denetlerken, bir yandan da onlarla sohbet ediyordu. Gözleri bir ara, saçının ortası sararmış bir delikanlıya takıldı. Yanına çağırdı ve merakla sordu: "Adın ne senin evladım?". "Ali, komutanım" dedi. "Peki evladım, bu kafanın hali ne? Saçlarının ortası neden kırmızı boyalı böyle?". "Cepheye gelmeden önce anam saçıma kına yaktı komutanım. Neden yaktığını da bilmiyorum". "Peki" dedi üsteğmen. O günden sonra Ali'nin adı, Kınalı Ali oldu. Cephede tüm arkadaşları Kınalı Ali demekle yetinmiyor, saçındaki kınayı da alay konusu yapıyorlardı. Bir gün memleketine mektup göndermek için arkadaşlarından yardım istedi. "Anama, babama burada iyi olduğumu bildirmek istiyorum ama okumam yazmam yok. Biriniz yardım edebilir misiniz?". Birçok arkadaşı ona yardım etti. "Anacığım, babacığım hasretle ellerinizden öperim. Ben burada çok iyiyim, beni sakın merak etmeyin" diyerek başlayan mektup, "Biz burada var oldukça bilesiniz ki düşman bir adım bile ilerleyemeyecektir" cümlesi ile sona erdi. Tam zarf kapatılırken, Ali, "İki üç satır daha ekleteceğini" söyleyerek, mektubun sonuna şunları yazdırdı: > "Anacığım, beni buraya gönderirken kafama kına yaktın ama, burada komutanlarım da, arkadaşlarım da benle hep dalga geçiyorlar. Cepheye gitmek sırası yakında inşallah kardeşim Ahmet'e gelecek, onu gönderirken sakın kına yakma saçına. Burda onunla da dalga geçmesinler. Tekrar ellerinden öperim anacığım". Gelibolu'da savaş giderek şiddetleniyordu [2

    Kınalı Ali Efendi neden önemli?

    Kınalızade Ali Efendi, önemli bir ahlakçı ve Osmanlı bilgini olarak kabul edilir. Önemli olmasının bazı nedenleri: Ahlak-ı Alai adlı eseri: Türkçe yazılmış ilk ahlak kitabıdır. Çok yönlülüğü: Tefsir, fıkıh, felsefe, riyaziye, belagat ve edebiyat gibi birçok alanda bilgi sahibidir. Eğitim katkıları: Osmanlı döneminde eğitim alanında etkinlik göstermiş ve öğrencilere dersler vermiştir. Eserlerinin etkisi: "Ahlâk-ı Alâî", uzun süre Osmanlı okullarında ders kitabı olarak kullanılmıştır. Muamma türünün yayılması: Şair Emrî'nin etkisiyle muamma türüne merak salmış ve bu türün Türk edebiyatına yerleşmesine öncülük etmiştir.

    Kınalı Ali'nin mektubu ne diyor?

    Kınalı Ali'nin mektubunda şunlar yazmaktadır: > "Sevgili anacığım, babacığım hasretle ellerinizden öperim. Ben burada çok iyiyim, beni sakın merak etmeyin. Kız kardeşini, küçük erkek kardeşinin sağlığını ve hatırını sorduktan sonra, köydeki herkesin burnunda tüttüğünü ve kimsenin kendisini merak etmemesini söyledikten sonra, biz burada var oldukça bilesiniz ki düşman bir adım bile ilerleyemeyecektir". Mektubun sonunda ise "Anacığım, beni buraya gönderirken kafama kına yaktın ama, burada komutanlarım da, arkadaşlarım da benle hep dalga geçiyorlar. Cepheye gitmek sırası yakında inşallah kardeşim Ahmet'e gelecek, onu gönderirken sakın kına yakma saçına. Burda onunla da dalga geçmesinler. Tekrar ellerinden öperim anacığım" denilmektedir. Mektubun aslı Çanakkale Müzesi'nde sergilenmektedir.

    Kınalı Ali Efendi'nin mezarı nerede?

    Kınalızade Ali Efendi'nin mezarı, Şam'daki Emevî Camii yakınlarında bulunmaktadır. Bazı kaynaklarda ise kabrinin İstanbul'da, Seyyid Celâlî Türbesi civarında Nâzır Mezarlığı'nda olduğu belirtilmektedir. Kınalızade Ali Efendi, 1572 yılında görev için bulunduğu Şam’da vefat etmiştir.