"Bitlis'te Beş Minare" türküsünün hikayesi 1916 yılında Bitlis'in Rus işgaline uğradığı döneme dayanır. Hikaye, Bitlis'ten göç eden bir baba ve oğlunun şehre geri döndüklerinde gördükleri yıkım ve haraplık karşısında yaşadıkları acıyı anlatır. Olayların gelişimi şu şekildedir: 1. Savaştan sağ kurtulan baba ve genç oğlu, memleketleri Bitlis'e dönmek için yola koyulurlar. 2. Dideban Dağı'nı aşmak üzereyken, baba şehirdeki durumu merak eder ve oğlunu göndererek şehirdeki son durumu öğrenmek ister. 3. Genç, şehire yakından bakmak için dağın eteklerine iner ve bir süre sonra geri döndüğünde babasına "Şehirde yaşama dair hiçbir iz yok; sadece beş tane minare ayakta kalmış" der. 4. Bunu duyan baba yıkılır, dizlerinin üzerine düşer ve şu ağıtı yakar: "Bitlis'te beş minare, beri gel oğlan beri gel. Yüreğim dolu yare, beri gel oğlan beri gel".