• Buradasın

    Tasarruf iptali davası kesinleşmeden kötü niyet istenebilir mi?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Hayır, tasarrufun iptali davası kesinleşmeden (istinaf/temyiz süreci tamamlanmadan) kötü niyet iddiası ileri sürülemez. Tasarrufun iptali kararı kesinleşmeden, icra işlemleri yapılamaz ve haciz talebinde bulunulamaz 1. Ancak, dava sırasında malların elden çıkarılmasını önlemek için İİK 281/2 uyarınca ihtiyati haciz kararı alınabilir ve bu karar hemen uygulanır 1.
    Önemli Not: Tasarrufun iptali davasının kabulü ile borçlunun alacaklılarını zarara uğratmak amacıyla yaptığı işlemler geçersiz kılınır ve alacaklıya, tapu iptali olmaksızın dava konusu mal veya hak üzerinde haciz ve satış yetkisi tanınır 5.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Tasarruf iptalinde iyi niyet tazminatı ne zaman istenir?

    Tasarrufun iptali davasında iyi niyet tazminatı, üçüncü kişinin malı kötü niyetle iktisap etmesi durumunda istenir. Bu durumda, iyi niyetli olmadığını ispat eden üçüncü kişi, iptal davasının olumsuz sonuçlarından kurtulur.

    Tasarruf iptali davasında aciz vesikası şart mı?

    Evet, tasarruf iptali davasında aciz vesikası şarttır. İcra ve İflas Kanunu’nun 277. maddesine göre, tasarrufun iptali davasını ancak “elinde muvakkat yahut kati aciz vesikası bulunan” alacaklılar açabilir. Aciz vesikası, borçlunun borcunu ödeyecek malvarlığının bulunmadığını gösteren resmi belgedir. Hangi belgelerin aciz vesikası yerine geçeceği şu şekildedir: kesin aciz vesikası (İİK m.143); haciz tutanağı (İİK m.105); hacze konu malların borcu karşılamayacağına dair tutanak. Dava açılırken aciz vesikasının bulunması zorunlu olmayıp, yargılamanın her aşamasında ve hatta temyiz aşamasında dahi mahkemeye sunulabilir.

    Tasarrufun iptali davasında nakden tazmin ne demek?

    Tasarrufun iptali davasında nakden tazmin, üçüncü kişinin, iptal davasına konu olan malı elinden çıkarmış olması durumunda, bu malın yerine geçen değerden davacının alacağından fazla olmamak üzere sorumlu tutulması anlamına gelir. Bu durumda, üçüncü kişi, elden çıkardığı malın o tarihteki gerçek değeri oranında tazminata mahkum edilir.

    Tasarrufun iptale tabi olup olmadığı nasıl anlaşılır?

    Bir tasarrufun iptale tabi olup olmadığını anlamak için aşağıdaki kriterlere dikkat edilmelidir: İvazsız tasarruflar. Aciz halindeki tasarruflar. Zarar verme kastıyla yapılan tasarruflar. Tasarrufun iptale tabi olup olmadığının kesin tespiti için bir avukata danışılması önerilir. Tasarrufun iptali davası, İcra ve İflas Kanunu'nun 277-284. maddelerinde düzenlenmiştir ve bu dava, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla yaptığı tasarrufların iptalini sağlar.

    Tasarrufun iptali davasında tazminat talebi nasıl yapılır?

    Tasarrufun iptali davasında tazminat talebi, davalının talep etmesi halinde, mahkeme tarafından karara bağlanır. Tasarrufun iptali davası sonucunda, dava konusu mal elden çıkarılmış ve dava bedele dönüşmüşse, davalı üçüncü kişi, malı elinden çıkardığı gündeki değeri kadar ve davacının alacağını ve eklentilerini geçmemek üzere tazminata mahkum edilir. Ayrıca, iptal kararı ile mal veya hakkını kaybeden üçüncü kişi, eğer borçluya bir bedel ödemişse, bu bedeli borçludan geri isteme (rücu) hakkına sahiptir. Tasarrufun iptali davası gibi hukuki süreçlerde doğru ve etkili bir temsil için bir icra avukatından hukuki destek alınması önerilir.

    Muvazıa nedeniyle tasarrufun iptali davası nedir?

    Muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davası, borçlunun alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla yaptığı tasarrufların ve muvazaalı işlemlerin hükümsüzlüğünü sağlayarak, alacaklının alacağını tahsil etmesini amaçlayan bir dava türüdür. Bu dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ile 284. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davasının bazı özellikleri: Hukuki dayanağı: Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesine dayanır. Zamanaşımı: Muvazaa iddiası için zamanaşımı söz konusu değildir, her zaman ileri sürülebilir. Görevli mahkeme: Genel itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Amaç: Borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespit edilmesidir. Sonuç: Muvazaanın kanıtlanması halinde, dava konusu mal borçlunun malvarlığından hiç çıkmamış kabul edilir.

    Tasarrufun iptali davasında bedele dönüşme halinde hangi madde uygulanır?

    Tasarrufun iptali davasının bedele dönüşmesi halinde, İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 283/2. maddesi uygulanır. Bu maddeye göre, "İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taallük ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilir". Mahkeme, borçlu veya üçüncü kişiyi, tasarruf tarihinde malın rayiç değeri kadar tazminata mahkûm edebilir; ancak bu tazminat, alacaklı alacağının miktarını geçemez.