• Buradasın

    TCK ağırlaşmış yaralama nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında ağırlaşmış yaralama, kasten yaralama fiilinin, mağdurda daha ciddi ve ağır sonuçlar doğurması durumunu ifade eder 134.
    TCK'nın 87. maddesinde düzenlenen ağırlaşmış yaralama halleri şunlardır:
    • Mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması 123;
    • Konuşmasında sürekli zorluk 123;
    • Yüzünde sabit iz oluşması 123;
    • Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olması 123;
    • Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden olması 123.
    Bu durumlarda, kasten yaralama için belirlenen ceza bir kat artırılır 123. Ancak verilecek ceza, belirli alt sınırların altında olamaz 123.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    TCK 201/1 maddesi nedir?

    Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 201/1, "etkin pişmanlık" halini düzenler. Madde 201/1'e göre: Sahte para veya kıymetli damga üreten, bunları ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya kabul eden kişi, bu para veya damgaları tedavüle koymadan ve resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce: Diğer suç ortaklarını ve sahte para veya damgaların üretildiği ya da saklandığı yerleri ilgili makamlara bildirir; Verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını ve sahte para veya damgaların ele geçirilmesini sağlarsa.

    Yaralama ve yaralamak aynı şey mi?

    Evet, yaralama ve yaralamak aynı anlama gelir. Kasten yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 86-89. maddelerinde düzenlenmiş olup, bir kişinin vücut bütünlüğüne veya sağlığına bilinçli bir şekilde zarar verilmesini ifade etmektedir. Bu suç, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bütünlüğe yönelik zararları da içermektedir.

    TCK hangi suçlara bakar?

    Türk Ceza Kanunu (TCK), aşağıdaki suçlara bakar: Uluslararası suçlar. Hayata karşı suçlar. Vücut dokunulmazlığına karşı suçlar. Hürriyete karşı suçlar. Şerefe karşı suçlar. Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar. Malvarlığına karşı suçlar. Ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar. Bilişim alanında suçlar. Devletin güvenliğine karşı suçlar. Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar.

    TCK 86'ya göre kasten yaralama nedir?

    Türk Ceza Kanunu (TCK) 86. maddeye göre kasten yaralama, bir kişinin bilerek ve isteyerek başka bir kişiye fiziksel zarar vermesi, sağlığını veya algılama yeteneğini bozmasıdır. Kasten yaralama suçunun temel unsurları: Fail. Mağdur. Fiil (eylem). Kasten yaralama suçu iki temel kategoriye ayrılır: 1. Basit yaralama (TCK 86/2). 2. Nitelikli yaralama (TCK 86/3).

    TCK 86 basit yaralama mı?

    Evet, Türk Ceza Kanunu (TCK) 86. madde, basit yaralamayı kapsar. TCK 86. maddenin 2. fıkrasına göre, "Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur". Basit yaralama, kişinin vücuduna, sağlığına veya algılama yeteneğine zarar vermekle birlikte basit bir geleneksel veya tıbbi uygulama ile etkisi giderilebilecek yaralamaları ifade eder. Basit yaralama suçu, şikayete tabi olup mağdurun fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikayette bulunması gerekir.

    TCK 86 2 maddesi nedir?

    TCK 86/2 maddesi, basit yaralama suçunu düzenler. Bu maddeye göre: "Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur". Bu suç, kadına karşı işlendiğinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.

    Kasten yaralama 5237 sayılı TCK 87/1-c-1 ne demek?

    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 87/1-c-1 maddesi, kasten yaralama sonucu mağdurun yüzünde sabit bir iz oluşmasına neden olmayı ifade eder. Yüzde sabit iz, yaralama sonucu yüzde meydana gelen, estetik açıdan rahatsız edici ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyen kalıcı ve belirgin bir izdir. Bu durumun tespiti, büyük ölçüde sübjektif değerlendirmelere dayandığı için kanunun uygulanmasında belirsizliğe ve benzer olayların farklı şekilde yorumlanmasına yol açabilir.