• Buradasın

    İlamlı icrada icranın geri bırakılması ve icranın iadesi arasındaki fark nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    İlamlı icrada icranın geri bırakılması ve icranın iadesi arasındaki farklar şunlardır:
    1. İcranın Geri Bırakılması: Bu, borçlunun ilamlı icra takibine karşı koymasını sağlayan bir yoldur 12. İcranın geri bırakılması talebi, icra mahkemesine yazılı bir dilekçeyle yapılır ve takip işlemlerinin üst mahkeme incelemesi sonuçlanana kadar durdurulması amaçlanır 13.
    2. İcranın İadesi: Bu, bir alacaklının, ilamı kesinleşmeden takip başlatması durumunda, borçlunun kanun yollarına başvurarak takibi durdurabilmesi anlamına gelir 1. İcranın iadesi için, ilk derece mahkemesinin yeni bir karar vererek kararı kesinleştirmesi gerekir 1.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    İcranın geri bırakılması ile tehir-i icra aynı şey mi?

    Evet, "icranın geri bırakılması" ve "tehir-i icra" aynı anlama gelir. İcranın geri bırakılması, borçlunun, mahkeme kararına karşı istinaf veya temyiz yoluna başvurması durumunda, icra işlemlerinin geçici olarak durdurulmasını sağlayan bir hukuki mekanizmadır. 24 Kasım 2021 tarihli 7343 sayılı kanun değişikliği ile icranın geri bırakılması kararlarını verme yetkisi, istinaf mahkemelerinden alınarak, takibin yapıldığı icra mahkemelerine devredilmiştir.

    İlamlı icrada icranın geri bırakılmasına nasıl başvurulur?

    İlamlı icrada icranın geri bırakılması (tehir-i icra) için başvuru adımları: 1. Kararın istinaf veya temyiz edilmesi: İcra takibine konu olan mahkeme kararı, istinaf veya temyiz yoluna götürülmelidir. 2. Derkenar alınması: Kararın istinaf veya temyiz edileceğine dair borca dair kararı veren mahkemeden "derkenar" alınmalıdır. 3. Teminat yatırılması: İcra dosyasına, alacağın tamamı ve üç aylık faizi ile birlikte teminat yatırılmalıdır. 4. Mehil vesikası talebi: İcra müdürlüğünden, tehir-i icra talebi için "mehil vesikası" (süre belgesi) alınmalıdır. 5. İcra mahkemesine başvuru: Borçlu, icra mahkemesinde tehir-i icra kararı almak için dava açmalıdır. 6. Kararın bildirilmesi: Tehir-i icra kararı alındığında, icra müdürlüğüne bildirilerek icra işlemleri durdurulur. 24 Kasım 2021 tarihli ve 7343 sayılı kanun değişikliği ile icranın geri bırakılması kararını verme yetkisi, kanun yolu aşamasına göre bölge adliye mahkemeleri veya Yargıtay'dan alınarak takibin yapıldığı yer icra mahkemesine verilmiştir. Bu süreçte bir avukattan destek alınması önerilir.

    İlamli icrada borçluya itiraz hakkı var mı?

    İlamlı icrada borçluya doğrudan itiraz hakkı tanınmamıştır. Borçlu, ilamlı icra takibinde sadece borcun ödendiği, ertelendiği veya zamanaşımına uğradığı gibi özel sebeplerle "icranın geri bırakılmasını" talep edebilir. İcranın geri bırakılması, İcra ve İflas Kanunu’nun 33. maddesinde düzenlenmiş olup, bu talep icra mahkemesine yapılır. Eğer borçlu, 7 gün içinde icraya takibine itiraz etmezse, ilamlı icra takibi kesinleşir ve borçlu söz konusu borcu ödemek zorunda kalır.

    İlamli icra takibi kesinleştikten sonra ne yapılır?

    İlamlı icra takibi kesinleştikten sonra aşağıdaki adımlar izlenir: Borçlunun ödeme yapması. Alacaklının icra işlemlerine devam etmesi. İcranın geri bırakılması talebi. Mahkemenin kararı. İcra hukuku karmaşık bir alan olduğundan, bir avukata danışmak hakların korunması açısından önemlidir.

    Zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması nasıl yapılır?

    Zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması, borçlunun icra mahkemesine başvurmasıyla mümkündür. Bunun için: 1. Başvuru: Borçlu, zamanaşımı iddiasını içeren bir dilekçeyle icra mahkemesine başvurur. 2. İspat: Borçlu, zamanaşımı iddiasını herhangi bir belgeye dayandırmak zorunda değildir; zira ilam veya ilam niteliğindeki belgenin zamanaşımına uğradığı, ilgili evraktan kolaylıkla belirlenebilir. 3. Karar: İcra mahkemesi, borçlunun iddialarını değerlendirir ve icranın geri bırakılmasına veya takibin devamına karar verir. Önemli noktalar: Zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebi, icra emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır; aksi takdirde talep reddedilir. Alacaklı, icra takibini durduran icranın geri bırakılması kararına karşı, yedi gün içinde genel mahkemede dava açarak bu kararı kaldırabilir.

    İcraya itirazdan sonra icranın geri bırakılması nasıl yapılır?

    İcraya itirazdan sonra icranın geri bırakılması, "tehir-i icra" veya "icranın geri bırakılması" talebi ile yapılır. Başvuruda bulunması gereken unsurlar: Takip dosya numarası; Borçlunun ve alacaklının kimlik ve adres bilgileri; İtiraz sebebi (borcun ödendiği, ertelendiği veya zamanaşımına uğradığı); Bu iddiayı kanıtlayan noter tasdikli belge, makbuz veya resmi belge gibi ekler; Net ve kısa bir sonuç talebi (icranın geri bırakılması). İcranın geri bırakılması için gereken şartlar: İcraya konu olan bir yargı kararı (ilam) olmalıdır. İlk derece mahkemesinin kararı, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurularak üst mahkemeye taşınmış olmalıdır. İlamlı icraya konu olan bedel, teminat bedeli olarak ilgili mahkemeye yatırılmış olmalıdır. Başvuru, takibi kendiliğinden durdurmaz; ancak mahkeme haklı bulursa icranın geri bırakılmasına karar verir ve takip iptal edilir. Bu süreçte bir avukattan destek alınması önerilir.

    Bozmadan sonra icranın iadesi alacaklının daha fazla alacağının olduğuna karar verilmesi ne demek?

    Bozmadan sonra icranın iadesi, bir ilam hükmü icra edildikten sonra kararın istinaf mahkemesi tarafından kaldırılması veya Yargıtayca bozulması durumunda, aleyhine icra takibi yapılan kişinin borçlu olmadığının kesin bir ilamla belirlenmesi halinde, icra işlemlerinin eski haline döndürülmesi anlamına gelir. Bu durumda, alacaklının daha fazla alacağının olduğuna karar verilmesi, icranın iadesi sürecinin alacaklının lehine sonuçlandığı ve daha önce yapılan tahsilatların geri alınması gerektiği anlamına gelebilir. Ancak, bu süreçte üçüncü şahısların iyi niyetle kazandıkları haklara zarar verilmez. İcranın iadesi için, haksız icra takibi nedeniyle yapılan ödemelerin iade edilmesi talebiyle icra dairesine başvurulması ve sürecin uzman bir avukat eşliğinde yürütülmesi önerilir.