• Buradasın

    9 Hariciye Koğuşu'ndaki kişilerin özellikleri nelerdir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanında yer alan bazı kişilerin özellikleri:
    • Hasta Çocuk (Anlatıcı): 15 yaşında, dizindeki kemik veremi hastalığı nedeniyle iki kere ameliyat geçirmiş fakat iyileşememiştir 12. Hassas, olgun ve cesur bir karaktere sahiptir 12.
    • Paşa: Nüzhet'in babasıdır, altmış yaşını geçmiştir 2. Batı hayranlığı olan, kendi kültürünü küçümseyen bir kişiliğe sahiptir 24.
    • Nüzhet: Paşanın kızı, 19 yaşındadır 23. Ela gözlü ve kumral saçlıdır 2. Şımartılmış, çocukluktan kurtulamamış, neşeli bir genç kızdır 23.
    • Doktor Ragıp: 35 yaşında, uzun boylu, yakışıklı ve sağlıklı bir görünüme sahip bir adamdır 23. Batılı yaşam tarzına uygun davranır 2.
    • Doktor Mithat: Hasta çocuğa yardım etmek için elinden geleni yapan, fedakar bir karakterdir 3.
    • Hasta Çocuğun Annesi: Hayatını oğluna adayan, fedakar bir annedir 3.
    • Paşanın Karısı: Anlayışlı ve sevgi dolu bir kadındır 3.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    9. Hariciye koğuşu hasta çocuk nasıl biri?

    Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'ndaki hasta çocuk şu şekilde tanımlanabilir: 15 yaşında. 8 yaşından beri dizindeki kemik veremi hastalığı ile mücadele eden. İki kez ameliyat geçirmiş, üçüncü ameliyata hazırlanan. Hassas ve olgun bir karaktere sahip. Babasını kaybetmiş ve annesiyle yaşayan. Hastane ortamını iyi bilen. Cesur, hayata ve acılarına kafa tutan. Kendi kültürüne bağlı, batıya meraklı olmayan. Aşk acısı çeken. Özgüven sahibi, fikirlerini savunabilen. Hasta çocuğun ismi romanda belirtilmemiştir.

    Dokuzuncu Hariciye Koğuşu özeti nedir?

    Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, 15 yaşındaki hasta bir çocuğun 1915 yılındaki olayları anlattığı bir hatıra defteri şeklinde kaleme alınmıştır. Romanın özeti: Baş karakterin hastalığı: Çocuk, 7 yaşından beri dizlerinde ağrı çekmektedir ve bu ağrıların nedeni bir türlü teşhis edilemez. Ameliyat ve iyileşme umudu: Doktor, tekrar ameliyat olmasını tavsiye eder ancak bu ameliyatın bacağını kaybetme riski vardır. Aşk ve kıskançlık: Köşkte, çocukluk arkadaşı Nüzhet'e aşık olur. Üzüntü ve sağlık sorunları: Nüzhet'in annesinin, çocuğun hastalığının bulaşıcı olduğunu söylemesi üzerine Nüzhet, onunla görüşmeyi keser. Tedavi ve son: Uzun süre hastanede yatıp birkaç ameliyat geçirdikten sonra iyileşme umudu olduğu söylenir ve 9. Hariciye Koğuşu'na yatırılır. Roman, bacağı hızla iyileşen çocuğun hastaneden ayrılmasıyla sona erer.

    9 hariciye koğuşu neden psikolojik roman?

    Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, psikolojik roman olarak kabul edilir çünkü: Kahramanının gözlemlerine dayanması. Psikolojik tahlillerin zenginliği. Bilinç akışı tekniğinin kullanımı. Dayanıklı insan profili. Ayrıca, romanın kahramanın sosyolojik ve psikolojik açıdan incelenmesi, onun hem toplumsal hem de bireysel duygularını ve düşüncelerini ortaya koyar.

    Peyami Safa'nın Dokuzuncu Harici Koğuşu hangi anlatım biçimiyle yazılmıştır?

    Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanı, kahraman anlatıcı tekniğiyle ve 1. tekil şahıs anlatımıyla yazılmıştır.

    9 hariciye koğuşu zaman ve mekan nedir?

    Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanında: Zaman, 1915 yılında geçmektedir. Mekânlar: İstanbul’un kenar mahallelerinden birinde, hasta çocuğun annesiyle yaşadığı ev; Hasta çocuğun tedavi için gidip geldiği hastane; Uzak akrabaları olan emekli bir Paşa’nın Erenköy’deki köşkü.

    9 hariciye koğuşunda Nüzhet nasıl bir karakter?

    Nüzhet, Peyami Safa'nın "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu" romanında şu şekilde tasvir edilir: Yaş: 19. Fiziksel Özellikler: Ela gözlü ve kumral saçlıdır. Kişilik: Cana yakın, sürekli gülen ve neşe dolu bir yapıya sahiptir. İlişkiler: Hasta çocuğa karşı şefkat duyar ve ondan 4 yaş büyük olmasına rağmen ona karşı bir aşk hissetmez. Aile: Varlıklı bir ailenin tek kızıdır. Nüzhet, kendi idealleri olan, düşünmeden hareket etmeyen bir karakter olarak da tanımlanır.

    9 Hariciye Koğuşu psikolojik tahlil mi?

    Evet, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu psikolojik bir tahlildir. Peyami Safa’nın 1930 yılında yayımlanan romanı, genç bir adamın ameliyat bekleyen bacağı ve onunla birlikte gelen hem fiziksel hem de ruhsal sancıları çevresinde gelişen hayatını anlatır. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, fiziksel acıların bireyin ruhundaki etkilerini tasvir ederken, adeta okuyucuyu ana karakterin her duygusuna ortak eder. Ayrıca, romanın psikolojik tahlillerinin yapıldığı bazı çalışmalar şu şekildedir: “Türkiye Türkçesinde Ruhsal Çöküntü Göstergelerinde Metaforik Yapılar” adlı bildiri; “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Roman İncelemesi” başlıklı makale; “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Karakter İncelemesi” başlıklı makale.