• Buradasın

    Osmanlı'da en ilginç şeriyye sicili davası nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Osmanlı'daki en ilginç şeriyye sicili davalarından biri, Üsküdar kadılığının 407 numaralı sicilinde yer alan ve Seyyid Ali Ağa ile Morsuk adlı bir gayrimüslim arasındaki borç davasıdır 1.
    Anadolu'dan gelip Üsküdar'da misafir olarak kalan Seyyid Ali Ağa, 12 yıl önce Morsuk'un kendisine 121 guruş borçlandığını iddia ederek mahkemeye başvurur 1. Ancak, Üsküdar Pazarbaşı Mahallesi'nin imamı, müezzini ve cemaati, Morsuk'un 18 yıldır Üsküdar'da olmadığını şahitlik ederek, davanın reddedilmesini sağlar 1.
    Bir diğer ilginç dava ise, İstanbul'da sarraf olan Temür ile Sivas ahalisinden olup Üsküdar'da misafir olarak kalan Seyyid Ali Ağa arasındaki borç davasıdır 1. Temür, Seyyid Ali Ağa'nın kendisinden 460 guruş borç aldığını ve yıllardır alamadığını iddia eder 1. Dört Müslümanın şahitliğiyle Temür'ün iddiaları sabit olur ve Seyyid Ali Ağa'nın borcunu ödemesine hükmedilir 1.
    Bu davalarda, imam ve cemaatin gayrimüslim lehine şahitlik etmesi dikkat çekicidir 1.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Osmanlı Devleti'nde şer'i ve örfi mahkemeler dışında hangi mahkemeler vardı?

    Osmanlı Devleti'nde şer'i ve örfi mahkemeler dışında şu mahkemeler de vardı: Cemaat Mahkemeleri: Gayrimüslim toplulukların kendi dini hukuklarına göre yargılanmalarını sağlayan mahkemelerdi. Konsolosluk Mahkemeleri: Kapitülasyonlardan faydalanan yabancı devletlerin kendi aralarındaki sorunları çözdükleri mahkemelerdi. Nizamiye Mahkemeleri: Tanzimat Dönemi'nde kurulan, şer'i, cemaat ve ticaret mahkemelerinin görevleri dışında kalan hukuk ve cinayet davalarına bakan mahkemelerdi. Divan-ı Hümayun: Osmanlı'nın en üst yargı merci olup, örfi hukuk uyuşmazlıklarının çözümlendiği bir mahkemeydi. Divan-ı Mezâlim: Türk-İslam devletlerinde en üst mahkeme olup, yargı görevinin dışında siyasi ve ekonomik alanlarda da görevleri vardı.

    Şeriyye sicillerinde kadı nasıl karar verir?

    Kadı, Osmanlı Şer'iye Sicillerinde şu şekilde karar verir: Hanefi Mezhebine Göre: Kadılar, hukukî meselelerde Hanefi mezhebinin muteber görüşlerini esas alır. Araştırma ve Kayıt: Kadılar, kararlarını sicil defterlerine kaydeder. Merkeze Bildirim: Kadılar, verdikleri kararları icranın başı olan padişaha veya sadrazama bildirmek zorundadır. Diğer Hususlar: Kadılar, veli veya vasisi olmayan küçükleri evlendirir, yetimlerin ve gaiblerin mallarını korur, vasi ve vekilleri tayin veya azleder, vakıfları ve muhasebelerini kontrol eder.

    Şer'iyye sicillerindeki belgeler nelerdir?

    Şer'iyye sicillerinde yer alan belgelerden bazıları şunlardır: İlamlar. Hüccetler. Tezkireler ve temessükler. Fermanlar, beratlar ve buyrultular. Tereke kayıtları. Narh listeleri. Esnaf teftişine ait notlar. Yangın, sel, fırtına, deprem, salgın hastalık gibi olayların kayıtları. Bu belgeler, hukuk, tarih, sosyoloji, psikoloji, sanat tarihi gibi birçok alanda önemli kaynaklar oluşturur.

    Şer’iyye Sicilleri Arşivi'nde hangi defterler var?

    Şer’iyye Sicilleri Arşivi'nde bulunan bazı defter türleri: Kadı sicilleri. Zapt-ı vekâyi sicilleri. Mahkeme defterleri. Kadı defterleri. Türkiye'deki defterlerin katalogu, Ahmet Akgündüz'ün "Şer‘iye Sicilleri: Mahiyeti, Toplu Kataloğu ve Seçme Hükümler" adlı eserinde yayımlanmıştır. Şer’iyye Sicilleri Arşivi, İstanbul'da faaliyet gösteren 27 şer'î mahkemenin toplam 9.872 adet kadı sicil defterini içermektedir. Ayrıca, Ortadoğu ve Balkan ülkelerinde de 8.000 civarında Osmanlı şer'iyye sicili bulunmaktadır.

    Şeriye sicilleri neden önemli?

    Şer'iyye sicilleri, Osmanlı tarihi ve sosyolojisi için önemli kaynaklar arasında yer alır. Bu sicillerin önemli olmasının bazı nedenleri şunlardır: Toplumsal tarih: Sicillerde, yaklaşık olarak son 500 yıllık toplumsal tarih, kültür ve medeniyetin detayları yer alır. Günlük hayat: Sicillerde, Osmanlı gündelik hayatı, aile yapısı, kadınların sosyal hayattaki rolü ve ekonomik faaliyetler gibi konular gerçekçi bir şekilde yansıtılır. Hukuk ve adalet: Osmanlı hukuk sisteminin işleyişi, kadıların görev ve yetkileri, hukuki işlemlerin onay süreci hakkında detaylı bilgiler sunar. Arşiv değeri: Noterlik işlemleri, vakıf muhasebeleri, evlilik, alım satım, imar, vergi takibi gibi konularda yapılan işlemleri ve dava kayıtlarını içerir. Restorasyon ve mimari: Bir yapının mülkiyet durumu, mimari özellikleri ve çevresindeki yapılaşmaya ilişkin bilgiler, restorasyon çalışmalarında bu sicillerden elde edilir.

    Osmanlı'da mahkemeler nasıldı?

    Osmanlı'da mahkemeler, İslam hukuku (şer'i hukuk) ve padişahın emirlerine dayanan örfi hukuk kurallarına göre işliyordu. Osmanlı mahkemelerinin bazı özellikleri: Şer'i mahkemeler: Müslümanlar arasındaki her türlü davaya bakardı. Cemaat mahkemeleri: Gayrimüslimlerin kendi hukuklarını uyguladığı mahkemelerdi. Konsolosluk mahkemeleri: Osmanlı vatandaşı olmayan zimmiler içindi. Nizamiye mahkemeleri: Tanzimat'tan sonra kurulmuş, batı tarzı mahkemelerdi. Tek hakim sistemi: Osmanlı mahkemelerinde genellikle tek hakim bulunurdu. Mahkeme kayıtları: Mahkemeler, faaliyetlerini "şer'iyye sicili" denen defterlere kaydederlerdi. Adalet teşkilatı: İlmiye sınıfı, kadılar ve kadıaskerler tarafından organize edilirdi.

    Şer‘iyye sicillerine nasıl ulaşılır?

    Şer'iyye sicillerine ulaşmak için aşağıdaki yöntemler kullanılabilir: Milli Kütüphane: Türkiye'deki birçok yerel kütüphanede o şehre ait defterlerin kopyaları bulunmaktadır. İstanbul Devlet Arşivleri: Orijinallerin muhafaza edildiği İstanbul Devlet Arşivleri'nde, fotoğraflar çalışma yapmak isteyenlere temin edilmektedir. İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM): Çalışma yapmak isteyen bilim insanlarına mikrofilm ve fotoğraflar sağlanmaktadır. Diğer Ülkeler: Osmanlı Devleti'nin hâkim olduğu sahalarda tutulan bazı şer'iyye sicilleri, Gürcistan, Bulgaristan, Mısır, Rusya, Yunanistan ve Arnavutluk gibi devletlerin müze ve arşivlerinde de mevcuttur. Ayrıca, 3 Kasım 1941 tarihinde müze ve kütüphanelere devredilen sicillerin büyük bir kısmı, 1991 yılında Türkiye genelindeki müze ve kütüphanelerde bulunan sicillerle birlikte Milli Kütüphane'ye nakledilmiştir.