• Buradasın

    Bitlis Beş Minare hikayesi gerçek mi?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Bitlis'te Beş Minare türküsünün hikayesi gerçek olaylara dayanmaktadır, ancak tam olarak gerçek olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir 13.
    Türkünün hikayesi, 1916 yılında Bitlis'in Rus işgaline uğraması ve işgal sırasında şehirden göç eden bir baba ve oğlunun, düşmanın çekilmesinden sonra şehre geri döndüklerinde gördükleri yıkım ve haraplığı anlatmaktadır 135.
    Türkü, savaşın yıkıcılığını ve vatan sevgisini anlatan hüzünlü bir eser olarak kabul edilir 3.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Bitlis'e beş minare kimin hikayesi?

    Bitlis'te Beş Minare türküsünün hikayesi, 1916 yılında Bitlis'in Rus işgalinden sonra yaşanan trajik bir olaya dayanır. Hikayenin kahramanları: Baba: Bitlis'ten göç eden yaşlı bir adam. Oğul: Babasına eşlik eden genç bir adam. Hikayenin özeti: Bitlis, 1916 yılında Rus işgaline uğrar. Şehirdeki birçok insan göç eder, şehir harabeye döner. Bir baba ve oğul, Bitlis'e geri döner ancak şehirde sadece beş minare ayakta kalmıştır. Baba, yaşadığı acıyı ve hüznü "Bitlis'te Beş Minare" türküsüyle dile getirir. Türkü, farklı versiyonlarda ve farklı hikayelerle de anılmaktadır.

    Minare neyi temsil eder?

    Minare, İslam dininin ibadet yeri olan camilerde namaza çağrıyı bildirmek ve sala okumak için inşa edilmiş yapılardır. Minarenin temsil ettiği bazı unsurlar: İslam inancı: Minareler, yerden göklere uzanan birer şahadet parmakları olarak tevhit inancını ilan eder. Emin belde: Minareden ezanların okunması, "burası emin belde, İslam beldesi" gerçeğini gösterir. Sanat eseri: Minareler, kadim medeniyetlerde bir sanat eseri olarak kabul edilir. Sembol: Zamanla minareler, şehirlerin silüeti ve İslam’ın sembolü olmuştur.

    Bitlis beş minarenin biri neden yok?

    Bitlis'teki beş minareden birinin neden yok olduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, 1916 yılındaki Rus savaşı döneminde her tarafın tahrip edilmesi sonucu ayakta kalan beş minareden birinin kayıp olduğu bilinmektedir. Araştırmacı yazar Mehmet Törehan Serdar, yaptıkları çalışmalar neticesinde bu minarenin yıllardır kayıp olduğunu ortaya çıkardıklarını belirtmiştir.