• Buradasın

    İstanbul'un en eski kalıntısı nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    İstanbul'un en eski kalıntısı olarak Yarımburgaz Mağarası'nda bulunan insana ait en eski kalıntı kabul edilir 1. Bu kalıntı, Küçükçekmece Gölü yakınlarında yer almaktadır ve yaklaşık 400 bin yıl öncesine tarihlenmektedir 4.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    İstanbul'un en eski taşı nerede?

    İstanbul'un en eski taşı, Sultanahmet Meydanı'nda, Türk İslam Müzesi ve Sultanahmet Camii'nin arasında bulunan Theodosius Sütunu (Dikilitaş)'dır. Bu dikilitaş, ilk olarak milattan önce 357 yılında Mısır Firavunu 3. Tutmosis tarafından yaptırılmıştır.

    İstanbul'un en eski yapısı Roma dönemi mi?

    İstanbul'un en eski yapısı olarak kabul edilen Dikilitaş, Roma dönemine değil, Mısır'daki Karnak Tapınağı'ndan getirilmiş ve İmparator 2. Konstantin tarafından İstanbul'a dikilmiştir. Dolayısıyla, İstanbul'un en eski yapısı Roma döneminden ziyade Bizans dönemine aittir.

    İstanbul'un en eski surları hangisi?

    İstanbul'un en eski surları, Lygos surları olarak bilinir ve Sarayburnu'nda bulunan eski yerleşim birimi Lygos'a aittir. M.Ö. 7. yüzyılda, Yunanistan'dan gelen Megaralılar tarafından kurulan Byzantion şehri surları ise daha sonra inşa edilmiştir. İmparator Septimius Severus, M.Ö. 2. yüzyılın sonunda şehri yeniden inşa ettirerek ikinci bir sur inşa ettirmiştir. İstanbul'un üçüncü surları ise İmparator I. Constantinus tarafından yaptırılmıştır. Son olarak, en bilinen ve günümüze kadar gelen surlar, İmparator II. Theodosius döneminde (408-450) inşa edilen surlardır.

    İstanbul'un en eski tescilli yapısı nedir?

    İstanbul'un en eski tescilli yapısı, Sultanahmet Meydanı'nda bulunan Dikilitaş (Theodosius Sütunu)'dır. İlk inşası: M.Ö. 357 yılında Firavun III. Tutmosis tarafından Mısır'da gerçekleştirilmiştir. İstanbul'a gelişi: M.S. 390 yılında Roma İmparatoru I. Theodosius tarafından gemiyle İstanbul'a getirtilmiştir. Günümüzdeki durumu: İlk yapıldığında 30 metre yüksekliğinde olan Dikilitaş'ın yüksekliği, nakliye sırasında tahrip olması nedeniyle 18,45 metreye düşmüştür.

    İstanbul'un en eski ve en kötü durumdaki tarihi yapısı nedir?

    İstanbul'un en eski tarihi yapısı olarak Dikilitaş kabul edilir ve 3568 yaşındadır. En kötü durumdaki tarihi yapı olarak ise, 1204 yılında Haçlılar tarafından yapılan Latin İstilası sırasında büyük tahribata uğrayan ve birçok zenginliğinin zarar gördüğü yapılar gösterilebilir.

    Eski İstanbul nasıl bir şehirdi?

    Eski İstanbul, tarih boyunca farklı uygarlık ve kültürlere ev sahipliği yapmış, yüzyıllar boyu çeşitli din, dil ve ırktan insanların bir arada yaşadığı kozmopolit ve metropolit bir şehirdi. Özellikleri: Konumu: Avrupa ve Asya kıtalarının kesiştiği noktada yer alırdı. Tarihî Zenginlik: Topkapı Sarayı, Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya Camii ve Gülhane Parkı gibi birçok tarihi esere ev sahipliği yapardı. Nüfus: Osmanlı İmparatorluğu döneminde 16. yüzyılda 700.000'e yakın bir nüfusa ulaşarak dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri olurdu. İlçeler: Temel olarak Zeytinburnu, Fatih ve Eyüp ilçelerini kapsasa da, Osmanlı döneminde Bayrampaşa, Beyoğlu, Bakırköy, Kadıköy, Üsküdar gibi ilçeler de Eski İstanbul olarak kabul edilirdi. Yaşam: 19. yüzyılın ikinci yarısına dair bilgiler, "Eski Zamanlarda İstanbul Hayatı" adlı eserde yer alır.

    İstanbul'un eski hali nasıldı?

    İstanbul'un eski hali, tarih boyunca farklı dönemlerde önemli değişiklikler göstermiştir: 1. Antik Çağ: İstanbul, M.Ö. 667'de Megaralılar tarafından "Byzantion" adıyla kurulmuş ve Roma İmparatorluğu tarafından ele geçirildikten sonra gelişmiştir. 2. Bizans İmparatorluğu Dönemi: İstanbul, yaklaşık 1000 yıl boyunca Orta Doğu'ya hakim bir şehir olmuş, büyük bir cihan imparatorluğunun başkenti olarak üç kıtada yayılan toprakları yönetmiştir. 3. Osmanlı Dönemi: 1453'te II. Mehmed tarafından fethedildikten sonra İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olmuş ve bu dönemde şehir, 700.000'e yakın bir nüfusa ulaşarak dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri haline gelmiştir. 4. Cumhuriyet Dönemi: 1922'de Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra İstanbul, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra tekrar etkin bir dünya şehri olma özelliğini kazanmış ve modernleşmeye başlamıştır. Ayrıca, eski İstanbul'un sokak hayatı ve günlük yaşamı hakkında, Balıkhane Nâzırı Ali Rıza Bey'in "Eski Zamanlarda İstanbul Hayatı" adlı eseri gibi tarihi kaynaklar da bilgi vermektedir.