Yazeka
Arama sonuçlarına göre oluşturuldu
Albert Camus'nün Düşüş romanı, modern insanın kendi bencilliği, çaresizliği ve çelişkilerini anlatır 23.
Romanın ana karakteri Paris’li bir avukat olan Jean-Baptiste Clamence, Amsterdam’da köhne bir barda geçmişini anımsar ve kendisiyle yüzleşirken geçmişteki kesinlikler belirsizliklere, başarılar başarısızlıklara dönüşür 23.
Clamence, bir ceza avukatı olması sebebiyle, hayatını, karakterini ve davranışlarının altında yatan asıl nedenleri sorgulamaya başlar 25. Zaman geçtikçe ne kadar bencil, kindar ve kendini beğenmiş biri olduğunu ve yardımseverliğinin altında bile bencillik ve kendini beğenmişliğin yattığını fark eder 25.
Ayrıca çevresindeki tüm insanlara, kendine minnettar olan müvekkilleri ve ona hayran olan tüm kadınlara rağmen ne kadar yalnız olduğunu anlar 25.
Kitabın adı olan “Düşüş”ün en önemli tezahürlerinden bir tanesi ise Clamence'in Paris'te evine giderken geçtiği bir köprü üzerinde bir kadının intiharına şahit olmasıdır 25. Clamence, kadının köprünün kenarında durmuş denize baktığını görünce umursamamış, yoluna devam etmiştir 25. Köprüden rıhtıma çıktığı sırada kadın suya düştüğünde çıkan sesi duyar 25. Şaşkınlıktan olduğu yerde donakalır 25. Arkasını dönüp bakamaz, hatta tek bir adım bile atamaz 25. Bir süre sonra da arkasına bile bakmadan yoluna devam eder 25.
Düşüş, aynı zamanda burjuva ahlak anlayışını zekice alaya alan bir romandır 3.
5 kaynaktan alınan bilgiyle göre: