Buradasın
Al takke ver külah hikayesi nedir?
Yazeka
Arama sonuçlarına göre oluşturuldu
Al takke ver külah deyiminin hikayesi şu şekilde anlatılır:
Vaktiyle gençten bir derviş, bir tekkeye mürid olur 4. Tekkenin gediklileri, bu yeni gelen dervişi önce bir güzel tembihler: “Burada kızmak yoktur, ne denirse eyvallah vardır, sabırlı olacaksın, boyun eğik olacak, mide çok dolmayacak…” 4.
Tekkedekiler, dervişe bir hırka, bir takke, bir de teşbih verirler 4. Üzerinde bulunan eski elbiselerini ve kafasındaki yağlı külahı da çıkartıp alırlar 4. Bir süre sonra, dervişin canı burnuna gelir 4. Bakmış olacak gibi değil, bu müridliğe ne sabır dayanır ne can 4. Yüklükten eski elbiselerini ve külâhını alır 4. Kendisine verilen hırkayı, teşbihi ve takkeyi de geri koyar 4. Kapıdan çıkarken de şöyle seslenir: “Baba erenler, sizi Allah mübarek etsin 4. Verdim takkenizi aldım külahımı, ben gidiyorum 4.”
Bu deyim, hikâyesindeki mânânın aksine, “yolunda giden alışverişleri, iyi anlaşan ortakları” anlatmak için kullanılır 4.
Ayrıca, "al takke ver külah" deyimi, Rasim Öztekin'in herkesin “kavuk” diye bahsettiği takkeyi devredeceği şeklinde de yorumlanabilir 2.
Deyimle ilgili başka hikayeler de olabilir.
5 kaynaktan alınan bilgiyle göre: