Ormancı türküsünün hikayesi, 1946 yılında Muğla'nın Gevenes Köyü'ndeki Belen Kahvesi'nde yaşanan gerçek bir olaya dayanır. Olay şu şekilde gelişir: Köy muhtarı Tevfik Cezayir ve Mustafa Şahbudak her akşam olduğu gibi dama oynamaya başlarlar. Oyunun ortasında, sarhoş orman memuru Mehmet İn gelir. Mehmet İn, bir gün önce çıkan yangınla ilgili evrakların bir an önce ilçeye götürülmesi için bekçiyi muhtardan ister. Muhtar, seçim evraklarının daha acil olduğunu söyleyerek bu isteği reddeder ve iki adam arasında tartışma çıkar. Mustafa Şahbudak, ormancının masaya yumruk atmasına tahammül edemez ve ormancıyı tokatlar. Ormancı, kamasını çıkarıp Mustafa Şahbudak’ı kolundan yaralar. Mustafa, ormancıyı korkutmak için tabancasını çıkarır ve yere doğru ateş eder. Muhtar, ormancının ikinci kez saldırmaması için Mustafa'nın elini tutar ama Mustafa tetiği çeker ve kurşun muhtar Tevfik Cezayir'e isabet eder. Mustafa, kaçmaması için ormancıya bir el daha ateş eder ve ormancı yere düşer. O sırada, arka cebinde tütün tabakası olduğu için bir şey olmaz ama muhtar çok kan kaybeder. Sonuçlar: Mustafa, en yakın arkadaşını öldürdüğü için teslim olur ve 4 yıl ceza alır. Muhtar'ın eşi Pembe, bu acıya dayanamayıp birkaç yıl sonra akli dengesini yitirir. Ormancı Mehmet İn, Kavaklıdere Orman Müdürlüğü'ne tayin olur ve doksanlı yılların başında ölür. Mustafa Şahbudak, cezaevinden çıktıktan sonra, anılarla dolu o köyde yaşayamayacağını anlayıp, Muğla'ya yerleşir. Değirmenci Tahir Usta, bu acı olayı besteleyerek Ormancı türküsünü oluşturur.